Uyanık bir tek adam, uyuyan binlerce kişiden daha güçlüdür. S. Carnot [Paylaş]
E-mail: Şifre: Facebook ile bağlan Üye ol | Şifremi Unuttum
Türkiye Şiir Platformu
ANASAYFA ŞİİRLER Edebiyat Defteri YAZILAR Edebiyat Defteri FORUM Edebiyat Defteri ETKİNLİKLER Edebiyat Defteri NEDİR? Edebiyat Defteri Kitap KİTAP  Edebiyat Defteri Tv TİVİ Edebiyat Defteri Sesli Şiirler MÜZİK Edebiyat Defteri BLOG Edebiyat Defteri Atölyeler ATÖLYE  Edebiyat Defteri BİCÜMLE Edebiyat Defteri ARAMA Edebiyat Defteri İLETİŞİM
Yeni Şiir Ekle Şiirinizi eklemek için tıklayın.
• Anasayfa • Şiirler • Yeni Şiirler Sesli şiirler Sesli Şiirler Resimli şiirler Resimli Şiirler Bugün Eklenenler Bugün Eklenen Şiirler • Etkili yorumlar • Seçki Şiirler • Son Eleştirilen Şiirler • Son Yayınlanan Şiirler • Yazılar • Makaleler • Öyküler • Denemeler • Söyleşiler • Mektuplar • Masallar • Anılar Bugün Eklenen Yazılar Bugün Eklenen Yazılar • Tüm Yazılar • Etkili Yorumlar
• Edebiyat Defteri
• Yazım Türkçeleştirici • Türkçe Sözlük • Site Kuralları
Online Üyeler


İçerideki üyelerimizi görmek için üye olmanız gereklidir.

Üye olmak için tıklayın.

Online Üye:54







Mektup-5 

Soruyorum, susuyorsun... Ben sükutun bu kadar anlamlı olduğunu bilmezdim. Bütün sorularımın cevabını bir bakışla veriyorsun, kah bir gülüşle... Zaman zaman gözlerinin içinde eriyip kaybolduğumu hissediyorum. Yanımda olmadığın günler, geleceğin güne hazırlıyor beni. Yokluğuna böyle dayanabiliyorum. Karanlıklar içinde her dakika gözlerinin aydınlık bakışlarıyla doluyor içim. Aradığım her şey orada. Cevapsız kalmış bütün soruları gün ışığına çıkarıyor gözlerin.

Bekliyorum, geliyorsun... İşte diyorum yaşamak bu... Sevmek seni sevmekten başka bir şey değil. Hiç kimseyi bu kadar özlemle beklemedim... Bu kadar inanmadım hiç kimsenin geleceğine... Onun için bir gün gelmeyeceğinin korkusu kahrediyor beni. Geleceğin mutlu ana yaklaşan her dakika yaşamaktan güzel, geçen her dakika ölümden acı...

Fakat gelişin her şeyi unutturuyor. Sıkıntılı öğle sonları günün en yaşanmaya değer saatleri oluyor sen gelince. Kızgın bir güneş altında bana kar dağ yamaçlarının serinliğini getiriyor ellerin.

İstiyorum, veriyorsun... Verdiklerin bir bakıma iflası oluyor saadet anlayışımın. Böylesine büyük hazların hayal bile edilemediği bir dünya üzerinde özlenecek başka saadetin kalmadığını düşünüyorum. O zaman her şey siliniyor gözlerimden. Sensiz bir yarının değersizliğini, çekilmezliğini daha iyi anlıyorum. Huzur seninle kayboluyor, bütün sevinçler seninle gidiyor, sensiz bir kanlı gömlek gibi giyiyorum üzerime yaşamayı. Çaresizlik hiç bir zaman sen yanımda olduğun anlardaki kadar kötü ve merhametsiz olmuyor. Yine de her öpüşümde bana ilahlara has bir güç, bir büyük huzur veriyor dudakların.

Ağlıyorum, gidiyorsun... Ama sen gözyaşlarımı görmüyorsun ki! Ayrıldığımız yerde başlıyor yıkıntım... Kalabalık bir caddede, vapur iskelesinde ya da bir kapı önünde; nerede olursa olsun ayrılığın bir tokat gibi iniyor yüzüme. Kocaman, sivri bıçaklar gibi delik deşik ediyor vücudumu. Her yer kan oluyor. Artık dayanamıyorum, artık dayanamıyorum... Ağlamak bile kar etmiyor. Ben bu acılara, ben bu sürekli ölümlere önceden razı oldum. Şikayete hakkım yok, biliyorum... İsyan etmem faydasız. Kendi kaderinin çizdiği yolda yürüyor ayakların.

Yazıyorum, okuyorsun... Kimbilir ne dayanılmaz acılar içindesin sen de? Nasıl her yerini, orada bir sigara söndürülmüşcesine yakan özlemler içindesin. "Mümkün olsa hep yanında kalırdım" diyorsun. "Hiç senden ayrılmazdım, hep senin olurdum" diyorsun. İşte onun için sana hiç kızamıyorum ya! Bütün isyanım çarisizliklere, bu kahpe imkansızlıklara, bu zamana ve bu bizi çepeçevre kuşatan insanlara, onların pis kurallarına, beş para etmez inançlarına...

O demir parmaklıklara, ağır kapılara, kalın zincirlere, o merhametsiz, o çirkin gardiyanlara rağmen seni seviyorum...

Anlatamıyorum…



Bu Hikayeleri Okudunuz mu?


Ölümün Soğuk Nefesini Hissetmek…
Affet Babacıığım
Acılara Ben Kefilim
BBb'nin Gizemi
Bir Aşk Hikayesi




Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.
Kapat Çerez Politikamız