Tanıtım Yazısı
"...Son bir iki yıldır, çok anı yayımlandı. bu kervana mı katılmalı, benim de tuzum olsun diye, yoksa başka ne gibi? bir zamanı mı beklemeli. Bilemedim. Hele birdursun bakalım. Bazan kuşkuya düşüyorum. Diyorum ki, anı böyleyazılmamalı/mı. Ben yaşadıklarımı yazıyorum. Ben böyle biriyim. şimdi oldukça duruldum ama, çokdeli doluydum. Sevinçli -neşeli başka bir şey- çok dobra dobra, çokdışa dönük görünen bir içe dönük -bunu hep söylerim- biriyim. elli iki yıldır yazarlık yapıyorum. Nasıl? İşte bunu yazmak istiyorum ben de. Nasıl biriyim. Neler yaşadım, neler gördüm, neler öğrendim/öğrenemedim, toplumum bana ne verdi, ne kadarını eksiğiyle fazlasıyla, ne kadar anladım.
Anılar İçin Önsöz
Bu anılar yayıma hazırlanırken, baştan sona yeniden okudum. Çoğunu unutmuşum. Meğer ben ta 1996’dan bu yana yazar dururmuşum –bu yazılar, 1996’dan 2003’e dek, Varlık dergisinde yayımlandı.– Okudum da, baktım, yaşamımda olduğu gibi bir mızırtı, bir huysuzluk, bir ince elemedir gidiyor. Olsun. Sevindim; iyi ki yazmışım dedim.
Ben böyle biriyim işte.
Ben, hep okudum. Şu yaşam denen şeyi, yaşamak denen şeyi, insani değerleri, insan olmayı anlamak, öğrenmek için, öğrendiklerimi iyi anlayabilmek için durmadan okudum.
Anılarımda bana benzeyen beni yazdım. Günlük yaşamın içindeki beni. Yaşayıp giderken, elbette öğrendiklerimi, bilgilenmemi kullandım. Ama, bunların bir işe yarayıp yaramadığı, neyi ne derece öğrendiğim, yazdıklarımda çıktı ortaya.
Ne anladıysam o kadarı.
Hiç benbenci olup, “benim” demedim. –Bu benim güzel huyum. İçimdeki ben ayrı. O benimle birlikte.– Doğru, güzel, iyi olduğuna inandığım duygularımla, düşündüklerimle örüldü öyküler, romanlar, oyunlar ve anılar; doğal olarak.
Anılarımı yazmaya bir rastlantıyla, hiç aklımda yokken başlamıştım. Yazdıkça çok sevdim. Çok alıştım. İkinci cilt için biraz telaş var içimde. Hemen başlayayım, hemen uçlansın istiyorum. Erteleme zamanımız geçti diyorum. Bu yüzden sanırım, onun örgüsü başka olacak.
Nezihe Meriç
Etiler, 2004
Anılar İçin Önsöz
Bu anılar yayıma hazırlanırken, baştan sona yeniden okudum. Çoğunu unutmuşum. Meğer ben ta 1996’dan bu yana yazar dururmuşum –bu yazılar, 1996’dan 2003’e dek, Varlık dergisinde yayımlandı.– Okudum da, baktım, yaşamımda olduğu gibi bir mızırtı, bir huysuzluk, bir ince elemedir gidiyor. Olsun. Sevindim; iyi ki yazmışım dedim.
Ben böyle biriyim işte.
Ben, hep okudum. Şu yaşam denen şeyi, yaşamak denen şeyi, insani değerleri, insan olmayı anlamak, öğrenmek için, öğrendiklerimi iyi anlayabilmek için durmadan okudum.
Anılarımda bana benzeyen beni yazdım. Günlük yaşamın içindeki beni. Yaşayıp giderken, elbette öğrendiklerimi, bilgilenmemi kullandım. Ama, bunların bir işe yarayıp yaramadığı, neyi ne derece öğrendiğim, yazdıklarımda çıktı ortaya.
Ne anladıysam o kadarı.
Hiç benbenci olup, “benim” demedim. –Bu benim güzel huyum. İçimdeki ben ayrı. O benimle birlikte.– Doğru, güzel, iyi olduğuna inandığım duygularımla, düşündüklerimle örüldü öyküler, romanlar, oyunlar ve anılar; doğal olarak.
Anılarımı yazmaya bir rastlantıyla, hiç aklımda yokken başlamıştım. Yazdıkça çok sevdim. Çok alıştım. İkinci cilt için biraz telaş var içimde. Hemen başlayayım, hemen uçlansın istiyorum. Erteleme zamanımız geçti diyorum. Bu yüzden sanırım, onun örgüsü başka olacak.
Nezihe Meriç
Etiler, 2004
daha fazla
Yazar: Nezihe Meriç
Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları
ISBN: 9789750808029
Sayfa: 224s.
Boyut: 13,5x21 cm
Kapak:
Tarih: 2000
Kağıt Tipi: