- 1588 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
SONBAHAR RÜZGARLARI
Her zaman çok katı bir insandı. Asla sevmemişti, bir kez bile.Zaten aşka inandığı da görülmemişti... Eşi vefat ettikten sonra tek oğluyla yalnız yaşmaktaydı ama bir kez bile oğluna sarılıp -oğlum-dediği görülmemişti. Çocuk için için üzülür ağlardı babam beni sevmiyor diye.
Babası ölürken ona bir adres vermiş ve yarım yarım anlatmaya çalışmıştı.
Usul usul adımlarla yaklaştı o eski eve yüreğinin atışlarını kulaklarında duyarak.Kapı açıktı ve pencereden giren loş ışık tozlu ortamı aydınlatıyordu.Duvarda bir fotoğrafa takıldı gözleri ve irkildi ,inanamıyordu,...karşı duvarda tebeşirle yazılmış neredeyse duvarı kaplayacak büyüklükte bir yazı -ÜMİT- sadece bu çözememişti tabii bu şifrenin ilk kelimesiydi belkide aklına yerleştirdi -ÜMİT-?
Pencerenin önündeki sandığa yöneldi, babasının bahsettiği sandık olmalıydı bu, kapağını açtığında içinde bir tomar kağıt buldu . Sararmış saman yapraklı kağıtlardı bunlar...Kağıtlar kırmızı bir kordela ile bağlanmışlardı.Ve bir pırıltı çavdı gözlerine yeşil yemyeşil bir taş.
Bu şiirleri biliyordu, babasının yatılı okulda okurken sevdiği kıza yazdığı şiirlerdi bunlar, fakat taşın ne olduğunu anlayamadı . Kırmızı kordelayı yumuşak bir hareketle çözerken,bir zamanların en gerçek aşklarından birinin kanıtı olan bu şiirlerin ellrinde tutmanın verdiği heyecanla beraber ,çözemediği bir acıyı duyuyordu içinde.Ve aklındaysa hep o kelime -ÜMİT-
Bu şifreyi çözmeliydi.Ttüm bunlara dalmışken arkasında bir sesle irkildi
-geldin mi?
ve arkasını döndüğünde bu şiirlerin yazıldığı o mucizevi kadını gördü, inanlımaz bir şeydi bu .Adama yaklaşan kadın ellerini avuçlarının içine alarak gülümsedi ve usulca
-YARIN- dedi ve adamın ellerine bir anahtar bırakarak bir toz bulutu gibi kayboluverdi...
Adam olmuş vaziyette duvardaki yazı ve kadının söylediği kelimeyi birleştirdi aklında gayri ihtiyarı
-ÜMİT YARIN-?
Ne olabilirdi diye sordu kendine ümit yarın nerede olabilir veya ne idi daha kelimelere varmıydı daha ? bilemezdiki.
Çok dolu bir isyanla
-yeterartık boğulacağım deyip kapıyı çarptığı gibi soluğu deniz kenarında aldı
artık geçmişi düşünmemeliyim dedi içinden .Bunlar gölgeler benle oyun oynuyorlar...?
ve sımsıkı tuttuğu anahtarla yeşil taşı tuttuğu gibi öfkeyle denize fırlattı...
Ve tam dönüp gidecekti ki ,büyük bir gürültüyle irkildi denize attığı anahtar ve taşın olduğu noktada o halkada bir kapı açılmıştı yuvarlak bir kapı Allahım dedi ben aklımı kaçırıyorum galiba...?ve o kapıdan girdi içerde her yerde, masalarda, duvarlarda şiirler hep sarı saman yapraklarına yazılmış ve hastaları bile iyileştiren bir- güçten- bahsediliyor o kadar kalabalık ki herkes gülümsüyor ve herkes çok mutlu...bir tanesi rüzgarla bile sohbet ediyor .
Adam ona rüzgar mı ? Rüzgarı göremezsin ki diyor, ama o diğer adam gülümseyerek -görürsün ama şifreyi çözmemişsin yarım diyor...yanına yaklaşan bir bilge ise adama, bak evlat bu evrende herşeyi görebilir insan yeterki olması gereken güç onda olsun.-diyor. Adam ellerindeki şiirlere bakıyor ve o şiirlerin bu odadakilerle aynı olduğunu hayretle görüyor.... Bu odada herkes o güçten bahsediyor ,gözleri açan,yürekleri temizleyen ve evreni yaşanılır kılan bir güç ki herkes o güçten bahsediyor ve çok mutlular.
ve bir yazı daha çıkıyor karşısına
-AŞK -HER DAİM İHTİYACIMIZ OLAN DELİLİK
Babasının ve sevdiği kadının ona verdiği bu dersi yavaş yavaş çözmeye başlıyor ,aslında yüreğinde bir sıcaklık ,bu güne dek duymadığı bir şey bu. Ve şifrenin kalanının çözmek için sabırsızlıkla bakıyor herkese heryere nerede bu son kelime nerede
güç diyor adam güç kimde
tabiiki ya güç bende
yani söylediklerini algılıyor artık
-ÜMİT YARIN SENDE-
bende diyor evet ben hayata sarılmalıyım sevmeli ve sevilmeliyim o zaman yaşıyor olacağım. Ve o çok katı yapısındaki daralmış ruhunun evrimleştiğini hissediyor...gözyaşları içinde bir bulutun içinde buluyor kendini bulut o kadar hızlanıyor ki adam tuaf bir şekilde o sabah bu düşün etkisiyle uyanıyor
evet diyor evet
-ÜMİT YARIN SENDE- yani bende sevgide. Bir rüya sonucu sevgi yetisini yüreğine kazandırdığına inandığı ölmüş babasının fotoğrafına sarılarak teşekkür ederim baba diyebiliyor ancak ve hayat dört elle sarılmaya yeni bir güne yeni biri olarak başlıyor.
Ne düştü ama diyor fakat yatağını düzeltirken bir de ne görsün yeşil bir taş ,rüyasındaki yemyeşil bir zümrüt...yastığının altında değil mi...Artık ağlamaya başlıyor.Ağlayabiliyor nihayetinde.
Hıçkırarak ağlamaya başladığı anda oğluna koşuyor,
-OĞLUM, ÜMİT YARIN SENDE...ÜMİT YARIN SENDE...
hayatında ilk kez sarılıp oğluna baba olduğunun bilinciyle bu kelimeyi tekrarladı durdu.
hayat mucizelerle doludur ...
Ayşegül Aşkım Karagöz
(rüzgar çanları)
NOT: DEĞERLİ OKUYUCULARIM BU DERS VERİCİ YAZININ ARASINDA GEÇEN YEŞİL TAŞ SİZE NEYİ İMGELİYOR BANA YAZARSANIZ O TAŞIN NE OLDUĞUNU HEP BERABER BULABİLİRİZ...SEVGİMLE KALIN.
YORUMLAR
evet diyor evet
-ÜMİT YARIN SENDE- yani bende sevgide. Bir rüya sonucu sevgi yetisini yüreğine kazandırdığına inandığı ölmüş babasının fotoğrafına sarılarak teşekkür ederim baba diyebiliyor ancak ve hayat dört elle sarılmaya yeni bir güne yeni biri olarak başlıyor.
Ne düştü ama diyor fakat yatağını düzeltirken bir de ne görsün yeşil bir taş ,rüyasındaki yemyeşil bir zümrüt...yastığının altında değil mi...Artık ağlamaya başlıyor.Ağlayabiliyor nihayetinde.
Hıçkırarak ağlamaya başladığı anda oğluna koşuyor,
-OĞLUM, ÜMİT YARIN SENDE...ÜMİT YARIN SENDE...
hayatında ilk kez sarılıp oğluna baba olduğunun bilinciyle bu kelimeyi tekrarladı durdu.
hayat mucizelerle doludur ...
güzel bir öyküydü.
saygımla.