Tanıtım Yazısı
İçindekiler:
Bomba
Hürriyet Bayrakları
Muhteri
Zeytin Ekmek
Yuf Borusu Seni Bekliyor
Topuz
Vire
And
Nasıl Kurtarmış
Yüzakı
daha fazla
Yazar: Ömer Seyfettin
Yayınevi: Üç Harf Yayıncılık
ISBN: 789758841059
Sayfa: 126s.
Boyut:
Kapak:
Tarih: 1905
Kağıt Tipi:
Raf İstatistikleri
Okudum: 1 kişi
Okuyacağım: 1 kişi
İnceleme
Etrafımızı saran çöp sinekleri bizi ısırmak için an kollarken.
Ömer Seyfettin PİÇ adlı romanını okumanızı yüksek önemde tavsiye ederim....
Ömer Seyfettin PİÇ adlı romanını okumanızı yüksek önemde tavsiye ederim....
Üç Harf Yayıncılık
- Puan vermedi
Okuyor
Ömer Seyfettin Bütün Hikayeleri 1
Ömer Seyfettin
- Üç Harf Yayıncılık
- 1905
İnceleme
Karadenizliyim yıllarca Karadenizlilerin etnik kökenden geldikleri algılarını duydum.
Babam soyumuzu anlatırken Osmanlı döneminde fethedilen topraklara, Kaçkar dağlarına Kafkaslardan getirilerek yerleştirildiğimizi söyledi.Rum musun diye sorduklarında tek bir şey söyledim ‘-Türkçeden başka dil bilmiyorum.Ne dedem ne dedemin dedesi ne de dedesinin dedesi Türk dilinden başka dil bilmiyorlar.Arapça ve Osmanlıcayı ana dilleri gibi harf devrimine kadar konuştular.Etnik kökenliler ikinci bir dile sahipler. Ben onlara, vatanını sevenlere öteki gözüyle bakmıyorum.Bakmamda. Hepimiz birbirimizle akrabayız şimdi.Çoklu kültürümüz en büyük zenginliğimizdir terbiyesinde yetiştirildim.Her gün birbirimizi arar hâl hatır sorarak dertleştiğim en yakın arkadaşım Mardinli Kürt’tür.Eğitim okulda öğretmenlerimizle, ahlak, adap edep, ailemizde öğrenilir.Her ne yaşarsanız yaşayın eleştirmenin üstünde devletimizi sevin yanında olun öğreten aileme şükranlarımı saygılarımı ve sevgilerimi borç bilirim.Bugünlerde devletime küfredenlere hiçbir yorum yapmadan direk tek bir şey istiyorum.Soy kütüğüne bakabilir miyim?Adınız Türk olabilir ama kanınızın ne olduğunu bilmiyorum!!!
Babam soyumuzu anlatırken Osmanlı döneminde fethedilen topraklara, Kaçkar dağlarına Kafkaslardan getirilerek yerleştirildiğimizi söyledi.Rum musun diye sorduklarında tek bir şey söyledim ‘-Türkçeden başka dil bilmiyorum.Ne dedem ne dedemin dedesi ne de dedesinin dedesi Türk dilinden başka dil bilmiyorlar.Arapça ve Osmanlıcayı ana dilleri gibi harf devrimine kadar konuştular.Etnik kökenliler ikinci bir dile sahipler. Ben onlara, vatanını sevenlere öteki gözüyle bakmıyorum.Bakmamda. Hepimiz birbirimizle akrabayız şimdi.Çoklu kültürümüz en büyük zenginliğimizdir terbiyesinde yetiştirildim.Her gün birbirimizi arar hâl hatır sorarak dertleştiğim en yakın arkadaşım Mardinli Kürt’tür.Eğitim okulda öğretmenlerimizle, ahlak, adap edep, ailemizde öğrenilir.Her ne yaşarsanız yaşayın eleştirmenin üstünde devletimizi sevin yanında olun öğreten aileme şükranlarımı saygılarımı ve sevgilerimi borç bilirim.Bugünlerde devletime küfredenlere hiçbir yorum yapmadan direk tek bir şey istiyorum.Soy kütüğüne bakabilir miyim?Adınız Türk olabilir ama kanınızın ne olduğunu bilmiyorum!!!
daha fazla
Üç Harf Yayıncılık
- Puan vermedi
Okuyor
Ömer Seyfettin Bütün Hikayeleri 1
Ömer Seyfettin
- Üç Harf Yayıncılık
- 1905
İnceleme
Ömer Seyfettin'in 'Piç' adlı kitabından güzel,
bir o kadar da ilginç bir hikâyeyi paylaşmak istiyorum.
Ömer Seyfettin, asker bir yazardır.
İstiklal Savaşı'nda bir çok cephede savaşmıştır..
Filistin Cephesinde olan bir hatırasında bakın neler söylüyor..
"Alman'ların yenilmesiyle savaş bitmiş, mütareke imzalanmıştı.
Filistin'den çekiliyorduk. Bir kaç arkadaş subayla, karşı tarafın da subaylarıyla, çekilme işlerini görüşmek için gittik.
Karşı tarafta, Fransız üniformalı biri sık sık bana bakıyor, gözünü benden ayırmıyordu. Ben buna bir anlam veremiyordum.
Fransız subay yerinden kalkıp bana doğru geldi ve;
'Nasılsın Ömer Seyfettin?' Dedi.
'Beni nerden tanıyorsun?
Ben bir yüzbaşıyım. Öyle tanınacak kadar üst düzey bir kumandan değilim.' Dedim.
'Ömer, biz seninle İstanbul'da Askeri Lise'de beraber okuduk, ben falancayım deyince, hayretler içerisinde baktım, hatırladım..
Hep dini eleştiren, Osmanlı'yı kötüleyen, vatan, bayrak sevgisi olmayan bir öğrenci idi ama,
yine de Fransız subay olması normal değildi..
‘Peki nasıl böyle oldun?' Dedim.
'Ne zaman bir savaş olsa, Türkler galip gelse içimde üzüntü oluyordu.. Tükler kaybetse, zarar görse içimde bir sevinç oluyordu.
Çoğu zaman kendimi ayıplıyor, neden böyleyim? diyordum..
Bir gün anneme ısrarla sebebini sordum.
'Dayanamayacağım, anlatacağım.' Dedi.
İstanbul Hastanesinde Fransız bir doktor vardı. Hastaneye gidip gelirken birlikte oldum ve sen o Fransız doktorun oğlusun.
Babanın bundan haberi olmadı, şimdi de sen öğrendin.' Dedi..
Zaten babam zannettiğim adam çoktan ölmüştü.
O hastaneye gittim, şu tarihte burada çalışmış, şimdi Fransa'ya dönmüş olan, şu isimde doktorun adresi var mı? Dedim, adresi verdiler, Fransa'ya gittim, babamı buldum, olanları, annemin sözlerini anlattım..
'Anneni gerçekten sevmiştim.' Dedi ve beni kabul edip nüfusuna yazdırdı, Fransız okullarında eğitimimi tamamladım ve gördüğün gibi bir Fransız subayı olarak karşındayım.' Dedi.
Şimdi Ben,
Türk milletini, bayrağını, vatanını, eleştirilenleri gördükçe,
acaba onlar da, "Piç" mi? diyorum..!!!
Ömer Seyfettin
bir o kadar da ilginç bir hikâyeyi paylaşmak istiyorum.
Ömer Seyfettin, asker bir yazardır.
İstiklal Savaşı'nda bir çok cephede savaşmıştır..
Filistin Cephesinde olan bir hatırasında bakın neler söylüyor..
"Alman'ların yenilmesiyle savaş bitmiş, mütareke imzalanmıştı.
Filistin'den çekiliyorduk. Bir kaç arkadaş subayla, karşı tarafın da subaylarıyla, çekilme işlerini görüşmek için gittik.
Karşı tarafta, Fransız üniformalı biri sık sık bana bakıyor, gözünü benden ayırmıyordu. Ben buna bir anlam veremiyordum.
Fransız subay yerinden kalkıp bana doğru geldi ve;
'Nasılsın Ömer Seyfettin?' Dedi.
'Beni nerden tanıyorsun?
Ben bir yüzbaşıyım. Öyle tanınacak kadar üst düzey bir kumandan değilim.' Dedim.
'Ömer, biz seninle İstanbul'da Askeri Lise'de beraber okuduk, ben falancayım deyince, hayretler içerisinde baktım, hatırladım..
Hep dini eleştiren, Osmanlı'yı kötüleyen, vatan, bayrak sevgisi olmayan bir öğrenci idi ama,
yine de Fransız subay olması normal değildi..
‘Peki nasıl böyle oldun?' Dedim.
'Ne zaman bir savaş olsa, Türkler galip gelse içimde üzüntü oluyordu.. Tükler kaybetse, zarar görse içimde bir sevinç oluyordu.
Çoğu zaman kendimi ayıplıyor, neden böyleyim? diyordum..
Bir gün anneme ısrarla sebebini sordum.
'Dayanamayacağım, anlatacağım.' Dedi.
İstanbul Hastanesinde Fransız bir doktor vardı. Hastaneye gidip gelirken birlikte oldum ve sen o Fransız doktorun oğlusun.
Babanın bundan haberi olmadı, şimdi de sen öğrendin.' Dedi..
Zaten babam zannettiğim adam çoktan ölmüştü.
O hastaneye gittim, şu tarihte burada çalışmış, şimdi Fransa'ya dönmüş olan, şu isimde doktorun adresi var mı? Dedim, adresi verdiler, Fransa'ya gittim, babamı buldum, olanları, annemin sözlerini anlattım..
'Anneni gerçekten sevmiştim.' Dedi ve beni kabul edip nüfusuna yazdırdı, Fransız okullarında eğitimimi tamamladım ve gördüğün gibi bir Fransız subayı olarak karşındayım.' Dedi.
Şimdi Ben,
Türk milletini, bayrağını, vatanını, eleştirilenleri gördükçe,
acaba onlar da, "Piç" mi? diyorum..!!!
Ömer Seyfettin
daha fazla
Üç Harf Yayıncılık
- Puan vermedi
Okuyor
Ömer Seyfettin Bütün Hikayeleri 1
Ömer Seyfettin
- Üç Harf Yayıncılık
- 1905
11 yıl
İnceleme
Ömer Seyfettin Türk Hikayesi'nin en büyük ismi nazarımda... Çehov tarzına da benzer tarzı... Her hikâyesinde bir yaşanmışlık var, bir dönem var... Bütün eserleri kütüphanemde var büyük sanatçının...
daha fazla
Üç Harf Yayıncılık
- Puan vermedi
Ömer Seyfettin Bütün Hikayeleri 1
Ömer Seyfettin
- Üç Harf Yayıncılık
- 1905