MASALCA DÜŞLER

Çocuk olsak mesela,
býraksak yetiþkin hallerimizi.
Bir günlük çocuk olsak birgün.
Yarýna...
Yirmidört saat boyunca bilye oynasak,
sonra mýzýkçýlýk yapýp
benim babam senin babaný diye dövüþsek çocukça...

Paylaþamassak arkadaþlarýmýzý
yine tutuþsak bir kavgaya
saniyesi geçmeden unutsak kavgayý
çocukça...


Bugün
büyüklüðümüzü ve olgunluðumuzu
hapsedip
kendisi gibi kör bir kuyuya
sonra
tutuþsak el ele ve kalp kalbe
olur mu ne dersin ?

Koþsak
çöpte öðlen öðününü arayan kediye .
Pis mi temiz mi ;
uyuz mu kuduz mu
düþünmeden
yani böyle yetiþkin kaygýlara girmeden
alsak onu kucaðýmýza ,
dokunsak gri beyaz tüylerine
tüylerinden yumuþak kalbimizle .
B’akýþsak göz göze
yarýna dair hayallerimizi büyüterek ...

Sonra oturup
kediyi doyurma telaþýna düþsek
çocukça planlar yapsak.
Mesela eve gizlice girme ,
evden süt ç’alma görevini
bana verseniz.
Evimizin , annemin ,
en kutsal kâsesini ç’alsam .
Ýçine süt doldurup koysam önüne kediþimizin.
Çöplük kedimiz o an kendisini
"ciðercinin kedisi " gibi hisseder
sýnýf atlar hayallerinde
bir mutlu olur , bir kabartýr tüylerini,
bir böbürlenir ki burjuvaca
sorma...
Bize de oturup
muzipce gülümsemek düþer
bu zengin kedinin fakir haline...

Bir masal ,
bir kedicik ,
ve her þeye raðmen
gülümseyebilmek...


Sosyal Medyada Paylaşın: