evetahh.., aşk uzağım, yanı başım tuzağım, tuzsuz aşım sevgisi tükendikçe, saygısı küçüldükçe ayrılığına büyüdüğüm ahh.., yalnızlığım güneşsiz, gecesiz, öksüz kimliğim bunca keder, acı, ızdırap varken aşka secde etmek senin neyine ahh.., ölüm uzağım, yanı başım uzat ellerini aşk tükendikçe, dünya küçüldükçe yalnız sana büyüdüğüm ahh.., dirimin ansız, zamansız cepsiz gömleği bunca çamur, kir, pas varken beyaz senin neyine ki aşk, mavisinden kulaçladığımız düşlerde solungaçlarımızdan kırmızıyı solumak değil midir değil midir ölüm, koyulaştıkça nefsimiz, nefesimiz bir değil bin vurgun yemek derin mavilerde aşk, ölmek, ölmek aşka sirayet etmekse, ecele kıyılan nikah, son nefese tanıklık etmekse ölüm melekleri ve şahitler huzurunda . . … “evet” diyorum… ilhanaşıcışubatikibinonsekiz ……………………………………………………………………………………………………………………………….. evet... şiire, aşka ve en çok ta ölüme yaşadığımız sürece nikah kıyarız ama kaderin ayağının altı kederimizin üstüne basılı olur her sefere. aşk a inananlardanım elbet tıp kı ölüme olduğu gibi ama ne bileyim görmek istediğim mavi pervazlı, kırmızı perdeli pencereden baktığımda “aşkın, sevginin, sevgilinin günü nasıl olur, bir güne nasıl sığdırılır koskoca yıl” diye sorarım kendime. neyse boş verin beni belki de hala siyah beyazlı fotoğraflarda asılı kalmıştır yüreğim ama yinede bu güne, aşka inanan tüm dostlarımın, site sakinlerinin sevgililer günlerini bu şiir vesilesiyle kutluyorum… |