- 1404 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
VAHŞİ YAŞAM
Yaradılış ile başlayan zamanın acımasız yüzü vahşi yaşamdır. Başlangıcı bilinmeyen kainatın nasıl biteceği de tahminden öteye gitmemektedir. İnsanoğlu, tabiatı kendine uydurmak suretiyle varlığını sürdürmek çabasındadır. Etrafında olup bitenleri incelemekte ve incelediği varlıkları taklit etmek suretiyle azami düzeyde faydalanmaya çalışmaktadır. İl çağlarda vahşi bir yaratık olan insan, zamanla değişime uğramış ve yerleşik düzene geçmiştir. Bilim adı altında inanılmaz olanaklara kavuşmuştur. Bunun yanında tanrısal düşüncelerin baskılarına karşı direnmeye çalışmıştır. Mutlak olan din ile bilim başlangıçtan beri çatışma halindedir. Bu iki kavram öyle görülüyor ki, taban tabana zıt yönlerde hareket etmeye devam edecektir. Tabiat insanlara yaşama hakkı tanıdığı sürece tarih bu çatışmalara tanıklık edecektir. Ezelden ebediyete giden tüm değişimlere sadece ve sadece zaman vakıf olacaktır. İnsanlar tarafından bugünkü düzeyine ulaşan bilimin sonsuzluğunda insanın rolü insanlığın yok olacağı zaman ile sınırlı olacaktır. İnsanlık, kendi dışında var olan ve tehlike olarak gördüğü ikinci bir yaşamı vahşi olarak nitelendirmiştir. Bunu vahşi yaşam olarak adlandırmasına rağmen; aslında çok doğal olan söz konusu yaşamı taklit etmekten de geri kalmamaktadır. Zaten yaradılış kanunlarında var olanı bulmak istemektedir. Bir kuşun uçmasını taklit etmek suretiyle uçan cisimleri keşfetmiştir. Bir köpekbalığının doğal yaşamını gözlemleyerek denizaltından faydalanmayı başarmıştır. Bilimsel düşünen ve akıllı bir yaratık olan insan, tüm varlıkları kendine uydurmaya çalışırken, aynı zamanda tabiatı tahrip etmektedir. Hayvanlar ile bitkiler, birlikte doğal yaşamın ekolojik dengesini sağlamakla ilgili görevlerini kusursuz yerine getirirken; biz insanlar kendilerini var eden oluşumu sorgulamak istemekte ve kendisinse verilen sınırlı imkanların üstünde hedeflere doğru çalışmalar yapmaktadır. Bütün oluşumlara ister din diyelim, istersek de bilim diyelim insanlığın bir başlangıcı olduğu gibi bir bitiş noktası da olacaktır. Bu yok oluştan tek sorumlu insan olacaktır. Çünkü; hayvanlar aç iken saldırır, insanlar ise doyduktan sonra saldırıyor… Hem de, vahşi hayvanları taklit ederek!.. Ve bazen bu yaptıklarına edebi (!) makyajlar yaparak: “Yaşamak için öldüreceksin!..”, “Doğanın kanunu vurana vuracaksın!..”, “Güçlü olan her zaman haklıdır!..” şeklindeki karanlık düşüncelerini insan hakları adı altında gizleyerek işine geldiği zaman işine geldiği gibi yaşamı sınıflandırmaktadır… Hatta; tüm yaptıklarına ve yapabileceklerine çoğu zaman doğa üstü varlıkların gerçekliğini tartışmak suretiyle kendisine rant sağlamak peşindedir. Ama değişmeyen tek şey olan değişim sonucunda mutlaka yok olacaktır. Buna ister bilimsel bakalım, istersek de tanrısal bakalım… Gerçekler daima haklıdır ve daima haklı olacaktır; bunun tek tanığı, olumlu ve olumsuz olmak üzere zamanın kendisidir. Bu yazımın finalini en iyi şekilde taçlandırmak istiyorum; yalan ile başlayan her şeyin sonu karanlıktır; yalan ile yalancılardan uzak olan tüm oluşumları da bilimsel olarak adlandırıyorum… İnsanlığa hizmet etmeyen bilim, kesinlikle bilim değildir. Temel değerlerimize sadık bir toplum yaratmanın tek çıkar yolu var; sağlık, eğitim ve adaleti sağlamak için tüm bedelleri ödemeye hazır bir toplum olmaktır. Yalan bir ruh hastalığıdır, yalancılar ise ruh hastasıdır. Gerçek ruh sağlığı, tabiatı korumak ve bilimi insanlık yolunda değerlendirebilmektir… “Yaradan bizleri aslan kılığına girmiş çakallardan korusun!...” Bir şiir ile bitireyim yazımı:
MEMLEKETİM (ŞİİR)
Memleket sevgisi var içimde
Bunu yaşamalı en iyi biçimde
Kılıf uydurma kirli olan emeline
Gerçek, elbet yapışacaktır beline
Kaçarım sanma mutlak sondan
Dağları yıkarım sanma soldan
İnsanlığa hizmet edenler asildir
Gerçekçi insanlar daima adildir
Memleket için çalışalım her koldan
Bizler sapar isek bu kutsal yoldan
Barışları baltalama, girerek savaşa
Saldırma, fakirin elindeki ekmek lavaşa.
Etrafta oluşursa zalim karanlık
Direnirken gösterelim kararlılık
Savaşlar yolunda gitmesin bilim
İnsan isem, yalansız konuşmalı dilim!...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.