Osman abimiz biraz abartmış. Aslında Uaes olarak tribünlerde parçalardan derlenebilir şarkılar. Hep beraber vazgeç gönlüm söyleniyor örneğin.
vazgeç gönlüm sen bu aşktan sana güzel futbol sunan mı var unut takımın şampiyonluğunu sana dertlerin en güzelini veren var
Orhan baba. Bilmiyorum, arabesk kafasının da, diğer müzik akımları gibi olmadığının farkındayım ama arabesk, arabi o ezgiler, tınılar, yanık sesler. İnsan severken de bu sefer melankolik takılabiliyor cidden ya da iki eski Müslüm parçası damardan enjekte edilebiliyor.
Çok abartmamak lazım. Türkiye de sosyolojik çalışma yapılabilirse bir gün adamakıllı, Orhan Gencebay' da inceleneceğine eminim.
genclik yillarimda bir konser biletine iki ayligimi verecek kadar tapardim. hep beraber yaslandik,ama orhan abimiz yetmis yasinda halaa ask bestelerinden cikamadi.yeterli degil,bu büyük sanatci türkiyemizdeki sorunlarada bir dil olabilirdi,yenileyemedi kendini.hala saygimiz sonsuzdur.büyük sanatcidir.
Eski şarkılarından bir kaç tanesini seviyorum. Dinlediğimde çocukluk yıllarım aklıma geliyor. Birde dayımın yengeme olan aşkı ve Orhan Gencebay şarkılarından cesaret alıp o'nu sıkıyönetim zamanında kaçırması:)))
Müziğe 6 yaşında başladımezunu ve aslen Kırım göçmeni eski bir opera sanatçısı olan klasik batı müzisyeni Emin Tarakçı'dan keman ve mandolin dersleri alarak başladı. 7 yaşında bağlama ve Türk Halk Müziği dersleri almaya başladı. 10 yaşında ilk beste çalışması olan Kara Kaşlı Esmerdi Kim Bilir Kimi Sevdi isimli eseri yaptı. 13 yaşında Türk Sanat Müziği ve tambur eğitimi almaya başladı. Ortaokul ve lise yıllarında Samsun, Edirne ve İstanbul musiki cemiyetlerinde yaylı tambur, THM cemiyetlerinde ise bağlama çaldı. Samsun ve İstanbul'da halk evlerinin kuruculuğunu yaptı. Kendi açtığı müzik dershanelerinde öğretmenlik yaptı.
İlk profosyonel bestesi Ruhumda Titreyen Sonsuz Bir Alevsin'i 14 yaşında yaptı.
16 yaşından itibaren jazz ve rock müziği ile ilgilenmeye başladı, batı nefesli sazlardan oluşan orkestralarda tenor sax çaldı. Istanbul'a gelerek, Türkiye'nin ilk konservatuarı ve eski adı Dârülelhan olan İstanbul Belediye Konservatuvarı'na girdi, bir süre icra heyetinde bulundu.
1964 yılında TRT Ankara Radyosu sınavına girdi ve yüksek başarıyla kazandı. Fakat, sınavda usulsüzlük olduğu gerekçesiyle sınav iptal edilince, müzik çalışmalarına ara vererek askerlik sebebiyle İstanbul'a gitti. Vatani görevini Heybeliada'da bahriyeli olarak sürdürdüğü yıllarda merasim bölüğü bandosunda saksafon çalmaya devam etti.
1966'da TRT İstanbul Radyosu sınavlarına girdi ve iftiharla kazandı. Aynı yıl, Türkiye çapında yapılan bağlama çalma yarışmasında Arif Sağ ve Cinuçen Tanrıkorur ile birlikte derece aldı. TRT İstanbul Radyosu'nda 10 ay bağlama sanatçılığı yaptı. Kurumun müzikal anlayışının ilerlemeye elverişli ve özgür olmadığı gerekçesiyle 1967 yılında kendi isteği ile ayrıldı.
TRT'den ayrıldıktan sonra, Arif Sağ ile birlikte 1966-1968 arası dönemde Muzaffer Akgün, Yıldız Tezcan, Ahmet Sezgin, Şükran Ay, Sabahat Akkiraz, Nuri Sesigüzel gibi birçok sanatçıya bağlama çaldı. Bu dönem içinde Kızılırmak Karakoyun, Ana, Kuyu gibi Türk filmlerinin müzik direktörlüğünü yaptı. İstanbul'daki halk evlerinde Abdullah Nail Bayşu, İsmet Sıral, Burhan Tonguç, Erkin Koray, Ömer Faruk Tekbilek, Vedat Yıldırımbora, Özer Şenay, Neşet Ertaş gibi sanatçılarla sık sık bir araya gelip müzik yaparak gelecekte kendi ortaya koyacağı müziksel sentezin ilk meyvelerini verdi. Ağlıyorum Yana Yana, Gönül bağları, Yıldız Akşamdan Doğarsın, Neredesin Leylâ'm gibi türkü plakları çıkardı. Sevemedim Karagözlüm, Sabır Taşı, Goca Dünya gibi besteleri çeşitli sanatçılar tarafından okunmaya, sanat dünyasında adı besteci ve bağlama virtüözü olarak duyulmaya başlandı.
Türkü plâklarından sonra, 1968 yılında ilk serbest çalışmalar plâğı Sensiz Bahar Geçmiyor/Başa Gelen Çekilirmiş'i çıkardı. Bundan sonra Topkapı Plak ve İstanbul Plak'tan seri olarak plaklar çıkarmaya devam etti. 1969 yılında çıkardığı Bir Teselli Ver/Yorgun Gözler 45'liği ile Türkiye çapında ün yaptı. Bestekâr ve enstrümanist kimliğinin yanı sıra, yorumcu kimliği ile ön plana çıkmaya başladı. Ben Eski Halimle Daha Mesuttum, Hor Görme Garibi, Severek Ayrılalım, Ümit Şarkısı, Sevenler Mesut Olmaz gibi plaklara imza attı.
1971 yılında İstanbul Plak'a ortak oldu. 1973 yılında Yaşar Kekeva ile birlikte Kervan Plak şirketini kurdu, şirketin yöneticisi oldu. Kervan Plak, Türkiye'nin ilk yerli sermayeli plak şirketiydi. Bünyesine Erkin Koray, Ajda Pekkan, Muazzez Abacı, Mustafa Sağyaşar, Ahmet Özhan, Kamuran Akkor, Semiha Yankı, Samime Sanay, Neşe Karaböcek, Bedia Akartürk, Nil Burak, Ziya Taşkent, Semiramis Pekkan, Ferdi Özbeğen, Gönül Yazar, Sezen Aksu gibi starları alan Kervan Plak, dönemin plak piyasasının en güçlü şirketlerinden biri oldu.
Orhan Gencebay, bugüne kadar 35 (31 beyazperde, 4 TV) sinema filminde başrol oynadı, 90'a yakın filmde müzik direktörlüğü yaptı. 1000'den fazla bestesi bulunan Orhan Gencebay, bunların 300'e yakınını kendisi seslendirdi.
Orhan Gencebay'ın yaptığı çalışmalara TRT denetleme kurulunca arabesk dendiyse de, Orhan Gencebay bu değerlendirmeyi "yanlıştır ve eksiktir" diyerek kabul etmedi.
Yasal olarak 67 milyon civarı plak ve kaset tirajı olan Orhan Gencebay'ın, korsan üretimlerin yasal üretimlerden 2 kat fazla olduğu düşünülürse, yasal olmayan üretimlerle birlikte 100 milyon civarı tirajı olduğu tahmin ediliyor. Bu da, dünyanın sayılı tiraj rakamlarındandır.
Beyaz Kelebekler grubunun da eski solisti olan ses sanatçısı Azize Gencebay'dan boşanan Orhan Gencebay'ın Sevim Emre ile 30 yılı aşkın bir süredir resmî birlikteliği devam etmektedir. Oğlu Altan Gencebay halen Kervan Plak prodüktörlüğünü yürütmektedir.
Bir çok Avrupa ülkesinde senfoni orkestralarınca icraa edilen bir çok eseri vardır.10 tane profosör ünvanı bulunan Gencabay'ın Amerika da bazı müzik okullarında şarkı örnekleri ders olarak okutulmaktadır.
LED ZEPPELİN ve ORHAN GENCEBAY 1968 yılında kurulan grup daha çok Heavy Metal müzik tarzlarının öncülerinden biri olarak tanınsalar da yaptıkları müzikle Blues, Rockabilly, Soul, Funk, Kelt, Hint, Arap ve hatta Latin müzik de dahil olmak üzere birçok farklı popüler müzik türünü aynı potada erittiler. Popüler ve kolay erişilebilir kalmakla beraber istikrarlı bir şekilde yenilikçi olunabileceğini de kanıtlamışlardır. 1980 yılında John Bonham’ın ölümüyle dağılan grup hâlâ Rock müzik tarihindeki etkileri nedeniyle saygı görmeye devam etmektedir.
Grup, bu güne kadar 109,5 milyonu Amerika’da olmak üzere dünya genelinde toplam 300 milyon albüm satışına ulaşmıştır (Amerika’da satış sıralamasında The Beatles ve Elvis Presley’in ardından üçüncü sıradadır).
Led Zeppelin Vanity Fair dergisine verdikleri bir röportajda yıllarca bir Türk müzik adamının ritm altyapılarını inceleyerek bu altyapıları kendi müziklerinde kullandıklarını belirtmiştir. Bu Türk’ün adının Orhan Gencebay olduğu da aynı röportajda yer alır. Derginin söz konusu nüshası da Orhan Gencebay’da bulunmaktadır.
vazgeç gönlüm sen bu aşktan
sana güzel futbol sunan mı var
unut takımın şampiyonluğunu
sana dertlerin en güzelini veren var
Orhan baba. Bilmiyorum, arabesk kafasının da, diğer müzik akımları gibi olmadığının farkındayım ama arabesk, arabi o ezgiler, tınılar, yanık sesler. İnsan severken de bu sefer melankolik takılabiliyor cidden ya da iki eski Müslüm parçası damardan enjekte edilebiliyor.
Çok abartmamak lazım. Türkiye de sosyolojik çalışma yapılabilirse bir gün adamakıllı, Orhan Gencebay' da inceleneceğine eminim.