- 678 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
KÜLTÜRÜMÜZ KÜRESELLEŞİYOR MU?
Kültür bir toplumu ayakta tutan en büyük değerlerden biridir. Küreselleşme modernleşme adı altında toplumlara kültür değerlerini yitirmelerini vaat ediyor.
Küreselleşmenin sonucu kültürel küreselleşmedir. Küreselleşme sürecine gerek ekonomik yapılanmaya ,gerek evrensel değerlere,gerekse teknolojik değişimlere ayak uyduramayan toplumlar kültürlerini yitirmeye,tek bir kültüre mahkum olamaya zorlanmaktadırlar.
Toplumların yerel kimlikleri üzerinde bir baskı oluşturulmaktadır.Özellikle içinde farklı kültürleri barındıran toplumlar açısından küreselleşme bölünme veya yok olma tehdidi anlamına geliyor.
Kültürel küreselleşme dünyayı hızla aynı yiyecekleri yiyen,aynı markayı giyinen bir kültüre doğru sürüklemektedir.Kültürel küreselleşmenin hızlı bir şekilde yaşanmasındaki temel nedenlerden bir de kitle iletişim araçların her geçen gün çoğalıp gelişmesidir.
Tek bir kültür oluşturmak,tek bir kültür çatısı altında toplanmak mümkün müdür? İnsanları tek bir kültür çatısı altında toplanmaya zorlayarak bu mümkün kılınmaya çalışılıyor,fakat bu süreçte kendine,ailesine,yaşadığı topluma yabancılaşmış nesiller oluşturuluyor,bu da tek bir kültür çatısı altında toplanmanın ne kadar imkansız bir şey olduğunu ve aynı zamanda bu sürecin toplumlara çok büyük yıkımlar verdiğini gösteriyor.
Sanayi devriminde etkili olan üretim teknolojisi, yerini günümüzde bilgi ve bilişim teknolojisine bırakmıştır. Bu bilgi algılayışındaki değişme toplumun sosyo-kültürel unsurlarında ve siyasi kanatlarda etki sahibi olmaya başlamış, bilgi bilişim teknolojisiyle beraber belli ülkeler kendi sistemleri için, gerek askeri alanda ihtiyaç olan silah, teçhizat, gerekse bilişim dünyasına egemenlik kurmak amaçlı bilgi teknolojisini kullanmaya başlamışlardır. Kapitalist sistemin etkisiyle beraber özellikle dünyaya yön veren kapitalist ülkelerin tekeline geçen küreselleşmenin, sömürgeci yönü ortaya çıkmaktadır.
Bu süreçte dünya ölçeğinde hızla esen değişim rüzgârları, her alanda olduğu gibi siyasal yapılarda da köklü bir dönüşümü beraberinde getirmiş, bu dönüşüm gerek uluslararası sistemde ve gerek ulusal ve uluslararası düzeylerde yeni yönetişim modellerini kaçınılmaz kılarak, ulus-devletin geleneksel yapısında ve yetki ve işlevlerinde bir farklılaşmaya yol açmıştır. Uluslararası örgütler,çok uluslu şirketler ve bireyler,devletin yerini almaya başlamıştır.
Ülkemizde 1980 yılında Özal döneminde küresel kapitalizme geçiş hızla başlamış 2002 ‘den itibaren ise AKP hükümetleri ile birlikte küresel kapitalizm ülkemizde daha etkili hale gelmiştir.Bu gün ülkemizde bireysel istekleri ön sırada,tüketime hazır insan özellikleri artmıştır.Toplumun farklı ideoloji,inanç,bölge farkı olmaksızın kapitalizmin etki alanına girmiştir.Dindar,ateist,doğulu,batılı,köylü,kentli fark etmemektedir.
Küreselleşmeye dahil olmak ve bunlardan yararlanabilmek oldukça önemlidir. Küreselleşmeye başarılı bir şekilde dahil olmuş olanlar, dünyada hiçbir sorunun olmadığı, rahat yaşamların sürdüğü ülkelerdir.Biz gelişmekte olan ülkeler
gurubundayız. Küreselleşmeye ayak uydurmaya çalışan gelişmekte olan bizim gibi ülkeleri gelecekte büyük bir tehlike beklemektedir.
Kültürel küreselleşme karşısında dünyadaki değişimlere karşı bizlerin kendi iç dinamikleriyle hareket etmesi,öz değerlerini muhafaza ederek yeniliklere cevap vermesi,bireysel özgürlükleri güvence altına alıp yayarak,toplumun etkileşimini güçlendirerek siyasal bütünlüğü ve kültürel farklılıklarımızı korumamız gerekmektedir.
Kapitalizmin köleleştirici tüketim silahına karşı,toplumu düşünen,kişisel hazlarını kontrol edebilen,tüketici değil,üretici olan bir toplum haline gelebilirsek ancak kapitalizmin köleliğinden kurtulabiliriz diye düşünüyorum.Selamlar,saygılar.
YORUMLAR
maalesef bilgi ve teknoloji çağı öz kültür kaybının yanında manevi birçok şeyi de aldı götürdü ve götürmekte. duygularımız sığ, özel hayatımız herkesin gözünün önünde hatta bunun için özel bir çaba sarf edildiğini düşünüyorum. bilgi çağı ama bizim bundan anladığımız ve uyguladığımız sosyal medya üzerinde ne kadar daha fazla boş zaman geçirebilirim. artık, araştırmaktan yoksun, kafa yormaktan uzak, her duyduğunu kabullenip anlatan hesaplarda paylaşan bir nesil yetişiyor.
bu yazıya hayır demeyi çok isterdim fakat durum ortada. saygılar.