- 1092 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
AŞK ÇARPAR GÖNÜL KAYAR
Ben Emily Hebert;
2013 yılında New York Times tarafından en çok satanlar listesinde son kitabımla dördüncü sıradayım. Bazıları bunun tesadüf olduğunu söylüyor. Ben bunu tesadüflere bağlamıyorum. Bu benim için mutlak başarı. Harvard Üniversitesi Gelişim Uzmanı Prof. Steven Weisz’den aldığım eğitimler sırasında tek bir şey öğrendim. Çocuklukta gelişen bütün uyumlayıcı davranışları ve süregelen pozitif uyartıları yerle bir eden tek bir silah vardır. Duygusal zekâ ile birlikte psikoloji denen olguyu yalnızca bir kelime yerle bir edebilir.
Prof. Weisz altını çizerek derki; Aşk sorgulanamayan tek suçtur.
Bende bu silahı en güzel şekilde kullanarak başta Amerikalı olmak üzere tüm kadınlara sıkıyorum. Onlara yaşadıklarını değil istediklerini hatırlatıyorum. Vuruyorum ama öldürmüyorum; ben sadece aşkı üst rafa kaldırmış kadınlara yaralarını sarma fırsatı veriyorum. Sarma ve ilişkilerini gözde geçirme. Evet, haberleri okuyorum “People” dergisi bu ayki yeni sayısında benim için “İlişkibilir” ifadesi kullanmış, bu haber sadece sabahki kahveme biraz daha krema koymama sebep oldu.
İlişkibilir! Hayır, ben ilişki değil erkekleri biliyorum, ne istediklerini ve asla ne istemeyeceklerini. Size neler vaat edebileceklerini ve asla veremeyeceklerini. Siz kadınlar eğer gerçek bir ilişki istiyorsanız ayakları üzerine sağlam basan adamlar bulun. Bırakın şu Harley Davidson marka motoru ile sizi işinize bırakacak erkek hayallerini ya da sizi bir bilardo masasına yatırıp kombine atış yapacak sevgili düşüncelerini, yakışıklı bir aktör bozuntusu ile romantik bir akşam yemeği ya da yatakta iyi olduğu söylenen şu federal kasıntıları. Böyle erkeklerin sizin hayatınızda yeri yok! Onlar vaftiz edildiklerinden beri kiliseye girmemeye yemin etmişlerdir. Uğraşmak sadece kullandığınız kırışık karşıtı kremlerin PH değerini arttırır. Bir ilişkiyi gerçek bir aşk yeminine dönüştürmek sadece sizin elinizde. Kontrolü ele alın unutmayın ki bu ilişkide beyniyle düşünebilen tek taraf siz olacaksınız! Ben Emily Hebert son kitabım “Aşk Çarpar Gönül Kayar”da da tam olarak bu düşünceleri savunuyorum.
Peki ben mi ne yapıyorum? Ben dünyanın ayakları yere basan en mükemmel erkeklerinden biriyle hayatımın tatiline çıkmak için hazırlanıyorum. Tam yedi yıldır elim boş gittiğim ailemin yanına, Kanada’ya. Hebert’ların geniş kabilesi bu hafta sonu başlayacak olan “First Nations Married Woman” etkinliğinde yakın gelecekteki müstakbel kocamla ve yaptığım harika tercihle gurur duyacaklar. Özellikle Büyükanne Kaitly, Jack’e bayılacak. Tam da onun dediği gibi “Git ve bize iş görür bir Amerikalı getir Emily!” Ah! Jack kesinlikle iş görür; ondan bahsetmedim değil mi? Hangi muhteşem özelliğinden bahsedeceğimi bilemiyorum. O bir finansal danışman, tuttuğunu koparan bir yatırım uzmanı. Dibe vurmuş şirketleri bile kısa sürede milyon dolarlık işlerle sektöre geri kazandırıyor. Yakışıklılığı ve çekiciliğini kendime saklıyorum. Ve gerçek bir romantik. Bir mum ışığında yenecek şu pahalı restoranlardan birinde akşam yemeği ayarlamaktan bahsetmiyorum, şuan elimde tuttuğum biletleri bile o aldı. Tanrım bu adam ailemle tanışmak istiyor, Kanadalı olmamasına karşın bu seneki etkinliğin benim için önemini biliyor. Şuna bir baksanıza o gerçekten harika bir iş görür ya da ben gazetelerin bahsettiği gibi harika bir ilişkibilir!
First Nations Married Woman; Alberta bölgesinde Kanada Kızılderililerinin soyundan gelen ve adını da oradan alan yaklaşık yirmi beş ailenin her yıl düzenledikleri bir şölen. Kısaca her aileye mensup evlenme çağındaki kadınların müstakbel koca adaylarını tüm Alberta halkına tanıtma fırsatı buldukları bir tören. Tıpkı Hailey’in üç sene önce Matthew’i ailemize kattığı gibi ve tabi bir de Jasmine var onun Michael’ı baştan çıkardığı o seneyi de henüz unutmadım. Kariyerime kendimi o kadar vermiştim ki o soluk benizli kızın üç yılımı verdiğim adamı elimden almaya çalıştığını fark edememiştim. Bu törenin tek şartı katıldığınız adamla ciddi bir ilişkiyi kabulleniyor olmanız. Niyetin kutsal evlilik bağı olduğu bu törene bilirsiniz işte; şu ciddi olmayan ufak kaçamaklardan biriyle katılamazsınız. Ve asla ama asla yirmi yedi yaşını kaçırmamalısınız. Tıpkı yirmi yedi sayısını anmadıkları gibi Alberta Kızılderilileri’ne göre yirmi yedi yaşına basmış ve evlenememiş bir kız tüm bölge için sonsuz uğursuzluktur.
Endişelenmeyin yirmi yedi yaşıma basmama daha üç ay var ve bu törene katılmamıza ise üç gün.
Üç kısa gün.
Herkese gerçek Emily Hebert’i göstermeme sadece üç gün var.
Söylesenize üç günde ne gibi bir aksilik çıkabilir ki?
&&&&&
Ben John Parker, birçoklarının dediği gibiyse sadece “ Jo.”
2007 yılından bu yana Federal Soruşturma Bürosu’na bağlı Kritik Olay Müdahale Bölümü’nde görev alıyorum. Evet ben FBI’ın saha ajanlarından biriyim. Federal yönetimin dediğine göre banka soygunları ve adam kaçırma vakalarındaki bu beklenmedik başarı beni iki yıl içinde uzun soluklu dosyaların yer aldığı cinayet birimine terfi ettirdi. Ray ile işte tam bu noktada tanıştık. Ray Allen bu bölümün belki de bilinen en kıdemli daimi ajanlarından. Ünlü iş adamı William Baker’in torununun kaçırıldığı dosyada yollarımız çakışmış ve bundan sonra gelen terfide de adamın bölümüne kaydırılmıştım. Ray bunun tesadüf olduğunu söylüyor. Ben ise adamın benden hoşlandığını düşünmeye başlamıştım ki sigorta şirketinde çalışan Mary kafamdaki bu kötü düşüncelerden kurtulmamı sağladı. Ray her ne kadar “Yarına sağ çıkacağımın garantisi olmayan bir işte çalışırken bu evi neden beş yıllığına sigortalamalıyım?” dese de üç hafta içinde önce evi altı ay sonra da kendini bu kadına bir ömür boyu sigortalamaya yemin etmişti.
Quantico’da aldığım eğitimlerden aklımda kalan son şey özel ajan Paul Reyes’ın akademiden ayrılmadan önce tüm yeni nesil ajanlarının kafalarına bağırarak kazımaya çalıştığı son sözleri olmuştu. “Suçlu olabilmek için akıllı olmak gerekir. Ama en akıllıları bile mutlaka arkasında bir iz bırakır. Bu sebepledir ki; dünya üzerinde sorgulamayan tek bir suç bile yoktur.” On yıl sonra ilk kez izin kullanarak balayına çıkan yaşlı kurda bakarken düşünüyordum. Belki de çivisi çıkmış bu dünyada sorgulanamayan suçlarda vardı. Gülümseyen ortağıma ve güzel eşine bakarken anlamam gerekirdi. Aşk bu dünyadaki sorgulanamayan belki de tek suçtu…
Amerika bu günlerde işlenen cinayetler ile sarsılıyor. Ray ve ben şimdi; üç yıl sonra birlikte çalıştığımız belki de en zorlu dosyayla karşı karşıyayız. Yaklaşık üç ay önce ilk cinayet vakası ile önümüze gelen dosya üzerinde yaptığımız çalışmalarda pek yol kat edemedik. Dosya cinsel istismar ve materyalli seks cinayetleri olarak geçiyor. Basın bir açıklama bekliyor, olaya CIA’de el atmak üzere. Şimdiye kadar toplamda üç ceset, yaşları otuz ile otuz beş arası üç kadın cesedi, öldürülme şekilleri aynı, ceset üzerindeki izler aynı, muhtemelen ölüm sebepleri de öyle. E-posta yok, telefon kaydı yok, tek bir görüntü yok. Bu seferki katil sanırım bir dahi olmalı ki arkasında tek bir iz bile bırakmıyor. Sorgulanamıyor…
Kadınların ortak noktaları ise hepsinin otuz yaş üstü, bekâr ve yalnız yaşıyor olmaları. Maddi durumları ülke ortalamasının üstünde olmasına karşın servetleri kısa süre içinde elden çıkarılmış, üstelik bunu kendileri yapmışlar… Banka hesapları sıfırlanmış, tüm mal varlıkları satılmış, banka ve uzman görüntülerini defalarca seyrettiğimde hep aynı ifade. Kadınlar kendi elleri ile tüm servetlerini harcarken hep mutlular. Umutsuz bir yaş ve yalnız kadınlar, kapıyı önlerine çıkabilecek her erkeğe açmaya hazır kadınlar. Katil bunu para için yapıyorsa o halde neden olay yeri her zaman evlerinin yatak odası. Katil neden özellikle cinselliğe ve kadın bedenine vurgu yapıyor?
Ben John Parker şimdi ne mi yapıyorum? Yanımda oturan aklı başka yerlerdeki ortağımı ve ona tahammül edebilen tek kadını sabahın köründe şu tüy sakallı doktora götürüyorum. Tanrım! Şu surata bir bakın, bu adamdan nasıl ebeveyn olur? Mary’nin dediğine göre doğuma tahminen üç gün kalmış. Şimdi camdan akan trafiğe kilitlenmiş bakan aile babası muhtemelen üç gün sonra başına neler geleceğini düşünüyor. Benim başıma hiçbir zaman gelmeyecek olan en güzel şeyi…
Doktorun ofisinin önündeki kaldırıma aracı çıkarırken Ray zamansız çalan telefonunu cevaplamaya girişti. Sadece yirmi saniye süren görüşmeyi sonlandırdığında ise bana bakan gözleri bir şeylerin ters gittiğini oldukça net ifade ediyordu. Dün gece yarısı işlenen dördüncü cinayetin haberi oldukça yanlış bir zamanda gelmişti. Ray arabanın tekerleği ile dövüşmeye devam ederken ben bu dosyada dibe batmak üzere olduğumuzu biliyordum. Muhtemelen dosyadan alınacaktık. Onunla göz göze geldiğimde benimle aynı şeyleri düşündüğünü saniyesinde anladım.
Tanıdığım en anlayışlı kadın arabadan inerek kocasının dudaklarına kısa bir öpücük kondurdu. “Sorun değil sevgilim, ben sana akşam kızımızın yeni resmini getireceğim.” Mutlu çift son bir öpücükle ayrılırken Mary arabayı çalıştıran bana seslendi.
“Hey John kocamı bana geri getir, biliyorsun üç gün sonra baba olacak.”
Elimi her şey yolunda dercesine camdan çıkardım. Ah Kadınlar! Her şeyi ne kadar da abartıyorlar, üstelik şu hamilelik onları daha da hassaslaştırıyor.
Üç kısa gün…
Küçük Lily’i asık suratlı babasının kollarına alması için sadece üç gün kalmıştı.
Söylesenize üç günde ne gibi bir aksilik çıkabilirdi ki?
Üç Gün...
Sadece Üç Günde…
Hayatınız Ne Kadar Değişebilir?
<><><><><><><>
Adı: Aşk Çarpar Gönül Kayar
Tür: Romantik, Komedi, Aksiyon, Macera
Telif: 23 Haziran 2014 “Tüm Hakları Saklıdır”
Yazan: Aslıhan Yılmaz
Bilgi: Hikâyenin tamamı hayal ürünü olup, gerçeklikle hiç bir alakası bulunmamaktadır.
Uyarı: Hikâye +18 yaş ve üzerine hitap etmektedir. Adli tıp ve cinsellik konularını içerir.
Yayım Tarihi: 20 Temmuz 2014 Pazar
“Aşk Çarpar Gönül Kayar” adlı yeni hikâyemiz 20 Temmuz 2014 Pazar günü başlayacaktır. Hikâye de bölümler öncesi alıntı yapılmayacak olup her hafta Pazar günleri 19.30’dan sonra yayımlanacaktır.
Her bölümün sonunda o bölümün içinden gelecek olan bir soru bulunacaktır. Soruya paylaşılan bölümün altına ve herkesin görebileceği şekilde doğru cevabı veren her hafta ilk beş kişi 200 kelimelik özel ipuçlarına da sahip olacaktır. Adaletin bozulmaması ve herkesin gönderim tarihinin net olarak görülebilmesi için özelden atılan cevaplar dikkate alınmayacaktır.
Bu 200 kelimelik özel bölümler gerek sosyal medyadaki sayfa üzerinden gerek Edebiyat Defteri’nden hiçbir şekilde yayımlanmayacak olup, okuyan arkadaşlarımız bunları kendi istekleri doğrultusunda paylaşma hakkına da her zaman sahip olacaklardır.
“Aşk Çarpar Gönül Kayar” sadece bir “romantik komedi” değildir. Hikâyenin içinde konuya temel oluşturan cinayetler, katil/katiller ve büyük sırlar bulunmaktadır. Hikâyeye ilgi duyan okuyucular için bu özel bölümler onları bu gizeme ve tutkulu aşka bir adım daha yaklaştıracaktır. Özel bölümler; yayımlanan normal bölüme doğru cevabın yazıldığı tarihin hemen ertesi günü bu beş kişiye ulaştırılacaktır.
20 Temmuz 2014 tarihindeki ilk bölümde görüşmek üzere...