Düş bozumuŞiirin hikayesini görmek için tıklayın "Yürürüm gecenin üstüne, salarım güneşlerimi
Görürüm tane tane açılan güllerimi Yürürüm gecenin üstüne, günahlardan geçerim Ezerim birer birer yalan sevişleri" Boşver şimdi Hikayeydi, masaldı, kahramandı Kim, nerede, nasıl, ne şekilde anılacak filan Hadi gel, iki lafın belini kıralım seninle Ama aşığım, seviyorum, özledim değil Öyle havadan sudan yani Sen, bana bir sonraki şiirde yazacaklarını tasarla, okurken Ben de kaleme dökeyim, aldıklarımı senden. Ama önce, şu her şeyi bilen Öğreten kadın pozlarından bi sıyrıl önce Boş laflara karnım tok Yarayı neşterden, acıyı işkenceden, yağmuru bulutlardan Soğuğu buzdan, sıcağı cehennemden öğrendim ben Bana öğretebileceğin bir şey kalmadı Öğreneceğim bir şey yok senden. Hem, söylesene, neyi daha iyi biliyorsun ki benden? Tarih mi? Felsefe mi? Edebiyat mı? Sosyoloji mi? Tasavvuf mu ? 20 yıldır ne yazıyoruz ki biz? Okumadıysan, bak, öğren şiirlerimden. Arkadaşım Aşkı çok iyi anlatan bir şairden Mesela, Ümit Yaşar Oğuzcan yada Özdemir Asaf, farketmez Çok güzel aşk şiirleri yazmayı öğrenebilirsin Yazabilirsin de Ama aşkı, sevmeyi filan öğrenemezsin Ve kimseye öğretemezsin Aşk dediğin, kınsız, kılıfsız duygudur Karmaşık kelimeler yumağı değil Bu da demek oluyor ki Hadi ne demek oluyor sen söyle Evet evet, onu diyorum Sen Nilgün Marmara’sın alt tarafı Ben de Cezmi Ersöz’üm yani, durum böyle. Yazarsın, yazarsın, yazarsın Eh yani, deli kızın türküsünden biraz hallice Biliyor musun? Kalemi daha yeni eline almış, acemi, çaylak bir hanımefendi Sadece dört satırla sevgisini yazar O an aşık olasım gelir, en harbicisinden Çünkü samimi, çünkü içten Çünkü haberi yok, aşk oyunlarından, yalanlardan, sahtecilikten Sen çarşaf çarşaf, boyuna döktürürsün de Kalemi kalbe saplayıp, kağıda kan damlatmadan Aşk ne yazılıyor, ne de oynanıyor Anla işte. Ama Allah var, bir şeyi çok iyi beceriyorsun Ne zaman köşeye sıkışsan, ayağına birazcık basılsa Zehir zemberek sözler dökülüyor dilinden Ben hem cahil, hem köylü, hem gerikafalı, hem duygusuz Hem medeniyet görmemiş barbar bir adam olduğumu Öğrendim, senin o şefkat, merhamet dolu şiirlerinden Neyle ölçtün ki, hangi tartıya vurdun Atıp tezgaha eşit parçalara bölseler beni Belki de, sekiz tane sen çıkacak, benden. Ama bu kıvam iyi, sakın bozma Hazır, sen beni ilk çağa, taa taş devrine göndermişken Bırak orada kalayım Cankız abla da tek gözünü sığdırmaya çalıştığı çerçeveden Acıma, yüzüne yüzüne vur diyor zaten (Bu arada haddi aşmaya başladı, anadan üryan bir şiirde ona yazacaz galiba) Fırsat bu fırsat Lütfen, bir sonraki şiire, yine "Aramızda bööylee gaydırıgubbak bir şeyler var B/ak bana, s/al beni, dağda bul ç/ölde unut Tut elimi tut/-ma" diye, başlama istersen. Bırak beni kendi halime Bazen ipe sapa gelmez bir hayta Bazen köyden yeni gelmiş saf bir anadolu çocuğu Bazen de ilim satan alim olayım Kendimi çok dinledim senden Müsaade et, ben’i biraz da ben anlatayım. Ama bunca arbede arasında Beni mutlu eden bir şey var Ne zaman aşık atışmasına başlasak seninle Birden canlanıyor, üzerine ölü toprağı serilmiş şehir Yazı üstüne yazı, yorum üstüne yorum, şiir üstüne şiir Sanata, edebiyata olan katkımız yadsınamaz Baksana, herkesin gündeminde sana, bana, ölümsüz aşkımıza dair ince kesitler Şair kesiliyor, kalem tutmamış, harf bilmez ezikler. Neyse...Sen bana bakma Ordan burdan, havadan sudan derken Yine uzattım iyimi Tek gerçek kaldı elimizde, gerisini siktiret Bu saatten sonra, ne senden köy olur Ne benden kasaba, değil mi? Son olarak Hani gidiyordun? ne oldu demişsin Ben değilim ki artık yazan, hissetmedin mi? Van’ a ulaştı bindiğim tren Senden çoktan gittim, farketmedin mi? |
El değmemiş, tertemiz, hiç incitilmemiş, düş olduğuna pişman edilmemiş.
Bunları yazmak içimden geldi belki şiirle çok ilgisi olmayabilir ama.
Bazen biri diğerini suçladığında ya da olumsuz kelimeler kullandığında, acaba diyorum kendinde olanı veya olması gerekirken olmayanı karşı tarafın bir özelliği gibi mi söylüyor. Böylece kendini daha mı iyi hissediyor
Oysa sonuç her defasında kötü oluyor.
Sevmeyi bile başaramıyoruz belki de kırmadan, incitmeden, hep bir şeyler dayatmaya çalışmadan
Ego ön plana çıkıyor
Sonuçta herkes kendine göre haklı bir şekilde ve bunda da ölümüne ısrarlı.
Neyse, şiir birçok şey düşündürdü.
Düşündüren şiirler iyidir hep.
Selam ile