Saz AğlarŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Artık ozanın ağlamaya gözyaşı mı kalmış?
Saza vurmuş kendini, tellere düşmüş sevdası, Ne dili kalmış dökecek yâre, ne de gücü dellenmeye, Aşık gibi, derviş gibi yolları arşınlamış, fersahlar boyu İçinde biryerlerde hep kavuşmayı beklemiş, Yüreğine tünemiş bir umuda kalmış bahar.. Saygılarımla.
Hani, yiğit biri derlerdi ya senin için;
Yani, ’taşı sıksa, suyu çıkar’ dediklerinden, Kalleşin hakkından gelendin, sen, Mertliğin destanını yazan canı bilseler! Sadece keleş’e yenilen bir adam, -Ne şerefsiz bir âlet, şu barutlu fişek! İnsanı ancak sırtından haklar. Neredesin bunca yıldır; şimdi hesap sormaz mı sinem? Adâletin bu mu, yâr senin? Hani, kanundu ya sözümüz! Dağa sürdün şu yüreğimi, sılamı öldürdün! Artık ayar tutmaz oldu sazımız, Eşkiyalık dizboyu buralarda, Sevdayı nasıl yağmalar çapulcular; Bilemezsin. Yok gülüm, sende yok; Canım yandığında yani, yüreğe serinlik yelin, Nevruza değer baharın var mı? Ya geceye müjde seherin ner’de? Bu kadar bekler mi bir adam? Sabır taşını bile çatlatır, bir ömür tüketir mi yâr peşinde? Nasıl bir yürektir ki bu; olmayacak duaya amin der? Ömür törpüsü bir sevda bu; Yılları yedi ya zemheri ayazlar, yüreğim sağıldı Acılar miras kaldı bana, hepsini harcadım Seller gibi ovalara doldum, goncama birşeyler oldu, Çamura yattı çiçeğim, gönül boğuldu. Ne zaman ki, türkülere döktüm içimi Gözyaşı ne gezer! Zalım baktı; yüreğimi dağladı yâr; Cümle âlem güldü hâlime, sazım ağladı... 15,19.04.2009 |
Ne zaman ki, türkülere döktüm içimi
Gözyaşı ne gezer! Zalım baktı yâr;
Cümle âlem güldü hâlime,
Sazım ağladı...
YÜREĞİNE SAĞILK..
HARİKAYDI.........