ANADOLUMÖz yurduma yabancıymışım oysa Gözlerimi açtığımda dünyaya Düşe kalka yürümeyi Ve ilk defa Mahallemizin sokaklarında rüzgâr gibi koşarken Yalın ayak toprağımın sıcaklığını Bedenimde hissediyordum Yalın ayak cepheye yürüyen Anaların sıcaklığıydı belki yüreğimde Çamura bulanan ellerim toprak kokuyordu Oysa topraktan yaratılan bedenim Toprakla oynamayı ne çok seviyordu Her yanım buram buram toprak kokuyordu Dikilen bir fidanmışım Sonradan anlıyor işte insan Sonradan anlıyor İlkokulun kapısından girdiğim gün Kırmızının en güzeli selamlıyordu Rüzgârında çoşkusuna kaptırmıştı kendini Bir de mağrur duruşu Öylesine dalga dalga coşkusunu görünce Yüreğimdeki kıvılcımlar bir bir yandı tutuştu Kalbimdeki sıcaklık beynime İçimdeki ateş sığmadı yüreğime Yumruğumu sıktığım gün anladım Öfkeme sığmayan çoşkunu Eyy! yerlere ve göklere sığmayan Gururla nazlanan Dalgalanan şanlı bayrağım Bir yerim kanadığında değil Seni gördüğüm o ilk gün anladım Kanımın renginin sen olduğunu Henüz gençlik yıllarımın başında Tankların gölgesinde küçülürken hayallerim "Ey Türk Gençliği!" diye Sessiz çığlıklar kulaklarımda inliyordu Susturulan bir milletin Suskun gençleriydik oysa Vatan aşkı dirhem dirhem Erirken yüreklerimizde Koştuğum sokaklar da yabancıydı kendime Mavi gözlerle bakan bir ülke hayalimizdi Emanetimizdi Candan bile daha azizdi Köylüydük belki Yol yordam bilmezdik Kimimiz de gidip Şehirlerde öğrendik belki de hayatı Ama bilmedikleri tek şey Gençtik And içtik Sevdalandık İnandık Zora düştüğünde ülkem Bilin ki; Cehenmem ateşlerinde yandık Kavulduk Parça parça Çanakkale’de savrulduk Yıkıldığımız yerden yeniden doğrulduk Asla söndüremezsiniz! İçimizde yanan bu ateşi Çünkü biz; Bir ölüp bin gelenlerdeniz Toprağa düşenlerdeniz Cumhuriyetle doğduk Ancak Cumhuriyetin gölgesinde öleceğiz Yaşasın türk gençliği! Yaşasın Cumhuriyet! celalkeklikci |
Öz yurduma yabancıymışım oysa
Gözlerimi açtığımda dünyaya
Düşe kalka yürümeyi
Ve ilk defa
Mahallemizin sokaklarında rüzgâr gibi koşarken
Yalın ayak toprağımın sıcaklığını
Bedenimde hissediyordum
Yalın ayak cepheye yürüyen
Anaların sıcaklığıydı belki yüreğimde
Çamura bulanan ellerim toprak kokuyordu
Oysa topraktan yaratılan bedenim
Toprakla oynamayı ne çok seviyordu
Her yanım buram buram toprak kokuyordu
Dikilen bir fidanmışım
Sonradan anlıyor işte insan
Sonradan anlıyor
İlkokulun kapısından girdiğim gün
Kırmızının en güzeli selamlıyordu
Rüzgârında çoşkusuna kaptırmıştı kendini
Bir de mağrur duruşu
Öylesine dalga dalga coşkusunu görünce
Yüreğimdeki kıvılcımlar bir bir yandı tutuştu
Kalbimdeki sıcaklık beynime
İçimdeki ateş sığmadı yüreğime
Yumruğumu sıktığım gün anladım
Öfkeme sığmayan çoşkunu
Eyy! yerlere ve göklere sığmayan
Gururla nazlanan
Dalgalanan şanlı bayrağım
Bir yerim kanadığında değil
Seni gördüğüm o ilk gün anladım
Kanımın renginin sen olduğunu
Henüz gençlik yıllarımın başında
Tankların gölgesinde küçülürken hayallerim
"Ey Türk Gençliği!" diye
Sessiz çığlıklar kulaklarımda inliyordu
Susturulan bir milletin
Suskun gençleriydik oysa
Vatan aşkı dirhem dirhem
Erirken yüreklerimizde
Koştuğum sokaklar da yabancıydı kendime
Mavi gözlerle bakan bir ülke hayalimizdi
Emanetimizdi
Candan bile daha azizdi
Köylüydük belki
Yol yordam bilmezdik
Kimimiz de gidip
Şehirlerde öğrendik belki de hayatı
Ama bilmedikleri tek şey
Gençtik
And içtik
Sevdalandık
İnandık
Zora düştüğünde ülkem
Bilin ki;
Cehenmem ateşlerinde yandık
Kavulduk
Parça parça Çanakkale’de savrulduk
Yıkıldığımız yerden yeniden doğrulduk
Asla söndüremezsiniz!
İçimizde yanan bu ateşi
Çünkü biz;
Bir ölüp bin gelenlerdeniz
Toprağa düşenlerdeniz
Cumhuriyetle doğduk
Ancak Cumhuriyetin gölgesinde öleceğiz
Yaşasın türk gençliği!
Yaşasın Cumhuriyet!
celalkeklikci
celal keklikçi (gazi48)
Günümüzün panaromasıyla uyuşan dizeler olmuş, vatan ve millet düşmanlarının çoğaldığı bu günlerde yaşasın Cumhuriyet yaşasın Türk gençliği demek ancak vatanseverliktir.Bunuda asil yürekler söyler, gönülden kutluyorum Gazi kardeşimi puanım tam.Yunus diyarından selamlar.