Önce bir itirafta bulunayım. Bunu yaparken hiçbir sakınca görmediğimi de hemen belirteyim, çünkü Allah ın bildiğini kulunun bilmesinde bir sakınca olmaz diye düşünüyorum...
Ortaokul birinci sınıfa başladığımız gün sınıfa gelen ilk hoca din dersi hocasıydı. Bu hoca aynı zamanda annemin öz teyzesinin oğluydu. Bizlere, kız erkek ayırmaksızın hepimizin bir hafta içinde 5 vakit namazı öğrenip, okunacak duaları ezberlememizi, ve herkesi tek tek tahtaya kaldırıp imtihan edeceğini söyledi. Bu hoca o kadar sert bir yapıya sahipti ki dayakçılığı ile tüm şehir de ünlüydü...
O bir haftalık süreç içinde rahmetli dedem den 5 vakit namazı ve okunacak tüm duaları ezberledim... Haftada bir ders din dersi var, o gün gelip çattığın da hoca çalan zille birlikte, bir hışımla sınıfa daldı ve hemen karatahtanın önüne bir sıra çektirdi. İlk çağırdığı kişi kimdi dersiniz ? Evet, ilk imtihan edilecek kişi bendim, ismimi güya listeye bakarak okumuştu...! Kendimden emin tahtaya doğru yürüdüm ayakkabılarımı çıkardım, bembeyaz çoraplar ayağımda, sıranın üzerine çıktım. Hocaya doğru bakıyorum. Kafasını bile çevirip bakmadan; 'vitir vacip namazını kıl' diye kükredi. Başımdan aşağı bir kazan kaynar su dökülüyor sandım. Ne diyeceğimi şaşırdım, boğazımın kuruduğunu, dudaklarımın titrediğini hissettim, kedi yavrusu miyavlamasına benzer bir sesle; 'hocam onu bilmiyorum' türü bir şeyler geveledim...İlk tepkisi NEEE ! diye bağırmak oldu..'çaabbukk bana bir cetvel' der demez 5 - 6 tane 30 santimlik cetvel çoktan yanındaydı bile... Hâlen var mı bilmiyorum ? O zamanlar cetvellerin bir tarafının içinde ince bir metal olurdu. Cetvelin o metal tarafı ile yüzüme bir vurdu... Yüzüm kanadı ve hemen sonrasında parmak kalınlığında şişti. Ağlamak istemiyorum, ama gözümden yaşlar oluk gibi akıyor. Acı umrumda bile değil. Düşünün ilkokuldan sonra yeni bir okula başlamışsınız, henüz bir hafta geçmiş, daha bırakın kızlarla arkadaş olmayı yüzlerine bakınca bile kıpkırmızı oluyorsunuz. Bütün sınıfın önünde, bilhassa kızların bakışları altında nasılda rencide olmuştum...İçlerinde, acıyan gözlerle bana bakanda vardı, kıs kıs gülende...
Annemin öz teyzesinin oğlu olan bu adam dan yıllarca nefret ettim ve onun yüzünden İslama hep mesafeli durdum... Belki,'sende çalışıp öğrenseydin be kardeşim' diye düşünenleriniz olabilir..Öğrenmiştim aslında. Rahmetli dedem bana yatsı namazını 13 rekat olarak öğretti, fakat son kıldığımız 3 rekatın vitir vacip olduğunu söylemedi. Sonuçta yaşlı bir adam, unutmuş, insanlık hali...
Dediğim gibi yıllarca dinden hep uzak durdum ve 36 yaşındayken okuduğum bazı kitapların da etkisinde kalarak, 'ben artık ateistim' demeye başladım... Sonrasında Kuran ın 4 ayrı tercümesini tedarik ederek, harıl harıl araştırmaya başladım. Fakat araştırdıklarımı kendi kafama göre yorumluyor, tanıdıklarla din üzerine uzun süren tartışmalar yapıyorum..Ta ki 2 sene öncesine kadar... Yaşadığım bazı olayların sonucunda büyük bir boşluğa düşmüştüm ve birgün kendimi Allah ile başbaşa hissettim. Dua etmeye, içimden Allah ile konuşmaya başladım. O gün, bugündür inancım çok şükür yerine geldi. 5 vakit kılamasam bile cuma namazlarını kılıyorum ve 2 senedirde oruç tutuyorum... Ben her iki tarafıda az çok tanıyan biri olarak, hem en benim diyen ateistle, hem de İslamın peygamberler de dahil, hiç kimseye vermediği başkalarını din adına yargılama hakkını kendinde görüp, ahkâm kesen din bezirganları ! ile tartışabilirim... Bence bir insanın ön planda gelen ilk özelliği insanlığı olmalı...
Dünyanın hangi coğrafyasında doğmak istersin diye kaçımıza soruldu ? Hangimiz doğmadan önce 'ben islam dinini seçiyorum' diye bir tercihte bulundu ? Onun için kimse kimseyi yok o şarlatandır, yok bu şöyledir filan diye yargılama hakkına sahip değildir. Allah kimseye böyle bir misyon vermedi. Peygamberlere bile. Onlar sadece birer uyarıcıdır... Sonuçta uçurumun ucundan kendini atmak isteyen bir kişiye; 'laaan ! manyak adam, ne yapıyorsun' diye bağırmak ne derece doğruysa, tercihini başka yönde yapmış, inançsız birinide şarlatan filan gibi sözlerle yargılamakta o kadar doğrudur, ki dediğim gibi kimsenin böyle bir misyonu da yoktur...
Benim kendi gözlemlerim bana, her 5 vakit namaz kılanın illaki dürüst olamayacağını gösterdiği gibi, her inançsızın da ahlaksız olmadığını defalarca gösterdi... Yaklaşık 32 yıldır Almanya da yaşıyorum. Üç kuruşa arkadaşını satan müslüman da tanıdım, kendi haklarından feragat edip arkadaşına arka çıkan hristiyan da...
Sakın yanlış anlaşılmasın kesinlikle bir genelleme yapmıyorum ve her türlü genellemeye de karşıyım. Sadece örnek olması açısından...Kimse yüzüme cetvelle vurarak, 35 sene boyunca dinimden uzak kalmama neden olan yobaz din dersi hocasının rolünü üstlenmesin istiyorum...Bunun, ne onlara, ne karşılarındaki kişilere, nede İslama bir getirisi olur...
Benim inancı olmayan kardeşlerime söylemek istediklerim sadece şunlar; Bende 10 senesi ateist olmak üzere, yaklaşık 35 sene boyunca İslama hep mesafeli kaldım. Yıllarca hep araştırdım, fakat yalnızca negatif şeyler aradım...
İslamı bir pınara benzetiyorum... Varsayın ki; günlerce susuz kalıyorsunuz, susuzluktan düşe kalka yürürken önünüze bir pınar çıkıyor. Bakıyorsunuz pınarın kenarında kurbağalar var, içi yosun tutmuş. Fakat su cam gibi berrak... İki seçeneğiniz var; ya 'bu suyun içinde kurbağalar var, yosun tutmuş ben bu suyu içmem' deyip söylene, söylene yolunuza devam edeceksiniz. Ya da; suyun içinde kurbağa ve yosun var, demek ki herhangi bir kimyasal madde içermiyor, rahatlıkla içebilirim diye düşünüp, kana kana içeceksiniz... Gördüğünüz gibi her şey sizin nasıl baktığınıza, nasıl görmek istediğinize bağlı... Ben, biraz geç olmuş olsa da doğru yolu bulduğuma inanıyorum... Sizlere naçizane tavsiyem; çekinmeyin, için o pınardan. Çünkü o pınarın suyu tertemiz ve depresyon başta olmak üzere, yalnızlık, ekonomik kriz gibi her türlü huzursuzluk ve sıkıntı veren durumlarda dahi size faydası vardır...
Bu arada konu deizm di, fakat bence ateizmin bir adım beri tarafıdır. Bir kere deizm görüş olarak kendi içinde bir tezat teşkil ediyor. Allahın evreni yarattığına inanıyorlar, fakat evrene bir müdahalesi olmadığını iddia ediyorlar... Yarattıysa neden müdahale etmesin ? Müdahale etmeyecekse neden yaratsın ? Diye ben olsam kendime sorarım...
Okuma zahmetine katlandığınızdan dolayı teşekkür ediyorum...
Kimsenin İslam ın yargıcı, savaşcısı, celladı olmaması.... Aksine şefkatli, hoşgörülü, insanların yaşam tarzlarına ve tercihlerine saygılı birer birey olmaları dileklerimle...
Sevgiler, saygılar...
Not: Hayatta çekindiğim şeylerin başında ukala biri olarak lanse edilmek gelir.. Ki amacım ne ukalalık yapmak, nede birilerine bir şey kanıtlamak. Sadece okuduğum bazı kelimelerin ve cümlelerin aralarında yaklaşık 38 sene önce yüzüme cetvelle vuran din dersi hocasını görür gibi oldum... Korktum !!!! Tıpkı internette, din adına bir insanın kafasını besmele çekerek kesenleri gördüğümde korktuğum gibi.Ki, Bence İslamın en büyük düşmanları onlardır...
sonsuz bir kainat yaratmaya muktedir olan Allah istese tek bir din çıkarır ve bütün insanlara ona inanma güdüsünü verirdi... vermemiş demek ki bir hikmeti var...
albert einstein' ın deist olduğu yönünde iddialar var, olası... bu adam bir bilim adamı ve dünyanın nasıl bir sistemle yaratıldığının bilincinde ve bunların kendiliğinden oluşamayacak kadar hassas bir dengede olduğunun farkında... düşünen bir insan için bu açık bir kanıttır ama diğer taraftan her şeyi bilime dayandırma eğilimi ile metafizik olayların sıkça rastlandığı din konularına kendince mantıksız yakıştırmasını uygun görmüş olabilir... peygamber efendimizin ayı ortadan ikiye ayırması, hz. isa'nın göğe yükselmesi,hz. musa'nın kızıldenizi yaran asası bilimle açıklanacak olaylar değildir ve bilim bunu kendince reddedebilir... yani dünyanın bir yaratıcısı olduğunu kabul eder ama onun insanlarla olan bağlantılarını kabul etmez...
bana göre bir deistin ateistten farkı yoktur çünkü tam anlamıyla iman kayıtsız şartsız teslimiyetle mümkündür...
bir diğer konuda deist olup -veya her neyse- islamın dışında kalıp çok ahlaklı bir insan olması halinde bu insanın durumunun ne olacağı... bunu sorgu gününün hakimi bilir bizim bunları tartacak kadar adaletli kefelerimiz yok... İslam hoşgörü dinidir... her insan yaratıcının bir parçasıdır ve onları gruplandırmak Allah' ın işidir insanların değil...
benim kanaatimce yahudi, müslüman, hristiyan,ateist vs. ne olursa olsun dinimizin özü sevmeye dayanır. sen şusun, sen busun diye yaftalamaya değil. herneyse...
ÖYLE İNSANLAR VARKİ, DİLLERE PELENSEK OLAN; İSLAMİYET VE MÜSLÜMANLIKLA İLGİSİ YOK AMA SIRF DIŞTAN ÖYLE GÖRÜLÜYOR DİYE ADLANDIRILAN... ANCAK AKKILI İNSANLAR BU BENZEŞMEYİ YAPARKEN BİR ŞEYİ ATLIYORLAR.. ONLAR İSLAM YADA MÜSLÜMAN DEĞİL... BÖYLE GÖRÜNEN İNSANLAR; BÖYLESİ MUKADDES VE KUTSİYETİ OLAN BİR DİNİ BİLE KİRLETEN ŞARLATANLARDIR... BİR DAHA BÖYLESİ İNSANLARLA ANILMASIN İSLAM... İSLAMDA HER HALTI YİYİP MÜSLÜMAN OLAN YOK ÇÜNKÜ... İSLAM BUNU YAPANLARI YAPMAYIN DİYE VAR... BÖYLESİ İNSANLARA KARŞI DURMALI HER MÜSLÜMANIM DİYEN İNSAN... DİNİNİ BİLİYOR VE SEVİYORSA...
GELELİM İNANÇ ESASLARINDA PEYGAMBERLERİ ATLAYIP SADE ALLAH'A İNANIPTA ÇOK AMA ÇOK İYİ İNSAN OLDUĞU VAR SAYILANLARA... DOĞRUDUR BÖYLESİ İNSANLAR OLABİLİR YAŞAMDA... ONLARIDA ŞUNA BENZETMEK LAZIMDIR ASLINDA; KÖPEK DERİSİNE BASILMIŞ PEYNİR MİSALİ... NE KADAR TEMİZ OLURLARSA OLSUNLAR YENİLMEZLER... SADECE PEYNİRDİRLER O KADAR... :)
deist insanlar bu inanışa yönlenirken hep, incilin değişimini, tevratın bazı böölümlerinin yırtılmasını vs. baz alır. buradan hareketle şayet o kitaplar dğeişmişse, kuran da deişmiş olabilir diye düşünürler. koşulsuz allaha bağlıdırlar. inançlıdırlar ama geriye kalan tüm olguları reddederler. bizim inancımıza göre tabi bu durumda allaha inanmak salt bir işe yaramıyor. çünkü diğer şartlarını da yerine geirmemiz lazım müslüman olmanın. onun peygamberlerine, meleklerine, kitaplarına, kaza ve kadare inanmayı vs.
aptal bir inanış sözünü doğru bulmuyorum. kim neye inanırsa inansın. bunu sorgulam bize düşmez kanaatimce. bu, kulun allah ile arasındaki meseledir.
kaldı ki deist olup, insani vasıfları öylesine taşıyan insanlar var ki...ona yakıştıramıyorsunuz bunu. yok yok diyorsun bu kesinlikle seçilmiş bi insan ama deist işte. bunun yanında müslümanım diye geçinip her türlü ezaleti yapan insanlar da yok değil. bu bakımdan insanları dini inanışlar çevresinden ziyade, yaratılış mayası gereğince değerlendirmemiz taraftarıyım.
Ortaokul birinci sınıfa başladığımız gün sınıfa gelen ilk hoca din dersi hocasıydı. Bu hoca aynı zamanda annemin öz teyzesinin oğluydu. Bizlere, kız erkek ayırmaksızın hepimizin bir hafta içinde 5 vakit namazı öğrenip, okunacak duaları ezberlememizi, ve herkesi tek tek tahtaya kaldırıp imtihan edeceğini söyledi. Bu hoca o kadar sert bir yapıya sahipti ki dayakçılığı ile tüm şehir de ünlüydü...
O bir haftalık süreç içinde rahmetli dedem den 5 vakit namazı ve okunacak tüm duaları ezberledim...
Haftada bir ders din dersi var, o gün gelip çattığın da hoca çalan zille birlikte, bir hışımla sınıfa daldı ve hemen karatahtanın önüne bir sıra çektirdi. İlk çağırdığı kişi kimdi dersiniz ?
Evet, ilk imtihan edilecek kişi bendim, ismimi güya listeye bakarak okumuştu...!
Kendimden emin tahtaya doğru yürüdüm ayakkabılarımı çıkardım, bembeyaz çoraplar ayağımda, sıranın üzerine çıktım. Hocaya doğru bakıyorum. Kafasını bile çevirip bakmadan; 'vitir vacip namazını kıl' diye kükredi. Başımdan aşağı bir kazan kaynar su dökülüyor sandım. Ne diyeceğimi şaşırdım, boğazımın kuruduğunu, dudaklarımın titrediğini hissettim, kedi yavrusu miyavlamasına benzer bir sesle; 'hocam onu bilmiyorum' türü bir şeyler geveledim...İlk tepkisi NEEE ! diye bağırmak oldu..'çaabbukk bana bir cetvel' der demez 5 - 6 tane 30 santimlik cetvel çoktan yanındaydı bile...
Hâlen var mı bilmiyorum ? O zamanlar cetvellerin bir tarafının içinde ince bir metal olurdu. Cetvelin o metal tarafı ile yüzüme bir vurdu... Yüzüm kanadı ve hemen sonrasında parmak kalınlığında şişti. Ağlamak istemiyorum, ama gözümden yaşlar oluk gibi akıyor. Acı umrumda bile değil. Düşünün ilkokuldan sonra yeni bir okula başlamışsınız, henüz bir hafta geçmiş, daha bırakın kızlarla arkadaş olmayı yüzlerine bakınca bile kıpkırmızı oluyorsunuz. Bütün sınıfın önünde, bilhassa kızların bakışları altında nasılda rencide olmuştum...İçlerinde, acıyan gözlerle bana bakanda vardı, kıs kıs gülende...
Annemin öz teyzesinin oğlu olan bu adam dan yıllarca nefret ettim ve onun yüzünden İslama hep mesafeli durdum...
Belki,'sende çalışıp öğrenseydin be kardeşim' diye düşünenleriniz olabilir..Öğrenmiştim aslında. Rahmetli dedem bana yatsı namazını 13 rekat olarak öğretti, fakat son kıldığımız 3 rekatın vitir vacip olduğunu söylemedi. Sonuçta yaşlı bir adam, unutmuş, insanlık hali...
Dediğim gibi yıllarca dinden hep uzak durdum ve 36 yaşındayken okuduğum bazı kitapların da etkisinde kalarak, 'ben artık ateistim' demeye başladım...
Sonrasında Kuran ın 4 ayrı tercümesini tedarik ederek, harıl harıl araştırmaya başladım. Fakat araştırdıklarımı kendi kafama göre yorumluyor, tanıdıklarla din üzerine uzun süren tartışmalar yapıyorum..Ta ki 2 sene öncesine kadar...
Yaşadığım bazı olayların sonucunda büyük bir boşluğa düşmüştüm ve birgün kendimi Allah ile başbaşa hissettim. Dua etmeye, içimden Allah ile konuşmaya başladım. O gün, bugündür inancım çok şükür yerine geldi. 5 vakit kılamasam bile cuma namazlarını kılıyorum ve 2 senedirde oruç tutuyorum...
Ben her iki tarafıda az çok tanıyan biri olarak, hem en benim diyen ateistle, hem de İslamın peygamberler de dahil, hiç kimseye vermediği başkalarını din adına yargılama hakkını kendinde görüp, ahkâm kesen din bezirganları ! ile tartışabilirim...
Bence bir insanın ön planda gelen ilk özelliği insanlığı olmalı...
Dünyanın hangi coğrafyasında doğmak istersin diye kaçımıza soruldu ?
Hangimiz doğmadan önce 'ben islam dinini seçiyorum' diye bir tercihte bulundu ?
Onun için kimse kimseyi yok o şarlatandır, yok bu şöyledir filan diye yargılama hakkına sahip değildir.
Allah kimseye böyle bir misyon vermedi. Peygamberlere bile. Onlar sadece birer uyarıcıdır...
Sonuçta uçurumun ucundan kendini atmak isteyen bir kişiye; 'laaan ! manyak adam, ne yapıyorsun' diye bağırmak ne derece doğruysa, tercihini başka yönde yapmış, inançsız birinide şarlatan filan gibi sözlerle yargılamakta o kadar doğrudur, ki dediğim gibi kimsenin böyle bir misyonu da yoktur...
Benim kendi gözlemlerim bana, her 5 vakit namaz kılanın illaki dürüst olamayacağını gösterdiği gibi, her inançsızın da ahlaksız olmadığını defalarca gösterdi...
Yaklaşık 32 yıldır Almanya da yaşıyorum. Üç kuruşa arkadaşını satan müslüman da tanıdım, kendi haklarından feragat edip arkadaşına arka çıkan hristiyan da...
Sakın yanlış anlaşılmasın kesinlikle bir genelleme yapmıyorum ve her türlü genellemeye de karşıyım. Sadece örnek olması açısından...Kimse yüzüme cetvelle vurarak, 35 sene boyunca dinimden uzak kalmama neden olan yobaz din dersi hocasının rolünü üstlenmesin istiyorum...Bunun, ne onlara, ne karşılarındaki kişilere, nede İslama bir getirisi olur...
Benim inancı olmayan kardeşlerime söylemek istediklerim sadece şunlar; Bende 10 senesi ateist olmak üzere, yaklaşık 35 sene boyunca İslama hep mesafeli kaldım. Yıllarca hep araştırdım, fakat yalnızca negatif şeyler aradım...
İslamı bir pınara benzetiyorum...
Varsayın ki; günlerce susuz kalıyorsunuz, susuzluktan düşe kalka yürürken önünüze bir pınar çıkıyor. Bakıyorsunuz pınarın kenarında kurbağalar var, içi yosun tutmuş. Fakat su cam gibi berrak...
İki seçeneğiniz var; ya 'bu suyun içinde kurbağalar var, yosun tutmuş ben bu suyu içmem' deyip söylene, söylene yolunuza devam edeceksiniz. Ya da; suyun içinde kurbağa ve yosun var, demek ki herhangi bir kimyasal madde içermiyor, rahatlıkla içebilirim diye düşünüp, kana kana içeceksiniz...
Gördüğünüz gibi her şey sizin nasıl baktığınıza, nasıl görmek istediğinize bağlı...
Ben, biraz geç olmuş olsa da doğru yolu bulduğuma inanıyorum...
Sizlere naçizane tavsiyem; çekinmeyin, için o pınardan. Çünkü o pınarın suyu tertemiz ve depresyon başta olmak üzere, yalnızlık, ekonomik kriz gibi her türlü huzursuzluk ve sıkıntı veren durumlarda dahi size faydası vardır...
Bu arada konu deizm di, fakat bence ateizmin bir adım beri tarafıdır.
Bir kere deizm görüş olarak kendi içinde bir tezat teşkil ediyor. Allahın evreni yarattığına inanıyorlar, fakat evrene bir müdahalesi olmadığını iddia ediyorlar...
Yarattıysa neden müdahale etmesin ? Müdahale etmeyecekse neden yaratsın ? Diye ben olsam kendime sorarım...
Okuma zahmetine katlandığınızdan dolayı teşekkür ediyorum...
Kimsenin İslam ın yargıcı, savaşcısı, celladı olmaması....
Aksine şefkatli, hoşgörülü, insanların yaşam tarzlarına ve tercihlerine saygılı birer birey olmaları dileklerimle...
Sevgiler, saygılar...
Not: Hayatta çekindiğim şeylerin başında ukala biri olarak lanse edilmek gelir.. Ki amacım ne ukalalık yapmak, nede birilerine bir şey kanıtlamak. Sadece okuduğum bazı kelimelerin ve cümlelerin aralarında yaklaşık 38 sene önce yüzüme cetvelle vuran din dersi hocasını görür gibi oldum... Korktum !!!! Tıpkı internette, din adına bir insanın kafasını besmele çekerek kesenleri gördüğümde korktuğum gibi.Ki, Bence İslamın en büyük düşmanları onlardır...