TURUNCU SOĞUK
Hiç biz olamadık bunu biliyorum.
Ama biz hiç de olamıyoruz. Ne oldu diye sormuyorsun, Hiç diye susamıyorum. Konuşmak bir yana, Susmayı bile özlüyorum. Gökyüzüne saf saf bakarak, Seni hayal de edemiyorum. İnsan kaybettiğine üzülür de, Kaybedecek bir sen varken, Ve seni de kaybetmişken, Sadece üzülmek yetmiyor, Zamanla tükeniyorum. Ağaçlar biz el ele yürüyelim diye, Büyümüyorlar evet görüyorum. Ama öyle olduğunu bir ben düşünmeseydim de, Sen de azıcık hayal etseydin. Belki bi kıpraşma olurdu yüreğinde. Belki bu kadar da zorlanmazdın, Beni biraz olsun sevmede. Ben rüzgârın saçına değeceği her anı kovaladım. Serin gölgelerde olabileceğin her imkânı sundum sana. Biliyorum ben de biraz zor adamım. Ama elinden gelen her şeyi yapan bu adama, Bir şans vermemek ne madamım? Sanki yağmur altında yalnız bir gemideyim. Üşüyorum soğuktan mı yalnızlıktan mı?, Zamanı bile donmuş sanmaktan mı?, Ya da içimin tükenmişliğinden mi?, Anlamını henüz bilemiyorum. Sence bu gerçek bir sevgi mi? Bir sokak lambası ışığında, Işıklı kar yağışı görüyorum. O beyazlığı aldığı turunculuğa, Turunculuğu da sıcağa yoruyorum. Kafam o kadar allak bullak ki: Yüreğimin acısı beynime vuruyor, Ve beynimdeki acı mantığımı yoruyor. Ben her şeyden vazgeçiyorum da, Bir senden vazgeçemiyorum. Ve ruhum acıyor. Ve seni öylece seviyorum. |