MENÃœLER

Anasayfa

Åžiirler

Yazılar

Forum

Nedir?

Kitap

Bi Cümle

Ä°letiÅŸim

Şems-i Tebrizi Buyurdu ki
hacı ali

Şems-i Tebrizi Buyurdu ki


ÞEMS-Ý TEBRÝZÝ HAZRETLERÝNDEN 40 NASÝHAT...


Birinci Kural :
Yaradaný hangi kelimelerle tanýmladýðýmýz,
kendimizi nasýl gördüðümüze ayna tutar.
Þayet Tanrý dendi mi öncelikle korkulacak,
utanýlacak bir varlýk geliyorsa aklýna,
demek ki sen de korku ve utanç içindesin çoðunlukla.
Yok eðer, Tanrý dendi mi evvela aþk, merhamet ve þefkat anlýyorsan,
sende de bu vasýflardan bolca mevcut demektir.

Ýkinci Kural :
Hak Yolu’nda ilerlemek yürek iþidir, akýl iþi deðil.
Kýlavuzun daima yüreðin olsun,
omzun üstündeki kafan deðil.
Nefsini bilenlerden ol,
silenlerden deðil!

Üçüncü Kural :
Kuran dört seviyede okunabilir.
Ýlk seviye zahiri manadýr.
Sonraki batýni mana.
Üçüncüsü batýninin batýnisidir.
Dördüncü seviye o kadar derindir ki
kelimeler kifayetsiz kalýr tarif etmeye.

Dördüncü Kural :
Kainattaki her zerrede Allah’ýn sýfatlarýný bulabilirsin,
çünkü O camide, mescitte, kilisede, havrada deðil,
her an her yerdedir.
Allah’ý görüp yaþayan olmadýðý gibi,
O’nu görüp ölen de yoktur.
Kim O’nu bulursa, sonsuza dek O’nda kalýr.

Beþinci Kural :
Aklýn kimyasý ile aþkýn kimyasý baþkadýr.
Akýl temkinlidir.
Korka korka atar adýmlarýný. “Aman sakýn kendini” diye tembihler.
Halbuki aþk öyle mi?
Onun tek dediði : “Býrak kendini, ko gitsin!”
kolay kolay yýkýlmaz.
Aþk ise kendini yýpratýr, harap düþer.
Halbuki hazineler ve defineler yýkýntýlar arasýnda olur.
Ne varsa harap bir kalpte var!

Altýncý Kural
Þu dünyadaki çatýþma,
önyargý ve husumetlerin çoðu dilden kaynaklanýr.
Sen sen ol, kelimelere fazla takýlma.
Aþk diyarýnda dil zaten hükmünü yitirir.
Aþýk dilsiz olur.

Yedinci Kural :
Þu hayatta tek baþýna inzivada kalarak,
sadece kendi sesinin yankýsýný duyarak,
Hakikat’i keþfedemezsin.
Kendini ancak bir baþka insanýn aynasýnda tam olarak görebilirsin.

Sekizinci Kural:
Baþýna ne gelirse gelsin, karamsarlýða kapýlma.
Bütün kapýlar kapansa bile,
sonunda O sana kimsenin bilmediði gizli bir patika açar.
Sen þu anda göremesen de,
dar geçitler ardýnda nice cennet bahçeleri var.
Þükret!
Ýstediðini elde edince þükretmek kolaydýr.
Sufi,
dileði gerçekleþmediðinde de þükredebilir.

Dokuzuncu Kural:
Sabretmek öylece durup beklemek deðil,
ileri görüþlü olmak demektir.
Sabýr nedir?
Dikene bakýp gülü,
geceye bakýp gündüzü tahayyül edebilmektir.
Allah aþýklarý sabrý gülbeþeker gibi tatlý tatlý emer, hazmeder.
Ve bilirler ki,
gökteki ayýn hilalden dolunaya varmasý için zaman gerekir.

Onuncu Kural:
Ne yöne gidersen git, -Doðu, Batý, Kuzey ya da Güney-
çýktýðýn her yolculuðu içine doðru bir seyahat olarak düþün!
Kendi içine yolculuk eden kiþi, sonunda arzý dolaþýr.

On Birinci Kural:
Ebe bilir ki sancý çekilmeden doðum olmaz,
ana rahminden bebeðe yol açýlmaz.
Senden yepyeni ve taptaze bir “sen” zuhur edebilmesi için
zorluklara, sancýlara hazýr olman gerekir.

On Ýkinci Kural:
Aþk bir seferdir.
Bu sefere çýkan her yolcu,
istese de istemese de tepeden týrnaða deðiþir.
Bu yollara dalýp da deðiþmeyen yoktur.

On Üçüncü Kural:
Þu dünyada semadaki yýldýzlardan daha fazla sayýda sahte hacý hoca þeyh þýh var.
Hakiki mürþit seni kendi içine bakmaya ve nefsini aþýp kendindeki güzellikleri bir bir keþfetmeye yönlendirir.
Tutup da ona hayran olmaya deðil.

On Dördüncü Kural:
Hakk’ýn karþýna çýkardýðý deðiþimlere direnmek yerine, teslim ol.
Býrak hayat sana raðmen deðil, seninle beraber aksýn.
“Düzenim bozulur, hayatýmýn altý üstüne gelir” diye endiþe etme.
Nereden biliyorsun hayatýn altýnýn üstünden daha iyi olmayacaðýný?

On Beþinci Kural:
Allah, içte ve dýþta her an hepimizi tamama erdirmekle meþguldur.
Tek tek herbirimiz tamamlanmamýþ bir sanat eseriyiz.
Yaþadýðýmýz her hadise,
atlattýðýmýz her badire eksiklerimizi gidermemiz için tasarlanmýþtýr.
Rab noksanlarýmýzla ayrý ayrý uðraþýr çünkü beþeriyet denen eser,
kusursuzluðu hedefler.

On Altýncý Kural:
Kusursuzdur ya Allah,
O’nu sevmek kolaydýr.
Zor olan hatasýyla sevabýyla fani insanlarý sevmektir.
Unutma ki kiþi bir þeyi ancak sevdiði ölçüde bilebilir.
Demek ki hakikaten kucaklamadan ötekini,
Yaradan’dan ötürü yaratýlaný sevmeden,
ne layýkýyla bilebilir,
ne layýkýyla sevebilirsin.

On Yedinci Kural:
Esas kirlilik, dýþta deðil içte, kisvede deðil, kalpte olur.
Onun dýþýndaki her leke ne kadar kötü görünürse görünsün,
yýkandý mý temizlenir, suyla arýnýr.
Yýkamakla çýkmayan tek pislik
kalplerde yað baðlamýþ haset ve art niyettir.

On Sekizinci Kural:
Tüm kainat olanca katmanlarý ve karmaþasýyla insanýn içinde gizlenmiþtir.
Þeytan, dýþýmýzda bizi ayartmayý bekleyen korkunç bir mahluk deðil,
bizzat içimizde bir sestir.
Þeytaný kendinde ara;
dýþýnda, baþkalarýnda deðil.
Ve unutma ki nefsini bilen Rabbini bilir.
Baþkalarýyla deðil,
sadece kendiyle uðraþan insan,
sonunda mükafat olarak Yaradan’ý tanýr.

On Dokuzuncu Kural:
Baþkalarýndan saygý, ilgi ya da sevgi bekliyorsan,
önce sýrasýyla kendine borçlusun bunlarý.
Kendini sevmeyen birinin sevilmesi mümkün deðildir.
Sen kendini sevdiðin halde dünya sana diken yolladý mý,
sevin.
Yakýnda gül yollayacak demektir.

Yirminci Kural:
Yolun ucunun nereye varacaðýný düþünmek beyhude bir çabadan ibarettir.
Sen sadece atacaðýn ilk adýmý düþünmekle yükümlüsün.
Gerisi zaten kendiliðinden gelir.

Yirmi Birinci Kural:
Hepimiz farklý sýfatlarla sýfatlandýrýldýk.
Þayet Allah herkesin týpatýp ayný olmasýný isteseydi, hiç þüphesiz öyle yapardý.
Farklýlýklara saygý göstermemek,
kendi doðrularýný baþkalarýna dayatmaya kalkmak,
Hakk’ýn mukaddes nizamýna saygýsýzlýk etmektir.

Yirmi Ýkinci Kural:
Hakiki Allah Aþýðý bir meyhaneye girdi mi orasý ona namazgah olur.
Ama bekri ayný namazgaha girdi mi orasý ona meyhane olur.
Þu hayatta ne yaparsak yapalým, niyetimizdir farký yaratan,
suret ile yaftalar deðil.

Yirmi Üçüncü Kural:
Yaþadýðýmýz hayat elimize tutuþturulmuþ
rengarenk ve emanet bir oyuncaktan ibaret.
Kimisi oyuncaðý o kadar ciddiye alýr ki, aðlar, periþan olur onun için.
Kimisi eline alýr almaz þöyle bir kurcalar oyuncaðý, kýrar ve atar.
ya aþýrý kýymet verir, ya kýymet bilmeyiz.
Aþýrýlýklardan uzak dur.
Sufi ne ifrattadýr ne tefritte.
Sufi daima orta yerde...

Yirmi Dördüncü Kural:
Madem ki insan eþrefi-i mahlukattýr,
yani varlýklarýn en þereflisi,
attýðý her adýmda Allah’ýn yeryüzündeki halifesi olduðunu hatýrlayarak,
buna yakýþýr soylulukta hareket etmelidir.
Ýnsan yoksul düþse, iftiraya uðrasa, hapse girse,
hatta esir olsa bile, gene baþý dik, gözü pek, gönlü emin bir halife gibi davranmaktan vazgeçmemelidir.

Yirmi Beþinci Kural:
Cenneti ve cehennemi illa ki gelecekte arama.
Ýkisi de þu an burada mevcut.
Ne zaman birini çýkarsýz, hesapsýz ve pazarlýksýz sevmeyi baþarsak, cennetteyiz aslýnda.
Ne vakit birileriyle kavgaya tutuþsak; nefrete, hasede ve kine bulaþsak,
tepetaklak cehenneme düþüveririz.

Yirmi Altýncý Kural:
Kainat yekvücut, tek varlýktýr.
Herkes ve herþey görünmez iplerle birbirine baðlýdýr.
Sakýn kimsenin ahýný alma;
bir baþkasýnýn, hele hele senden zayýf olanýn canýný yakma.
Unutma ki dünyanýn öte ucunda tek bir insanýn kederi,
tüm insanlýðý mutsuz edebilir.
Ve bir kiþinin saadeti,
herkesin yüzünü güldürebilir.

Yirmi Yedinci Kural:
Þu dünya bir dað gibidir,
ona nasýl seslenirsen o da sana sesleri öyle aksettirir.
Aðzýndan hayýrlý bir laf çýkarsa, hayýrlý laf yankýlanýr.
Þer çýkarsa, sana gerisin geri þer yankýlanýr.
Öyleyse kim ki senin hakkýnda kötü konuþur,
sen o insan hakkýnda kýrk gün kýrk gece sadece güzel sözler et.
Kýrk günün sonunda göreceksin her þey deðiþmiþ olacak.
Senin gönlün deðiþirse,
dünya deðiþir.

Yirmi Sekizinci Kural:
Geçmiþ, zihinlerimizi kaplayan bir sis bulutundan ibaret.
Gelecek ise baþlý baþýna bir hayal perdesi.
Ne geleceðimizi bilebilir, ne geçmiþimizi deðiþtirebiliriz.
Sufi daima þu an’ýn hakikatini yaþar.

Yirmi Dokuzuncu Kural:
Kader, hayatýmýzýn önceden çizilmiþ olmasý demek deðildir.
Bu sebepten, “ne yapalým kaderimiz böyle” deyip boyun bükmek cehalet göstergesidir.
Kader yolun tamamýný deðil, sadece yol ayrýmlarýný verir.
Güzergah bellidir ama tüm dönemeç ve sapaklar yolcuya aittir.
Öyleyse ne hayatýnýn hakimisin, ne de hayat karþýsýnda çaresizsin.

Otuzuncu Kural:
Hakiki Sufi öyle biridir ki, baþkalarý
tarafýndan kýnansa, ayýplansa, dedikodusu yapýlsa, hatta iftiraya uðrasa bile,
o aðzýný açýp da kimse hakkýnda tek kelime kötü laf etmez.
Sufi kusur görmez.
Kusur örter.

Otuz Birinci Kural:
Hakk’a yakýnlaþabilmek için kadife gibi bir kalbe sahip olmalý.
Her insan þu veya bu þekilde yumuþamayý öðrenir.
Kimi bir kaza geçirir, kimi ölümcül bir hastalýk;
kimi ayrýlýk acýsý çeker, kimi maddi kayýp...
Hepimiz kalpteki katýlýklarý çözmeye fýrsat veren badireler atlatýrýz.
Ama kimimiz bundaki hikmeti anlar ve yumuþar;
kimimiz ise, ne yazýk ki daha da sertleþerek çýkar.

Otuz Ýkinci Kural:
Aranýzdaki bütün perdeleri tek tek kaldýr ki,
Tanrý’ya saf bir aþkla baðlanabilesin.
Kurallarýn olsun ama
kurallarýný baþkalarýný dýþlamak yahut yargýlamak için kullanma.
Bilhassa putlardan uzak dur, dost.
Ve sakýn kendi doðrularýný putlaþtýrma!
Ýnancýn büyük olsun ama inancýnla büyüklük taslama!

Otuz Üçüncü Kural:
Bu dünyada herkes bir þey olmaya çalýþýrken,
sen HÝÇ ol.
Menzilin yokluk olsun.
Ýnsanýn çömlekten farký olmamalý.
Nasýl ki çömleði tutan dýþýndaki biçim deðil,
içindeki boþluk ise, insaný ayakta tutan da benlik zanný deðil,
hiçlik bilincidir.

Otuz Dördüncü Kural:
Hakk’a teslimiyet ne zayýflýk ne edilgenlik demektir.
Tam tersine, böylesi bir teslimiyet son derece güçlü olmayý gerektirir.
Teslim olan insan çalkantýlý ve girdaplý sularda debelenmeyi býrakýr;
emin bir beldede yaþar.

Otuz Beþinci Kural:
Þu hayatta ancak tezatlarla ilerleyebiliriz.
Mümin içindeki münkirle tanýþmalý,
Tanrý’ya inanmayan kiþi ise içindeki inananla.
Ýnsan-ý Kamil mertebesine varana kadar gýdým gýdým ilerler kiþi.
Ve ancak tezatlarý kucaklayabildiði ölçüde olgunlaþýr.

Otuz Altýncý Kural:
Hileden, desiseden endiþe etme.
Eðer birileri sana tuzak kuruyor, zarar vermek istiyorsa,
Tanrý da onlara tuzak kuruyordur.
Çukur kazanlar, o çukura kendileri düþer.
Bu sistem karþýlýklar esasýna göre iþler.
Ne bir katre hayýr karþýlýksýz kalýr, ne bir katre þer.
O’nun bilgisi dýþýnda yaprak bile kýpýrdamaz.
Sen sadece buna inan!

Otuz Yedinci Kural:
Tanrý kýlý kýrk yararak titizlikle çalýþan bir saat ustasýdýr.
O kadar dakiktir ki sayesinde her þey tam zamanýnda olur.
Ne bir saniye erken, ne bir saniye geç.
Her insan için bir aþýk olma zamaný vardýr,
bir de ölmek zamaný.

Otuz Sekizinci Kural:
“Yaþadýðým hayatý deðiþtirmeye, kendimi dönüþtürmeye hazýr mýyým?” diye sormak için hiçbir zaman geç deðil.
Kaç yaþýnda olursak olalým, baþýmýzdan ne geçmiþ olursa olsun,
tamamen yenilenmek mümkün.
Tek bir gün bile öncekinin týpatýp tekrarýysa, yazýk.
Her an her nefeste yenilenmeli.
Yepyeni bir yaþama doðmak için ölmeden önce ölmeli.

Otuz Dokuzuncu Kural:
Noktalar sürekli deðiþse de bütün aynýdýr.
Bu dünyadan giden her hýrsýz için bir hýrsýz daha doðar.
Ölen her dürüst insanýn yerini bir dürüst insan alýr.
Hem bütün hiçbir zaman bozulmaz,
her þey yerli yerinde kalýr, merkezinde...
Hem de bir günden bir güne hiçbir þey ayný olmaz.
Ölen her Sufi için bir Sufi daha doðar.

Kýrkýncý Kural:
Aþksýz geçen bir ömür beyhude yaþanmýþtýr.
Acaba ilahi aþk peþinde mi koþmalýyým mecazi mi,
yoksa dünyevi, semavi ya da cismani mi diye sorma!
Ayrýmlar ayrýmlarý doðurur.
AÞK’ýn ise hiçbir sýfata ve tamlamaya ihtiyacý yoktur.
Baþlý baþýna bir dünyadýr aþk.
Ya tam ortasýnda, merkezinde,
ya da dýþýndasýndýr, hasretinde.

Ilgýn /konya
23082012
Sosyal Medyada Paylaşın:



(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.