- 821 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
HAYAT BİZİMLE ANLAM KAZANIR…
Hayatımızda yaşadığımız zorluk ve sıkıntılar ya da başarılar kendiliğinden oluşmaz. Bunları oluşturan sebepler vardır. Karşılaştıklarımız ya bizden ya da bizim dışımızdan kaynaklanmaktadır. Bilinmesi gereken mücadelesiz bir ömür, insanın tüm hayatını süpürüp götürür. Toplumlarda her fert; “ Ben ne yapıyorum, ne yapmalıyım, bana düşen sorumluluklar nelerdir?” Bunların cevabını kendinde aramalıdır. O halde her şey bizimle başlar!
Toplumları ve insanları yanlışlıklara sürükleyen egoları ve enaniyetleridir. Hayat; umut, mücadele ve güvenle destekleniyorsa başarıya götürür. Fert ve toplumlarda cihat ve biat ruhu azalmaya başlarsa güven duygusu da azalmaya başlar. O halde hayat inançla, gayret ve mücadeleyle anlam kazanır. Ancak yaşantımızdaki mücadele şekli, İslam esasları ve meşruiyet ölçülerinde olmalıdır. Sabırsız ve mücadelesiz bir davanın bile başarı şansı yok denecek kadar azdır. O halde inanç ve mücadele başarıyı çağrıştıracaktır.
Hayatımızı manalandıracak heyecanı ve coşkuyu yakalamak lazım. Böyle bir hayatı yaşamak huzur ve başarıya götürür. Hayatta ‘nemelazım, bana ne, hadi sende’ laflarını kafamızdan çıkarıp bensiz birçok şey eksik kalır demek kadar güzel söz olamaz. “Ben olsam da olur olmasam da” sözünden ziyade benle çok şeyler olur demeli. Her birey bazıları için çok şey ifade edebiliyor. Bakınız bir tek ağaç bir ormanın başlangıcı olabilir. Bir kıvılcım büyük ateşin başlangıcı olabilir. Bir damla su, susuz çölde çok mana ifade edebilir. Bir nefes, bir can verebilir. Birçok şeyler için o bir olmak çok önemeli. Bir selam yakınlaşmayı, bir tebessüm arkadaşlığı, bir tokalaşma bir ruhu canlandırabilir. Bir laf ipe götürebilir, bir laf ipten insanı kurtarabilir. Bir oy bir milletin hayatını değiştirebilir. Bir adım, birçok olumlu şeyleri başlatabilir. Bir umut bir dünyayı aydınlatabilir. Bir dokunuş, bir el binlerce insanı canlandırabilir, bir tebessüm ise ruhu kanatlandırabilir. Bir tek insan bir fark meydana getirebilir. O halde her şey bizimle başlar, bizimle biter…
Yetişkin, aklı başında, sağlıklı bir insanın hayatta sorumluluk üstlenmesi zaruret değil midir? İslam aklı olana ve yetişkinlik çağında olana sorumluk yüklemektedir.
Ahmet Hamdi Tanpınar: “Sorumluluğunu taşıyabileceğimiz fikrin adamı olalım.” Der. Hayata yön verecek hayaller kurmak gerçeğe yönelişin başlangıcı sayılır. Hayallerden vazgeçmek bulunduğumuz şartlara razı olarak boyun eğmek demektir.
Birçok kişi yanlış tercihler üzerine kurulmuş dünyasında ne yazık ki mazeretlerle yaşamaya çalışır. Arzulanan mutlu yaşama yürürken mutsuzluk oluşturan tercihlerle gidilmesi mutluluk getirmeyecektir. Mutsuzluğu oluşturan yüklerden kurtulmak gerekecektir. “İşin ayıbı da bizdedir, kusuru da”(Mevlana)
İnşallah ömrümüz boşa geçmiyordur. Boşa geçmeyen bir ömür geçirmek büyük başarı ve mutluluk. Elimizle, dilimizle, bedenimizle, ekonomik imkânlarımızla karınca kararınca hayata katkı koymak, farkındalık oluşturmak gayretinde olmalıyız ki mutluluğu yakalayalım. Şu halde birçok olayda suçlu aramak yerine, 100 birimlik ’günah ya da hata endeksinin’ kaçının bize ait olduğunu ve çözümünün de bizde olduğunu ortaya koyarak, düşünelim. Öte yandan hayatta elimizde sihirli bir değnek olmadığından sabır, sebat içinde, azimle ancak gerekli bilgi ve araçlarla donanmış olarak çalışmak gerektiğini hatırlayalım.
Gerçek mutluluk iyi yaşamak değil, yaşamayı iyi bitirmektir! Hayatımızda değişik nedenlerle birçok faaliyetler yapamamış olabiliriz ama hiç olmazsa bundan sonra hayatımızın akışını değiştirmek de başarı ve mutluluğun anahtarı olacaktır.
Umudu azmi elden bırakmadan hayatı ve hayatımızı yeniden inşaya, gözyaşındaki buğuları sevgi damlalarına dönüştürmeye, kurumaya başlayan sevgi pınarlarını yeniden canlandırmaya, sevgi ırmaklarını deryalarda birleştirmeye, sevgi okyanuslarını yeniden oluşturmaya var mıyız?
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.