Pir Sultan Abdal Alevi-Bektaşi tarikatının ileri gelenlerindendir.Küçük yaşta yetiştirdiği Hızır ondan İstanbul'a gidip öğrenim görmek için izin ister.O da Hızır'a sen gider okursun sonra buraya gelip bizi asarsın der.Ama engel olamaz gönderir.Hızır büyür devletin çeşitli kademelerinde görev alır.Sivas'a vali atanır.İsyan çıkmasından çekinen devlet Anadolu'da çeşitli önlemler almaktadır.Pir Sultan Abdal'da halk tarafından sevildiği için sorunları dinler ve plana çıkar.Devlet Pir Sultan Abdal'ın idamını ister.Hızır Paşa Pir Sultan Abdal'ı tutuklatır ve huzuruna getirtir.Ondan bu yoldan dönmesini ister.Pir Sultan Abdal cevap verir:
Koyun beni hak aşkına yanayım Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan Yolumdan dönüp de mahrum mu kalayım Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan
Kadılar müftüler fetva yazarsa İşte kement işte boynum asarsa İşte hançer işte başım keserse Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan
Bir gün mahşer olur divan kurulur Suçlu suçsuz varsa orda bulunur Piri olmayanlar anda bilinir Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan
PİR SULTAN'ım arşa çıkar ünümüz O da bizim ulumuzdur pirimiz Hakka teslim olsun garip canımız Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan
Ve bir gün Pir Sultan Abdal'ın dediği çıkar.Hızır onu darağacına götürür.Onu seven halka zorla Koca Haydar'ı taşlatır.Bu sırada musayipi(kan kardeşi) Ali baba ona gül fırlatır.Bakın Pir Sultan buna ne demiş:
Şu kanlı zalimin ettiği işler Garip bülbül gibi zareler beni Yağmur gibi yağar başıma taşlar Dostun bir fiskesi pareler beni
Dar günümde dost düşmanım bell'oldu On derdim var ise şimdi ell'oldu Ecel fermanı boynuma takıldı Gerek asa gerek vuralar beni
Pir Sultan Abdal'ım can göğe ağmaz Hak'tan emrolmazsa ırahmet yağmaz Şu illerin taşı hiç bana değmez İlle dostun gülü yaralar beni
Pir Sultan darağacına çekilir.Ve birden ortalık kararır.Tekrar aydınlandığında darağacından bir güvercin uçar.Bu olaydan sonra Anadolu'nun birçok yerinde Pir Sultan Abdal'ın geçtiği söylenir.Mezarı yoktur.
Hızır Paşa bizi berdar etmeden Açılın kapılar Şah'a gidelim Siyaset günleri gelip çatmadan Açılın kapılar Şah'a gidelim
Bunda bilmeyeni bildirirler mi Eli bağlı namaz kıldırırlar mı Yoksa Şah diyeni öldürürler mi Açılın kapılar Şah'a gidelim
Aslımız Muhammet kıyman cellatlar Üstümüzde bite davacı otlar Ölüm Allah emri ya eziyetler Açılın kapılar Şah'a gidelim
Her nereye baksam yolum dumandır Pirim bana küfür etse imandır Zincir boynum sıktı halim yamandır Açılın kapılar Şah'a gidelim
Sağlıklı mı ola dostun illeri Karşıda görünen tozlu yolları Şah'tan elçi gelmiş dem bülbülleri Açılın kapılar Şah'a gidelim
Güzel Şah'ım çıktı m'ola köşküne Can dayanmaz gayretine müşkine Seni beni Yaradan'ın aşkına Açılın kapılar Şah'a gidelim
Kapısı yok bacasından bakarım Gözlerimden hasret yaşı dökerim Şah'a giden bir bezirgan tutarım Açılın kapılar Şah'a gidelim
Pir Sultan Abdal'ım güzel Şah canım Ağlamaktır benim demim devranım Arşta melek yerde çeşm-i efganım Açılın kapılar Şah'a gidelim
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.
Koyun beni hak aşkına yanayım
Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan
Yolumdan dönüp de mahrum mu kalayım
Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan
Kadılar müftüler fetva yazarsa
İşte kement işte boynum asarsa
İşte hançer işte başım keserse
Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan
Bir gün mahşer olur divan kurulur
Suçlu suçsuz varsa orda bulunur
Piri olmayanlar anda bilinir
Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan
PİR SULTAN'ım arşa çıkar ünümüz
O da bizim ulumuzdur pirimiz
Hakka teslim olsun garip canımız
Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan
Ve bir gün Pir Sultan Abdal'ın dediği çıkar.Hızır onu darağacına götürür.Onu seven halka zorla Koca Haydar'ı taşlatır.Bu sırada musayipi(kan kardeşi) Ali baba ona gül fırlatır.Bakın Pir Sultan buna ne demiş:
Şu kanlı zalimin ettiği işler
Garip bülbül gibi zareler beni
Yağmur gibi yağar başıma taşlar
Dostun bir fiskesi pareler beni
Dar günümde dost düşmanım bell'oldu
On derdim var ise şimdi ell'oldu
Ecel fermanı boynuma takıldı
Gerek asa gerek vuralar beni
Pir Sultan Abdal'ım can göğe ağmaz
Hak'tan emrolmazsa ırahmet yağmaz
Şu illerin taşı hiç bana değmez
İlle dostun gülü yaralar beni
Pir Sultan darağacına çekilir.Ve birden ortalık kararır.Tekrar aydınlandığında darağacından bir güvercin uçar.Bu olaydan sonra Anadolu'nun birçok yerinde Pir Sultan Abdal'ın geçtiği söylenir.Mezarı yoktur.
Hızır Paşa bizi berdar etmeden
Açılın kapılar Şah'a gidelim
Siyaset günleri gelip çatmadan
Açılın kapılar Şah'a gidelim
Bunda bilmeyeni bildirirler mi
Eli bağlı namaz kıldırırlar mı
Yoksa Şah diyeni öldürürler mi
Açılın kapılar Şah'a gidelim
Aslımız Muhammet kıyman cellatlar
Üstümüzde bite davacı otlar
Ölüm Allah emri ya eziyetler
Açılın kapılar Şah'a gidelim
Her nereye baksam yolum dumandır
Pirim bana küfür etse imandır
Zincir boynum sıktı halim yamandır
Açılın kapılar Şah'a gidelim
Sağlıklı mı ola dostun illeri
Karşıda görünen tozlu yolları
Şah'tan elçi gelmiş dem bülbülleri
Açılın kapılar Şah'a gidelim
Güzel Şah'ım çıktı m'ola köşküne
Can dayanmaz gayretine müşkine
Seni beni Yaradan'ın aşkına
Açılın kapılar Şah'a gidelim
Kapısı yok bacasından bakarım
Gözlerimden hasret yaşı dökerim
Şah'a giden bir bezirgan tutarım
Açılın kapılar Şah'a gidelim
Pir Sultan Abdal'ım güzel Şah canım
Ağlamaktır benim demim devranım
Arşta melek yerde çeşm-i efganım
Açılın kapılar Şah'a gidelim