AN
an gelir
ansızın sızlar gözbebeklerin toprak rengi bir hüzün bağdaş kurar içine için ne kendi içinde kalır ne dışına çıkabilir içinin tekerrüre uğrayan saçma sapan tarihin tozlu sayfaları arasında kaybolup gider an’lar anı’lar iltihaplanır bir uğultu başlar beyninde kulaklarında tiz bir sessizlik uçurumlar dudaklarında elini kaldırıp dur demek gelir içinden zamana dur ve ver aldıklarını geri dinledikçe ciğerlerinde yırtıklar oluşturur sözcükler dinlendikçe büyür kabus sonra an geçer başka bir an’a dayanır zaman sen kuruyan dudakların sağır olmuş sessizliklerin ve yüreğinde kül karası keşkelerle başbaşa kalırsın yeniden ve bilirsin aslında hiçbir sonra bir öncesi gibi olmayacak tarihin.. |