Dilenci
Pejmürde geziyorum cismim de çok hafif
Ayaklar yalın , dizlerim de yırtık yamalı kesif Bir konteyner kenarında karton kağıt ezip Sokakta dileniyorum, maniyi tütüne katıp Sürünsün bu beden yırtılsın göynekler.. Tütün bile dağıtmıyor köhne kalmış meseleler. Gazete kağıdına sarılı topladığım tütünler Yak cigaranı, sıfatsız suratına para mı verir! ecnebiler.. Çok fazla kalabalık ama caddeler sanki boş Hayal meyal hatırladım geçmişimi öyle bir hoş. Bilir mi bu geçenler yalnızlığımı berbat bir yokuş Dökülmüş dişler, kalmış köhne bir kahroluş. Eskiden tren garında kalırdım insaflıydı yolcular Zaman ilacıydı derdimin her vuruşunda tiktaklar Ama geçti be! ne düşünüyorsun aylar yıllar yollar.. Titretme be! dilenci, ölüm artık seni sayıklar.. Çaycı bir çay getir hayrına! belki; veririm yarına İçim buz gibi ısıtır mı? bu sıcacık çay girince karnıma. Sıcak simit de olsaydı, şeker şerbet bandırırdım çayıma. Sayıklama dilenci eski günleri! nasipse çıkmam yarına. Ölümde bana sanki şarbet gibi taptatlı gelir, Buz gibi taştan insaflıydın bekler beni kabri kebir Kapalı tabutta hiç olmaz ki; su, çamur beni mezarıma götür. Nerde kaldın azrail derdime derman ol! beni asıl diyarıma yatır. Y.mansız 04/10/18 |
Saygımla.