KIZILELMA...Bayram yeri şu gönlüm; dosta safâsı kaldı, Geçip gitti de ömrüm, dehre vefâsı kaldı. Her gamı zevk edindi çekse de ah-ü enîn, Yâre de, ağyâre de tekmil sevdâsı kaldı. Nice ateşte yandı, ateş olup yakmadı, İrfanına dayandı, kirli suya akmadı. Safında ilerledi kaypak yollar içinde, İkbâli itti yana, andını bırakmadı. Andı vatan sevgisi, ülküsü Turan oldu, Bu yol sarp ve çetindi, bu yol tuzaklı yoldu. "Yufka yüreklilerle çetin yollar aşılmaz..." Bildi, asla bıkmadı; gönlüne ateş doldu. Sapmak olmaz bu yoldan, bunu erken öğrendi, Dik durdu, eğilmedi; nice zorluğu yendi. Güçlükleri yaşadı, dönmedi kutlu yoldan, Nice dost bildikleri menfaate özendi. İdealin zorluğu iradeyle yumuşar, Doğru yolu bulanlar çetin engeller aşar. Bu yola baş koyanlar taçlanır gönüllerde, Sen göçersin, onların ismi ebedî yaşar. Ufukta hayallerim Tanrı Dağa yol alır, Uyurum, uyanırım aklım Turan’da kalır. Gözyaşlarım sel olup Issık Gölü’ne akar, Gönle düşmüşse sevdâ, uzun yollar kısalır. Bu sevdâ Türk Birliği, "Kızılelma" dır bize, Yabanıl pakt yerine, bu yeter hepimize. Toplumsal, ekonomik güç olalım dünyada, Bundan böyle Batılı kapansın dizimize. Tel maşa ülkü olmaz, koşu Kızılelma’ya, Kızılelma bellidir, Türk ruhunda tek maya. Türk olmayan ne bilir gönüldeki ateşi, Davran yiğidim davran Aral’da buluşmaya, Tanrı Dağınca yüce, yüzde yüz Türk olmaya... 15.04.2015 (Arşiv) Fatih-İST. Enver Özçağlayan |
Ve daha ilk dizeyle merhum Necip Fazil üstadımızın o meşhur, mükemmel eserinin tınısı doldu kulaklarıma;
...
"Sakarya; sâf çocuğu, mâsum Anadolu'nun,
Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun!"
"Sakarya'nın yerine Turan'ı koymak yeterli sanırım.
Turan!
Kızıl Elma!
Bu kelimelerin anlamıni anımsayan kaç kişi kaldı(k) acep?☹
Hüzün huzur telkin eden dizelerin arasına gizlenmiş.
Onurlu ve anlamlı bir hayatın verdiği mutluluğu gölgelememek için muhtemelen.
Rabbim sağlıklı, huzurlu ve hayırlı ömür, ömrünüze bereket versin Enver Ağabeyim.
Selam ve hürmetler...⚘⚘⚘
SAKARYA TÜRKÜSÜ
İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya;
Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya.
Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak;
Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak.
Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir;
Oluklar çift; birinden nur akar; birinden kir.
Akışta demetlenmiş, büyük, küçük, kâinat;
Şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat!
Fakat Sakarya başka, yokuş mu çıkıyor ne,
Kurşundan bir yük binmiş, köpükten gövdesine;
Çatlıyor, yırtınıyor yokuşu sökmek için.
Hey Sakarya, kim demiş suya vurulmaz perçin?
Rabbim isterse, sular büklüm büklüm burulur,
Sırtına Sakaryanın, Türk tarihi vurulur.
Eyvah, eyvah, Sakaryam, sana mı düştü bu yük?
Bu dâva hor, bu dâva öksüz, bu dâva büyük!..
Ne ağır imtihandır, başındaki, Sakarya!
Binbir başlı kartalı nasıl taşır kanarya?
İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal.
Hamallık ki, sonunda, ne rütbe var, ne de mal,
Yalnız acı bir lokma, zehirle pişmiş aştan;
Ve ayrılık, anneden, vatandan, arkadaştan.
Şimdi dövün Sakarya, dövünmek vakti bu ân;
Kehkeşanlara kaçmış eski güneşleri an!
Hani Yunus Emre ki, kıyında geziyordu;
Hani ardına çil çil kubbeler serpen ordu?
Nerede kardeşlerin, cömert Nil, yeşil Tuna;
Giden şanlı akıncı, ne gün döner yurduna?
Mermerlerin nabzında hâlâ çarpar mı tekbir?
Bulur mu deli rüzgâr o sedayı: Allah bir!
Bütün bunlar sendedir, bu girift bilmeceler;
Sakarya, kandillere katran döktü geceler.
Vicdan azabına eş, kayna kayna Sakarya,
Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!
İnsan üç beş damla kan, ırmak üç beş damla su;
Bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu.
Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek;
Siz, hayat süren leşler, sizi kim diriltecek?
Kafdağını assalar, belki çeker de bir kıl!
Bu ifritten sualin, kılını çekmez akıl!
Sakarya; sâf çocuğu, mâsum Anadolu'nun,
Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun!
Sen ve ben, gözyaşiyle ıslanmış hamurdanız;
Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız!
Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader;
Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider!
Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz;
Sen kıvrıl, ben gideyim, Son Peygamber Kılavuz!
Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya;
Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya!..
Necip Fazıl Kısakürek