Öncelikle belirtmeliyim ki, gerçekten edebiyatımızın önde gelen sayılı edebiyatçı ve mütefekkirlerindendir. Hayatının büyük bir kısmında solcu olarak bilinen yazdığı eserlerle sadece ve sadece faydalı olmak amacını güden sade bir insan. Fikir münakaşalarına girmeyi pek sevmediği için arkadaşlarının ve çevresinin onu solcu olarak nitelemelerine karşı çıkmamıştır. Ki zaten o mecraya çok uzak olmayan Meriç, itiraz etmemekle de ellili yaşlarına kadar solcu bir kimliği bizatihi kabul etmiştir.Hayatında evlenme teklif ettiği kadınların ancak yedincisiyle evlenebilmiş diğer altısından hep ret cevabı almıştır.Yedinci teklifini de tam sevmekten vazgeçtiği reddedilmek korkusunun had safhaya geldiği bir dönemde yapmış ancak beklenenin aksine kendisinden yaşça büyük olan Fevziye Hanımla evlenmiştir.Hayatının son safhalarında Anadoluya yönelelen Meriç asıl hazinenin ve öz benliğinin üstü tozlanmış anadolu ruhunda olduğunu anlamış ve eski camiasına sırt dönmese de bu tutumu onların Cemil Meriç'i dışlamalarına sebeb olmuştur. Kendisini artık farklı bir maceraya atan Meriç asıl cevherin köklere dönmekte ve ecdadın gittiği yolu iyi anlayıp analiz etmekle olacağını anlamış ve çalışmalarını bu doğrultuda gerçekleştirmiştir. Hatta S.Yaşar'ın Cemil Meriç'i anlattığı kitabında yazdığına göre C.Meriç tarihini yanlış hatırlıyor olabilirim 64'lü yıllardan sonra kendisine fikrinin ne olduğunu soranlara sadece ''Ben artık Osmanlı'yım.'' dermiş. Yani o kadar ki kendini gençliğinde bir türlü bulamadığı tarih ve ecdad sevdasına adamış ki sadece ve sadece Osmanlı'yım demekten ileri gidememiş.Zaten şu an en çok okunan kitapları olan Kırk Ambar, Işık Doğudan Gelir gibi önemli kitaplarını ve eserlerinin çoğunun hayatının bu ikinci safhasında vermiştir.Gençliğimizin önünü açmaya dönük kitapları ve fikirleriyle iyice araştırılıp, incelenmeyi bekleyen büyük bir hazine; Cemil Meriç.
''Ben araftan ileri geçemedim. Geçemem de artık. Ama sana cennetin haritasını veriyorum. Unutma ki biraz da seni taşıdığım için dizlerimin dermanı kesildi. Bu bir şikâyet değil bir ikaz. Nerelerden geçtik bilemezsin.'' Cemil Meriç
"Olmak veya olmamak, hayat ve ölüm. O kadar iç içe, o kadar kucak kucağa ki.
Ve insanı deli eden, olabileceğin, olması gerekenin parmaklarımızdan kayıvermesi. Trajedi bu. Kırmızıya oynayayım derken siyaha oynamak. Bir kere kırmızıya oynadınız mı geriye dönemiyorsunuz artık."
“Ve insanlar Homeros’un cennetindekiler gibi kucakladın mı kayboluyorlar. Hepsi birer gölge...
Sevgi garip bir yangın. Yaşaması için büyümesi gerek. O yangına herşeyini atacaksın; zamanını, gururunu, dehanı. Ve kül olacaksın. İnsanlar ondan korkuyor, ondan yaşamıyorlar.”
buralarda anlaşılması güç yazar büyük düşünür ve bu ülkedeki en karekteristik adam.kitaplarında bir dünya yaratan görmeyen gözleriyle yazdığı yazılarla düşünçe dünyamı aydınlatan kimse kitapları Kırk ambar 1-2 jurnal 1-2 ve kendine şair düşünür eleştirmen denemeci ne olursa olsun insan diyen herkesin okuması gereken bu ülke kitabı
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.
Okumak için masanın üzerine sandalye koyup ışığa yaklaşır ve kitabını öylece okur.