- 301 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ÜLKE SORUNLARIMIZ VE SİYASİ PARTİLERİMİZ
ÜLKE SORUNLARIMIZ VE SİYASİ PARTİLERİMİZ
Dr. Sadık Özen
Yıllar önce kurulmuş ya da yeni kurulan siyasi partilerin tüzükleri bazı küçük farklılıklarla birbirlerine çok yakın hükümler içerir. Çünkü mevcut anayasa hükümlerine göre bu bir zorunluluktur. Ancak kağıt üzerinde böyle olmasına karşın gerçekte durum farklıdır. Bu nedenle, tüzüklerde yazılanlara rağmen, bazı partilerce; sahip olunan ilkeler, güdülen fikirler ve yapılan eylemler arasında çifte standartlı bir uygulama söz konusu olmaktadır.
Bazı partiler bu durumu uzun yıllar halkın gözünden kaçırmayı başarırken, bazıları kendilerini kısa sürede deşifre ederler. Aslında bu onların izledikleri politikanın gereğidir. Çünkü böylece, kendileri gibi düşünenlerin kısa sürede etraflarında toplanmasına çalışılır. .
Meşru zeminde, anayasa hükümlerine uygunluk görüntüsü sergilenirken, diğer taraftan bazı kesimlere göz kırpılarak, onlarla el altından işbirliğine girilir. Bu durum, gelecekte istenmeyen sorunlara yol açacak olsa da dikkate alınmaksızın yola devam edilir. Çünkü “Dervişin fikri ne ise de zikri odur”
Bu durumda; çoğulcu demokrasinin gereği olarak oluşan tablodan kaynaklanan güç ve buna bağlı olarak izlenen yolun, siyasi tartışmalara yol açması kaçınılmaz olur. Ama dönmek yerine, çözüm için “Minareye kılıf aranmaya” başlanır. Ülkemizdeki son siyasi gelişmeler işte bu yönde olmaktadır.
Bu görüşler, belli bir partiyi hedef alarak ileri sürülmüyor. Yapılan genel bir değerlendirmedir.
Geçen zaman sürecinde, siyasi partilerde, ilkelerden sapılması gibi durumlarla sıklıkla karşılaşılabiliyor. Bunda; bazı yeni liderlerin kişilikleri, bencillikleri ve kişisel hırslarının rol oynadığı düşünülmelidir. Bunun yanında, halkın da eskisine nazaran, kendilerini çıkar duygularına daha çok kaptırmaya başlamış olmalarıdır. Ülkelerin hayatında bu gibi durumlarla karşılaşılması büyük bir talihsizliktir. Ama ne var ki, politik yaşamda bu tür durumlarla karşılaşılması, günümüzde doğallık kazanmaya başlamış bulunuyor.
Amaç her ne suretle olursa olsun kazanma hırsı olunca; ister istemez, ilkeler ve ülke çıkarları bir tarafa atılabiliyor. Bu durum; “İnsanlar bir kez aç kalmaya görsünler, inançlarını bile yerler” söylemi ile birebir örtüşmektedir. Siyasi hırslar, politikacılarda bir türlü doyuma ulaştırılamayan açlık hissi gibidir.
Bütün siyasi partilerde durumun az veya çok farkla aynı olduğu düşünülmelidir. Bir zamanlar ilgi çekici bir banka reklamı yapılırdı: “Yok birbirimizden farkımız, ama biz O….lı bankasıyız.” Bu söylemin arkasına bugün şöyle bir eklenti yapılabilir diye düşünüyorum. “Çıkarlarınızı çıkarımız sayarız. Bunun için ne gerekirse yaparız. İlkeleri umursamayız, hem kazanır, hem kazandırırız.” Ne yazık ki ülkemizde siyaset, bugün bu banka reklamına benzer şekle dönüşmüştür.
Tüzüklerine ve ilkelerine rağmen; ister muhalefet, ister iktidarda olsunlar, tüm siyasi partiler benzer politikalar gütmeye başlamışlardır. Amaçları, ne pahasına olursa olsun kazanmaktır. Yakın tarihimiz kazanmak için ilkelerden nasıl uzaklaşıldığının çarpıcı öyküleriyle doludur. Aynı şeye günümüzde de tanık olunmaktadır. Bunlar; belleklere yerleşmiş, anımsanması hüzün verici bir utanç tablosu oluşturmuştur.
Dilerim bu durumlar bir gün son bulur.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.