- 1237 Okunma
- 14 Yorum
- 0 Beğeni
Ekmeğimize Sahip Olalım.
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Sabahları uyanıp kahvaltı hazırlığına başladığımız zaman, hepimizin ilk önce aradığımız,var mı,yok mu?evdeki herkese yeter mi,yetmez mi?diye kontrol ettiğimiz, ekmektir.Ekmek, Türk mutfağının vazgeçilmezlerindendir.Kahvaltılıklar bizim için çok önemli değildir,eksikler olabilir,biraz peynir ve zeytin,sımsıcak demlenmiş bir çay güne başlamak için yeterlidir.
Olmazsa olmaz yalnızca ekmektir.Ekmeksiz kahvaltı,ütüsüz yeni bir kıyafet giymek gibidir.
Özel durumlar hariç;kilo problemi, sağlık sorunları gibi durumlar istisnadır;istisnalar kaideyi bozmaz.Kısacası,yaşamak için yiyeceğe ve ekmeğe ihtiyacımız olduğu belli.
Sabah sabah bu ekmek muhabbeti nerden çıktı diyebilirsiniz?Uzun yıllardır ,yapılan ekmek israfı, beni çok rahatsız eden bir konu olarak,aklımın bir köşesinde saklı duruyor. Edebiyat Defterindeki siz değerli arkadaşlarla paylaşmak istedim.
Çiftçilikle hayatını kazananlar bilirler;ekmeğin ne zahmetli uğraşlar sonunda masamıza geldiğini.Ancak benim gibi büyük şehirlerde doğup büyümüş,hayatında,çiftlik yaşamını yalnız filmlerde gören kardeşlerime, naçizane bir hatırlatma niteliğinde olacak yazacaklarım.
Çiftçiler buğdayı, ekim mevsimi olan sonbahar başları tarlaya saçar,kışın toprakta dinlenip yağmurlarla büyüyen ekinler,neredeyse yaklaşık altı yedi ay sonra filizlenip,yeryüzüne uzatırlar boylarını.Yazın güneşin, iklim şartlarının etkisiyle altın sarısına dönüşen başaklar,harmanlanır.Son yıllarda gelişen teknoloji ile biraz kolaylaşsa da,bir çok zahmetli işlemlerden sonra,buğdaylar toplanır,un yapılmak üzere fabrikalara gönderilir.Yanlış anlaşılmasın,ukalalık yapıp,coğrafya dersi anlatmak gibi bir niyetim yok .Sadece buğday elde edilene,unlar, işlemden geçip ekmek yapımına gelene kadar olanları hatırlamak amaçlı, anlattıklarım.Fırınlar,ekmekleri pişirip,çıtır çıtır alıcıların beğenisine sunuyor.
Biz tüketicilere düşen,yiyeceğimiz kadar ekmek alıp, ziyan edip, çöplüklere atmadan,bu çok meşakkatle sofralarımıza gelen nimete,gereken saygıyı ve değeri verip,doğru tüketiciler olmak.Fazla aldığımız ekmeği,kızartarak,buharlayarak değerlendirip;çok kurumuş olanları ,ilerde köfte içi olarak tüketmek.
Dünya, açlık sorununa çözümler ararken, fertler olarak bizler,önce kendi evlerimizden başlayarak,yakın çevremizdekileri bilinçlendirerek,ekmek israfının önüne geçmeye uğraşalım.Çocuklarımıza,kendilerinin, belki de yemek istemedikleri ekmeği bulamadıkları için,açlıktan ölen insanlar olabileceğini anlatarak,ufacıktan onlara israfın yanlış olduğunu öğretelim…
‘Komşusu açken, kendisi tok uyuyan bizden değildir’diyerek,toplumsal yardımlaşmayı öğreten çok güzel bir dine mensubuz.Çorbanın suyunu biraz fazla koyup;fakir,yaşlı kimsesiz komşularımıza sahip çıkmamız gerektiğini bildiren bir Peygamberin(S.A.V) ümmetiyiz.
Alırken imkanımız varsa,bir tane fazla alarak,bir ihtiyaç sahibine verelim.Bursa, Isparta gibi bazı illerimizde geçen yıl başlatılan,bir ekmek de sepete uygulamasını,mümkünse bir çok ilimize yayarak,ihtiyacı olanların, incinmeden , o fırınlardan lazım olduğu kadarını almalarına öncü olalım.Blogcuda, internette,okuduğum,çok beğendiğim bir uygulamanın,bizim de bazı illerimizde geçen yıldan beri’ bir ekmek de sepete,’kampanyasıyla devam ettiğini sevinerek gördüm.
Venedik’te küçük bir köyde cafe de oturan bir kişi,kapıdan giren bir adamın ‘iki kahve biri askıda deyip,iki kahve parası ödeyip ,birini içip gittiğini görüyor.Biraz sonra iki kişinin ‘üç kahve biri askıda deyip,ikisini içip kalkıp gittiklerini görüyor.Garson da askıda denen kahveler için duvardaki çiviye, üzerine not yazıp kağıt iliştiriyor.Biraz sonra , fakir olduğu kıyafetinden anlaşılan bir adam gelip, ‘bir kahve askıda‘deyip garson, parası önceden ödenmiş kahveyi adama verip, çivideki bir kağıdı alıp,indirdiğini görüyor.İhtiyacı olan incinmedi .Parayı ödeyen ve içen birbirini görmediği için ikisi de mutlu.Sevinerek yine int’ten okuduğuma göre bir iki ilde de olsa , bu uygulama ‘bir ekmek sepete ‘kampanyası ile hayata geçmiş.İsraf etmeden,yardımlaşarak,iç huzuru ile komşuluk ilişkilerimizi kuvvetlendirelim. Biraz uzun oldu.Umarım okurken sıkılmazsınız.Güneşin ışıklarını üzerimize gönderdiği şu ılık Ocak gününde, aklıma üşüşenleri paylaştım sizlerle…
YORUMLAR
DEĞERLİ AKBAŞ, YİNE GÜZEL BİR YAZİ GÜZEL BİR BAŞLIK. Yiyin için ama israf etmeyin, sözüne mensup insanlar olarak tabii ki yediğimiz ekmeğe sahip çıkmalıyız, ben o tarlalara tohum serpen biri olarak kolay elde edilmediğini bilen biriyim.
Ve "VENEDİK" deki üç kahve biri askıda’yi okurken aklıma tarihimizin tozlu sayfalarını aralamak geldi, Üsküdar semtinde sadaka ağacı olarak bilinen yer varmış, hayır sahipleri oraya yapacakları yardım(ları)bırakırlarmış ihtiyacı olanlar ise gider oradan alırlarmış, tabi daha ihtiyaçlı olan birini de düşünmeyi ihmal etmezlermiş...
Bu güzel paylaşımınızı kutlar güzellikleri gönül dünyanızda yaşamanızı dilerim. Hüseyin DAĞLAR
handan akbaş
Yazınızın konusu gerçekten önemliydi. Bir ekmekte sepete kampanyası bulunduğum ilde de var. Ben de elimden geldiğince bu sepete bir şeyler koymaya çalışıyorum.
Toplumsal duyarllığınız için tebrikler.
handan akbaş
Günün yazısını ve yazarını kutluyorum. Çok güzel bir yazıydı. Sevgiler
handan akbaş
BÖYLE BİR YAZIYI, İLK DEFÂ OKUYORUM... GÖNLÜNE VE ELLERİNE SAĞLIK: GÜNLÜK ÜRETİLEN EKMEKLERİN SAYISI KADAR.
İNSAN OLMANIN GEREĞİNİ YAPTINIZ... İMRENDİM VE TAKDÎR ETTİM.
Yazınızı okuyup, benden ziyâde sevinen olamaz...
Saygı ile Selâmımı bildirdim...
Gönlümden geçenleri, sayfamdaki ilgili yazı ile daha iyi anlata bilirim:
http://www.edebiyatdefteri.com/yazioku.asp?id=44208
.edebiyatdefteri.com/yazioku.asp?id=51319
handan akbaş | handan akbaş
Ekmeğimize Sahip Olalım.
dinimizde ekmeği borç almak haram olduğuna göre ne kadar kıymetli ve değerli bir besin kaynağı olduğu anlaşıyor.
bir ekmekde sepete koy uğlaması çok güzel bizim buralarda yok ama yeri geldiğinde bizlerde vermesini biliyoruz ki ben hergün bahçeme gelen kediler için bir ekmek fazladan alıyorum ben yerken onların aç kalmalarına taahammül edemiyorum. ayrıca venedik'deki kahve öyküsü de çok güzeldi çok sevdim uygulamalarını...
kutluyorum yazıyı.
selam ve saygılarımla.
kadiryeter
Fırıncı ve bakkallar duymasın!... Millet aç kalır.
sözün doğru anlamı; elbette, gücün varsa, çalış da- ye demek.
Saygı ve Selâmlarımla...
K.Y. kadiryeter 13.01.2010 TRABZON.
handan akbaş
Sepete koy kampanyasını kendi şehrimde bende yaşıyorum.Paylaşmanın verdiği hazzı, hiç bir değerde bulamamak gibi bir olasılık tanıyor,riyadan uzak bir paylaşım yaşatıyor insana...
Seçtiğiniz konu bir yerlerden başlamak isteyenler için öncülük edebilecek bir boyut kazandırıyor...Yüreğinize sağlık...
elemm tarafından 1/13/2010 12:50:07 AM zamanında düzenlenmiştir.
handan akbaş
handan akbaş
Bu gün çok güzel ve toplumsal bir konuya değinmişsiniz. Hepimizin dikkat etmesi gereken konular her gün, her şekilde yazılmalı sevgili Handan hanım, yazımalı ki duymayanlar duymalıi duyarlılıklarını kaybedenler duyarlı olmaları için uyarılmalı.
Çok güzeldi konu. Sevgiler yüreğinize