- 1021 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Hamam/ Ardahan Öyküleri/150 (kitap)
Sinemalar terkeylediler.
Çok rica minnet edildi. Cotturamadılar.
Ve kerhen çekildi gittiler.
"- Gidecem ha gidecem!"
"Ey canım gidecen get, seninle mi oynuycaz!"
Hamama dert değmesin. Korganın (koruyun) değmesin!
El adamları, bekarlar nerde paklanır? Yoksam!
Sarıkamış’lı İbrahim Amca "hamam"ın müsteciriydi. Aklım kestiğinde ve biz yetişen çağda. Bila istifade müşahademle. Hamamcı Abbas Dayı’nın oğlu İbrahim Efendi ailece çalışırdılar. Ki; evleri "Serhat Aslangörür" lerin hayatlı eski Rus binası evin birini kiralamıştılar. Validem onlarla "günler"de bir araya gelirdiler. Bense bu vesileyle hayatın içindeki o ev ve Aslangörürlerin konağı görmüştüm. Ev; bizim çakaturalı eve benzemiyordu. Yedi yaşında falanım. Ama analiz yapabiliyormuş: "Küçük insan."
Çocuklara: "Küçük insan derler. Kıdik vicdanlı da derler idi."
Evlerin döşemesi bizim evin tahta döşemesinden ayıramazdınız. Cilalı tahtalar açık kahverenkli. Cilasızın aleyhine süslüydü. Fikrim sempatiyle kaydı. Bizim evlere göre sempatimi gören o dakka sezerdi. Beğenmiştim burayı.
Pencereler kanatlı. İki kat camlıydı pencere. Duvarlar yağlı boya. Biz mavi çivitle boyatmıştık. Beyaz kireçle boyatmışlığımız variydi. Gözümü alan yağlı boyanın temizliği etkilediği varitti. Merdivenleri trabzanlardan hızla inerken çıkan sesler...
Çocuklar: Bayıra yukarı; bayıra aşağı, iniyoruz.
Merdivanı kıracağız.
Görsen nerdeyse diyeceğin:
- Defolun! Adamın merdivanını yıkacağsız!
Diller dillense: Diler ise şayet...
Abbas Dayı babalarıydı. Çekip çeviren her ailenin büyüğü: Babalar...
Hamamın odunu, kömürü tedarikliydi. İmza: Abbas Dayı.
Yedi yaşına girmemişim: Bila ücret. Ücrete tabii olmuyorum; para- pul ödenmiyor.
Senelerden sene idi.
Gitmişiz de; görmüşüz de!
Girişte soyunma yerler; iple ayırmıştılar. Müşterinin kendisi çekerdi örtüyle, üstünü elbisesini açınacak kabin olurdu. Patron kasası az adımladın mı kapının yanındaydı. Salonun yarısı sekilikti, hanlar da böyleydi. Esin noktası hanın yatma sekisiydi, galiba. Adamın beline gelirdi seki. Müşteri zıplayıp sekiye oturmak zorundaydı. Hoppanır!.. Ayakkabılarını açar yere bırakırdı. Nalınlar hazırdı. Sekiliğe kilimler serilmişti. Dibe doğru yastıklar; hamamdan çıktığında keyf yapmaya sırtlarına çekerdiler. Millette zevk varmış! O zamanlardan... beline Poşa peştemalı sarardın. Dört parmak eninde dik çizgiler; desenli şaldı. Havluyu ve kurulanma peştemalını kasaya cüzdanı bıraktığında alırdın. Sabon vs vs...
Kubbealtı alem hamamın içi, buhar güman verse.
Göbektaşında keseci Zurmallıyı keseliyor.
Adam doktorun elinde olura, Zurmal’lı suçukmuş hiç kıpırdanmıyor. Zurmal’lı sesini etmer.
Keseci kendi kendine:
"Uykuda mısın sevgili yarim uyan uyan.
Aç pencereni göreyim yüzünü uyan uyan."
Türküsünü söylüyor.
Lelevarkinis’den; Lelevarkinis’li kurnanın başında sıcak musluğu kapattı. Soğuğunu açtı. Suyu kararlayacak. Başına su dökünecek. Sabon kırtiğini bitirememiş daha. İki, üç saattir içerde. Helevan’lı Mal Meydanına kısrak at getirmişti. "Sattıktan" sonra boy abdesti alayım öyle yola çıkayım. demişti. Üç buçuk saattir de bu, suyu tüketiyor. Hamamcı bunları takip ediyormuş. Birazdan icap edeni uygulayacak. Esnafın da savunma mekanizmaları vardır. Lokantacı kuru fasulye sımarlayan müşterinin iki sepet ekmek yemesine dur demesini biliyorsa. Hamamcı da peştemal katında kaç kendini bilmezi dıl dıbıl meydana doğru sürüp çıkartmıştı ki. Olayın niyetselliğini bir tam idrak edelim. Helelik dur!..
Sirazkom’lu yıkanıyor. Dört saati düşmez hamamda olduğu süre. Keseci mırıldanmaya başladı:
" - Suyu belediyeden paraynan alıyor hamamcı. Sebil değil. Onlara da Kunzut’tan getiriyer veriyerler. Bila ücretle mi sanıyorsunuz? Hopa’nın altından künknen Karadeniz’den çekmiyerler ya kardeşlik!"
Kerkeden’li kaç saattir içerde. Sudan ölü çıkarırlar, eti gömgök olmuş. Aynen çopur olmuştu eti, gövdesi. Bu da lafa karıştı:
- Kaynanası güzel! Para veriyoruz! Penes vermiyoruz!
Cicor’lu Morufkalıya göz etti.
"Bu hamur çok su götürür" diye.
Lafı değiştirdiler:
- UZUN UZUN KAMIŞLAR ( UY AMMAN)
UCUNU BOYAMIŞLAR ( UY AMMAN)
BENİM NAZLI YARİMİ ( UY AMMAN)
DIŞARI YOLLAMIŞLAR ( UY AMMAN)
Cicor’lu, Morufka’lı, Sirazkom’lu, Kerkeden’li, Helevan’lı, Lelevarkinis’li, Zurmal’lı, sesleri kubbede filitre olduğundan avazları güzel çıkıyordu. Bunlar seslerinin hakikaten güzelliğindenmiş; böyle bilip duruyorlardı.
Hamamdan çıktılar. Neyse, çıkartıldılar diyelim ve ya.
Sekinin üstünde; gene çığırmaya başladılar:
" ... kamışları" söylüyorlar.
Her biri yek diğerinin sesini işitti:
" - Ne sesin varmış!" diye iltifatlaştılar.
Güzel söylediler. Hamam yaramıştı.
" UZUN UZUN GEMİŞLERRRR!... UYYY AMMANNN!"
yalçıner yılmaz
25-12-2010
gebze
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.