- 496 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
YALANLA TARİH YAZILMAZ
YALANLA TARİH YAZILMAZ
Dr. Sadık Özen
YALANLA TARİH YAZILMAZ, YALANCILARA VE AYRICALIKLARA DA YATAKLIK YAPILAMAZ.
ATATÜRK DÜŞMANLIĞI YAYGINLAŞTIRILIYOR. NE YAZIK Kİ BAZI TELEVİZYON KANALLARI DA BU MENFUR OLAYA ARACILIK EDİYOR. BİRAZ ÖNCE BİR TELEVİZYON KANALINDA TARİHCİ YAZAR DİYE GENÇ BİR AYRILIKÇI KADIN YAYINA ALINDI VE İÇİNDEKİ ATATÜRK DÜŞMANLIĞINI KUSMASINA İZİN VERİLDİ. BUNU YAPANLARI ŞİDDETLE KINIYORUM.
BEN 1934 MART DOĞUMLUYUM. ALLAHIN BİR LÜTFU OLARAK SON DERECEDE GÜÇLÜ BİR BELLEĞE SAHİBİM. BENİ TANIYANLAR VE YAZDIĞIM KİTAPLARI OKUYANLAR BU NİTELİĞİMİ YAKINDAN BİLİRLER.
ARADAN GEÇEN UZUN YILLARDAN SONRA DERSİM’DE YAŞANAN İSYAN HAREKETLERİNİ MASUM GÖSTERİLME ÇABASINA GİRENLER NE YAZIK Kİ GERÇEKLERİ YANSITMIYOR VE TEK TARAFLI OLARAK TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN KURUCULARIYLA İLGİLİ TAMAMEN YANLIŞ VE KASITLI BEYANLARDA BULUNUYORLAR.
1938 YILININ SONBAHAR AYLARINDA 4-5 YAŞINDA İKEN BU KONUDA TANIK OLDUĞUM ŞEYLERİ HİÇBİR KATKIDA BULUNMADAN VATANDAŞLARIMLA PAYLAŞMAYI KENDİM İÇİN KAÇINILMAZ BİR GÖREV SAYIYORUM. BEN BU TARİHÇİ BOZUNTUSUNUN ANLATTIKLARININ YANLIŞLIĞINI, O KÜÇÜK YAŞIMDA EDİNDİĞİM BİLGİLERLE BİZZAT KANITLAYACAK DURUMDAYIM.
O DÖNEMDE KANGAL’DA YAŞAMAKTAYDIK. BABAMINTERZİ DÜKKANI VARDI. HEMEN KARŞISINDA DA BİR PARK BULUNUYORDU. BİR ANDA İLÇEDE, DERSİM HAREKATINI BASTIRMAKTAN DÖNEN ASKERLERİN DİNLENMEK ÜZERE DÖNÜŞ YOLLARI ÜZERİNDEKİ KANGAL’A GELDİKLERİ VE SÖZÜNÜ ETTİĞİM PARKTA KONAKLADIKLARI HABERİ YAYILDI. BÜYÜK KÜÇÜK BÜTÜN KANGALLILAR ASKERLERİ GÖREBİLMEK İÇİN BU PARKA AKIN ETTİLER, ASKERLERE İKRAMLARDA BULUNDULAR VE ONLARA SEVGİ GÖSTERİLERİNDE BULUNDULAR.
BU ARADA SEFERDEN DÖNEN BAZI SUBAYLAR DA BABAMIN DÜKKANINA DAVET EDİLMİŞ KENDİLERİNE İKRAMDA BULUNULMAKTAYDI. ASKERLER SON DERECEDE YORGUNLARDI. BABAMIN KOMŞULARI DA ORADA TOPLANMIŞLARDI. BİR TARAFTAN ÇAYLAR İÇİLİYOR, BİR TARAFTAN DA HAREKAT SIRASINDA YAŞANANLAR ANLATILIYORDU. DİNLEYİCİLER ARASINDA BEN DE VARDIM. BİR SUBAYIMIZ AYNEN ŞUNLARI ANLATTI:
"İSYANCILARIN ELLERİNDE RUZ MALI DÜRBÜNLÜ MAVZERLER VARDI. ÇOĞU SİLAHLI EĞİTİM GÖRMÜŞ İSYANCILAR HEDEF ŞAŞIRMADAN ATEŞ ETMİŞLER VE ÇOK SAYIDA ASKERİMİZ ŞEHİT OLMUŞTU. BİR KÜRT KIZI TAM 82 TANE ASKERİMİZİ ŞEHİT ETTİ. SONUNDA BİR ARABA TEKERİNİN ARKASINA MEVZİLENEN BİR SUBAYIMIZ ONU ETKİSİZ HALE GETİRDİ. İSYANCILAR TÜFEKLERİ OMUZLARINA TERS OLKARAK YERLEŞTİRMİŞLER, BİR TARAFTAN KAÇIYORLAR, BİR TARAFTAN DA GERİDE KALAN ASKERLERİMİZE KURŞUN YAĞDIRIYORLARDI. ÇOK ÇETİN ÇARPIŞMALAR YAŞANDI. SONUNDA ÇOK ŞÜKÜR ASKERİMİZ DURUMA HAKİM OLDU."
TARİHÇİ BOZUNTUSU YAZAR BUNLARDAN HİÇ SÖZ ETMEDEN, İSYAN OLAYINI MASUM İNSANLARA YAPILMIŞ BİR SALDIRI ŞEKLİNDE ANLATTI. PROGRAM YAPIMCISI DA TAMAMEN BU YALANCI YAZARA KATILIR ŞEKİLDE HAREKET ETTİ.
TARİHÇİ BOZUNTUSU, ATATÜRK’TEN CHP’NİN CUMHURBAŞKANI, İNÖNÜ VE CELAL BAYAR’I DA CHP’NİN BAŞBAKANLARI OLARAK SÖZ ETTİ. TÜRKİYE CUMHURİYETİ İSMİNİ İSE HİÇ TELAFFUZ BİLE ETMEDİ.
BU TARİHÇİ BOZUNTUSUNA ŞUNLARI HATIRLATMAK İSTİYORUM:
1- KANGAL HALKININ ÇOĞUNLUĞU ALEVİ VATANDAŞLARIMIZDAN OLUŞUR. EĞER DERSİM’DE ALEVİLERE KARŞI BİR YOK ETME PLANI UYGULANMIŞ OLSA, HAREKATTAN DÖNEN ASKERLERE HALK TEPKİ GÖSTERMEZ MİYDİ? TAM AKSİNE ONLARA BÜYÜK YAKINLIK GÖSTERMİŞ, İKRAMLARDA BULUNMUŞ, SEVGİ VE YAKINLIK GÖSTERMİŞLERDİR.
2- BUGÜN OLDUĞU GİBİ, O YILLARDA DA TÜRKİYE’NİN BAŞKA YERLEŞİM BÖLGELERİNDE YAŞAMAKTA OLAN ALEVİ VATANDAŞLARIMIZ VARDI. ÖRNEĞİN ÇORUM, YOZGAT, TOKAT, ERZİNCAN GİBİ. DEVLET NİÇİN ORALARDA BİR EYLEM YAPMAMIŞ DA TUNCELİ’Yİ SEÇMİŞTİR.
3- CUMHURİYETİN İLANINDAN SONRA İSMET İNÖNÜ’NÜN İLK BAŞBAKLANLIĞI DÖNEMİNDE, İLK OLARAK "DOĞUYU KALKINDIRMA HAMLESİ" BAŞLATILMIŞ, ANCAK FEODAL YAPI BURALARA HİZMET GÖTÜRÜLMESİNİ ENGELLEMİŞ, YOL YAPIMINDA KULLANILAN ARAÇLAR YAKILMIŞ, YAPILAN KÖPRÜLER YIKILMIŞ VE BURALARA HİZMET VERİLMESİ ENGELLENMİŞTİR. BUNU YAPANLAR KİMLERDİR? AMAÇLARI NEDİR?
4- ARADAN UZUN YILLAR GEÇTİKTEN SONRA BU KONULARIN GÜNDEME TAŞINMASININ AMACI NE OLABİLİR. BÜTÜN BUNLAR TÜRKİYE CUMHURİYETİNİ KURAN CHP’ DEN BAŞLAYARAK TÜRKİYE’Yİ BÖLME GİRİŞİMLERİNİN BİRER PARÇASI DEĞİL MİDİR. KENDİSİNİN CHP’Lİ OLMADIĞINI VE KILIÇDAROĞLU’NUN İSTEĞİ ÜZERİNE CHP’DEN ADAY OLDUĞUNU VE SEÇİLDİĞİNİ SÖYLEMEKTE OLAN CHP’Lİ VEKİLİN YAPTIĞI ŞEYİN BOZGUNCULUK VE YIKICILIK OLDUĞUNU DÜŞÜNMEK YANLIŞ MIDIR?
5- BU TARTIŞMALARIN ÖZELLİKLE ALEVİLERCE KUTSAL SAYILAN MUHARREM AYINDA BAŞLATILMASI SADECE BİR TESADÜF MÜDÜR?
SON OLARAK, BURADAN ÇOK DEĞERLİ ALEVİ VATANDAŞLARIMA SESLENMEK İSTİYORUM. BÜTÜN BU TEZGAHLAR, BUGÜNE KADAR SAHİP ÇIKMAKTA VE KORUMAKTA OLDUĞUNUZ GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’Ü VE ONUN KURDUĞU CUMHURİYETİ, İLKE VE DEVRİMLERİ YIKMA VE TÜRKİYE’Yİ BÖLME GİRİŞİMLERİDİR. BUNU BİRÇOK DEFA DENEMİŞLER VE BAŞARILI OLAMAMIŞLARDIR. SİZİN AKILLI, İRADELİ VE İLKELİ TUTUMLARINIZ VE DİK DURUŞLARINIZLA YİNE DE ÜLKEMİZİN BÖLÜNMESİNE İZİN VERMEYECEĞİNİZE YÜREKTEN İNANIYORUM.
EN DERİN SEVGİ VE SAYGILARIMLA...
Yorumlar
Şadi Müjgan Albayrak
Şadi Müjgan Albayrak Sevgili Hocam,gerçekleri ne güzel anlatmışsın.Biz bunlarla ne yapacağız.Bu CHP yle ne yapılır Allahaşkına hocam...
18 Kasım 2011
Mehmet Emir
Mehmet Emir Sayın Hocam,yazdıklarınızı ibretle okudum,benim bu konuda bildiklerim sizin anlattıklarınızla aynı doğrultuda. O günleri yaşamış birinin,yani olayın canlı şahidinin doğrudan anlatımı bence çok değerli. Vatanını seven insanları aydınlatmağa çalıştığınız için sizi kutluyor ve çabalarınızın devamını diliyorum.Bu yazdıklarınızı özellikle gençlerimiz ibretle okumalı ve bu yazınızı bir belge olarak saklamalılar...Hürmetlerimle...
19 Kasım 2011
YORUMLAR
Büyük bir deha, büyük bir öndersin,
Dünyaya hükmetti Atam nefesin
Şunu bil ki 78 yıl geçmesine rağmen
Milyonların,
Yaşlı genç, kadın erkek demeden yüreğindesin
“Seni anlamak istemeyenlere, şaşıyorum Atam”
Kinle, kibirle, kunpasla, hile ile
Osmanlının yıkılışını sana yıkıyorlar
Altı yüz yıllık, bir imparatorluğun yıkılışını
Sana fatura ediyorlar
Kendi içinde yaşadıkları kini, öfkeyi, kibiri
Kamufle ettiklerini zannediyorlar
Uzantıları günümüzde bile birbirleriyle
Çıkar içinde savaşıyorlar
Seni anlamayanlara
“Seni anlamak istemeyenlere, şaşıyorum Atam”
Biliyoruz ki yüce Atam
Zat-ı âlileriniz, Milli şef İsmet İnönü,
Kazım Karabekir, Osmanlı paşalarıydı
Osmanlıya ait cephelerde yer aldı
Osmanlının bitişi ile
Osmanlının sönmüş küllerinden
Bir yeni Vatan yaratıldı
Seni anlamayana
“Seni anlamak istemeyenlere şaşıyorum Atam”
Demokrasinizin nimetleriyle palazlananlar
Size bayrak açıyor
Kurduğunuz laik Cumhuriyeti
Kural tanımazlıkla tahrip ediyor
Oysa kendi özünü inkâr ediyor
Kapital sermayeye, farkına varmadan
Menzil açıyor,
Türk milletini sevmeyenlerin ekmeğine
Yağ, bal sürüyor
“Seni anlamak istemeyenlere, şaşırıyorum Atam”
Sayın Hocam
Günlük suni popilizim politikalarıyla birbirimizi yıpratıyoruz,tarihi gerçeklerle yüzleşmekten çekiniyoruz,
Kin kibir,kunpaslarla kardeşi kardeşe düşürüyoruz,olmayacak senaryolar,olmayacak hayalperest düşüneler yaratıyoruz
Etle tırnağı biri birinden ayırmaya düşman yapmaya çalışıyoruz yalan yanlış algılarla yalan tarih yazıyoruz
Hepimiz aynı gemideyiz Allah aşkına,Kuran aşkına,Muhammed aşkına biz ne yapmaya çalışıyoruz
Türkiye yol keskin bir yol ayırımında,vahim karmaşa,kanlı bir ortama sürükleniyor,yalan algılarla kendi yandaşlarına öfke pompalanıyor,ve kavga ortamına çekiliyor,bazı menfaatler karşılığı çakma ülkücüleri sahaya çekme çabaları var,güç gösterisi hazırlığı var,kendi gibi düşünmeyenleri sindirme,korkutma ,yıldırma,susturma çabaları var
Gizli sivil ordu oluşturma çabaları var,iç Anadolu bölgesinde idare etme hazırlıkları var
Yazılı ve görsel basında algıya yönelik büyük çabalar var,büyük paralar,harcanıyor örtülü ödenekler iç siyasi entrikalar için kullanılıyor
Durum vahimden öte vahim
Nacizane çabalarımız,bu yalan dünyasını bir nebze çürütmek amacıyla ülkemizi sevenler olarak çaba içindeyiz
Sizi bilge yüreğinizi keskin manidar kaleminizi ,cesur duruşunuzu yürekten kutluyorum
Tüm Vatan perver çabalarınızı manidar buluyorum saygı ile selamlıyorum
OSMANLI İMPARATORLUĞU’NUN ÇÖKÜŞ SEBEPLERİ
Şüphesiz yakın tarihimiz açısından daha çok incelenmeye muhtaçtır. Çünkü Osmanlının çöküşü, sonuçları itibariyle sadece Türkiye Cumhuriyeti için değil bütün dünya tarihi için önemli bir olaydır.
Türk hâkimiyet anlayışından meşruiyetini alan taht mücadeleleri Osmanlı tarihi içinde de sık sık görülmektedir. Yükseliş dönemine kadar Osmanlıda cereyan eden taht kavgaları umumiyetle daha güçlü ve liyakatli olan hanedan üyelerinin tahta geçmesini sağladığından, sonuçları devletin büyüyüp genişlemesine katkıda bulunmuştur.
Buna rağmen Yıldırım Bayezid’in Ankara Savaşı’nda Timur’a yenilmesiyle başlayan ve tarihimizde “Fetret Devri (1402-1413)” olarak adlandırılan kardeş kavgaları, şüphesiz Osmanlı fetihlerinin gecikmesine sebep olmuştur.
Fatih Sultan Mehmet, kardeş kavgalarının önünü almak için ünlü kanunnamesinde “nizâm-ı âlem için kardeş katli”nin vacip olduğunu bildirmesi, meselenin ne kadar ciddî olduğunun bir işaretidir.
Devletin bekası ve nizâm-ı âlem için kardeşin dahi gözden çıkarılması, aslında tenkit edilecek değil, takdir edilecek bir özveri örneğidir.
Buna rağmen Cem Sultan ve Yavuz örneklerinde görüldüğü gibi taht mücadeleleri devam etmiştir.
Yine bu mücadeleyi önlemek maksadıyla I.Ahmet, “ekber ve erşef evlât”, yani büyük ve olgun oğulun padişah olması usulünü getirmiştir.
Fakat bu usul de istenen neticeyi vermeyecektir. Özellikle gerileme dönemindeki taht mücadelelerine hanedan dışında, yeniçerilerin ve devşirme asıllı vezir ve paşaların da karışması devlet otoritesini ve nizamı daha da bozmuştur.
Yeniçeri Ocağı, saray ve haremin nüfuz mücadelesine girmesi kimi zaman çocuk yaşta, ehliyetsiz şehzadelerin kukla sultan olmasıyla kimi zaman, dirayetli ve cesur sultanların katliyle neticelenmiştir.
Türk devletlerinde alplik (gazi-erenlik), bilgelik ve erdem hükümdarların en büyük özelliklerindendir.
Türk hükümdarı cihan hâkimiyetini tesis için bizzat fetihlere iştirak eder ve hatta ordunun en ön safında savaşır.
Çünkü o her açıdan milletinin lideridir. Nitekim Alparsan Malazgirt’te kefenliğini giyerek ön safta savaşmıştır. Kuruluş ve yükseliş döneminde Osmanlı padişahları bizzat seferlere katılmıştır.
Kanuni’nin 46 yıllık hâkimiyet döneminde, ömrünün çoğunu at üstünde seferlerde geçirdiği bilinmektedir. Kanuni’nin ölümünden sonra bu gelenek yavaş yavaş terk edilmeye başlamış,
IV. Murat gibi istisnalar hariç, padişahlar seferlere çıkmadığı gibi, devlet işlerinin görüldüğü divana da pek katılmamışlardır.
Padişahların halktan kopması, sefere ve divana çıkmaması, devlet idaresinde vezirlerin ağırlığının artmasına sebep olmuştur.
Nitekim XVI. yüzyılın sonlarından itibaren güç ve nüfuzunu müspet yönde kullanan vezirler Osmanlı Devleti’nin sınırlarını muhafaza etmesini sağlayabilmişlerdir.
Bu daimî olmayan başarılar, padişahlardan ziyade vezirlere mâl edilmiştir. Sokullu devri veya Köprülüler devri buna örnektir.
Vezirlerin gücünün artması aralarında, taht mücadelesine benzer bir mücadelenin başlamasına da sebep olmuştur.
Nüfuzunu kötüye kullanan bazı devşirme asıllı vezirler, ihanete varan uygulamalara girmiş, Rüstem Paşa gibi vezirler rüşvet ile iş görür olmuşlardır.
Osmanlı padişahlarının kısmen de olsa terk ettiği otorite ve yetkilerini üstlenen merkezî bürokrasinin rüşvet, suiistimal ve adam kayırma gibi, bugün de yabancısı olmadığımız unsurlarla bozulması, devletin gerileme dönemine girmesine yol açacaktır.
XVIII. yüzyıldan itibaren geleneksel bir askerî ve idarî eğitimden gelen “ehl-i seyf”ten atanan vezirlerin yerini, “ehl-i kalem”e bırakması, yani malî ve idarî bürokrasinin yürütme (sadaret) görevini üstlenmesi beklenenin aksine bozulmayı durduramamıştır.
Koyu bürokrasi, XVIII. yüzyılda gerçekleştirilmeye çalışılan askeri, idarî ve malî düzenlemelerden arzu edilen neticeyi alamadığı gibi, çöküşü de hızlandıran bir unsur hâline gelmiştir.
,,,OSMANLI GEÇMİŞİMİZ
CUMHURİYETTE GELECEĞİMİZ
,,,BUDUR TARİHİ ZENGİNLİĞİMİZ
Ali Cemal AĞIRMAN[