Din Cerrahı
Kimi zaman yazının başlığını önce yazar, devam ederim yazmaya, kimi olur yazıyı bitirir öyle başlık koyarım. Bu yazı başlığı konulmuş olarak devam edecek mi, bilemem..
Destur Tanrım, Destur Yüce Allah’ım, Destur Ra’m, Destur Yehuda’m, Destur Odin’im, Destur Zeus’um! Birbirlerinin fotokopisi olanlar destur..
Destur üçler beşler yediler, Kuran’a binip dalgalanlanar, İncile binip algılananlar, Destur taşlara sembol çizen çekiç ve çivi sahipleri... Ya Hu... Bir nefesim bi nefesim... Gök Tengri’yi dillendiren, Allah’ı sözlendiren, Zeus’u biçimlendiren, Kiliseye renkli çam takanlar, kiliseyi çanla süsleyenler, Camiye kubbe takanlar, Cami’ye insan sesi koyanlar, Destur 5-6 bin yıla, destur... Hu Erenler... İlahiler, dualar, kefenler küllere, küller kefenlere... Doğan ölüme, ölüm doğana... Hiç doğmayan ve hiç ölmeyenlere destur...
Mevlana ne bilecek Japonu, Kızılderiliyi, Bize anlatılan Peygamberler nerden bilecek İnkayı Azteği, Yunus’um nerden bilecek klavyeyi, gökteki uyduyu, uydudan sinyal alıp veren tuşları... Halifeymiş, Papaymış, Şeyhmiş Papazmış, Kralmış, Lordmuş, Han’mış Hakan’mış. Evliyalar, Azizler destur gönlünde Tanrıyı Allahı Rayı Zeusu misafir edenler... Destur dostlarım, nesildaşlarım tüü tüü maaşallah...
Yahu Dünyevi, sigortan mı attı nedir, hayırdır, hayır mı şer mi nerden bileyim üstadım. Sanki kocca Tanrı, böyyük Allah ( diğerleri de zikretmeyelim siz anlayın) kendini biliyor mu ki, beni seni onu bizi sizi onları bilsin. Güldürme beni üstadım. "Ben ağlarım dün ü günü", sen gülerek mi doğdun ya hu üstad. Yok leyn ben de zırlayarak gelmişim dünyaya... O zaman ne sorarsın neyin ne olduğunu, sanki bilmez misin kendini. Leyn git işine man kafa Dünyevi, internet manyağısınız lan siz, ya hu sanki siz kitap manyağısınız da, ya hu ellerin yazdığı bilgileri sen bilemedin mi, Tanrının ne bildirmesi gerektiğini çözemedin mi de bizim nesle laf atarsın üstad. Hu erenler, üstadım destur...
Tüh tüh Dünyevi, felak nas ihlas aşkına tüh tüh nazar değmesin sana Dünyevi.. Gülme üstad biraz ciddiyet please. Leyn niye gülmeyeyim, kafayı kırmışsın, başına bela açacaksın, git kumda oyna sen, girme din ameliyatlarına sen kim cerrahlık kim leyn...
Yaşım olmuş 42. Korkudan edeceğim donuma böyle biline. Ya hu bu insan ne kadar cahil, ne kadar vahşi, ne kadar tapıcı bir geçmişimiz var dünyada.. Beni korkutan ne Tanrıdır ne Allah, korkmam Allah’tan da Tanrı’dan da onlara tapanlardan korktuğum kadar. Siz de korkun nesildaşlarım, z kuşağı kardeşlerim, sizler de titreyin Y’ler..
Koca kocca valiler camiyle kiliseyle güdüyor milleti, Kocca kocca adamlar kendi akılları yokmuş gibi Papanın elini öpüyor, Halifeye boyun büküyor... Kocca kocca devletler tapıcıların oyuncağı olmuş çıkmış. Ne de olsa bilirler tapıcı olmayanların yününden derisinden sütünden etinden nemalanamayacaklarını ...
Dünyevi, efendim üstadım. Başı çıkan çivinin başını çekiçle ezerler bilesin. Bilmem mi Kilisenin zulümlerini üstad, çeşit çeşit işkence yöntemlerini, bilmem mi Caminin Havranın Tapınakçıların zulümde çağ atladıklarını... İşte meydan er mi yaman bey mi...
Üstad, ben sıvışıyorum, kıyısından köşesinden uzayıp gideyim en iyisi di mi? İyi edersin Dünyevi... Sıvış, vallaha bağırsaklarını deşerler, başını ayırırlar gövdenden, çivili fıçıya koyar yuvarlarlar, canlı canlı yüzerler derini, canlı canlı ateşe verirler seni... Sanki yapmadıkları şey mi üstadım. Sende mi onlardansın yoksam ya hu... Kıvırtır durursun ya.. Uleyn Dünyevi nerenle okuyorsun şiirleri yazıları git başımdan, dellendirme beni... Delinin dellenmesine ne hacet üstadım.
Sağlığın sıhhatin nasıl, iyi misin, hallice misin? Yürü Git Dünyevi tavuk muyum ben de yemliyorsun beni. Ben dalga mıyım ki deryalık yapıyorsun bana üstad.
Eee daha daha nasılsınız?
Bu yazı istediğim şekilde yürümüyor, üst paragraf alt paragrafa ilgisini kaybediyor, sonu başına denk gelmiyor, ben bu işi beceremeyeceğim galiba..
Tapıcıların şerrinden Taptıklarına sığınacaksak işin sonunda, yandı keten helva.
Dünyanın yüzde 60’ından fazlası tapıcı, tapıyor. Neyleye bilirsin ki üstünlük zaten onlarda. Yahu Dünyevi yüzde 40’ı deist mi oldu agnostik mi oldu, dinsiz mi oldu ne diyon sen, nereden çıkarıyorsun bunları. Tanrı neresinden yarattı ise iç ve dış alemleri hatta kendi alemini ben de oramdan çıkarıyorum üstad. Lakin aramızdaki bariz fark ben ölümlüyüm işte, o sonsuz hadsiz yüzsüz ve ulu yüce, bilgisi çağımızdaki anonim bilgiyi de aşıyor, zaten bilginin kendisi galiba Tanrı veya Allah.
Ben bilginin ne olduğunu bilemem, o yüzden cahillik boyumuzu aşmış tsunami gibi, önüne katmış beni, çarpıyor beni kayalara, taşlara, uçurumlardan vuruyor mermer gibi zemine. Kafatasım onlarca parçaya ayrılmış, kemiklerimden biri yüz metre ileriye fırlamış, ciğerlerim yayılmış etrafa, bağırsaklarım yılan gibi serpilmiş oraya buraya... Kalbim, kalbimi bulamıyorum üstad, kalbim nerede benim, geldi mi sizin oralara. Ah üstad, eski kuşak üstad, ah üstadım ah...
Vah Dünyevi vah sana.. İflah olmazsın bundan kelli... İlaç merhem dikiş iğnesi yara bandın var mı üstadım, şu dağılan parçaları bir elden geçirelim. Geber Dünyevi, gebermek ölmek yakışır bundan sonra sana.
Üstad ya hu, sen çok mu yaşayacağını zannediyorsun. Hadi gel birlikte ölelim... Nedir bu yaşam sevgisi, yaşamak hırsı..
Alan Tanrı Veren Tanrı, bize dokunur mu hayrı..
Muhammedin hastasıyım üstad, amcasının canına okumuş valla, İbrahime hayranım kırmış atasının mabedini... Ya sen, anca işin gücün dedikodu, ya ben işim güçüm çar çur boş teneke...
Üstad yahu, hangi peygamber ödedi doğalgaz faturası de bakem bana, hangi velinin interneti kesildi zırt bırt, hangi papazın suyunu kesti belediye..
Şamanmış, dumanmış, göklerden gelenmiş... Ben o göklerin geldiği yerden gelmedim mi üstad, peki sen göklerin karanlığa gömüldüğü yerden ışık saçmadın mı yıldızlar gibi, boşuna mı üstadım diyoruz sana. Ya hu bu çağda tapınmak da ne demek? Aklını peynirle mi yedin yoksa rafadan yumurtayla mı, Tüü, boyun posun devrilmesin, ağrımasın dişlerin, sızlamasın böbreklerin, sağlığın sıhhatin baki ola...
Hadi Dünyevi, git zıbar, ya hu Dünyevi rüyanda da yazı yazıyo mun la sen, sallayıp duruyo mun kelimeleri bir o yana bir bu yana... Hiç sorma üstad, uykular da Mecnun olmuş uykusuzluğa...
Aşağı yukarı 100 yıldır insanlar bir şekilde bir araya gelmiş insan hakkıdır, anayasadır, cins haklarıdır, hukuk herkese lazımdır, ortak sözleşmedir didinip duruyor, bizim halimize bah hele. Hala 2-3 bin yıllık hikayelerle bizi tavuk gibi yemliyola ahanda ranza.
Üstad yakarsa dünyayı, çıkartırsa 3. dünya savaşını sizin akranlar çıkarır... Bizlerden de Y’lerden Z’lerden, Alfadır, Elifdir, Betadır, Cimdir kuşaklarından da size uyan olursa, harbi yandı sönmemecesine bu dünya...
İyisi mi yanalım, yanalım, yanmamızdan kimse zarar görmesin yeter ki..
Bireysel Devletler veya Milletler veya Bireysel Ulus veya Alemler bu çağdada mı çalmayacak kapımızı üstad?
Benim nesillerden ne koyun olur ne tavuk lakin olsa olsa denizanası olur galiba.
Ya hu o kertenkeleler nasıl da koşuyor zeminin üstünde, tankların da kertenkele gibi hareket ettiğini düşünsenize, ne bina kalır ne apartman di mi? Altında ezilen kafataslarını, gövdeleri, kolları baçakları bir düşünün... Eze eze kıtanın bir tarafından girer diğer uçundan cumbur lop suya.. Ölüme de alıştırdı bu dünya bizi..
Bakalım hangi eski kuşak zihinli ilk nükleer savaşı başlatacak.. Bir de bizim nesillerden biri basıyormuş o ilk tuşa.. Hüsran... Ver elini dünyanın her yerinde nükleer patlama, ne piramit kalır ne kabe, ne papa kalır, ne de buda.
Bizi kurtarsa kurtarsa bu dünyadan uzaylılar kurtarır, onlar da ne yapar bizden meçhul. Kanımızı çekseler salça yaparlar belki, beynimizi sökseler ızgarada köfte...
Kahve mahve yok bu gece. Sigarayı bırakacadım yemedi tıpa... Yak üstad , yak nesildaşım ordan bir tane de sen, üfür Tanrıya, Allah’a... Belki dumanımızdan anlar cayır cayır yandığımızı da bir rahmet eyler...Nerde??? Nerede?
Onda bunda şundadır... Olanın olduğuna, ölenin öldüğüne, yananın yandığına, kananın kandığına, sananın sandığına hu erenler... Hu..
Tapınmakmış, hadi leyn köfte...
...Y...
YORUMLAR
merhaba Yinsani
Yine kahkahalarla okudum harika yazınızı.
Sizi gönülden desteklediğimi bilin. İki ayaklıların yazdıklarını boş vereli çokkkk oldu.
Ama final harikaydı. Bütün yazının özetiydi bence. ''Tapınmakmış, hadi leyn köfte''
Köftenin yanına ne verimm abime. Soğanlı sirkeli fasulye piyaz kabul müdür.
İstersen 1 duble, 1 kadeh destur dediklerimiz ne verdiyse çilingir sofrası..
Bir kaç salata, bir kaç meze isteyene kuruyemiş....
Köfte tek kalmasın yazık olur.....
''Tapınmakmış, hadi leyn köfte'' hala gülüyorum.
yazın dostum hep yazın.....
Selam sevgi ve mutlulukla kalın hep..
Yinsani
:)) M U H T E Ş E M !....Bunca destur ne ola ki?..Zinhar yasaklar kalka!..Din cerrahları konulsun katafalka..Zira kutsal emirleri kesip kesip budarlar.Toplayıcılıkta bir devrim,sarf etmeye gelince çidarlar.Kilisede-havrada, günümüzde sefa süren devranda çok din cerrahları var ellerinde putları.Tütsüde kirli çaputları.Ellerinde ipleri gezer Liliputları.Galeyana gelir gulyabaniler.Elde meş'ale gece yürür zebaniler..Yine döktürmüşsünüz klavyeden tuşlardan.Rahatsız olmasınlar son çıkan rötuşlardan.Bam teline mızrabı belli hızlı vurmuşsun.Yazdığın eserleri meraklılara duyurmuşsun.Yazmıyorsun bir kere Vatan-Millet-Sakarya !..Bir kısım zevat derki; yaşıyoruz angarya.
Hep yazın siz, hep yazın.zülfüyare dokunsun, kapalı devre
okunsun.Üstadı selamlıyorum.Sağlıcakla.Saygıyla.
neneh. tarafından 23.1.2024 01:17:44 zamanında düzenlenmiştir.
Yinsani
Kafa saat, zeka tavan, bilgi gani...
Sorarsın sorgularsın kulaklar sağır diller lâl.
Uyuyamaz kalkar yazarsın.
Klavyenin başına geçtikten sonra harfler köy meydanındaki çeşmenin
tıpası çekilmiş gibi. Kelimeler, cümleler şırıl şırıl, debisi yüksek...
Akıllı adamsın akıllı...
Öperim gözlerinden.