- 274 Okunma
- 4 Yorum
- 3 Beğeni
İZLERİMİZ
Doğumevlerinde anamız domur domur terlerken, babalarımız heyecanla volta atar koridorlarda. Ebenin:
“Gözünüz aydın “Bir oğlunuz ya da, bir kızınız oldu“ müjdesiyle gözleri ışır. Dünyaları sahiplenir.
Bazen de;
Köyün ya da kenar mahallenin yaşlı ebelerinin deneyimli ellerinde geliriz Dünyaya.
Bazı evlerde de sevinilmez doğumlara:
“Bu kaçıncı be karı. Doğurma artık” denilir. Suçlanır kadınlar.
“Ben bunları anamın evinden getirmedim ki.” Diyemezler, susarlar.
Yanaklarımız pamuktur. Gözlerimiz ışıktır. Analarımız canlarından can verirler. Önce sürünürüz, sonra ayağa kalkarız. Kollarımızı açar, seviniriz yürüyoruz diye. Günler günleri, yıllar yılları katar önüne. Serpilir büyürüz.
Okullara gider, kendimiz oluruz. Öğretmenlerimizin verdiği ödevleri yazarken, yüreklerimize batırır elimizdeki kalem sivri ucunu:
” Sen en çok Türkçe öğretmenini seviyorsun. O da seni seviyor. Sana Kitaplar veriyor okuman için. Okudukça yazma duygun depreşecektir. Okuyacak ve yazacaksın. Bana görevler vereceksin “der.
Başlarız yazmaya,
Görürüz gördüklerimizi, duyarız duyduklarımızı, okuruz okuduklarımızı yazarız.
Bazen eskilere döner anılarımızı, bazen hayaller kurar hayallerimizi yazarız.
Bu bazen mizah, bazen dram, bazen şiir olur.
Yazdıklarımızın edebi değeri olsun, olmasın önemli değildir.
Önemli olan edebiyata verdiğimiz emektir. Hizmettir. Hizmetçiliktir.
Önceleri beğenmezsin yazdıklarını. Yırtarsın. Tekrar tekrar yazarsın. Zamanla olgunlaşırsın. Yazdıklarım okunsun, duygularım paylaşılsın istersin.
Bu tatlı hastalığa tutulmuşsundur bir kere
Yazmaktan vaz geçemezsin. Sait Faik gibi:
“Yazmasam deli olacağım” dersin.
Edebiyat; yedi sanat dalından biridir. Hayatla sanat arasında derin ve efsunlu bir ilişki vardır. Hayata farklı bir açıdan bakmaktır yazmak. Sıradan olayları görmek, göstermektir. Buz üzerindeki zamanla kaybolacak izleri kaydetmektir. Geçmişi zamana taşımaktır.
Ya tavsiye, ya da tesadüf bu siteye düşer yolun. Önceleri okey masalarındaki yancı gibisindir. Sonraları, okunur, yorumlar alırsın. Okuyanlarımız, okuduklarımız, takip ettiklerimiz olur. Bizler farklıyızdır. Ayrıcalıklıyızdır. Diğer insanlara benzemeyiz.
Ömür süreli, ölüm kaçınılmazdır. Doğar palazlanır ihtiyarlar ve ölürüz. Deprem, sel, kaza, hastalık olmazsa bu hep böyledir.
Yazdıklarımız kalemlerimizin izi, yüreklerimizin sesidir. On gün, on ay, on sene belki de daha fazla yazdıklarımız burada kalacak, isteyenler yine açıp okuyacaklardır.
Hadi geçin klavyenin başına.
Yazın.
Yazın.
Yazalım…
YORUMLAR
"Yazın.
Yazın.
Yazalım…"
Çocukluğumdan beri o kadar çok "okuyalım, okuyun" uyarısına denk geldim ama yazma telkininin çok nadir olduğunu gördüm. Sizin yazınız da bu nadirlerden biri. Bir o kadar da güzel. "Her iyi okur aslında yeteneksiz bir yazardır: Yazamadığı için okuyordur" gibi saçmalıklar cesaretimizi kırmasın, yazalım. "Koş Ali koş" da yazalım. Mümkünse Ali'nin o kadar koştuktan sonra vardığı yerde ne yaptığını da yazalım. Yeter ki yazalım. Saygılarımla.
Bedri Tokul
Benim ne demek istediğimi
Ne güzel özetlemişsiniz.
Bu mutluluk yeter bana.
Selam ve saygılarımla.
Sağ olun.
2009 yılıdır benimde edebiyat siteleri ile ilk tanışıklığım. İlk yazdıklarımı ekleyince çok eleştiriler aldım o zaman ki site yöneticilerinden. Orta ve lisede de hiç kompozisyon yazamaz hep zayıf alırdım. İnsan yazdıkça olgunlaşıyor ağabey. Tabi okumayı yazma ile beraber yürütmek lazım. Bu sitelere makara kukara diye de giren bir dolu insan var, bir müddet sonra bıkıp çıkıyorlar zaten onlar. Bizde tutku olmuş okumak ve yazmak, adeta bir terapi başka bir deyişle... Tabi bu arada sen gibi bir çok arkadaş ile de kurduğumuz dostluklar samimi ilişkiler de güzel... Bir zaman bir araya geldiğimiz çok şair ve yazar dostlarda oldu Ankara'da Denizli de başka başka yerlerde... Ne diyelim okumak ve yazmak soylu bir eylem Allah ayırmasın bizi bunlardan son nefese kadar... Kutlarım yürekten Abim selam ve saygılar...
Bedri Tokul
Güzel sözlerin için.
Ben de bu sitenin İzmir'deki bir toplantısına katılmıştım.
Daha sonra da Yozgattaki bir etkinliğe katıldım.
Yazılarından tanıdığın kişilerle yüz yüze tanışmak çok güzel oluyor.
Keşke bu işlerden anlayan bir üyemiz bir etkinlik düzenlese de
Bir araya gelebilmek.
Bu siteyi kurandan da yönetenden de Allah razı olsun. Burada yazıyor,
Okuyor mutlu oluyoruz.
Can dostum samimi yorumun için
Teşekkür ederim.
Selam ve saygıyla...
Bedri Tokul
Benim ki acizhane bir dilek.
Selam ve saygıyla...
Çok güzel bir konuya değinmişsin.
“Çocuk bilmem neyinden belli olur” ona benzer bir söz vardı. Hatırlayamadım. Yaşlılık işte.
Ta ilkokul öğretmenim ben ve bir arkadaşım için “Bunlar okuyacak bana mektup bile yazacaklar” demişti.
Okuduk.
Diğer arkadaş iyi bir şair. Ama “Şiirlerim çalınır” korkusuyla yazıya dökmüyor. Onunla ilgili “Şiirsiz Şair” diye bir şey bile yazdım. Adamda yazma tembelliği var yazmıyor. “Kafamın içinde” diyor.
“Kafayın içinde ölüp gideceksin yaz” diyorum ama yazmıyor.
Ama biz yazıyoruz iyi kötü.
Hep söylüyorum yazdıklarımız kesinlikle bizden fazla yaşayacak.
Gene aldın götürdün. Ve 12 den vurdun.
Okuyacaksın bir de.
Okur-yazarız çok şükür :))
Okuduğun da dikkat edeceksin.
İnce Memed’de “ve” olduğunu bulup efsaneyi yıkacaksın. (Sayfa 13 de var)
Selamlar saygılar ağabeyim.
Suat Zobu tarafından 29.1.2024 09:06:31 zamanında düzenlenmiştir.
Bedri Tokul
Bir anlamda da;
Aynı yöne bakmak, aynı şeyleri düşünmektir dostluk.
Biz öyleyiz seninle.
Ne mutlu bana.
Ömrümün son demlerinde
İkramiyemsin sen benim.
Selamlar. Saygılar
GARDAŞIM BENİMMM...