Ben Çocuklara Bakınca
Ben
Çocuklara bakınca Yaşmakla bir hisle doluyor benim kalbim Aşınmış ne varsa hepsini örtüyor kuş sesleri Ben çocuklara bakınca Göğsüm garip bir hisle uğraşıyor her gün Sabaha ulaşmak için bir kaç şey öğrenmeli ellerim Kendimi bu yaşadığım yüz yıldan çıkarsam Sıyırsam Çocukları bu hale getiren kocamış kirli şehirden En güzel düşmanları evlatları olan babalardan Sıyırsam kendimi Bütün yaşanmışlıklardan Yaşamak bir aptallıktı belki Yok artık dedirten bir şey gibi Yaklaşınca akşam Ben sokağa çıkınca Yürüyüşümdür benim şehre bir kucak gibi açılan Çözemediğimiz bir yorgunluk çökünce yaşamaktan Büyür beninle sesimde isyankar bir ergen Yüreğimde dalların hışırtısı Ben halka bakınca korkunç bir şey ürür düşlerimde Yüzümüzde korku ve endişe Uyusam Yüreğimde kımıltı halinde yeşil bir şey Yok artık yaşamak ve serinlik hissi Mintanımda sakladığım kadın gülüşleri Yüreğimde itibar görmeyen bir maruzattı Yaşamak Yalnızca zorunda olduğumuz bir şey gibi O herkese iyi olmanın aptallığı İyi olmanın gebeliğiydi Tek başınalık Siz büyüyün çocuklar Büyüyün Bir hinlik yok ölüm ve ağrılar için Korkmayın Yumruğumu Şehirin yalnız gürültülü kalbine savuracağım Çocukları sevmeyi unutan o herkeslere İnadına bir kırgınlık bırakacağım geriye Bırakacağım Duyulması gereken o sesleri Çocuklaşacağım aklı başında olanlara nisbeten Elleri cebinde olan tıraşlı adamlar Kulaklarınızda çekiç sesleri gibi keskin Ağıza alınmayacak sözler kursağımızda Kursağımızda acının tadı Ben çocuklara bakınca Ölüm Yüreğimde saplı bir vida olarak paslı Ömer Altıntaş |