MENÃœLER

Anasayfa

Åžiirler

Yazılar

Forum

Nedir?

Kitap

Bi Cümle

Ä°letiÅŸim

Arif bir hayata marifet malzemeleri - 1 -
tacettinfidan

Arif bir hayata marifet malzemeleri - 1 -


Önsöz/Bildiri:
Arif bir hayata þifreli bazý marifet malzemeleri sunuyorum. Bizde pek bilinmeyen, 17. Asýrda yaþamýþ olan, Avrupalý anonim bir derviþin vecizelerini, (tüm sayýsý üçyüz) üç ayrý kýsýmda, burada dilimize derlemeli bir þekilde tercüme ettim.
Varsa herhangi bir hata, tövbeler olsun, affola.


Birinci Kýsým (1 - 100)



1)
Bu dünyada marifet gerek yol almak için
Bazen bin bilge yetiþmez bir akýllý adam olmak için
Bugün bir devlet bile yetmez bir derman bulmak için
Her þeyin bir doðrusu, bir eðrisi, buhraný ve zirvesi var


2)
Her birimizde bir öteki ikiz var, mahzundur yok ise yetenek
Zekâ yetmiyor, eksik ise özyapýda hususiyet ve kabiliyet
Zengin olsun, fakir olsun, hayat maskaralýktýr çürükse bizde iç devlet
Þahsýna münhasýr bir kimse olmak için,
zekâya ahlâk elzem, buna herkesin tabii ihtiyacý var


3)
Eðer hayranýn þimdi çok ise,
sanma ki bu tuhafiye hiç tükenmez,
zira sen çok ihtiyatlýsýn
Her þeyi olduðu gibi nakledersen,
sanma ki bu takdire þayan faaliyet
sana olan hürmeti bitirmez,
zira sen tedbirlisin
Ya hikmetin bir öteki ikizi gizem ise?
Bil ki gizemin de dostu boldur;
o zaman, derler ki sen de yeteri kadar esrarlýsýn
Arada bir her þeye biraz ketumiyet katarsan,
demek ki sende bir miktar muallak hikmet var


4)
Derler ki, yüce büyüklüðün esrardýr en yegâne gayesi
Ecellide belki ecelsizin budur ispatý ve tecellisi (?)
Her birimiz bildiðimiz kadarýz,
Belki O’nun teknesi en zekimizdedir
Tövbe! Bilgisiz insan küre gibidir, ama ýþýksýz:
Bilgi ise; belki O’nun Gözü, Gücü ve Gövdesidir
Yalnýz, bilgide cesaret eksik ise, o þahýsta verimsizlik var


5)
Süslenen yürek deðil,
candan seven gönül yüce sahibe caziptir denir
Pohpohlanmak istemez,
zira aklýselim insan, kendini aratýr
Minnetkârlýk aramaz,
zira ihtiyaç hissi ve umut uyandýrmýþtýr
Çünkü, minnetkârlýðýn hatýrasý geçici,
umudun ise kalýcýdýr
Öyle ki, nezaket ve iltifattan ele geçen az,
itimattan kazanýlan çoktur
Derler ya,
’susak suyunu içtikten sonra kuyuya kýç çevirir!’
Yani, menfaat ve ihtiyaç saðlanýnca,
hürmet, kabalýkla takke deðiþir
Tatmin seviyesini tamamen doldurmadan,
umudu hep canlý tutmalý
Velhasýl, daha yüksek mertebelerdekiler
hep sana ihtiyaç duymalý
Ama bu his bir nevi köleliðe dönmemeli,
ketumiyetin haddini bilmekte fayda var
Ýhtiyaç hissi vasýtasýyla ümit canlandýrmakta
herkese her zaman ebedi haber var


6)
Bu dünyada hatasýz hiç bir canlý yoktur,
zira mükemmellik tek Mevlaya aittir
Her gün ve her an þahsýmýz geliþmekte;
ama esas ruh gayemiz O’na ait
Varlýk sebebimizin zirvesine yaklaþýrken,
en iyi faziletlerimizin tamamlanmasý
yine hep Yaradana ait
Muvaffakiyetlerimiz,
iffet tadýný aldýðýmýzýn iþaretleridir;
berrak düþünce halimiz ise
vicdan rahatlýðýmýza delalet eder,
ve yargýlarýmýzdaki olgunluðumuz ile
irademizin saðlamlýðý sadece O’na ait
Herkesin varlýðý tamamlanamaz,
zira ’biraz’ eksikliðin arzuhalini ispat eder,
Oysa, bazýlarýmýz hayat aleminde çok geç piþeriz
Keza, tamamlanmakta olan bir insanýn dilinden hikmet akar,
o her þeyde basiretlidir,
ve sadece basiretlilerin bilinen çevresine kabul edilir;
hatta onlar onu arar
Bu adam en yüksek zirvededir ve
galiba bu durumda Rahmetullaha ait bir icra var


7)
Muzafferiyet nefret uyandýrýr
Senden üstünleri maðlup etmek
hem budalalýk hem de mahvedicidir
Üstünlük taslamak ise
çok fena ve tiksindirici bir haldir
Hele hele üstünlere üstünlük taslarsan
Ýhtiyat böyle bir ayýbý örtbas etmek için
yegane bir avantajdýr
Mesela, güzellik ve yakýþýklýlýk
ihmalkar giysiye pelerin çekebilir
Þansýna ve iyi bir huy vakti
sana öncelik tanýnabilir,
Ama zekâ huzurunda buna kimse tenezzül etmez,
hele hele senden üstünlerin arasýnda
Zira zekâ muhteþem insanlarýn muhitidir;
Öyle ki, senin ayýbýn onlara isyan anlamý taþýr
Onlar soylu kimselerdir ve
en faziletli vasýflarda soylu olmayý arzu ederler
Geride kalmaya tahammülleri yoktur,
ama yardýma amenna derler
Nasihati tesadüfen unuttuklarýný kabul ederken
bulamadýklarý bir nesneye rehber olduðu kabul edilmez
Bu mutlu inceliði bize parlak yýldýzlar müjdeliyor
Yüce Yaradanýn çocuklarýdýr o yýldýzlar
ve O’nun pýrlantalarý olduklarý halde,
O güneþe asla rekabet etmezler
Böylece, demek ki, senden üstünlerin nezdinde
zafer almaktan sakýnmakta epey fayda var


8)
Kuvvetli hýrs ve hevesli duygulardan arýnmak
aklýmýzýn hakký ve en yüksek mertebesine eriþmektir
Bu tepe, bu yükseklik,
bizleri geçici ve alçak tahriklerden korur
Kendine hakim olmaktan daha iyi bir kural yoktur
Kendi tahriklerimize hükmetmek hür iradenin zaferidir
Heves duygularý tabiatýmýza þart kýldýkça,
yüksek mertebe nafile;
Çünkü en azý en yükseklerde bulunandýr
Rezillikten kurtulmanýn tek yolu bu;
tekrar itibar edilmenin en kýsa yolu ise,
yine bu tercihten geçer
Nitekim, tahrik edici duygularýmýzý
kontrol etmekte
[azami] fazilet denecek alametler var


9)
Irmak, aktýðý yerlerin doðasýnda
kirinden temizlenir
Ýnsan ise doðduðu yerin ikliminde
Bazý insanlar vatanlarýna
daha çok borçludur
Çünkü, onun sayesinde
doruða eriþmiþlerdir
Ama hatasýz memleket yoktur
Rakipleri ya korkudan onu över
Ya da kabahat icat edip
azarlar ve tehdit eder
Becerinin zaferi
içimizdeki ulusal hatalarý düzeltmektir
Hatta, icab ederse saklamaktýr
Özebir þahsiyet sahipliði
itibar gördükçe
Senden beklenenden
daha az zahmet beklenir
Eðer, bir insanda ailevi, mevkisel, acemi
veya geç yaþtan gelen zaafiyetler
birleþiyorsa
veya dikkatle kusurdan
korunulmuyorsa
Tahammül edilemez bir ucube
varlýk bulmuþtur!
Memleketin hatalarýndan kendini temizlemekte
yarar var


10)
Belki talih ve ün,
ya dost ya da akrabadýr
Biri maymun iþtahlý ise,
öteki daimi kalýr
Biri hasete,
öteki unutulmaya düþmandýr
Uður arzulanýr,
ama desteklendiði vakit
þöhret kazanýlýr
Ün, insanýn en iyi tarafýndan
kaynaklanýr;
Ama her zaman devlerin
kardeþi
ve hep aþýrý
derecededir
Ya korkunç gaddarlar
ya da harika dehalar
yetiþtirir
Kýsmet hayati,
þöhret takibidir
Ýkisini bir insanda
birleþtirmekte
marifet iþareti var


11)
Dostluðu ve münasebetlerimizi
ilim okulu haline getirmeliyiz
Kültür, sohbet vasýtasýyla
iletilince
Dostluk,
öðretmenlik
itibarýný alýr
Zevk dolu sohbetler
ders verici bilgi ile süslenir
Aklýselim insan,
deðiþken zevklerden
hoþlanandýr
Söyledikleri dinlenir;
dinlediklerinden
ders alýr
Bizi biribirimize çeken þey
genelde kendi menfaatimizdir
Ama, en yüksek mertebedekilerden
Bilgeler bilginleri
kibir mabetleri
olduklarýndan deðil,
Ýyilik ve güzelliðin
ibadethanesi
saydýklarý için ararlar
Zira onlarda dünyevi
hikmet ve itimat
yer bulmuþtur
Sadece Yüce Gönlün kâhinleri
olduklarýndan deðil;
Verdikleri örneklerden
ve hareketlerden
bile deðil;
Çevrelerinde toplanan hikmetli insanlarýn
sayesinde
kýymet alýrlar
Yani, sana ders verecek kiþilerle
iliþki kurmakta epey fayda var


12)
Maddiyet ve emek:
Tabiat ve maharet;
Hünersiz ne güzellik süslü
ne de fazilet tahammüllüdür
Hüner þerre deva bulur,
iyiliðe ilave olur sevap katar
Tabiat, bize en iyisini
vermiþ ama, çok seyrek vermiþ,
Yardým için maharete
müracaat
etmek gerekiyor
Aksi takdirde
en iyi yaratýk kültürsüz,
Terbiye edilmeyen
faziletlerin yarýsý ise nâmevcuttur
Yapma da olsa,
eðitimden mahrum bir kiþi cilasýzdýr
Çünkü, her nevi faziletin
biraz olsun cilaya ihtiyacý var


13)
Ýnsan hayatý
bedhahlýk ile yapýlan
muharebenin alanýdýr
Zekâ ve ariflik, yani feraset,
niyetin izlemsel deðiþimiyle dövüþür
Ettiði tehdidi yerine getirmez;
stratejik hedefi sadece ikazdýr
Hüner ile havalanýr
ve umulmadýk yöne saplanýr
Her zaman av faaliyetini gizli tutar
Rakibinin dikkatini almak için
bir sebep gösterir
Ama ansýzýn döner,
ve beklenilmeyen þeyin vasýtasýyla
fetheder
Keskin zekâ tetikte
durumu önceden tahmin edebilmiþse,
Tuzak kurup pusuda bekler
Her an rakibin
ifade ettiði sahte þeyin karþýtýný sezer
Yanýltma hareketlerini
ve hilelerini yakýndan tanýr
Ýlk dürtüye güya baþ eðer,
ikinci hatta üçüncüye bile katlanýr
Feraset artýk yükseklere çýkmýþtýr
Önceden umduðu desiseyi görünce,
aldatmaya çalýþýr
Hilenin hilesini deðiþtirmek için
oyun taktiklerini deðiþtirir
Hile yapmadan hileyi dolandýrýr durur
Ve hileyi dürüstlük vasýtasý ile aldatýr
Fakat, rakip zekâ,
daimi fýrsat kollamaktadýr
Aydýnlýktan saçan karanlýðý keþfetmiþ
ve tetiktedir
Ýþ, mahir olduðu kadar basit
ama gizlidir
Böylece, olduðu gibi görünen riyasýzlýktýr ve
Dev zehirli yýlanýn hilelerine karþý tek çaredir
Ama Rahmetullah güneþinin ýþýk oklarýnýn himayesinde
Þeytan ile daimi savaþtadýr
Bazen ikincil fikire,
bazen ilk itkiye uymakta hünerliye galibe var


14)
Her zaman özdek, yani töz, esasýna yetmez
Ýlinek, yani rastlantý gerekmektedir;
Kötü tavýr ve kötü terbiye her þeyi bozar:
Özellikle, uslamlamayý, yani akýllý ve
muhakemeli bir þekilde düþünmeyi;
Ýlavesinde, hakkaniyet, doðruluk ve adaletimiz
Terbiyeli ise, her þeyi saðlar:
Yok, hayýr, olmaz cevabýný bile telleyip pullar,
Hakikati, sadakati, samimiyeti tatlandýrýr,
Ýhtiyarlýða bile, ananevi bir güzellik vasfý ekler!
Yapma tarzýnýn, yani “nasýl“ ve “ne surette”
yönteminin kocaman bir rolü vardýr iliþkilerimizde
Güzel tavýr hiç çaktýrmadan þefkat sahibi olur
Davranýþýmýzda hassasiyet ve zariflik
hayatýmýza neþe ve sevinç katar
Yüzümüzdeki latif ifade ise
En zor durumlarda yardýmda bulunur
Öz ve sahiden, yani içten iyi olmak güzeldir tabi
Ama bunu yüze vurup gösteremezsek, demek ki o cüzde bir hata var


15)
Güçlü insanlarýn ayrýcalýklarý,
kabiliyetleri ve hayati ruhsatlarý
Akýl sahibi kimseleri,
yani idrak galiplerini
çevrelerinde tutmaktýr
Zira bunlar, onlarý her tür
cehalet korkusundan kurtarýr;
En zor tartýþma noktalarýnda
kaygýlarýný güder
Az bulunur niceliktir
hikmetli kimselerden
ihsan faydasý elde etmek
Ama bir hükümdarý
ihtiyaca köle etmenin
gaddar kaprisinden sakýnarak
Alýþýlmýþýn dýþýnda,
orijinal bir üstünlük
ve yüceliktir bu
Hayatýn bize baðýþladýðý
en güzel bahþiþlerden biri ise þudur:
Ustalýklarýyla bize hizmet eden ama tabiiyeten
Üstadýmýz, amirimiz olan kimseleri baþ tacý etmek.
Yaþam küçücüktür,
ama bilgi çok büyük:
Gerçek hayat yoktur bilgisiz hayatta
Ne kadar harika bir kurnazlýktýr
þu ders almadan öðrenmek!
Çok miktarda elde etmek
çok kiþinin vasýtasýyla ...
Ve tamamen bunlarýn sayesinde
ulaþabilmek bilgeliðe!
Nitekim, söz sahibi
oluruz heyet çemberlerinde -
Hem de Çoðunluðun namýna!
Bir o kadar da bilge
senin tavsiyelerini
dillendirir
Kâhinlik þöhreti elde edersin
gerçi ötekinin emeðiyle
Ve bu candan elçi hizmetçilerin
en iyi kitaplarý süzgeçten
geçirir
Dirayet,
yani hikmetin en mükemmel örneðine hizmet ederler
Velhasýl, bilgeleri hizmete alamayanlar,
hiç olmazsa onlarý dost edinmelidir
Diyeceðim, senin can kuþlarýnýn
hizmet elçiliklerini saðlamakta
hikmet ilmine
hizmet var


16)
Bilgi ve iyi niyet
birlikte daimi baþarýnýn teminatýdýr
Bitirim akýl sahibi bir kimse
fena bir iradeye nikâhlý ise, vay haline!
O adam, o canavar, tam doðaya aykýrý bir hadisedir
Kötü bir irade, yani istenç, her þeyi zehirler
Bilgi ona yardým ettikçe,
harabiyet kesin ama incelikle ve sessizce
Bu berbat yüksekliðin tepesi uçurumdur
Oraya çýkanlar helâk olur
Bilgi var ama duyu noksan ise
ahmaklýk çiftleþmiþtir
Bilgi ile iyi niyet evlendirilince
Ver yansýn - dümbelek ile kemençe!
O çifte hayat boyu düðün dernek var


17)
Hep ayný yolda yürüme
Geliþ gidiþini biraz deðiþtir
Bu rakibin dikkatini daðýtýr
Her zaman ilk güdüye uyma
Bu birbirine benzer aynýlýðý
çok geçmeden rakibin sezer
Ve tahmin vasýtasý ile
Senin tertibini köstekler
Kanatta düz uçan kuþu vurmak kolay
Ama saða sola dönüp büküleni indirmek,
o kadar kolay deðil
Keza, hep sadece ikincil fikere de güvenme
Ýkinci defa tefrik edilebilir
Rakip hep nöbettedir
Onu atlatmak için çok ustalýk gerekir
Kumarbaz, rakibinin umacaðý veya
onun istediði oyunu tekrar ve aynen asla oynamaz
Bazen yerine göre
almaþýk usulde hareket etmekte yarar var


18)
Kabiliyet tecrübenin;
tatbik ise kabiliyetin
eseridir
Ýkisi bir arada olmadýkça,
ulaþýlmaz
yüksek zirveye
Sýradanlýk,
tecrübeden çok þey ele geçirir
Oysa, üstünlük onsuz kýsýr kalýr
Denir ki: Ýtibarýn ücreti çalýþmaktýr
Fiyatý düþük olan bir þeyin
deðeride öyle sanýlýr
En yüksek mevkilerde bile
bazen daha da çok aranan þey tecrübedir
Oysa hüner,
orada bazen daha da nadir bulunur
En büyük iþlerde
ne az ne çok olan þeyin tercihi
En küçük mevkide
en büyük iþlerin faaliyeti
Tabi, bunlar cömert bir zekânýn mazereti
sayýlýr
Gerçi, en yükseklerin arasýnda parlamak
mütevazide olsan,
sýradan bir yerde durmak ile uygulanmaz
Hayatta tecrübe kabiliyetin mühürüdür
Tabiat ve maharet elzem,
her ikisinin eþliðe
ve birliðe
ihtiyacý var


19)
Adet olmuþ gibi þöhretlilere
bir nevi uðursuzluk
ama Ünlü olduktan sonra
Onlardan umulaný
tamamen
yerine getiremediklerinden
Hakikat hiç bir zaman hayale uymaz ki
Kusursuz hayaller kurmak kolay
Ama gerçekleþtirmek kolay deðil
Hayal Ümitle eþlendirilebilir
Ama her þey yavrudan çok daha büyük
Ne kadar büyük veya küçük olursa olsun, fazilet
yetiþemiyor tüm beklediklerimize
Haddini aþan umursamalarýmýz
Bizi hüsrana uðratýnca
Hayal kýrýklýðý yer deðiþir hayranlýkla
Ümit tahrif edebilir hakikati
Býrak muhafýzlýk yapsýn sana hüner
Bir kaç teþebbüs baþlangýçta yeterli
Vaadin amacýný göstermeden tahrik etmek hevesi
ve meraðý
Hakikatin daha çok baskýn çýkmasý
gayene çok daha iyidir
düþünülmüþten bile daha ziyade
Hayýrsýzlara bahþiþ olamaz bu kural
Ama onlarada avantajdýr buysa abartý
Ama yenilirler ortada alkýþlara
Harabiyet, bir an sanýlýr ki çekilebilir
Abartýlmýþ beklenti uyandýrmakta hata var


20)
Az bulunur kiþilerin itimadýdýr kendi yaþlarý
Ama herkes hak ettiði yaþý bulamaz
Bulduðu vakit ise tam kýymetini bilmeyebilir
Bazýlarýnýn deðeri býrakýlmýþtýr daha iyi bir devire
Her çeþit iyilik her zaman bulamaz muvaffakiyet
Her þeyin vardýr bir zamaný ve bir dönemi
Faziletler bile uyruk altýndadýr modaya ve uyduya
Ama hikmet sahibinin en yegâne avantajý ecelsizliktir!
Eðer bu devir onun deðilse, öteki çaðlar onun olacaktýr
Bin deðil, bir devrin adamý olmakta bile hayýr var


21)
Kurallar
mevcut
þanslýlýða
Der ki Arifler:
’Her þey baðýmlý
deðil fýrsata’
Muavenet
yardým edebilir,
ama vasýtasýdýr umursama
Olur bazýlarý tereddütsüz tatmin
ve kapýsýna varýnca þanslý
ihtimali talihin
orada beklerler
Beklerler ki açýlsýn
Oysa diðerleri,
biraz daha uðurludur
En önce sýçrarlar ortaya,
kurnazca olsa da, vasýtalarý cesarettir
Adeta, bir talih meleðine eriþirler
Ve onun lütfunu kazanýrlar
Sanki bir kanadýna
binmiþlerdir meziyetin
Üstelik,
sanki bu niteliðin
yiðitliðindedirler
Gerçi, gerçek felsefede
yoktur baþka bir hakem
bir þeyin iç yüzünü kavramakta,
yani hariciyesinde
faziletin ve vukufun
Uðursuzluk olabilir,
ama uður
yoktur, yoksa hikmet!
Demek ki, þanslýlýðýn bile bir sanatý,
yani marifeti var



22)
Kim ise Ýrfanlý,
zevkle ve zekice
kuþanýr âlimlik
silahýný
ve hazinesinde
bulunur iþe yarar
günlük bilgiler
Acemi söz etmez,
olup bitene
yargýsý ustacadýr
Her an cebinde
bulunur hazýr cevap
Ve her an
yüzündedir usul
Ve her an yüce gönüllüdür
kendi hareketi
Ama her þeyi ciddiyete
koymaz,
zira epey öðreti
icra etmiþtir aðýz tadýnda
ve lezzetli þakalarda
Hadiye bilgi yardýmcýsýdýr
Bazen bu, yetkin sanattan
bile, daha iyidir
eðer dayanýrsa yeterli sanata!
tabi ikramcý,
yani mükrim,
ve yüksek þümullü
hür fikirli iseler
Ýrfan sahibi bir kimsenin
aldýðý niþanýn
hedefinde hikmet var



23)
Zaruri þartlarý bellidir olgunluðun
Çok azdýr ancak, bir noktada zaafiyetsizi
Bazen bedenseldir
Bazen ise ruhi ve manevi
Ki böylece bir olasý hata þýmartýlýr,
Ve varsayýlýr her bir derde deva
Zira adam keskindir
Sanýr ki, topyekün yükselmiþtir makamýnda
ve yok der, görmez herhangi bir þey noksan
Ne desek? Görmez ki, bir noksan ta öteki noksaný!
Tek bir bulut gizleyebilir tüm güneþi!
Aynen böyledir itibarýmýz
O da yamalýdýr
Ve buluverir o yamayý kötü irade
Ve sürekli bir þekilde düþer takibine
Bu durumda en hünerli beceri
deðiþtirmektir bu tahvili
Nasýl mý? süsleyerek!
Böyle yapmýþtýr eskiden þöhretliler
Krallarýn noksanýna süs, cevher olmuþ defne
Demek ki, pirüpak oluþta her hatalýya bir çare var



24)
Hayal gücünü,
yani muhayyileyi,
hep çek kontrole
Bazen onu düzelt,
Ama bazen ona yardým et,
yani getir muavenet
Bu bize tamamýyla
çok önemlidir
Ve aklýmýzý yöneltir
en muayyen doðruya
Hayal zulmedebilir
Sade seyirde
olmayabilir -
kendi kendine tatmin
Zira etkileyip hükmetmek
ister hayata
Netice? O hayat, ya mutludur
ya da sýkýcý,
yani külfetli...
o divane muhayyilenin
doðrultu ve amacýnda
Bizi ya hoþnut ya dargýn eder kendimizle
Bazýmýza armaðaný
hep hareket cezasýdýr
Ve kýrbaçla döver,
ecelli enayiliðimizi
Diðerlerimize ise, vaadi
mutluluktur
ama macera dolu
ve neþeli sabuklamalarda
Bütün bunlarý yapabilir
eðer bizde noksan ise tutum
yani becerikli...
bir nevi kendine kendini kontrol
Ancak bu nitelik
onu tutabilir hükmünde
Demek ki, hayal gücüne boyun eðdirmekte fayda var



25)
Bir zamanlar sanal deðerindeydi
muhavereler
Þimdi artýk bunlar kâfi deðil,
yetmiyor
Hissetmeliyiz
zýmni iþareti
Bilhassa, tacizden vazgeçirmek
için kendimizi
Zira rahatça
kendisi anlamayan
bir kiþi
baþkalarýna
kolaylýkla kendini anlatamaz
Öteki tarafta, mevcuttur
saçma gönül ilahiyatçýlarý
ve yüreðin kaplan niyetlileri
Ama bizleri en çok ilgilendiren
gerçekler
Ancak yarým yamalak
söylenebilir
Dikkat edersek tamamý gelir mananýn
Duyarsan bir þey ki olumludur ve lehtedir
Sýkýca tut dizginlerini -
kendi saflýðýnýn,
Oysa, aleyhte ise
haydi küheylaný mahmuzla!



26)
Keþfet, bul her adamýn düðmesini
Bu sanatýdýr iradelerini sürmek için harekete
Lazým gelen ise, ustalýktan daha çok,
öneri, yani azimdedir
Her kiþiye
hangi noktada
ulaþabileceðini bilmelisin
Her iradede kendine özgü bir dürtü var,
almaþýktýr iþtaha
Herkes bir þeye tapýnýr
Bazýsý þöhrete
Bazýsý menfaate
Çoðu ise, zevke ve sefaya
Marifet,
bulmaktýr
onda bu putlarý
ki maça konsunlar oyunda
Herhangi bir adamýn esas dürtü kaynaðýný bulursan
Bulmuþsun demektir onun irade anahtarýný
Temel hareke-iþtahlarýný deðerlendir
En üstte deðil, en elçak rafýndadýr tabiiyetinin
Daha iyiden daha çoktur fena düzenlenen yaradýlýþlar
Ýlk önce, tahmin et adama hükmeden his ve hevesi
Ýltifat veya rica biçiminde hitap et ona bir cümleyle
Harekete geçir iþbu teþvikle
Böylece, piþti korsun irade hürriyetine!
Ýnsan vidalarýna tornavida olmakta hikmet var



27)
Nicelik deðil, nitelikte
barýnýr fazilet
Az bulunur ve nadidedir en iyisi
Ama aþýrý miktarda düþürüverir deðerini
Ýnsanlarýn devi bile genellikle cücedir
Bazýsý önemser kitabýn kalýnlýðýný
Sanýr ki, eti daha kýymetli beyninden
Nicelik, kendi baþýna baþ kaldýramaz aleladeliðe
Umumiyetle budur dehalarýn talihsizliði
Her yere yerleþme hevesinde hiçbir yerde kalýrlar
Niteliðin hediyesi en yüksek tepedir
Yükselir destan gibi ulviliðe -
Ulvilik meselelerinde
Niteliði niceliðe
daha fazla tercihte hediye var



28)
Hoþ deðil, tatsýzdýr,
Ey yüce arif
O huzursuzluk hissin,
icraatýn hoþnut
edince kalabalýðý
Ama, yað çekercesine
tezahürat
yapanlar tatmin
edemez
anlayýþlýyý
Gerçi bukalemunlar,
sade hayraniyetin nefesinde huzur bulurlar
Tam aksine dururlar
Mevla’nýn tatlý müjdelerine
Bu deðildir hususiyeti
yüksek seviyeli zekânýn
Kalabalýðýn merakýnda
aramaz sükutu zevki
Zira, cehalet altüst
edemez mucize ve kerameti
Pespaye divaneler
güya baþýboþ dolaþýrken
Hileyi
hep gözaltýnda
tutar
tetikte
duran hikmetliler
Hiç bir surette adiliðe
fýrsat vermemekte hikmet var



29)
Dürüst adam,
doðruluðun
mezhebine
yapýþmýþtýr
Ve dirençli bir amaçla
Ne kalabalýðýn þehvetli sevdasý
Ne de zalimin zulmü
onu ihlal ettiremez doðrudan
Kim olacak böyle zümrüdüankanýn
denkser insafý?
Ne kadar kýt imiþ hayraný
dürüstlüðün!
Herkes onu metheder över
Dar durumda kalýncaya kadar takibinde
tehlike anýnda inkâr eder
Ve kurnazlýkla durumu gizler
Umurunda deðildir ettiði savaþ
dostlukla, iktidarla, ve menfaatle
zira korkar
firardan
Dirayetli adam,
makul temyize
idraklýdýr
Çýkmaz,
üstlerinin ve devlet iradesinin önüne
Ama, daimi sabit ve açýksözlüler
onlarda riayetlidir gerçeði gizlemeye
ve aksini bir nevi ihanet sayarlar
Böyle, hazinelerindedir
direnç
Ve miktarý
daha fazladýr
ariflikten
Bu çeþitler,
hep bir köþesindedir
hakikatin
Eðer bir fýrkayý
terkederseler
Maymun iþtahlý
olduklarýndan deðil
Zira, diðerlerinin daha önce
yaptýðý ihaneti
sebep gösterirler
gerçeðe
Doðru adamda dürüstlük
ve insaf
vardýr



30)
Olmasýn
Kerih
Mesleklerle
hiçbir iþin
Geçici modalardan sakýn,
sahte bir ün
getirmez
sana þanlý itibar,
tam aksine
Nicedir
hayalperestlilerin
mezhepleri
Basiretliler
hepsini terketmeli
Hikmetlilerin
reddettikleri
tatsýz çeþni,
tuhaf aðýz tadý
dar kalplere
sýðdýrýlmýþ aþk,
cimridir
Böyleleride
eriþebilir nama, þöhrete ve saygýya
Lakin, alay ve istihza
konumunda
Kalbe
girmemiþtir
onlarýn itibarý
Ýhtiyatlý
adam meslek
edinmez ilim ve irfaný
Yandaþlarýný mahcup
kalacak iþlerde býrakmaz
Bunlarý sýralamaða
lüzum yok, çoktan belirli
Yaygýn ve umumi
hor görü
yeterince tek tek ayýrmýþ
Alýn teriyle kazanýlan
en küçük iþte bile
þan var



31)
Þanssýzlýk
maskaralýðýn
cezasýdýr
genelde
Yoktur
ondan daha
bulaþýcý
hastalýk
paylaþanlara
Katiyen, en ufak
kötülüðe
açma
kapýyý
Daha büyükleri
sývýþabilir
ardýndan
Hünerlilerin en hünerlisi
sýnýrlarýný
bilendir
Kayýpta
büyüðünden
sakýn,
ufaðýyla
yetin
Uðurluya
yönelirken
uðursuzdan
korunmakta
hikmet var



32)
Yüksek ve güçlülerin
ihtiþam amacý
cana yakýn
iltifatkârlýktýr
Budur krallarýn
fetih kuralý
kazanmak
için külli iyiniyeti
En büyük
avantajlarýdýr
onlarýn hâkimiyet
mevzilerinin
sundukça
diðerinden daha fazla
iyiliklerini
Edinir dosta
yakýþýr
iþ güdenler dostlarýný
Ama bir tarafa
býrakýr
bazýsý
hoþsohbeti,
Bu zor
olduðundan deðil,
belki kötü
yaradýþlarýndandýr
Her þeyde bunlar
tam tersidir -
ilâhi keremin
Ýyiniyetli
denilen itibara
ermekte kutsi rahmet
var



33)
Hayat derslerinin önemli derslerinden biri esirgemek ise, bunlardan en

önemlisi bunu þahsi ve resmi alanda kendimize nasýl esirgemeyi

bilmektir. Dýþa dayalý, bize iliþkisiz, çeþitli meslekler var, ki daimi

zamanýmýzý harcar. Bizi alâkadar etmeyen iþlerle uðraþmak nafiledir.

Ýhtiyatlý adamýn baþkalarýnýn iþlerine karýþmamasý yetmez, onlarýn onun

iþlerine karýþmasýna dikkat etmesi ve olasý zararlarýný önlemesi

gerekir. Eðer bir insan kendini her þeye yükümlü görüyor, ama neticede

kendine olan mesuliyeti eksiltiyorsa, ne orada ne de buradadýr.

Dostlarla da böyledir, yardýmlarý suistimal edilmemeli,

verebildiklerinden daha fazlasý beklenmemelidir. Ýfratýn hemen hemen

her çeþidi zaildir, özellikle þahsi iliþkilerde. Hikmetli itidal en

iyi tarzda herkesin iyiniyetini ve itibarýný vikaye eder, yani korur.

Zira, bu vasýta sayesinde kibarlýðýn ender nimetleri müþkülpesent

nitelikte yýpranýp gitmez. Böylelikle, kendi dehanýn özgürce seçtiði

intihabý korur, kitaba geçmemiþ huy tadý besleyen örf ve âdetlerine

karþý günah iþlemezsin. Keza, bazen ileri gitmekte bazen geri

çekilmekte hikmet var.



34)
En önde gelen istidat atiyesi en güçlü vasfýmýzý öðrenmektir. Bunu

yetiþtirip terbiye ettikçe gerisinin gelmesine muavenet etmiþ oluruz.

Herkes herhangi bir hayat amacýnda ilerleyebilir. Tabi, eðer en

kuvvetli niteliklerinin ne olduðunu bildikleri takdirde. Farket senin

özel þahsi kabiliyetlerini, ve dizginlerini eline al. Bazýmýzda yargý

gücü mümtazdýr; bazýmýzda yiðitlik. Çoðunluk ise, genellikle kendi

doðal istidadýna zorbalýk eder, ve neticede hiç bir þeyde üstünlük

kazanamaz. Hayal kýrýklýðýna uðradýðýmýz vakit, en derin hislerimizin

samimi olmayan iltifatlarda haybeye gittiðinin nedenlerini zaman bize

çok geç bildirir. En kudretli tarafýmýzý bilmekte hâkimiyet niteliði

var.



35)
Tüm maskaralarýn akýbeti akýl noksanlýðýndan düþtükleri kederdendir.

Bir þeyin yarýsýný bile göremezler. Kendi kayýp ve kazançlarýný

göremediklerinden, gayretleri buna göre daha kýsýtlýdýr. Bazýsý az

ithal ettiklerini epey büyütür oysa çok zengin bir þeyden pek az gelir

saðlar, yani durumu hep yanlýþ bir terazide tartar. Çoðu saðduyularýný

kaybetmez, zira kaybedecek bir þeyleri yoktur. Akla yakýn dikkat ile

gözlenmesi gereken konular vardýr, bunlar aklýn en derin çukurlarýnda

korunmalýdýr. Akýllý bir adam her þeyi en derinden düþünür, ama bir

farkla, meselenin en özüne, en zoruna, en çok eðilir. Sandýðýndan

daha fazla bir miktar olabileceðinin farkýndadýr ve takdir eder. Öyle

ki, onun kavrayýþ kapsamý anlaðýn yargýlama evhamýna kadar uzanýr.

Düþünmek lazým, ama en önemli þeyi en çok düþünmekte yarar var.



36)
Huyuna epey dikkat etmelisin. Seksen yaþýnda doktor olmak isteyen

kiþi, ayný yaþta, yani vakti geçtikten sonra erdemin kapýsýnda

mýrýldanan bir hasta, bir günahkâr gibidir. Becerinin zirvesi, onu

beklerken bile, þansýna nasýl rehberlik yapman gerektiðini bilmekten

geçer. Zira, en uygun anda kullanabilmek için, beklerken, ona yetiþen

bir þeyle uðraþmak elzemdir. Þans bir fýrsattýr ve kendine özgü bir

vakit diliminden süzer gider, ama çarký hesaplanamaz, adýmlarý ise

gayet düzensizdir. Kýsmetin elveriþli ise, cüret ve cesaretle atýl ve

ilerle, zira talih yiðide müptelâdýr, ve belki diþil olduðundan olsa

gerek ki, gençlere daha çok özen verir. Fakat, eðer þansýn iyi

gitmiyorsa, býrak, yol ver ve geri çekil, böylece þanssýzlýk yýldýzýna

çifte bereket saðlamazsýn. Hayatta ileri ve geri giderken daima

þansýný iyice tartmakta hayýr var.



37)
Ýstihza, iðneleyici ve küçümseyicidir, ama insan iliþkilerinde en büyük

incelik noktasýna iþaret eder. Adamýn huyunu denemek için bazen envai

çeþit alaya tabi tutulur, ve bu vasýtayla çoðu kez kalbinin en ince ve

en delici mihengine ulaþýlýr. Ama, istihza çeþitlerinin en kötüleri,

yani kötü niyetle ve küstahça yapýlanlarý, kýskançlýk zehirine bulanan

ve tüm hislerimizi zehirleyenlerdir. Bu beklenmeyen kývýlcýmlar sevgi

ve saygýyý tamamen yakar yok eder. Bunun en ufak bir kelimesiyle

vurulan bir kiþi, onun üstünleriyle ve onun mertebesine eriþemeyen

kiþilerden artýk sakýnýr ve uzak durur. Raðbette sandýðý bu kötü

niyetli kötü sözden ruhen sarsýlmýþtýr. Öte yandan, olumlu istihzalar,

insan itibarýný teyit edip ona yardýmcý olmasý amacýnda yapýlanlardýr.

Ama, en ustalýkla gönderilenler en ihtiyatlý bir þekilde algýlanmalý,

yani saðgörü öngörüyü, öngörü saðgörüyü destekleyebilmelidir.

Burada, þerrin bilincinde olmak, adeta bu bilgi vasýtasýyla kendi

kendini korumak gibidir, çünkü beklenen yani tahmin edilen bir mermi

her zaman hedefini þaþýrýr. Hazne dükkanýnda istihza eksik olmasýn,

ama nasýl tüketileceðine dair ihtiyatlý olmakta fayda var.



38)
Kazançta þansýný altüst edecek tamahý dizginle. Tüm ustalar böyle

hareket eder. Ne zaman geri çekilmek gerektiðini bilmek en cesurca

yapýlan bir taarruz kadar deðerlidir. Eline yeterli miktarda kazanç

geçtimi, at cebine hepsini. Uzun vadeli talih hep þüphe uyandýrmýþtýr,

ama kesintilisi daha emniyetli kalmýþ ve daha deðiþik bir lezzettedir,

mesela tatlýya ekþi katýnca, muvaffakiyet mayhoþ tadýný alýr. Talih

ne kadar yüksek bir birikime eriþirse, ziyan tehlikesi bir o kadar

yanaþýr. Ayaðýn bir kayarsa, bütün kazançlarýn yerle bir olur. Bazen

servetin þehvet ve armaðaný kýsa vadelidir. Zira servet, çoðunlukla

kaprisli, herkesi uzun vadeli taþýma sabrý ise sýnýrlýdýr. Talihine

þükret, gelir vadesini ecelli hayatýn gibi deðerle, bunda en doyurucu

müddet zenginliði var.



39)
Doðanýn tüm eserleri bir olgunlaþma noktasýna yönlendirilmiþtir. Oraya

varýncaya kadar deðerleri artar, ama nihayetinde alçalýp bozulur, yani

yozlaþýrlar. Vardýklarý yerde kendi deðerlerine herhangi bir ek katký

gerektirmeyen çok az sanat eseri bulunur. Her þeyin en lezzetlisi en

olgunlaþmýþ olanýdýr, ve insanda bu nevi dirayet, ondaki özel tad

niteliðine tekabül eder. Ne herkes buna sahiptir ne de herkes buna

caziptir. Zekâ meyvelerinin olgunlaþma noktasý mevcut; ama harç ve

mübadele deðerlerini öðrenmek lazým, zira bunda büyük fayda ve çok daha

büyük hikmet var.


40)
Küresel hayranlýk kazanmak yücedir, ama bundan büyüðü dünya çapýnda

sevilmektir. Birazý doðal yaradýlýþtan ileri gelir, ama dahasý marifet

usulünden geliþir. Ýlkincisi temel atar, ikincisi o temele bina kurar.

Öyle ki güzel görünselerde, pýrýl pýrýl parlayan kýsým ve paylarýn

ehemmiyeti yetmez. Hakkýnda iyi kanaate varýlýrsa, iyi niyet kazanmak

kolaylaþýr. Üstelik, tavrýn nazikse karþý tarafta nazik duygular

üretirsin; ellerinde, sözlerinde ve amelinde iyilik yaparken,

seveceksin sevilmek amacýnda. Nezaket, siyaset sihirbazlýðý gibidir

meþhur þahsiyetlerin arasýnda. Önce ellerini amellerine yerleþtir,

sonra yönelt kaleme ve kitaba: Kelimeler hep kýlýçlarýn ta gerilerinde

yer alýr; zira, iyi niyetin müellifler arasýnda kazanýlmasý þarttýr,

çünkü bu ebedidir. Hayranlýk kazanmak güzel, ama sevip sevilmekte iyi

niyet ve sevap var.



41)
Abartýlý sözlerden sakýnmak çok önemli bir ihtimam amacýdýr.

Böylelikle, ne hakikate hakaret ne de ortada bizim anlaðýmýzdan düþen

vasat bir düþünce izlenimi kalýr. Abartý yargý israfýdýr ve kiþiyi sýð

bilgili veya tatsýz huylu biri gibi gösterir - yani yanlýþ algý

kaydeder. Övgü hareketli bir merak uyandýrýrken, arzu ve hevese yol

açar, ama pahasý deðerine uymazsa, ki umumiyetle böyledir, beklenti

hileye isyan eder, tavsiye eden ve tavsiye edilen, bunun hesabý

noksandýr algýsý verirse, tahmin kendine bir nevi intikam tahlili

koparýr. Saðgörülü ve hikmetli bir kimse, her iþinde ihtiyatlýdýr.

Yanlýþlýk yapacaksa, yetkisinden deðil, onun herhangi bir ihmalinden

doðmasýný tercih eder. Olaðanüstü þeyler pek nadir olduðundan, ne büyük

ne küçük, ne az ne çok olan deðerlemeler akla daha uygundur. Abartý,

adeta yalancýlýðýn bir okul dalý gibidir. Sayesinde, tatlý dilinin

saygýnlýðýný kaybedersin, ki bu büyük bir kayýptýr. Ama, ayný zamanda,

dünya gözünde ve kendi idrak yetkin de talan olur, bu ötekinden daha

büyük bir kayýptýr. Dikkat: Etrafta, abartýda hile barýnýr algýsý var.



42)
Üstünlüðün gizem kuvveti kurnaz hilekârlýk deðil, fýtri, doðuþtan gelen

iktidar gücüdür. Herkes buna teslim olur ama esas nedenini bilmeyerek;

gerçi, tabiatýnda tanýþtýðý sýrlý zindelik bu belirtinin aynasýdýr. Bu

tür amirane ruhlarýn liyakat haddi krallarla, yaradýlýþlarýndaki

ayrýcalýklar ise, aslanlarla kýyaslanabilir. Esinledikleri hürmet ve

itibar vasýtasýyla, herkesin aklýna, fikrine ve kalbine girer, böylece

onlara bu nimetleriyle ýþýk tutar, iktidar olup hizmet ederler. Eðer

diðer nitelikleri müsaade ederse, devletin en baþta gelen muharrik,

yani harekete getiren, nesnesi ve aracý olmaya layýk doðmuþlardýr. Bu

insanlar, en basit bir el, kol, veya baþ hareketiyle, yani ufak bir

jest sayesinde bile, rakiplerinin uzun ve tumturaklý söylevlerinde

telkin ettiklerinden çok daha fazla miktarda faailiyet icra ederler.
Doðuþtan kumandan olanlar var.



43)
Akýntýya karþý yüzerken hata etmemek imkânsýz bir þey, tehlikenin ta

içine düþmek ise çok kolay: Bunu sadece Sokrates üstlenebilir.

Baþkasýnýn görüþüne ihtilâf etmek ona hakaret gibi algýlanýr, çünkü bu

onu kýnamak ve suçlu çýkartmaktýr - uyanan tiksinti çiftleþir, böyledir

kabahati bulunan þeyin ve onu övenin yüzünden. Hakikat azýnlýða ait bir

nitelikte, hata hem sýradan hem de yakýþýksýz, yani müstehcendir. Arif

insan, damlardan tepelerden baðýran kiþiliði ile tanýnmaz; çünkü

böylesi, kendi sesiyle rüzgar estiremez: Aksine, ettiði laf umumi bir

hata sayesinde nüktelenir - ne kadar kendi deruni düþünceleri onu inkâr

etsede. Basiretli, ihtiyatlý adam, aykýrý düþmek kadar yalanlamaktan da

kaçýnýr: Tenkit ve itham ilanýna sahip olduðu halde, kimseye ilan

etmez. Düþünce hürdür, ona karþý zorlama yapýlmaz ve yapýlmamalýdýr.

Yapýldýðý vakit, hikmet sahibi kimse, sesini kaldýrmaz ve çekilir

ortadan. Ama, kendine geri çýkmaya müsaade ederse, ancak örtülü bir

þekilde, gölgelik kuytu bir yerde, ve birkaç münasip kiþinin arasýnda

kalmayý daha uygun bulur. Az kiþiyle çok düþün, çok kiþiyle az konuþ;

hep en seçkin kiþilerin aklýyla düþün, ama sýkça en büyük kalabalýðýn

dilini seslendir; iþte bunda edep ve hikmet var.



44)
Kahramanlarý münasip bulmak kahramanlýk niteliði taþýr. Gizemi ve

harcý doðal bir mucize gibidir. Akýllarda ve yüreklerde doðal bir

hýsýmlýk yaratýr: O kadar etkilidir ki, müstehcen, yani cahil

terbiyesizler takýmý, bundan adeta bir büyücülük veya sihir kokusu

algýlar. Fakat, saygý ve itibar yerine oturunca, takibinde iyi niyet

gelir, hatta bazen þefkat ve sevgiye de eriþilir - kelime tüketmeden

ikna eder, zahmet etmeden kazanç saðlarsýn. Bu sýcakkanlýlýk ve

duygudaþlýk, yani bu sempati, bazen faal ve aktif, bazen ise pasif, ama

her ikisi eþit bir þekilde ise saadet bahþeden, mutluluk getiren, çok

sevindirici; çoðaldýkça, daha da yüce ve daha da ulvidir. Bu armaðaný,

bu istidadý tanýmak, fark etmek ve ondan faydalanmak çok büyük bir

maharettir. Doðanýn bu lütfundan noksan oldukça, ne kadar gayret

edersen et, yetmez, kudret miktarýn hiç ona kâfi gelmez. Çok akýllý

insanlara saygý duymakta maharet niteliðinin çok güzel gizemleri var.



45)
Kurnazlýðý kullan, ama kötülük amacýnda olmasýn. Bundan ne zevk almalý

ne de övülmelidir. Her þeyin yapmacýk olaný hiç olmazsa sýr gibi

tutulmalý, mesela kurnazlýk gibisi, zira bu en çok nefret uyandýrandýr.

Hilekarlýk ve aldatýcýlýk bazen epey raðbettedir, onun için dikkatimiz

ona göre artýrýlmalý ama belli etmeden; yoksa durum itimatsýzlýk ve

intikam hislerini uyandýrýr, taciz ve can sýkýntýsýna sebep olur,

nitekim tahmin edilenden çok daha fazla kötülüklere yer verir. Hayatta

her an dikkatli ve ihtiyatlý tarzda hareket etmek en istifadeli ve en

faydalý olandýr: Hikmet niteliðinin bundan daha büyüðü ve bundan gayrý

ispatý bulunmaz. Herhangi bir iþte, becerinin en yüksek seviyesi

yürütme vaktinde belli olan ustalýk marifetinde gerçekleþir. Kötüye

kullanmamak þartýyla, kurnazlýðýn da had ve hudutlarý var.



46)
Sýk sýk kendimize kiþisel iliþkilerde hoþlanmadýðýmýz þeyleri hoþ

görürüz ve adeta bunlara izin veririz, hatta birini iyice tanýmadýðýmýz

halde. Bazen bu yaradýlýþ halimiz seçkin kiþilere bile, genelde bu hal

kaba da olsa, bir nevi isteksizlik, bezginlik veya tiksinti duyar.

Dirayet, yani iyi duyu ve iyi sezi, bu duyguya hakim olmamýzý saðlar.

Zira bizden üstünlerden hoþlanmamaktan daha büyük haysiyet kýrýcý ve

ayýplanacak baþka bir þey yoktur. Büyük adamlara duyduðumuz sempati

bizi yüceltirken, onlardan hoþlanmamak ve onlarýn kiþiliklerini

hazmetmemek, bizleri en alçak seviyelere düþürür. Ýçimizde

yükselebilmek için dirayete ihtiyacýmýz var.



47)
’Ýtibar Hesaplaþmalarýný’ feshetmek, saðgörünün, yani tedbirlilik ve

tutumluluðun, en baþta gelen amaçlarýndandýr. Yüksek kabiliyetli

insanlarýn içinde haddini aþma, yani aþýrýya uyma halleri, parçalanmýþ

ve birbirinden uzak tutulmuþ durumdadýr. Böylece, aralarýnda uzun bir

mesafe vardýr. Bu adamlar, ihtiyatýn ta ortasýnda durduklarýndan,

zamanla, ve sabýr vasýtasýyla, bu ters had mesafelerinin aralarýndan

onlarý kýrýp geçerler. Bu gibi þeylerden sakýnmak onlarýn arasýndan

sað salim çýkmaktan daha kolaydýr. Bizim muhakeme kabiliyetimize sýnav

verirler. Bunun için, onlardan sakýnmak, onlarý kendi muhitlerinde

fethetmekten daha iyi bir seçenektir. Bir onur meselesi bir baþka onur

meselisini takip edebilir, neticede rezilliðe yol açar. Doðal ve

ulusal eðilimleri kolayca bu tür yükümlülüklere elveriþli olan insanlar

var ve olacak. Ama akýl ýþýðýnda yürüyenler, bu meseleleri uzun uzun

düþünmeleri gerekir. Belanýn üzerine yürümemekteki cesaret, onu

yenmekten daha büyük ve daha faydalý niteliktedir. Böyle olasý bir

vesilenin fýrsatýna kurban olacak bir ahmak olduðu vakit, kendine bunun

bir ikincisi olmaya izin verme. Þeref, onur, itibar, þöhret vesair

meselelerinde, hesaplaþmaktan sakýnmakta da bir hikmet var.



48)
Çok dikkatli ve esaslý iþ yapan bir kiþiliðe sahip ol. Bunun ’ne

kadarý,’ tâbi kiþiye baðlý bir þey. Ama miktarý, dahiliyende, yani

kendi iç tarafýnda, hiç olmazsa en az hariciyendeki kadar, yani

dýþýndaki kadar olmalý. Dýþ cephesi epey süslü yaratýklar mevcut,

aynen bir ev gibi, ön tarafý saray gibi süslenmiþ, ama iç tarafý ufacýk

ahþap bir kulübe! Bu tür insanlara takýlmanýn bir selamdan ziyade

hiçbir ehemmiyeti yoktur; onlar sana takýldýðý vakit, sohbetleri canýný

sýkar, herhangi bir mevzuyu delik deþik eder götürürler. Ýlk selamdan

sonra caka satmaya baþlarlar, ve çok geçmeden her þey biter;

sohbetlerindeki kelimeler düþünce baharýna eriþmez, aksine adeta bir

sessizlik mezarýna gömülürler. Gerçi diðer kiþiler bunlarýn

muhabbetine talip olabilir, zira onlar gibi sathi, yani dýþ intibalar

alemindedirler. Aralarýnda ihtiyat sahibi ve akýllý bir kimse bulmak

zordur. Çünkü, böyle biri, onlarda hor görüye müstahak ve müsait bir

malzemeden baþka bir deðer harcý bulamaz. Ýhtiyatta hikmet var.



49)
Gözlem ve yargý: Bunlara sahip bir kimse hükmeder; ama hükmedilemez.

En engin derinliklerin sesine ulaþýr; görünüþe dair bir akýl hekimidir.

Bir insaný gördüðü anda anlar ve onun en derin tabiatýna ait önemli

hususlarda yargý sahibi olur; birkaç izlenim vasýtasýyla adamýn en

saklý iç hatlarýný okur. Keskin gözlem, ince anlayýþ, mantýk ve

muhakeme ile yapýlmýþ mana çýkarma vasýtalarýyla, hemen hemen her þeyi

keþfeder, farkýna varýr ve idrak eder. Hayatta, hükmeden ama

hükmedilemeyen bilgi alimleri var efendim, hep var.



50)
Katiyen kendine duyduðun saygýyý kaybetme, ama bu aþýrý biçimde

olmamalý, yani kendine laubalilik yapmaktan sakýn. Kendine öz

duygulara kulak ver; ki bu, senin dürüstlüðünün esas ölçü sancaðý

olsun, dýþ yaptýrým ve dayatmalara karþýt öz-yargýna mutlak borç

kalsýn. Yakýþýksýz ve uygunsuz þeylere özen verme; ki buda, herhangi

bir dýþ amiraneden korktuðundan deðil, kendi izzetinefsine daha çok

itibar ettiðinden dolayý ileri gelsin. Bu tedbire riayet ettikçe,

hayali veya gerçek bir hayat ve ruh öðretmenine ne tikel ne de tümel

anlamda yoðun bir ihtiyacýn kalmaz. Ýfrat ve tefrit haricinde, kendine

olan saygýda dürüstlüðün ölçü sancaðý var.



51)
Ýyi bir þeyi nasýl seçeceðini öðren. Yaþamýn en büyük kýsmý buna ait.

Bu, tatlý dil ve doðru yargý sahibi olmayý zorunlu kýlar, ama

tatminine, ne akýl ne de alýnan dersler yeterlidir. Tercih olabilmak

için, tercih etmek gerekir, bunun için iki þey lazým: Birincisi, tercih

etme ihtimalinin yüksekliði, ikincisi, en iyi seçeneði bulmak.

Bereketli ve mahir, muhakemesi jilet gibi keskin, çok tahsilli ve

harika denilebilecek derecede gözlem sahibi kimseler bile, herhangi bir

seçenek tercihi ile karþýlaþtýklarý vakit, tamamen pusulayý þaþýrýrlar.

En kötüsünü seçiverirler! Sanýrsýn ki, kendilerini bilerek yanlýþ

seçeneðe doðrulttular! Demek ki, varsa, bu maharette Yukarýlardan

büyük bir hediye var.




52)
Katiyen ýþýðýný söndürtme! Basiretin, yani tutum ve tedbirin, en büyük

amaçlarýndan biri mahcubiyete düþmemektir. Bir insanýn gerçekten asil

kalpli olduðunun iþareti budur, zira yüce gönüllülük ateþi kolaylýkla

söndürülemez. Çünkü sevgi, ruhun en iyi huyudur, ama onunda her ifratý,

yani ölçüyü aþmasý, basireti içinden zayýflatýr. Aðýzdan taþmasý,

itibarý tehlikeye düþürür. Bu nedenden, kendine o kadar büyük ve usta

bir kiþi olmalýsýn ki, en þanslý yahut en ters koþullarda bile,

herhangi bir þey senin soðukkanlýlýðýný rahatsýz ederken, itibarýný

zedelemesin; aksine, sayesinde heybetine rehber olarak üstünlüðünün

kýymetini daimi artýrsýn. Sevgide basiret var.



53)
Çalýþkan ve zeki olmalýsýn. Zekânýn yavaþça icat ettiðini gayretli

çalýþkanlýk yürürlüðe koyar. Acele, ahmaklarýn kusurudur; zira, en

önemli noktayý bilmedikleri halde, ona göre hazýrlýk yapmadan iþe

baþlarlar. Öte yandan, arifler ise, genellikle erteleme, geciktirme,

aðýrdan alma, ve nafile oyalanma sebeplerinden baþarýsýz kalýrlar.

Öngörü müzakere doðurur, ama eylemin ihmalinde, amel, çoðu kez gereken

yargýyý boþa sürükler. Gerçi, sürat, en güzel kýsmetin annesidir.

Hiçbir þeyi yarýna býrakmadýysan, bugün çok iþ baþardýn diyebilirsin.

“Acele et ama yavaþça,” boþuna söylenmemiþtir; yani, iþbu zýtlýkta bir

hikmet var.



54)
Diþlerini nasýl göstermek gerektiðini iyice öðren. Yabani tavþanlar

bile ölü aslanýn yelesini çeker. Cesaret üzerine þaka yok. Bir kere

yol verdinmi, ikincisine mecbur olabilirsin; ve böylece en sonuna kadar

devam eder. Nihayetinde, bu sonuçta baþarýlý olabilmenin pahasý ilk

önce yapmaný gerektiren gayret ve zahmetten çok daha fazla zor olur.

Manevi cesaret maddiyeti taþar; bir kýlýç gibi ihtiyat kýnýnda hazýr

bulundurulmalýdýr. Büyük bir yerin kalkanýdýr; manevi namertlik birden

çoðunun maddiyetini düþürür. Bir sürü kiþi tanýnmýþ ve üstün niteliðe

sahip olmuþtur, ama yüreklerinde yiðitlik eksik kalýnca, cansýz birer

hayat yaþamýþ ve tembellikleri kendi mezarlarýný kazmýþtýr. Arif Doða

akýllýca arýda balýnýn tatlýlýðýný, ama sokunca, iðnesinin keskin

acýsýyla bir araya getirmiþtir. Manevi cesarette hikmet nimeti var.



55)
Sabýr çeyiziyle donatýlmýþ asil bir yüreðin niþan taþý hiçbir zaman

acele etmeyen ve hiçbir zaman anlýk duyguya yenilmeyene baðýþlanmýþtýr.

Baþkalarýný yönetmek istiyorsan, ilk önce kendine sahip çýkmalý ve

kendine hükmetmelisin. Fýrsat merkezine varmadan önce zamanýn daire

çemberinden geçmen gerekir. Amaçlarýna yeterli baharat katarken, ve

vasýtalarýnýn olgunlaþmasýný beklerken, arif bu þartlarda hakkýný

muhafaza eder. Zamanýn bastonu ve koltuk deðneði Herkül’ün demir

çomaðýndan daha etkili ve daha güçlüdür. Zaten, Yüce Tanrý, deðnekle

deðil zamanla uslandýrýr. “Ver bana zamaný, ben iki kiþi

mahiyetindeyim,” diyen atasözü, çok yerinde bir sözdür. Talih birinci

ödülünü sabýrla bekleyenlerine armaðan eder! Hep sabýrda selamet

hikmeti var.



56)
Her an’ý aklý baþýnda bir insan gibi yaþamalý; canen çabuk ama aceleci

deðil, verdiði þevk mutlu, çevik ve neþeli bir çocuk gibi olmalý. Bu

canlýlýk ve tamamen uyanýklýðýn sayesinde sende tehlike korkusu veya

olasý talihsiz bir kaza endiþesi barýnamaz. Çoðumuz çok düþünürüz ama

sonunda yine de yanlýþlýk yapabiliriz; oysa, diðerlerimiz, hiç önceden

bir düþünce hesabý yapmadan amaçlarýna eriþirler. Doðal olarak en acil

durumda en iyi çalýþabilen insan çeþitleri mevcut, ve yaradýþlarýnda en

aksi durumlardan direnç güçlerini yükseltebilecek genelde nadir nitelik

vasfý bulunur. Bunlar her þeyi rastgele becerebilen devler gibidir,

ama zerre kadar da olsa, önceden bir þey akýllarýna takýlýrsa, ve

üzerinde biraz düþündükleri vakit, hemen hemen yaptýklarý her giriþimde

baþarýsýz kalýrlar. Akýllarýna bir kere bir þey düþerse, ya hemen

anýnda düþer ya da hiç oralara uðramaz: Onlarda iþi daha yüksek bir

mahkemeye devretme gibi bir yetenek pek bulunmaz. Gerçi sürat hep

alkýþlanýr ve tezahürat görür, çünkü olaðanüstü bir istiap, yani

yetenek ve kabiliyet haddini kanýtlar, tabi bu ancak zeki bir yargý ve

tutumlu bir hareketin sayesinde gerçekleþir. Aklý baþýnda, soðukkanlý

ve çevik olmakta hepimize hayati fayda var.



57)
Yavaþ ve Emin: Eðer iyi ise, en erkeni en kâfi derecede olsun. Çok

hýzlý bir þekilde yapýlan bir iþ, çok çabuk bozulabilir. Ebedi

kalabilmek için ebedi miktarda hazýrlýk yapýlmasý elzemdir. Sadece

fazilet saygýn sayýlýr; sadece seçkin baþarý davaya daimi dayanýklýdýr.

Engin zekâ ecelsizliðin biricik temelini teþkil eder. Her þeyin en

pahalýsý en kýymetlisi sayýlýr; tabi, en kýymetli madenler en aðýr

olanlardýr. Sürat hýzýnda tedbirli olmakta hayýr ve hürmet var.




58)
Kabiliyetini herkesin önüne sermeye lüzum yok. Gerekli olandan daha

fazla güç kullanma. Gereksiz yere bilgi veya güç masrafý yapýlmamalý.

Maharetli þahinci, av peþinde ancak ava uygun ve yeterli sayýda kuþ

uçurur. Eðer bugün gösteriye haddinden fazla þeyler konursa, yarýn için

gösterecek pek bir þey kalmaz. Her zaman göz kamaþtýracak ve hayran

edecek bir orijinallik emaresi hazýrýnda bulundur. Her gün taze ve

yeni bir þey göstermek beklentiyi ve ümidi canlandýrýr; ayný zamanda,

kabiliyet sýnýr ve kýsýtlarýný giz tutar ve örter. Kendini etrafýndaki

kiþilere göre ayarla ve baðdaþtýr. Adamýna göre hareket et. Bunda da

epey hayýr ve hürmet var.




59)
Eðer Talih dergâhýna girerken, önce zevk ve þehvet kapýsýndan girersen,

sonra keder ve acý kapýsýndan çýkacaðýn kesindir; ayný þekilde, sonraki

önce, önceki sonra olduðu takdirde, netice duruma göre uygundur. Onun

için iþin nihayetine kafa yor, ve ak yüzlü çýkýþa, giriþteki alkýþ

tezahüratýndan çok daha fazla önem ver. Genel olarak topluca,

þanssýzlarýn akýbeti baþlangýçta çok baþarýlý olduklarý halde, sonunda

feci durumlara düþmeleridir. Önemli olan giriþte haddinden fazla

pespaye alkýþ almak deðil, ki bu neredeyse herkese nasip olabilir,

esasýnda daha önemlisi çýkýþta duyulan genel duygudur. Hayatta tekrar

sahneye çaðrýlma mükafatýna layýk duyulan his çok az kiþilere

baðýþlanýr. Talih, herhangi bir kiþiye kapýya kadar çok nadir eþlik

eder: Geliþinde içtenlik ve hararetle hoþgeldin dese de; sonunda

süratle ve üþümüþcesine ayrýlmakta olan misafirini kapý dýþarý eder.

Ýþine iyi baþla ve iyi bitir, bunda hayýr ve uður var.



60)
Bazýlarý arif, irfan ve hikmet sahibi bir bilge gibi doðmuþtur. Ve, bu

doðal yaradýlýþ avantajý sayesinde, hisselerine düþen payda daha

þimdiden galip bir maneviyatla, hayat derslerine eðilirler. Yaþlandýkça

ve tecrübe sahibi oldukça, akýllarýda olgunlaþýr, böylece saðlam bir

yargý kudretine ulaþýrlar. Saðgörüyü yanlýþ yere sevk ettiði için,

kaprisli þeylerden nefret ederler; bilhassa, katiyet gerektiren ve

önemli iþleri ele alan devlet meselelerinde. Bu tür insanlar devlet

idaresinde ya rehber yahut dümen baþýnda gemi kaptaný olmayý hak

etmiþtir. Hikmet sahibi kimselerde saðlam yargý kudretinin gerekli

miktarý var.



61)
Pekalâ þeylerin arasýnda muazzam ama seyrek bir nitelik bulunur. En önde gelen bir þey olmadýkça yukarýya doðru onun peþinde koþan büyük bir adam da olmaz. Aleladelik, sýradan olduðundan, pek alkýþ toplamaz. Güzide bir yere konan yüksek bir mevki sahibi olmak, seçkin kiþiyi kaba, sýradan ve gürültülü kalabalýktan ayýrt eder, ve seçilmiþlik ile makamlandýrýr. Alçak bir vazifede seçkin olmak ufacýk bir þeyi kocaman görmek gibidir; dolayýsýyla, rehavet arttýkça ihtiþam ona göre azalýr. Yüksek mevki büyük iþlerde muhteþem bir niteliðin heyecan verici takdirini taþýr ve iyi niyet kazanýr. Herkeste pekalâ olan bir þeyde herkese mümtaz olma mertebesinde ihtimal var.



62)
Bazýlarý kendi zekâ kabiliyetlerini kullandýklarý alçak ve adi fikir araçlarý sayesinde kanýtlamaða yönelir. Bu çeþit tatmin doyumu tehlikeli, yani muhataralýdýr, ve mahvedici cezayý hak etmiþtir. Bir kâhyanýn mahareti, efendisinin yüceliðini hiçbir zaman alçaltmamýþtýr. Bütün yiðitlik istifade ihtiþamý asýl faile tersinir, gerçi ilaveten tüm kabahat ile birlikte. Nam ve þöhret sadece esas vekillerle iþ görür. Demez ki, “Bunun iyi, onun kötü bir hizmetkârý var idi," ancak, “Bu iyi bir sanatçýydý, ama þu ötekisi kötüydü,” diyebilir. Ona göre, muavinlerini iyi seç ve sýký bir sýnavdan geçir, zira seni ecelsiz kýlacak olan þan ve þeref ünvanýný itimaden onlara emanet etmen gerekecek. Mümkün akýl aletlerini en iyi þekilde vasýtalandýrmakta ustalýk ve hikmet hüneri var.



63)
Ýyilikseverler arasýnda birinci olmak mümtaz, yani üstünlük, oluþudur, ki bunda da en iyisi olmak iki misli kýymetlidir. Oyuncular eþit olduðunda en önce harekete geçen büyük bir avantaj þansýna malik, yani sahiptir. Kimbilir kaç kiþi hakiki Zümrüdüanka, yani ölümsüzlük sembolü olarak kabul edilen ve Arabistan çöllerinde yaþadýðý farzedilen çok güzel bir kuþ olurdu, eðer bu ilk þans onlara nasip olsaydý! O ilk gelenler Þöhretin asýl mirasçýlarýdýr; diðerleri sadece küçük kardeþinýn ödeneðine talip olur; bunlar ne yaparlarsa yapsýnlar, dünyayý papaðandan baþka bir þey olduklarýna asla ikna edemezler. Dehâlarda farzedilen beceri kabiliyeti en üst kademeye bir yol bulabilir, ama basiret, yani tedbirlilik - saðgörü ve tutumluluk, sonuna kadar onlara eþlik eder. Hikmet sahibi kimseler, uyguladýklarý yepyeni teþebbüs vasýtasý ile isimlerini altýn sayfalý kahramanlýk defterine yazdýrýrlar. Heyhat, bazýsý ithali ufak olan þeylerde birinci olmayý en büyük yiðitlikte ikinci olmaya tercih eder. Ýyilikte birinci olmakta en yüksek hisse armaðaný var.



64)
Endiþeye uzak durmalýdýr. Akabinde çok güç þeyden paçayý kurtarýr, böylece rahatlýk ve mutluluðun ebesine kavuþuruz. Yardýmý olabilecek bir takdirin haricinde, ne kötü bir haber ver ne de o haberin müþterisi ol. Bazý adamlarýn kulaklarý tatlý pohpohlama övgüleriyle doldurulmuþtur; diðerleri ise acý rezalet sancýsýndadýr, gerçi daha baþkalarý günlük hayatlarýnda sýkýntýsýz, sanki pan zehiri eksik Mitridat gibi, asla onsuz yaþayamazlar. Ne kadar yakýn ne kadar kýymetli olursa olsun, bir baþkasýna geçici de olsa zevk verebilmek için, kendini hayat boyu sürebilecek bir kedere hazýrlayýp teslim etmeni gerektiren herhangi bir hayat kuralý yoktur. Sana nasihat eden ama kendisi meselenin uzaðýnda duran bir kiþiyi hoþnut edebilmek için, kendi þanslarýný katiyen yaðma etmemelisin. Hele hele, her ihtimalde ve her meselede ona yapýlan iyilik sana kötülük olacaksa, her zaman en geçerli sayýlan kural þudur: En iyisi, sonra ve nafile bir çabada sana bulaþacaðýna, o kiþi þimdicek hak ettiði ýstýrap cezasýný kendi baþýna çeksin. Kuþku ve endiþeden kaçýnmakta hayýr ve hikmet var.



65)
Terfi etmiþ, yüceltilmiþ ve yükselmiþ aðýz tadýna ve lezzetine sahip ol. Bunu aynen akýl idrak gibi eðitebilirsiniz. Tam ve dolgun bilgi arzuyu kabartýr keyfi artýrýr. Asil bir ruhu onun farklý çeþni yükseklik makamýndan tanýyabilirsiniz: Zira, harika bir zekâyý tatmin eden herhangi bir þeyin harika olmasý gereklidir. Büyük iþtah büyük lokmayla doyurulur; âli ruhlarý ancak alâ þeyler tatmin edebilir. Kendi yargýlarýnda en cesurlarý titrer; en iyisi bile kendi güvenini kaybeder. Ýlkin en önemli olan þeyler pek azdýr; buna göre takdire þayan olabilmeleri için býrak nadir kalsýnlar. Ýliþkilerimiz çeþnimizi eðitmeye kabildir: En yüksek çeþni ile irtibat kurmak ise en büyük þanstýr. Ama her þeyde tatmin olmamayý etkilemez: Zira bu, ahmaklýðýn zirvesidir, ve donkiþotluktan daha ziyade sahte ve yapmacýk tavýrdan kaynaklanýrsa daha tiksindirici ve daha iðrençtir. Kendi düþlemsel hayallerini tatmin etmek amacýnda, bazýlarý nafile Tanrý’dan baþka bir dünya ve baþka ülküler yaratmasýný diler. Aðýz tadýný yüceltmiþ bir kiþide nadir bulunan idrak eðitiminin belirtisi var.



66)
Takdire þayan þeylerin nihayetine ve iyi bitiþlerine dikkat ediniz. Bazýsý zaferinden daha ziyade, herhangi bir oyun (maç) karþýlaþmasýnýn zorluðuna saygý duyar. Oysa dünyanýn takdiri, baþarýsýz bir neticenin itibarsýzlýðýyla, daha önceleri umursadýðý saygý seviyesini boþaltmýþtýr. Galip gelenin izahý ise lüzumsuzdur. Dünya, uygulanan ölçülerin detayýný önemsemez; sadece varýlan iyi veya kötü neticeyle ilgilenir. Sonuçta, amaçladýðýný kazanýrsan hiçbir þey kaybetmezsin. Vesilesi epey olumsuz olsa dahi, iyi bir sonuç neticesi herþeyi örter ve süsler. Böylece, eðer son neticenin sana aykýrý bir sonuç doðuracaðýný farkedersen, bazen sanatýn kurallarýný aþman ve onlarý ihlal etmen, genelde hayat sanatýna ilave olan kýsýmlarýn bir öteki parçasýný gerçekleþtirdiðinin ispatýdýr. Ýyi neticede hüner hesabý var.



67)
Hemen hemen her þey ötekilerin tatminine baðlýdýr. Mümtaz oluþ saygýya, batýdan esen hafif ve ýlýk bir meltemin çiçeklere verdiði hayat nefesi gibidir. Bazý çaðrýlar var ki, diðerleri daha önemli olduklarý halde itibarsýz kalmýþ, oysa onlar evrensel bir saygý kazanmýþtýr. Bir önceki, herkesin gözlerinin önünde takip edilirken, evrensel beðeni elde eder; ötekileri ise, daha nadir ve daha kýymetli olduklarý halde, tanýnmamýþ ve idrak edilmemiþ kalýr, onurlandýrýlmýþ ama alkýþlanmamýþlardýr. Hükümdarlar arasýnda en þöhretlileri fatihlerdir. Zira fatihler, cenkçi, fetihçi ve büyük adam ünvanýný kazandýklarýndan dolayý hep alkýþlanmýþtýr. Kabiliyetli insan, herkesin bildiði ve insana yararlý olduðu belli olan þeylerde, kanýt doðrultusundaki çaðrýyý tercih eder. Böylece, evrensel seçmen tarafýndan ölümsüzleþtirilmeðe hak kazanýr. “Kanýt Belirt” çaðrýsýnýn iç sesleniþini yeðlemekte hikmet var!



68)
Hafýzadan ziyade, zekâ vasýtasýyla yardým halinde bulunmak daha iyidir. Önceki sadece hatýrlama ihtiyacý kaydeder, oysa sonraki fikir icab eder. Çoðu kiþi herhangi bir iþi tam zamanýna uygun bir vakitte yapmakta üþenir, çünkü bunun farkýnda deðildir; bir dostun nasihati bu gibi zamanlarda onlara avantaj imkânýný görmelerini saðlayabilir. Zekânýn en büyük armaðanlarýndan biri kabiliyet yeterince tam anýnda gerekeni takdim etmektir: Bunun haricinde çoðu þeyler icra faaliyetinde eksik ve baþarýsýz kalýr. Miktarý her ne kadar olursa olsun, zekânýn ýþýðýný paylaþ, ancak sende yok ise, baþkasýndan rica et, öncekini ihtiyatla, sonrakini hevesli bir þekilde icra et. Bir ipucundan baþka bir þey gösterme; bu incelik ve ustalýk özellikle çok zaruridir, zira dikkatini çektiðin kiþiye dokunduðu vakit merakýný uyandýrýr. En önce sadece bir tadýmlýk bir þey vermelisin, bu kâfi gelmezse, üzerine biraz daha ekleyebilirsin. Eðer o “Hayýr ya da Yok” gibi düþünüyorsa, “Evet” cevabýný aramaya baþla. Ýþte becerikliliðin sýrrý burada barýnýr. Bunun en basit izahý þöyledir: Gayret etmedikçe ve bu sebepten dolayý çoðu þeyler elde edilemez. Hatýra kumbaranda çok þey var, ama zekâ aracýnda muavenet hayrý var.



69)
Her tür alýþýlmýþ ve sýkça rastlanan genel dürtü çeþidine yol verme. Kendini hiçbir zaman baþkalarýnýn intiba etkisinde býrakmayan bir kiþi, iþte o büyük bir adamdýr. Þahsi-derinlemesine-düþünme hikmet mektebidir. Kendi zýt konumunu, yani içtimai mevkiinin bilincinde olmak ve buna müsaade etmek, öteki aþýrýya maruz kalsada, esas amacýnda, tabiat ve sanat gibi, iki karþýt ve aþýrýya taþan çizgilerdeki muhitlerin en güzel ve en uygun orta noktasýný bulmaktýr.
Kendini bilmek ve tanýmak kendini geliþtirmek ve düzeltmenin tek baþlangýcýdýr. Bazý o kadar vahþi tabiat tipleri var ki, ya birinin ya da bir ötekinin etkisi altýnda kalmýþlardýr. Ve bunlarý, kendilerine has eðilimlerinin yerine deðiþmiþlerdir. Bunlar, bu tür ahenksizlik ve uyumsuzluk sebebinden dolayý, adeta yýrtýk parçalara ayrýlmýþ, aykýrý tutarsýz yükümlülüklere tabi kalmýþtýr. Bu ifrat, yani bu aþýrýlýk, onlarýn sadece irade kudretini yýkmaz; bütün yargý güçlerini kayýba uðratýr, neticede arzu ve bilgi aksi istikametlerde çekiþir durur. Alelade dürtülere yol vermemekte hikmet var.



70)
Nasýl reddetmek gerektiðini öðren. Kiþi her þeyde veya herkese yol vermemeli. Ona göre, nasýl reddetmek gerektiðini bilmek, nasýl razý olmak gerektiðini bilmek kadar önemlidir. Bu, özellikle mevki sahibi kiþilerin hal vaziyetidir. Her þey ’nasýl’ sorusuna baðlý kalýr. Bir adamýn “Hayýr - Olmaz” dediðine, bir baþka adamýn “Evet” dediðinden daha fazla saygý duyulabilir: Zira, süslenmiþ “Hayýr - Olmaz” - hayal gücü eksik kuru bir “Evet’ten” çok daha doyurucudur. Bazý insanlarýn dudaklarýndan “Hayýr - Olmaz” kelimesi hiçbir zaman eksik olmaz, ve bu sebepten yaptýklarý her þey tatsýz kalýr. Onlarda “Hayýr - Olmaz” hep ilk önce gelir, bazen her þeye raðmen yol verdikleri vakit bile, acý müjdeci olduklarýndan dolayý, deðiþikliðin adama herhangi bir faydasý olmaz. Senin reddetme hakkýn kurusýký fiþek gibi patlamaya muhtaç deðil: Býrak hayal kýrýklýðý ve takibindeki hüsran derece derece insin. Ayný zamanda ret cevabýn nihai olmasýn; zira bu, itimat ve baðýmlýlýðý ortadan kaldýrýr: Býrak, birazda olsa bir umit baharatý yerinde kalsýn, ki ret ve imtinayý hem birazcýk yumuþatsýn hem de bir o kadar teskin edebilsin. Býrak, býrak kibarlýk ve nezaket yapamadýðýný telafi etsin, ilavesinde zarif kelimeler amellerinin boþ kalan yerlerini doldursun. Evet ve Hayýr çok çabuk söylenir, ama üstünde düþünülmesi gereken epey sebepler býrakýr. Nasýl reddetmek ve nasýl razý olmak gerektiðini bilmekte hikmet var.



71)
Tereddüt etme, bocalama, kararsýz olma: Ýktidarýndan veya özentinden kaynaklanan hareketlerin sakýn anormal olmasýn. Kabiliyetli adam en iyi niteliklerinde her an sabit ve saðlamdýr, hiç sarsýlmaz; ayrýca, güvenilirliðinden dolayý saygýndýr. Eðer deðiþirse, bunun iyi bir sebebi vardýr veya üzerinde iyice düþündüðü içindir. Davranýþ idaresinde deðiþim nefrete tabidir. Bazý insanlarýn günü gününe uymaz, onlar her gün bir baþkadýr; zekâlarý, ardýndan iradeleri ve kýsmetleride durmadan deðiþir. Onlara dünün beyazý bugünün siyahýdýr: bugünün “Hayýr - Olmazý“ yarýnýn “Evetidir.”
Yalana kendi itibar ve itimatlarýný yerleþtirirler, ve böylece herkese karþý itimat ve itibarlarýný imha ederler. Sabit nitelikte hayýr ve hikmet var.



72)
Azimkâr, kararlý, sebat ve metanet sahibi, kuvvetli, yiðit ve cesur ol.
Kötü þekilde uygulanan taslaðýn zararý kararsýzlýkla
tasarlanandan daha azdýr. Mesela, akarsuyun akarken yapacaðý tahribat,
barajla hapsedilenden daha az zararlýdýr. Gayelerinde öyle zayýf öyle
sebatsiz insanlar var ki, hep baþka kiþilerin talimatýna muhtaçtýr,
gerçi bu durumlarý þaþkýnlýktan kaynaklanmaz, çünkü yargýlarý
þeffaftýr, bu halleri sadece hareket icabýna duyduklarý
selâhiyetsizliktendir. Zorluklarý keþfetmek epey hüner ister, ama ordan
bir çýkýþ yolu bulmak, ondan daha fazla beceri gerektirir. Arada
diðerleri var, ki hiç bir zaman dar bir yere, bir boðaza konmaz. Þeffaf
yargýlarý ve azimkâr þahsiyetleri en yüksek çaðrýlara hazýrdýr;
zekâlarý en ince kabuk ucunu dilimin neresine sýkýþtýrmalarý
gerektiðini hemen bildirir, kararlýlýklarý ise bunu nasýl yerli yerine
koymayý gösterir. Çok geçmeden her þeyin darýndan baþarýyla çýkar, bir alanda herhangi bir hareketi bitirir bitirmez, hemen bir baþkasýna geçmeye hazýr durumdadýrlar. Talih servetine niþanlanmýþ olduklarýndan,
kendilerine kesin ve olumlu baþarý þanslarý temin etmiþlerdir. Azimkâr
olmakta hikmet ve hayýr var.



73)
Falsolarýný kullan, onlardan istifade et. Akýllý insanlar zor durumlardan iþte böyle çýkar. Esprili zeki bir söze müracaat ederek, sayesinde en çapraþýk ve içinden çýkýlmasý güç veya imkânsýz bir durumdan kendilerini sað salim kurtarýrlar. Havai ve hayali bir hiçbirþey vasýtasýyla veya bir tebessüm üreterek ciddi herhangi bir münakaþadan sýyrýlýrlar. Bu sanata büyük liderlerin çoðu iyice yerleþmiþtir. Razý olmamak gerektiðinde, baþka bir þeyden bahsetmek çoðu kez alýnacak en kibar tutumdur. Bazen anlamamak en yüksek anlayýþýn ispatýdýr. Hatalarýndan faydalanmakta hikmet var.



74)
Sakýn merdümgiriz, yani mizantrop olmayýn. Doðrusu, en vahþi hayvanlar bile en kalabalýk yerlerde yaþar. Ýtibarlarý davranýþ tarzlarýný deðiþtirenlerin, kendilerine itimatlarý olmayanlarýn, hatalarý yanlarýna varýlmaz, eriþilemez olduklarýndandýr. Ýnsanlara karþý asabi davranarak onlarýn iyi niyetini kazanmak asla mümkün deðildir. Bir noktada gururla küstahça münasebetsizlik yapmakta olan bu mizantrop canavarlardan birini sahnede seyretmek ibretlik bir manzaradýr. Onlara baðýmlý ve yardýmlarýna muhtaç, onlarla konuþup haþýr neþir olmaya mecbur olan talihsiz kiþiler, huzurlarýna erdikleri vakit adeta sabýr ve korku silahlarýný kuþanmýþ bir kaplan ile dövüþmeye önceden hazýrlanmýþlardýr. Bu kiþiler mevkilerini tutabilmek için yaðcýlýk yaparcasýna herkese kendilerini sevdirebilmiþ olabilir, ama bu fýrsatý ellerine geçirdikten sonra, bu sefer kendilerine tazminat çekme çabasýnda hepsinin hatýrýný kýrarlar. Erdikleri mevki kurallarýna göre herkese eriþebilir olmalýdýrlar, ama artýk gururdan veya dalaktan göbekleri ve göðüsleri þiþmiþtir, kimsenin hatýrýna tenezzül etmez ve kimseye hoþ görü göstermezler. Bu tür adamlarý medeni bir þekilde cezalandýrmanýn çareleri þöyle sýralanabilir: onlarý kendi kendilerine terk etmek; düzeltilmelerini uygun zaman fýrsatlarýndan uzak tutmak; kendi çýkarlarýna münasip herhangi bir iliþkiden mahrum kýlmak; elveriþli bir baþka durum fýrsatýndan ise þansýna istifade etmelerini tamamen önlemektir.
Bu ceza uygulamasýnýn vasýtasý, alt kademelerde iyi uygulanmadýðý takdirde çok tehlikeli ve gaddar olsa da, genelde iyicil bir “dedikodu” iþlemi diye adlandýrýlabilir. Manen bu vahþi adamý kendine hapsetmek, aklýna onu daimi tedirgin edecek hatalarýný tekrarlayan örümceksi kuruntular kurarak icra edilir. Nihayetinde, dedikodu örümcekleri durmadan hoplar ama ýsýrmaz, gerçi hiç de rahat býrakmaz. Bir bakarsýn, adam bir daha tamamen uslanýncaya kadar, kendi evinden bile dýþarý çýkmaya cüret edemez! Sonuç: Vazife faal haldedir! Sonra gelen? Ahlâk terbiyesi!
Bu tür þer sevabýnda bile bir nevi hayýr hikmet var.



75)
Kendinize Ülküsel, yani Ýdeal bir Kahraman Seçin! Ama onu taklit ederek deðil, ona imrenerek hareket edin. Büyüklüðün örnekleri var, yani yaþayan onur ders kitaplarý mevcut. Herkesin aklýnda, hep göz önünde tutmasý gereken bir reis olsun; onun peþinden taparcasýna gitmek için deðil, kendini ileriye mahmuzlamak, daha doðrusu, kendini daimi teþvik etme amacýnda kalsýn. Büyük Ýskender, Akhilleus’un ölüp gömüldüðü için göz yaþý dökmedi; onun yerine kendi haline sýzlandý, zira þöhreti daha bütün dünyaya yayýlmamýþtý. Kalpte hiçbirþey baþka birinin þöhretini duyurmakta olan bir bandonun boru sesi ve onun çýnlamasý kadar ihtiras uyandýrmaz. Kýskançlýðý bileyen benzer nesne, aynen cömert bir ruhu da besleyendir. Büyüklüðün hikmetli örnekleri var



76)
Her zaman her durumda þaka yapmayýn. Ýrfan, yani bilgelik, ciddi meselelerde belli olur, ve katkýsýz nüktedanlýktan daha çok saygý görür. Her zaman þaka, latife ve alaya hazýr olan bir kimse, hiçbir zaman ciddi þeylere hazýr deðildir. Hep ya þaka ya da yalan söyleceklerini umduklarýndan dolayý, adamýn herhangi bir sözüne kimse inanmaz, zira onlarda bir palavracý intibaýný býrakmýþtýr. Senin yargýlý bir tarzda konuþtuðunu farkedemezler, akabinde sende yargý kabiliyeti noksan sanýlýr. Ardý arkasý kesilmez bir þaka çok çabuk lezzetini kaçýrýr. Kurnazlýk itibarýný ele geçiren epey insan var, gerçi bunun sayesinde mantýklý bir kiþi olduklarýný varsayan itimadý kaybederler. Þakanýn ufacýk bir vakti ve saati var, fakat gerisinin tamamý ciddiyete ait kalmalýdýr. Yerinde ve zamanýnda þaka yapmak fena deðil, ama ciddiyette daha çok hikmet birikimi var.



77)
Adamýna göre hareket et; mamafih her adamda gerekirse her þeye malik bir kiþilik sahibi olduðunun algýsýný býrak: yani istediði þekle girebilen eski bir deniz tanrýsý gibi tedbirli, alimlerle alimleþmiþ, evliyalarla evliyalaþmýþ ol. Herkesin onayýný kazanmak yüksek bir sanattýr; zira, onlarýn iyiniyetinden geniþ ve umumi bir ittifak elde edilir. Kiþinin ruhsal durumunu dikkatle anýnda oku, her birine adamýna göre þen veya ciddi bir tarzda kendini saat gibi ayarla. Onlarý adeta bir rehberi takip ediyormuþ gibi takip et, imkân dahilinde kurnazca deðiþiklikleri tefsir et ve cilâla. Baþkasýnýn yardým veya desteðine ihtiyacý olan kimselere bu vazgeçilmez sanat zaruri bir sanattýr. Gerçi her iþini hep nasýl yapmasý gerektiðini bilen bir kiþi olmak çok büyük bir beceri sahipliði gerektirir. Bunda sadece kurnazlýklarýnda evrensel hüner ve bilgilerinde evrensel dâhilik barýndýranlar hiç bir sýkýntý çekmez. Adamýna göre hareket etmekte maharet var.



78)
Aptallar hiç düþünmeden kapýdan içeriye doðru hemen hücum ederler; yani budalalýk her zaman gözüpek ve cüretlidir. Ýþte onlardan tüm ihtiyat uyarýlarýný çalan benzeri ayný saflýk, baþarýsýzlýklarýndaki ayýbýn bütün anlamýndan onlarý mahrum eder. Ama saðgörü, müzakere, yani düþünüp taþýnma vasýtasýyla sokulur. Habercileri ihtiyat ve umursamadýr; ayný zamanda, ancak tehlikesiz bir þekilde ne kadar ilerlenebileceðini keþfettikleri vakit, daha da ileriye doðru yol alýrlar. Ýleriye doðru yapýlan her hücum ihtiyat sayesinde tehlikeden kurtulmuþtur, gerçi bazen bu sonuçta talihin de parmaðý var. Derinliðinden þüpheliysen attýðýn her adým ihtiyatlý olsun. Ariflik ihtiyatla ileriye doðru ilerleme kaydederken, önlem tedbiri tüm sahaya hakimiyet saðlar. Günümüzde, insan iliþkilerinde kuþkulanýlmayan derinlikler mevcut, bundan dolayý her adýmýnda önder adýmlar atmalýsýn. Hikmetlilerde teþebbüs sanatý var.



79)
Þen bir þahsiyet iktidarýna sahip ol. Ilýmlý, yani bunun en orta þekerlisi kusur deðil, muvaffakiyettir. Neþenin bir taneciði bile herþeye en uygun miktarda baharat katar. Bazen büyük adamlar da eðlenceye katýlýr, böylece herkesin sevgisini kazanýrlar. Lakin, bu tür þeylerde her zaman saygýnlýklarýný her ihtimale karþý korurken, onlar katiyen edep sýnýrlarýný aþmamalý. Diðerleri ise, kendilerini zor durumdan en çabuk þekilde yine bir þaka ile kurtarýrlar. Þaka olarak eðlence diyarýnda kabul etmen gereken þeyler var, gerçi senden baþkalarý belki bunlarý aðýrbaþlý ciddiyet hesabýnda görür. Kolay yatýþýr, kolay affeder; teskin edilmesi mümkün bir duyu sahibi olduðunu gösterdiðinde, bu herkesin kalbini bir mýknatýs gibi fiilen senin yörüngene çeker. Þen bir þahsiyet iktidarýna sahip olmakta hikmet, ayný zamanda þahsiyetine saygýn istifade þansý var.



80)
Bilgi sahibi olmak için özen göster. Gözün gördüðüyle deðil, bilgi ile yaþýyoruz. Bizden baþkalarýna verdiðimiz itikat sayesinde biz de burada bir varlýk vaziyetindeyiz. Kulak gerçeðin bölge kapýsýdýr, ama ayný zamanda yalanlarýn da ön kapýsýdýr. Hakikat genel olarak göz ile pek nadir görülür, kulak ile pek nadir duyulur; özellikle uzaktan, doðal safiyeti bize pek nadir ulaþýr; ama, hep süzgeçlerinden geçtiði kimselerin ilâve ettikleri ruhsal durumlarýnýn katkýsýný taþýr. Duygular neresine dokunursa dokunsun, sadece kendi renkleriyle onu boyarlar, bazen olumlu nitelikte, bazen ise tam tersyüzünde. Hakikat her zaman iktidarý dýþa vurur, bundan dolayý, övmekte olandan ihtiyatla al, gerçi ayýplayandan daha da çok ihtiyat gayretiyle kabul et. Ona söz sahibi bir kiþinin ise niyetine dikkat et, iyice ilgilen; daha gelmeden önce, onun sana hangi adýmlarla, hangi mevki basamaðý üzerinden gelmekte olduðunu öðren. Yansýmayý, yani derinlemesine düþünme kabiliyetini serbest býrak, ki abartýyý ve yanlýþlýðý tahlil edebilsin. Bilgi sahibi olmakta hikmet var.



81)
Zekâný hep yenileþtir. Zümrüdüanka’nýn ayrýcalýðý budur. Þöhretle birlikte, yeteneðin yaþlandýkça geliþip büyüme âdeti vardýr. Gerçi bayat âdetler itibarýný zayýflatýr, ve yenileþmiþ aleladelik çoðu kez yaþlanan en yüksek seçkinliðin ýþýðýný karartýr. Bundan dolayý yiðitlikte, deha da, talihte, hepsinde - hep tekrar ve yeniden, yepyeni doðmaya çalýþ. Güneþ gibi her gün taptaze tekrar yüksel, þaþýrtýcý yepyeni bir hediye gibi sergilen. Arada bir, parlayýp aydýnlatmakta olduðun sahneyi deðiþtir, ki artýk eski kalan muvaffakiyet sahnelerinde senin yokluðun hissedilsin, zira böylece ayný esnada alýþýlmýþýn dýþýnda olan kendi orijinal kudretlerin yenilerinde sana alkýþ kazanýr. Hikmet ýþýðýný daima tazelemekte hayýr ve hürmet var.



82)
Ne iyisini ne de kötüsünü, hiçbirþeyi laðýma dökme. Bilgelerden biri, bütün fazileti “cevher-i ortalama” dediði bir deyime indirmiþ, yani her þeyin kararý, ikisi ortasý, ideal olan þeye. Portakalýn suyunu sýk, çok geçmeden tadý acýya kaçar: ifrata doðru zorlanýrsan, her tür aþýrýlýk yanlýþlýða dönüþür. Zevkte bile, zevkin haddinden fazlasýna yer verme. Çok gizemli düþünce gibi, o da orda çok sýkýcýdýr. Eðer ineði çok saðarsan, süt deðil kan çekersin. Cevher-i Ortalama denen prensipte hikmet var.



83)
Kendine, büyük sayýlmayan ve kolayca affedilebilir hata hakký taný. Bu çeþit dikkatsizlik çoðu kez en büyük yetenek tavsiyenamesidir. Zira, kýskançlýk sürgüne-gönderme talimini yapar, en kibarý en zehirlisidir. Mükemmeliyetin kusursuz oluþunu, kusur sayar; nitekim herkeste mükemmel sayýldýðý için, herkesi kýnar ve suçlu çýkarýr. Güya açýkgözdür, ama Zeus’un yüz gözlü oðlu Argus gibi, bütün gözleri noksanlýktadýr: bu onun artýk en yegâne tesellisi olmuþtur. Kabahate sorumlu tutulmak, þimþek çakmasý gibidir; en yükseði vurur. Kabul veya doðrulama ifadesinde, býrak ara sýra Homeros baþýný bir aþaðý bir yukarý yahut bir yandan öteki yana sallasýn, cesaret ve idrak ihmalini birazda olsa teskin etsin - saðgörü hariç tabi - böylece, kötü niyet silahsýzlandýrýlsýn, ya da hiç olmazsa kendi zehirini daðýtma ihtimali engellensin. Ecelsiz taraflarýný kurtarmak için, bu þekilde sendeki pelerini kýskançlýk boynuzlarýnýn üstüne asýp, orada býrakacaksýn. Kendine merhamet etmekte hayýr var.



84)
Düþmanlarýný kullan, düþmanlýktan kendine bir istifade payý çýkar. Bir þeyin nasýl tutulmasý gerektiðini öðrenmelisin, mesela elini kesmemek için, býçaðý keskin tarafýndan deðil, sapýndan tutarsýn, bu seni herhangi bir kazadan korur. Düþmanlarýnla varacaðýn iliþkilerde bunu kural haline getirdiðinde, en geçerlisidir. Akýllý, Arif bir adam, düþmanlarýndan aldýðý istifadeden, aptal birinin dostlarýndan çaldýðý istifadeye karþýlýk, neticede kendine ondan çok daha fazla fayda temin eder. Çoðu zaman, düþmanýn kötü niyeti daðlar boyu sýkýntýlarý yerle bir eder, böylece seni o zorluklarla aksi takdirde yüzleþmekten kurtarýr. Pohpohlama, nefretten daha tehlikelidir, çünkü o, ötekinin silme amacýnda olduðu lekeleri sadece örter. Arif, kötü niyeti, iyilikseverlikten daha sadýk bir aynaya çevirecektir. Ve bahsedilen hatalarý ya kaldýracak ya da düzeltecektir. Rakiplik ve Kötü-niyet birbirlerine kapý komþusu olduklarý vakit, ihtiyatýn muvaffakiyet fýrsatý pekalâ þartlar altýnda hayattadýr. Düþmanlarý tarafýndan büyüklükleri icra edilen çok kiþi var.



85)
Hayatýnla sakýn kumar oynama, kazanç katiyen senin olamaz, sonuçta þüphesiz hep kumarhanenindir; zira o tezgâh, seni zenginleþtirmek yerine, ceplerini boþaltmak için kurulmuþtur! Çok kullanýldýðýndan dolayý, fazilet seçkinliðinin yegâne hatasý, ihtimal dahilinde suistimal edilebileceðini ummamaktýr. Herkes ona göz dikebilir, oysa o herkesi yanýltabilir. Þanssýzlýðýn en büyüðü hiçbir kimsenin yararýna nail olamamaktýr; bunun hemen hemen en küçüðü ise, kendine az, gerçi diðer herkesin yararýna daha çok çalýþmaktýr. Bu basamaða erenler adeta kazandýkça kaybederler, ve nihayetinde önceleri onu sevenlere artýk can sýkýcý kalýrlar. Bu kumarbazlar, her çeþit fazileti, her çeþit üstünlüðü yýpratýr; daha önceleri azýnlýktan kazandýklarý saygýyý kaybettikleri gibi, kaba kalabalýðýn arasýnda bile ancak itibarsýzlýk elde edebilirler. Bu ifratýn çaresi dehaný orta derece seviyesine indirmektir. Ýstersen üstünlüðünde fevkalade ol, ama teþhirinde alýþýlmýþ bir tavýr takýn. Bir meþale her ne kadar çok ýþýk saçarsa saçsýn, yandýkça, nihai sönüþe yaklaþmaktadýr. Kendini az ve seyrek gösterdiðinde, her taraftan çok daha fazla saygý ile mükâfatlandýrýlýrsýn. Gerçek fazilette ifrat deðil, iffet ve tevazu var.



86)
Rezaleti Önle! Sokaða dökülen büyük kalabalýðýn arasýnda olasý epey kötü niyetli akýl sahipleri geziniyorsa, ahalinin gözlerinde seni dile düþürmek için daima fýrsat ararlar. Yayýldýðý takdirde, tek kötü bir haber bile, senin nam hakkýna leke sürebilir, bu lakap sana yapýþtýðý vakit: Vay haline! Ýtibarýn tehlikededir. Genel olarak, bu tür itham sende göze çarpan bir kusur yahut gülünç bir özelliðine iþaret ederek yapýlýr, gerçi dedikoduya sebep olur. Bazen bunlar kiþisel kýskançlýktan umumi itimatsýzlýða ilâve edilen kötü niyetlerdir. Büyük bir itibarý yok etme amacýnda dillerinden zehir akýtanlar, açýkça suçlayacaklarýna, küçümsemenin kolaylýðýna baþvururlar. Ýtibarsýzlýk kaydýna düþmek kolay, çünkü herhangi bir kiþinin kötü olduðuna inanmak zahmetsizdir: ama kendini aklamak o kadar kolay deðildir. Bundan dolayý arif, bu gibi talihsizlik kazalarýndan uzak durur, ve gayretli ihtiyatýyla, edebe aykýrý bir rezalet olasýlýðýna karþý hep nöbettedir. Tashih etmek, yani düzeltmek yerine, bunu önceden önlemek çok daha kolaydýr. Rezalete karþý her an her yerde nöbette bulunmakta hikmet var, selamet var.



87)
Kültür ve Zarafet (Zariflik, Ýncelik): Ýnsanoðlu vahþi, yani medeniyetsiz bir barbar gibi doðar, ve yalnýz kültür sayesinde kendini hayvanlýktan daha üstün bir seviyeye kaldýrýr. Bundan dolayý, adamý adam eden kültürdür; oysa yükseklik seviyesi, adamlýk haddine baðlýdýr. Bu gerçeðin idrakýna teveccühen, antik Yunanlý, dünyanýn öteki kavimlerine barbar ünvanýný verebilmiþti. Cehalet çið ve hamdýr; kültüre bilgiden ziyade, baþka hiçbirþey bilgi kadar katký yapamaz. Ama bilgi bile zarafet haricinde adi ve kaba kalýr. Gerçi sadece zekâmýz zarif olmamalý, yanýsýra arzularýmýz ve hepsinin üstünde sohbetimiz ona ilâvelenmeli. Bazýlarý iç ve dýþ niteliklerinde doðal olarak zariftir; mesela düþüncelerinde, hitap ettiklerinde, giydikleri giysilerde, ki bunlar, onlarýn ruh kabuðu sayýlýr, gerçi hüner ve kabiliyetleri o ruhun meyvesidir. Öte yanda, diðerleri herþeylerinde o kadar münasebetsizdir ki, kendilerine has üstünlükleri bile, tahammül edilemez ve barbar bir arzu içinde, gerekli zarafet ihtiyacýný karþýlayamadýðýndan lekelenmiþtir. Kültürlü ve zarif bir adamda, adamlýðýn hikmet ve hayýrý var.



88)
Býrak ki, Davranýþýn Asil ve Zarif olsun. Bir büyük adam davranýþýnda asla küçük olmamalý. Her þeyin en ufak detayýna katiyen tecessüs etmemeli, hele hele tatsýz meselelerde. Zira, herþeyi bilmek önemli olduðuna raðmen, herkesin herþeyini bilmek gerekli deðildir. Bu tür davalarda kiþi cömert ve efendi bir adam kiþiliðiyle hareket etmeli, davranýþý saygýya deðer ve efendiye yakýþýr bir þekilde olmalýdýr. Devlet yönetiminin gayet büyük bir görev kýsmýný formaliteyi çoðu kez görmezlikten gelmek, aleladeye epey önem vermemek ve sözde yukarýdan seyretmek gibi þeyler teþkil eder. Akraba ve dostlarýmýzýn arasýnda, hatta düþmanlarýmýzýn arasýnda bile, pek çok þeyler farkedilmemiþ gibi kalmalý. Lüzumundan fazla olan her miktar, bütünen can sýkýcýdýr, özellikle can sýkýcý olan þeylerde. Can sýkýcý bir konunun üstüne pervane olup etrafýnda dolaþýp durmak bir nevi deliliktir. Umumiyetle diyebileceðimiz þudur: davranýþýnda her adam kendi yürek ve anlayýþýna uygun tarzda hareket eder. Asil ve kibar davranýþta hayýr ve hikmet var.



89)
Hünerde ve yetenekte, yargýda ve eðilimde kendini taný. Kendini öðrenmedikçe kendine sahip olamazsýn. Yüzümüzü gösteren aynalar var, ama aklýmýza ayna yok. Býrak ki dikkatli düþünce sana dair þeylerde vekil sýfatýnda hizmet edebilsin. Dýþa vuran görüntü unutulduðu vakit, içtekini düzeltmek ve tamamlamak için sýký dur. Zekâ gücünü ve maslahat yeteneðini öðren. Müracaat edebilmek için cesaret kuvvetini imtihan et. Aklýný herþeyin engelinden arýndýr ve kendi temellerini iyi koru. Kendini tanýmakta, bu yolda hayat boyu yürümekte, erdem hikmeti var.



90)
Ýyi bir hayat sür. Hayatý iki þey süratle sona erdirir; bunlar, ahmaklýk ve ahlâksýzlýktýr. Kimisi erdemli hayatýný kaybeder, çünkü onu ayakta tutacak akýldan mahrumdur, gerçi diðerlerinde irade yoktur. Nasýl erdem kendi kendine baðýþlanan bir armaðan ise, þer de aynen o kadar kendi kendine verilen bir cezalandýrmadýr. Kiþi çok süratli bir hayat peþinde koþuyorsa, adeta bu hayatý hayali çiftleþtirmiþ bir anlamda sürdürür. Erdemli bir hayat hiçbir zaman ölmez. Ruhun disiplini bedenine nakletmiþtir, ve iyi bir hayat sadece niyetinde deðil bedensel uzantýsýnda da, süresi iyice uzun olandýr. Burda uzun bir Hayatýn Sýrrý var.



91)
Eðer basiretinde þüpheliysen herhangi bir þeye katiyen iþbaþý yapma. Bir iþ halinde o iþi yapan kimsenin aklýndan baþarasýz kalacaðýna dair herhangi bir þüphe geçiyorsa, onu seyredenin de aklýnda olduðunun en kesin kanýtýdýr, bilhassa bu seyirci ayný zamanda bir rakip ise. Eðer bir faaliyetin en kritik durumunda yargý gücün, vicdanýn elvermemesinden ileri gelen bir takým tereddütler hissettiyse, daha sonra serinkanlý derinlemesine düþündüðünde, ahmaklýðýn bir örneðidir diye ayýplayacaktýr. Basiretin, yani saðgörünün þüpheli olduðu bir yerde, faaliyet tehlikededir. En iyi tedbir, bu gibi þeylerden uzak durmaktýr. Hikmet, tahmin ihtimallerine tamamen itimat etmez; her zaman gün ortasý akýl ýþýðýnda yürür. Tasavvur ve idrak edilir edilmez, yargýnýn ayýba mahkûm ettiði bir teþebbüs, nasýl baþarýlý olabilir ki? Ýçerideki muhakemeden oybirliðiyle geçen önergeler, çoðu kez þanssýzlýða uðruyorsa, bocalamakta olan bir yargýda ve tereddütlü bir akýl muhasebesinde üstlenenlerden neler bekleyebiliriz? Her an adeta berrak bir öðlen vaktinin zihin ýþýðýyla hareket etmekte hikmet var.



92)
Diyeceðim, herþeyde insan bilincinin sýnýrýný aþan Deneyüstü Ýlimin peþinde ol. Takibine ne kadar gereksinim verirsek, ona göre bizim mevkilerimizin yüksekliði ve sayýsýda daha çok artar; dolayýsýyla, her faaliyetin ve her söylevin ilk ve en üstün kuralý þöyle izah edilebilir: ’bir gram hikmet bir ton kurnazlýktan daha kýymetlidir.’ En emin yol budur, gerçi hak ettiði tezahüratý elde etmeyebilir. Hikmetin itibarý ünlülüðün en nihai zaferidir: Arifleri tatmin etmek yeter, zira onlarýn yargýsý gerçek baþarýnýn mihenk taþýdýr. Deneyüstü Ýlimde hikmet itibarý var.



93)
Üstünlükleri çok olan bir adam, çok sayýda adama eþittir.
Zevk duyduðu hayattan çevresine pay hissesi vererek hayatlarýný zenginleþtirir. Üstünlüklerdeki çok yönlülük hayatýn çok tatlý bir zevkidir. Herþeyin iyisinden kazanç çýkarmak büyük bir sanattýr; ve insan en yüksek seviyeye eriþtiðinde, Doða, adeta onu kendisinin soyut bir kopyasý gibi yaptýðýndan dolayý, býrakta Sanat, onun zekâ ve çeþnisini eðiterek kendine has küçük bir evren olma þansýnýda ihsan edebilsin. Çok yönlülükte sanat marifeti var.



94)
Kabiliyet derecesinin kapsamýný gizli tut. Herkes tarafýndan hürmet edilmek istiyorsa, Arif, bilgi ve kabiliyetlerinin kuyu dibinden çýnlar gibi yükselmesine müsaade etmez. Onlardan bilgi edinmenize izin verir ama onlarý idrak etmenize müsaade etmez. Hayal kýrýklýðýna düþmemesi için, hiç kimse onun kabiliyet boyutlarýný bilmemelidir. Onun tüm derinliklerine inme fýrsatý katiyen hiç kimseye verilmemiþtir. Yücelikleri her ne kadar büyük olursa olsun, kabiliyetlerinin seviye derecesi, tamamiyle öðrenilmesine karþýt, hakkýnda yapýlacak tahminler ve þüpheler þahsiyetine çok daha hürmet uyandýrýcýdýr. Yetenek seviyeni gizli tutmakta hikmet var.



95)
Beklentiyi hep canlý tut. Daima karýþtýr ve hareketlendir. En fazlasý en çok vaat versin, ve en büyük faaliyetler daha da yücelerinin müjdecileri olsun. Bütün þansýný tek bir zar fýrsatýndan alýnacak netice ihtimaline yatýrma. Beklentinin israf edilmemesi için, kudretine itidal getirmek büyük bir hüner gerektirir. Beklentide umut hikmeti var.



96)
En yüksek saðduyu, yani aðýz sýkýlýðý ve takdir yetkisi, saðgörünün, yani tedbirlilik ve tutumluluðun temeli, akýl muhakemesinin ise yüce tahtýdýr: sayesinde, çok az bir masrafla epey baþarý kazanýlýr. Bu, yukarýdan bahþedilen bir hediyedir, birinci ve en iyi nitelikli olduðundan dolayý, varlýðýna ithafen dua edilmeye müstahaktýr. Tam bir zýrh takýmýnýn asýl kýsmýdýr, ve o kadar önemlidir ki, onun yokluðu kiþiyi kusurlu býrakýr, halbuki diðer nitelikler sadece nitelik miktarýyla, yani az mýdýr yahut çok mudur, sorusuna taliptir. Hayatýn bütün faaliyetleri onun uygulama durumuna baðlý, hepsi onun muavenetine muhtaçtýr, zira herþey vukufa borçludur. En güvenlisinden hoþlanýlmýþ olanla birleþtirilmiþ bir halde olduðundan, saðduyu, en mantýklý gidiþata doðru yönlenen doðal bir yönsemeden þekillendirilmiþtir. Saðduyuda hikmet var.



97)
Ýtibarý bul ve muhafaza et. Þöhretin intifa hakký, yani menfaatlanma hakký budur. Sadece güzide kabiliyetlere eklenmiþ olduðundan, itibarý elde etmek gayet pahalýdýr; zira aleladelik ne kadar umumi ve sýkça rastlanan bir þeyse, itibar ona nazaran en nadir bulunandýr. Ele geçirildiði vakit, kolaylýkla muhafaza edilir. Bir hayli yerine getirilmesi gereken ödevler bahþeder, ama cömertliði bunlarla sýnýrlý kalmaz. Yüceltilmiþ kuvvetlere yahut ulvi semalardaki faaliyete borçlu olduðundan, büyük bir nevi hürmete doðru yükselir, akabinde bir nevi Haþmetmeablýða bile hem teslim hem de mahsul olur. Buna raðmen, ancak saðlam bir nedene dayalý olan itibar kalýcý bir þekilde nihaidir. Ýtibar kazanmakta hikmet hayýrý var.



98)
Niyetlerini þifreli bir þekilde yaz. Þefkat hisleri ruhun kapýlarýdýr. En elveriþli ilim onlarý tebdili kýyafet etmekten ibarettir. Ýskambil kâðýtlarýný açýkça muhafazasýz oynayan bir kiþi, neticede kaybetme tehlikesini pekalâ pekiþtirmiþtir. Ýkaz tedbirine tekrar neþredilebilmek amacýnda saklanan ihtiyat ayrýcalýðý, hakkýnda bilgi edinmek isteyen mütecessisînlerle muharebe etmelidir: dolayýsýyla, mürekkepbalýðý’nýn politikasýný evlât edin. Aðýz tadýnýn güzelliklerini bile sakýn belli etme, zira diðerleri ya onlara karþý tavýr üretebilir ya da pohpohlama aracýyla onlarý senin aleyhine kullanabilir. Niyetlerini örtülü bir tarzda bildirmekte hikmet var.




99)
Hakikat ve Görüntü: Envai çeþit þeyler göründükleri gibi geçer giderken, esasen (ne) olduklarý gibi deðildirler. Çok az kiþi içeridekini görür; oysa, çoðu kiþi dýþarýdakine daha çok özenir. Eðer doðru sahte ve kötü ise, doðru olmak yeterli deðildir. Görünmeyen þeyin kýymetini idrak ve takdir etmekte hakikat hikmeti var.



100)
Yanlýþ görüþ hariciyesinde, gerçi arif bir Müslüman ve filozof bir nedim gibi hareket et, ve bu adamlarýn faziletlerine vaki ol. Tabi sadece onlar gibi görünerek deðil. En azýndan bile olsa, onlarda var olan, oysa sende var olmayan deðer kümesini varmýþ gibi gösterme. Bugünler, felsefeye pek kulak asýlmayabilir, ama her zaman arifleri baþlýca ve en çok alâkadar eden bir ilimdir. Düþünme sanatý daha önceki bütün itibarýný artýk kaybetmiþ durumda sayýlýr. Ama bir zamanlar, en büyük imparatorluk meclisleriyle tanýþtýrýlmýþtýr: hüküm saraylarýnda epey vakit geçirmiþ, lakin þimdi o mevkilerde herhangi bir yeri yoktur diye düþünülür. Yine de hala o, erdemli ruhun gerçek hoþnutluk sebebi, düþünce dolu anlayýþ yetisinin hakiki gýdasýdýr. Zira evvelden beri, ’hile’ nesnesinin ne olduðu, onun sayesinde keþfedilebilmiþtir. Ariflerde inanç ve felsefe hikmeti var.


Sosyal Medyada Paylaşın:



(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.