- 315 Okunma
- 6 Yorum
- 3 Beğeni
BILDIRCIN AVI
Bir varmış bir yokmuş.
Memleketin birinde bıldırcınların bol olduğu yerlere avlaklar kurulur, bu avlakların bir sorumlusu, günün avcısını seçecek bir de kurulları olurmuş.
Bunlardan birisi de EDİPLER avlağıymış Ediplerde avlanmak meccanen olduğu ve en iyi avcı seçiminde adil davranıldığına inandıkları için, memleketin dört bir yanından gelen avcılar burada avlanmayı tercih ederlermiş. Ediplerin seçki kurulu gece on ikiden ertesi günün gece on ikisine kadar avcıları takip eder, ince eleyip sık dokurlar, o günün avcısını seçerlermiş.
Yine günlerden bir gün Ediplerin avcıları ava çıkmışlar. Ertesi gün gece on ikide alanda toplanmışlar. Heyecanla avcı seçme kurulunun vereceği kararı bekliyorlar. Seçki kurulunun sözcüsü:
“Her zaman olduğu gibi bu günde sizleri takip ettik. Avcılıkta ki hünerlerinizi değerlendirip kararımızı vereceğiz. Bizim işimizde kolay değil. Ama avcılığa bir katkımız olsun diye bu işi severek yapıyoruz. Bu gün sadece üç avcı bıldırcın ile döndü. İlk sözü çok bıldırcınla dönen avcımıza veriyorum:
“Efendim ben dağlarda gezip yorulmadım. Birçok yerde bıldırcın üreten çiftlikler var. Oradan aldım getirdim…”
Sonra uzattıkça uzatmış. Sözü bıldırcınların tüylerinin nasıl yolunacağına, nasıl temizleneceğine, nasıl yenileceğine getirmiş. Dinleyenler sıkılsa da bu uzun konuşma kurulun hoşuna gitmiş.
Sonra sıra diğer avcıya gelmiş:
“ Ben dağlarda gezdim. Bıldırcın aradım. Ayaklarım su topladı. Sonunda tekli kırma tüfeğimle iki bıldırcın vurabildim. Elimde çiftem, hatta otomatik tüfeğim olsaydı daha çok bıldırcınla dönebilirdim. Ama ben dağları, ovaları, şırıl şırıl akan dereleri gördüm. Şimdi onları anlatmaya kalksam dinlemezsiniz.”
Üçüncü avcı ağzındaki bıldırcını eline almış:
“ Benim tüfeğim de yoktu. Ağzımla tuttum bu kuşu. Benim hünerimin sizin değer ölçülerinde yeri yok. Söyleyeceklerim bu kadar. Daha çok konuşursam belki beni avlağa da almazsınız.”
Seçki kurulu karar vermekte zorlanmamış. Neticeyi açıklamışlar:
Birinci: Çiftlikten bıldırcın getiren.
İkinci: Tek kırma tüfekle iki bıldırcın vuran.
Üçüncü: Ağzıyla bir kuş tutan.
Ertesi günkü avda ve değerlendirmede buluşmak üzere dağılmışlar.
RASGELE…
YORUMLAR
N asıl güldüm ağabey anlatamam
Hala da gülüyorum
Okurken ki ilk tepkim ; 'sen olmuş bizi aşmışsın ,demek oldu ağabey
Naif bir giriş
Kırılganlıkları bile bir sevgi hamurunda yüreğinde eritebilmek..
Hele o yorum delisi bazı arkadaşların özelden özel mesajlarla yazılarına beğeni talep etmeleri..
Ağzınla kuş tutsan da kaç okuma kaç beğeni kaç yorum vv. sonuç belli
Öyle değil bence güzel ağabeyim;
Şiir ya da Yazı kurulunda arkadaşlarımızın elbette ki belli kriter ve yazım kuralları ilkelerince
bir değerlendirme yaptıkları muhakkaktır
Ama onların o gün ki ruh halleri de önemliidir
Şöyle deyim ;
Faruk Nafiz Çamlıbel şiir kitabını okudum bir gün...
koca kitaptan ruhuma hitap eden ve çok beğendiğim iki şiir vardı
üç ay sonra on şiir ruhuma düştü
haddim değil elbette am gün geldi ben " Han duvarlarını bile beğenemedim...
Şiir ruhsal bir gezinti
Yazı bir hayal dünyası
Bize ruhsal gezinti yaptıracak ve bir hayal dünyası sunacak "EDEBİYAT DEFTERİ " gibi bir portal kaldı mı
Bence yok
Öptüm ellerinden
Allaah var yazı çok güzel
Nasıl güne gelmemiş şaştım:)))))
Bedri Tokul
Evet... EDEBİYAT DEFTERİ bizim yaşam kaynağımız. Evimiz, yuvamız.
Bazen alınganlıklarımız oluyor işte...
Zaten bu yazıda bir masal !!!!
Öperim gözlerinden.
Koca Ustam benim.
N asıl güldüm ağabey anlatamam
Hala da gülüyorum
Okurken ki ilk tepkim ; 'sen olmuş bizi aşmışsın ,demek oldu ağabey
Naif bir giriş
Kırılganlıkları bile bir sevgi hamurunda yüreğinde eritebilmek..
Hele o yorum delisi bazı arkadaşların özelden özel mesajlarla yazılarına beğeni talep etmeleri..
Ağzınla kuş tutsan da kaç okuma kaç beğeni kaç yorum vv. sonuç belli
Öyle değil bence güzel ağabeyim;
Şiir ya da Yazı kurulunda arkadaşlarımızın elbette ki belli kriter ve yazım kuralları ilkelerince
bir değerlendirme yaptıkları muhakkaktır
Ama onların o gün ki ruh halleri de önemliidir
Şöyle deyim ;
Faruk Nafiz Çamlıbel şiir kitabını okudum bir gün...
koca kitaptan ruhuma hitap eden ve çok beğendiğim iki şiir vardı
üç ay sonra on şiir ruhuma düştü
haddim değil elbette am gün geldi ben " Han duvarlarını bile beğenemedim...
Şiir ruhsal bir gezinti
Yazı bir hayal dünyası
Bize ruhsal gezinti yaptıracak ve bir hayal dünyası sunacak "EDEBİYAT DEFTERİ " gibi bir portal kaldı mı
Bence yok
Öptüm ellerinden
Allaah var yazı çok güzel
Nasıl güne gelmemiş şaştım:)))))
Kıyılır mi o kuşlara güzelliklere Ağabey... Ben balık avından yanayım çokta gittim zamanında ... Ha bir de avcıların palavrasıda bol olur derler... Ben dedim herhalde ağzıyla kuş tutan birinci olur ama tam tersi olmuş. Kutlarım abim yürekten...
Bedri Tokul
Bende öyle düşünüyordum. Ağzıyla kuş tutan birinci olsun diyordum.
Ama olmadı. Bu da bir masal. Her istediğimiz olmaya biliyor.
Selam ve saygılarımla Dostum.
Muhteşem yazıların kompedanı yazar da ilgi çekici olmaz mı bir yazı?.
İlginç ve bir o kadar da sitemkerane idi.Besbelli kırıcı durumlar olmuş.Kalabalıklarda herkesin birbirini anlamasını bekleyemeyiz ne yazık ki.Gerçekler eninde sonunda ışıldamaya devam edecektir.Hayırlı akşamlar diliyor ve Üstadı selamlıyorum..Sağlıcakla.Saygıyla
neneh. tarafından 31.1.2024 20:23:41 zamanında düzenlenmiştir.
Bedri Tokul
Sözlerin için Ustam.
Kırgınlık, küslük asla...
Ama insanın olduğu yerde böyle
Ufak sitemler olabiliyor işte.
Selam ve saygıyla.
iyiymiş valla.
Dere tepe ne uğraşacaksın.
Avcılık deyince o da şans işi abi.
Kimi var en kral avlar denk geliyor.
Ben hiç ava gitmedim ava bir kaç defa balığa gitmişliğim var. Adamlar şakır şakır tutarken bana hiç denk gelmiyor. Bizim ordan Kızılırmak geçiyor. Kaç defa gittiysen ya parmak kadar bir kaç balık oldu ya da hiç.
Yazıya gelince çok güzel olmuş.
Anlamlı.
Selam ve saygılar ağabeyim.
Bedri Tokul
Nesirin bir çok dalında yazılar yazmaya çalıştım.
Hiç masal yazmamıştım.
Bu yazıyla da onu denemek istedim
Suat gardaşım.
Masal deyip geçmemek lazım.
Her masaldan da çıkarılacak bir ders mutlaka vardır.
Teşekkür ve saygıyla.
GARDAŞIM BENİM.