Canan Tan'ın bir megaloman olduğunu düşünüyorum. Hikaye edilen esas kız hep 'en'... Erkeklere hep o kıza tapar, her işi her nasılsa çok iyi gider, hep çok başarılı olur vesair. Nil'in bir şarkısı vardı Pelin diye, ulaşılamayan kız'ı anlatırdı. Aslı da Piraye de bir Pelin türevidir. Fakat çok takdir ettiğim bir tavrı vardır Tan'ın. Öykünün bittiği yerde hemen okuyucusuna bir teşekkür sunar, mail adresini verir fikirlerini paylaşsın diye. Geçen bitirdiğim Perihan Mağden romanından sonra yana yakıla Mağden'in adresini aradım, ne çare. Bunun dışında, otobüste, metroda, vapurda her genç kızın/delikanlının elinde sıkça görürüm kitaplarını. Ve bu yüzden bir antipati gelişmiştir bende. (bkz: bestseller okuyamama sendromu)
Hikaye edilen esas kız hep 'en'...
Erkeklere hep o kıza tapar, her işi her nasılsa çok iyi gider, hep çok başarılı olur vesair.
Nil'in bir şarkısı vardı Pelin diye, ulaşılamayan kız'ı anlatırdı. Aslı da Piraye de bir Pelin türevidir.
Fakat çok takdir ettiğim bir tavrı vardır Tan'ın. Öykünün bittiği yerde hemen okuyucusuna bir teşekkür sunar, mail adresini verir fikirlerini paylaşsın diye. Geçen bitirdiğim Perihan Mağden romanından sonra yana yakıla Mağden'in adresini aradım, ne çare.
Bunun dışında, otobüste, metroda, vapurda her genç kızın/delikanlının elinde sıkça görürüm kitaplarını. Ve bu yüzden bir antipati gelişmiştir bende.
(bkz: bestseller okuyamama sendromu)