Keffar
Sıyrılıp sana geldim.
Bu dişi denizin ihtişamını da ihtirasını da bırakıp çıplak ayaklarımla bi akıl. Kirli ve lekeliyim dudaklarım da aşüfte ruj izleri var. Bir elinle silersin yanağımı ve bu ağır parfümlerin sigara ile karışmış haşem kokusunu alır senin esanslı kolların. Saçlarımı sorma neden böyle dağınıklar ki zaten uzunlar belime kadar. Nasıl zorla çözdüm tel tel yatak başlarından bilemezsin. Nasıl bağlıymışım onlara böyle kökümden. Uykumda seninleymişim, utanmışım olasıdır. Burası mezaki odasıdır Böyle keskin kokan yağlı boya ve idrarımdır. Kum taşıdır kevaşiliğin duvarları. Ve suyu izledim yolunca. Sana çıktı bir kez daha bu safir ark. Sıyrıldım ve sana geldim. Üzerime örtün ve batır gecenin ışıklarını. Senden ibaretim Keffar ... |
Üzerime örtün ve batır gecenin ışıklarını.
Senden ibaretim
Keffar ...
Şiir gibi şiir okudum tadında...