MENÃœLER

Anasayfa

Åžiirler

Yazılar

Forum

Nedir?

Kitap

Bi Cümle

Ä°letiÅŸim

KIŞ GELMEDİ
Beridze

KIŞ GELMEDİ



Öyle veya böyle filizlenmesi gerekiyordu bu aþkýn
Kokusu avucuma geçmiþ bozuk paralarla,leblebi tozu yerine çiçek tozu alýyordum artýk sana
Bakkalýn veresiye defterinin arkasýnda “peþin sevdalara zararýna satýþlar” yazýyordu..
Boynuna karýnca duasý asmýþ bir aðustos böceðiydim yazýn ortasýnda
Dengesiz beslenme çantalarýmýz gizlice aralanýrken okulun en ücra taraflarýnda
Bir gün sana verilmek üzere katlý yerlerinden yýrtýk Natürmort çizilmiþ bir yasak elma iç cebimde
DNA þifremizin gururu kýrýldý kolayca
Zaten bizim gen havuzu problemlerinden anladýðýmýz, musluk akýyorken doldurmaktý
Kaldý ki arz-talep meselesiydi bu neticede
Yaptýðým bütün vicdan muhasebelerinin sonunda fazla geliyordun bana
Anarþik Mustafa abilerin arka bahçesinde ki yýkýntýda, yanan teneke baþýnda eksi 10 derecede öðrendik biz artý deðer teorilerini
O akþamlarda Mevlüt yine çok konuþmazdý, sevdiði kýz Taziye’yle isimlerinin de anlamlarýný yaþatmak adýna tinerle siliyordu genzinde kalanlarý
Yani bu yerel þartlarda bir taraftan da bilimsel bir temele oturtmaya çalýþýyordum, ahþap evlerde çatýrdamaya baþlayan sevgimizi
Kaným kaynýyor ve bütün fiziki birikimim olan Fahrenhait ibresi 212’yi gösteriyordu
Bak Allah’ýn adýný andým, seni her gördüðümde maddenin en katý hali göðsümün hemen altýna saplanýyor ama içim eriyordu
Aksi gibi sözelciydim ben, bulunan bütün formüller toplasan bir gülüþün etmedi
Zaten etrafýmýzda onca yük altýnda ezilene þahitken “eþit aðýrlýk” pek inandýrýcý gelmedi
Matematikçiyle Dinci de takmýþtý bana, hesabým kitabým yok o günden beri
Hýzla deðiþmeye baþlarken iliþkilerin kimyasý
Sana verdiðim deðeri si mgeleyecek bir harf aradým da günlerce bulamadým
Kaldý ki alfabem de hala 40 yýllýk kölelik eksikti
Yani Bulgar göçmeni bir kýzdan öðrendim ben “E” harfini
Yoksa bugün bile isminin sessiz uyumu seslenirken ahengini kaybedecekti
Fakat senin aðzýndan çýkan her manasýz kelime bile kurul kararý gerektirmeden Çaðdaþ Türk Edebiyatýna baðýþlanabilirdi bence
Tabi bana pek pas vermiyordun haklý olarak, senin gözün yükseklerde benim gözüm senden sonra Bakkal’ýn kapýsýnda asýlý duran meþin yuvarlakta
Karþýdan gelen babamýn elinde Pazar filesi, o topun o aðlarla buluþmasý aylar alacak belli ki,
Ayaðýma kadar gelen son þansým Nuri Leflef sponsorluðunda kösele ayakkabý, o da baþlý baþýna futbol katili
Zaten böyle beraberliklere ilk adýmý atan erkeklerin bir çoðu ofsayta yakalandý
Zararý yoktu ama devamlý geriye dönüyorlar diye ben hep defans oyuncularýný sevdim, benim için erkekliðin %90’ý boþa kaçmaksa %10’u Matthias Sammer’di
Yani daha sonra kapladýðým tek yer olan beton sahalardan 3 asist 1 golle takýma yaptýðým katký ve kanlý dizlerimden henüz ayýklayamadaðým çakýl taþlarýyla,
Kaldý ki yalnýz müfettiþ denetlemelerinde doldurulan sýnýftaki ecza dolabý, hiçbir öðrencinin yürek yangýnýna dahi merhem olmadý
Gençlik Bayramýnda sana uygun olmayan adýmlarla uzaklaþýrken bedensel eðitimden,
Ruhuma sahip olabilirdin ama bende ki bu tiple bedenime asla
Biliyorsun ki “aþkým çok hýzlý gitmiyor muyuz sence de“ sorusuyla beraber, bazý zevkler problem yaratýyordu “A noktasýndan G noktasýna”
Mesela bir Zahide vardý sýnýfýn en arka sýrasýnda, üç senede öðrenemediðimiz Sanat Tarihi’nde ki sütunlarý, bacak bacak üstüne atarak bir tenefüste öðretti sýnýfýn yarýsýna

Özür dilerim o okulun koridoru hiç sonlanmayacak, ben seni hiç sevmiyeceðim sandým..

Ama hemen hemen her gece ayný çocuk, Kainat’ýn camýnda Ay’ýn yüzeyini düzeltiyordu týrnaklarýnýn ucuyla,
Cenin pozisyonunda uyuyup damarlarýmýz yaklaþýk olarak üç kere dönerken Dünya’nýn etrafýný
Sabahýnda bir atlýkarýnca üstünde Güneþ’in çevresinde ki dönüþümüz üç milyon liraya tamamlandý
Uzaydan gelen prens Zeki Müren “Dünya yalansýn” derken, daha yeni yeni anlýyorduk rakýnýn neden bu coðrafyadan çýktýðýný
Senden bi haberken ; Televizyonun üstünde annemin ördüðü dantellerle süsleniyordu Ana Haber Bültenlerin de ki ölüler
Yine de TRT reklamlarý sayesinde, ýsrarla esenlikler dileyecek bahaneler buluyorduk birbirimize
Cumhuriyet gazetesiyle bezeli siyah beyaz dünyamýz, Blue Jean dergisiyle emperyalist bir renklilik kazanýyordu
En çok da þarký sözlerine kanýyorduk doyasýya
Bazý öðretmenler baba mesleðine göre sýnýflara ayýrýrken çocuklarý, 5/C’ den Mory Kante Emre “Yeke Yeke” diye baðýrarak
Okulun kapýlarýný Afrika müziðine sýnýf ayrýmý gözetmeksizin sonuna kadar açtý
Ve ev ahalisi olarak hiç hazýr olmamamýza raðmen, ablam bir akþam alman malý kasetçalar yardýmýyla bizi Bryan Adams’la tanýþtýrdý
“All for love” þarkýsý bize aþkýmýzý canlý tutmayý öðütlerken
Hiçbir sayýya tam bölünemeyen 45’lik bir Cem Karaca plaðý tam ortadan kýrýlarak can verdi
Zaten zaman önce, üzerinde 1 Mayýs yazan Tamirci Çýraðý vatandaþlýktan çýkarýlmýþtý
Yüce milletimiz bu hadisenin üzerine de kararlýlýkla gidemedi
Referandum da halk ezici bir üstünlükle Deniz’in mavisini reddetti
Oy pusulalarý 17 yaþýnda Eren’lerin son bakýþýný gösterdi
Kimse özgürlüðün tanýmýna sözlükten bile bakmazken
Kenan Evren anayasasý gökyüzünü susturdu
Bir saðdan bir soldan asýldýk da düzeltemedik bu diyarý
Mahallede ki bisiklet tamircisi dahil, herkes kontra pedala basmýþ kýþla düzenine geçmiþti ki
Kara kýþla en toplumsal mesaj içeren mücadelemiz, babamýn evde gizlediði yasaklý kitaplarýyla soba tutuþturmaktý
Çiçekli muþambalarla kapatýlýrken mutfaðýn kurak taraflarý
Çýradan baþka çýt sesi çýkmýyorken kimsede
Neyse ki evde tek kamusal kimliðimizi sorgulatan diyalog “baca kurumu” ydu
Bir spiker kliþesi olarak, o geceden beri aralýksýz devam eden kar yaðýþýnýn tadýný en çok çocuklar çýkardý
Fakat bir kadýnýn sýrtýnda ki talaþ çuvalý ve bir anne yüzünde ki utangaç gülümseme yine bir çocuðun aklýndan uzun bir süre çýkmadý
Sonra aman dokunmayalým suya sabuna derken bakýþlarýmýz bile kirlendi
Ýðneyi en çok kendine batýran pikap, içinde ki “Hayat filmlere benzemez sevgilim” sözleriyle beraber
Plastik kur üzerinden, çocukluðumuzun yýkanacaðý ve inatçý lekelerimizin asýlý duracaðý mavi leðenle bir kaç mandal karþýlýðýnda eskiciye verildi
Ne de olsa sinema kültürümüz geniþti
Ramazan ayýnda açýk lokanta basan abiler, Bayramýn birinci günü “üç erotik film birden” tabelasýnýn altýnda sýrýtarak sýraya girdi
Zerrin Egeliler’in “Yüzme bilmiyorsan ne iþin var aðaçta” afiþi, bütün çýplaklýðýyla seçim arabalarýna slogan olacak nitelikteydi
Nasýl olsa zamanýnda rol arkadaþý Öztürk Serengil ayný arabalardan “Komüniste kanma Zühtü” diye baðýrmýþtý
Oysa Sadýk Þendil’in bir tavsiyesiydi bize ; fabrikalar sahibi Saim beyden büyük olan Yaþar Usta’nýn unutulmaz tiradý
Ondan sonra da zaten böyle ustalar pek yaþamadý
Dallarý kuruyan Yeþilçam, Münir Özkul’un da vefatýyla kökünden üzerimize devrildi
Mahkümlarla cezaevinde kendi sinemasýný yapan Çirkin Kral güzel þeyler býrakmak istedi bence de geriye
Birleþtirdikleri beyaz çarþaflarla Dünya sinemasýna açýlamamak uðruna “The End” yerine onun kendi deyimiyle ”Burnundan öpmek istiyorum” yazýlmalýydý sevgilim
Çünkü koskoca Ýzzet Günay bile utanarak “bu sana hissettiðim hoþlanmaktan da beter mi ne” diyordu vesikalý yarine
Kaldý ki uzaktan kumandasýz dönemlerde, hem izleyenlerin yüzü kýzarmasýn hem Türkan Þoray kurallarý devam etsin diye, bendim parmak uçlarýmla son veren bütün senaryo gereði öpüþmelere
Allah affetsin böyle benzetmelerimi ama
Sende en azýndan kamera arkasýnda aðýr bir dille eleþtiri getir öpüþmelerimize

Kusura bakma n’olur o beyaz perde hiç kirlenmeyecek, sen güzel olduðun kadar küstah olmayacaksýn sandým…

Sonra sana yakýþan bütün renkleri aþýrýp yataðýmýn süngerinin altýna sakladým
Arkasýnda “gülümse çekip gidiyorum” yazan, çok mutlu göründüðüm ama baktýkça istenmediðimi anladýðým bir fotoðrafý da yanýna býraktým
En çok güldüðüm tarafa denk geldi çürük diþlerim
Neyse babam en son bodrum katta ki Gençlerbirliði lokalinde, sosyalist býyýðýndan bira köpüðünü baþ parmaðýyla sýyýrdýðýndan beri bütün ideolojiler birbirine girdi
Ta o zamanlar yasalken bile, kapalý alanda sigara içip ülkeyi kurtaranlara en aðýr cezayý Liboþ’lar verdi
Ulan senin dinin imanýn yok mu? “Amaca giden her yol mübahtýr” diyen Makyavelli
En kötü Tanrý bile senden daha iyi
Nihayetinde omurgasýzlar kazandý sevgilim, dik duranlar eðildi
Dava adamý solcu abilerin birçoðu yeþil parkalarýný çýkartýp reklam þirketlerinin baþýna geçti
Geride kalanlar da kahve köþelerinde kupa kýzýný bekledi
Boðazý yýrtarcasýna atýlan sloganlar Amerikan tütünüyle temizlendi
Devlet organlarýnda ki duvar grisi, bütün renkleri kendi bünyesinde eritti
Ama her þeye raðmen yýllar sonra Kýzýlay’ý Güneþ’inden alýkoyan sarýlmamýz vardý hatýrlarsýn sabahýn ayazýnda
Bu olay kan tutulmasý olarak geçsin Uzay Araþtýrma Enstitüsü kayýtlarýnda
Hala gözün kesiyordu ki bileklerime bakýyordun
Ýliði kemiði kurumuþ, sana göre iflasýn eþiðindeydi bütün kan bankalarý
Týp dünyasý þaþkýndý bana kalýrsa, yüzde yüz uyumlu olmamana raðmen bu hayata
Kanda çok az rastlanan i(yi)lik nakli için, erkenden sýraya girmiþtin tanýmadýðýn bütün çocuklarý hayatta tutmak uðruna
N’olur yine bir hemþire edasýyla, þahadet parmaðýnla kapat dudaðýmý
Keza Diyanet Ýþleri Baþkanlýðýnýn resmi sayfasýndan yayýmlansýn, girilecekse eðer besmeleyle girilmeli kalbine
Bilim ve Din bu tip ortak yürütülecek projeler için sýk sýk bir araya gelmeli bence
Gözleri kaçýrmaya baðlý rahatsýzlýklara yol açan bakýþlarýnýn caiz olmadýðý Oftalmoloji cephesince de doðrulanmalý
Ne kýskanmasý benim adaletine güvenim sonsuz sevgilim, ben yanýnda ki kaderden þüpheliyim
Sende takdir edersin ki ; beni Ya(þ)ama Yürütme konusundaki insafýn Yargýlama hususunda ayný ýlýmlýlýkta tecelli etmedi
Gerçi böyle ucu açýk beklentiler zabýt da denilen sabit kalemle yazýlmalý
Ne de olsa herkese üç dilek-çe hakký vermiþ yaradan
Ýç iþlerin desen bulaþýlacak bir yer deðil, oldukça þeffaf olmalýsýn diyeceðim ama
Ýçinin görünmesi bütün iç karýþýklýklarýn ayný anda çýkmasýna neden olabilirdi
Milli Eðitimde de görev almalýsýn bence, Madonna’nýn kürk mantosundan soðukta kalmýþ her öðrenciye daðýtýrdýn birer tane
Kim bilir Sabahattin Ali görseydi gözleri dolardý belki de

Baðýþla beni n’olur… o rahatsýzlýk tedavi edilebilir, aranan taze kaný damar bir þarkýnýn kollarýnda bulabiliriz sandým

Sylvia Plath “Ölüm çok güzel görünüyor” derken, yaþamý affetmeye katlanabildi mi sence?
Veya kaça katlanabilir bir intihar mektubu?
En fazla kaçýncý kattan atlanýlabilir, boþlukta kaldýkça betona dönüþen yalnýzlýða?
Hangi din çok görür kürek ucu kadar sevabý, demek istediði birkaç þey daha toprakla kapatýlan Nilgün Marmara’ya?
Þu kýt kanaat Türkçemle kadýnlýðýna doðru bir Furuð Ferruhzad þiiri çevirebilecek eðitimim olsaydý keþke
Olsun madem öyle sende Didem Madak’ý davet et bir akþam evine
“Simli ojeler sür yalnýzlýktan sýkýldýðýnda, þimdi týrnaklarýn müsveddesi gibi yýldýzlý bir gecenin”
Sonra kýrmýzý ipler al bir gelincik tarlasý ör kendine
Yüreðine ektiklerinin nadasýnda ilmek kaçýr içinin en rüzgarlý yerinde
Bölünmek kansere has bir özellik ya, “Giz Dökümcü” bir hýrka birleþtir parmaklarýnýn ucuyla
Hem o duayý tekrarladýkça bakarsýn dilin döner bu defa
Kim bilir “Z raporlarý” kadar uzun ve maliyetsiz hikayeleriniz olur belki de
Bütün g’örgü kurallarýný inkar et
Zamaný deðil mi artýk, kendi kimliðinin ölüm namazýný kýlsýn insan inleyerek
Zaten zaman dediðin þey ; bir türlü sevgisinden emin olamadýðýn üvey anne
O zaman tüm hayatýný kaybetmiþ kadýn þairler adýna, Ana dilinde yazdýðýn þiirde evlatlýk edin bir kýz çocuðunu
Kimse saate baktýðý kadar bakmýyor takvime
Sen üþüdüðünde ceketimi vermem gereken günün en güzel saatlerini asgari ücrete sattým ben
Ama son iþ baþvurumda Özdemir Asaf ve Lavinia yazdým özgeçmiþimin referanslar bölümüne
Her an’ý beceriksizce baðlarken diðerine, boðazýmda ki düðümlere üflesen de geçmez daha
Ne demiþti Muhammed üçüncü mektubunda ; “Kalbinde ki hüdhüd kuþlarýný benim için öp”

Affet beni n’olur.. seni hep yazabileceðimi, ellerini aruz ölçüsüne göre uzatabileceðini sandým

Bak yemin billah ederim, kafamda ekmek kýrdýklarýndan beri aklýmdan kuþlar çýkmýyor sevgilim
Hatýrlarsýn kartal yuvasýnda bir týrtýlýn cenazesindeydik seninle
Kurtlanmýþ yalanlarýn býraktýðý tat hala dilimizde
Gencecik boynun ipekten örtü, iklimini þaþýrmýþ bir koza yara kabuklarýn
Kanatlý Chavrolet’in kelebek camýndan gördüm ben ilk kez denizi
Sayýlý nefesimiz kalmýþken geriye, kýyýsýnda bir Yeþilay çadýrýnda tellendirdik ilk cigaramýzý
Hay dilim kurusaydý da sana sevdiðimi söylemeseydim derken
Çöplü çaylarýmýz ince belli kum saatinde geldi
Uçmayý bilmediðim gibi yüzmeyi de bilmiyordum ben, gözlerinin derinliðinde boðulmayalým diye aramýzda idam sehpasý
Tabi gerçeklerle yüzleþmek benim de hakkým
Gerekirse bardaðýndan taþan son damla yýksýn kumdan kalelerimi
Bermuda Þeytan Üçgeninin tam ortasýna demir atalým n’olur
Bu manyetik alan, yine mahalle aralarýnda enlemine boylamýna konuþulacak kadar bütün aþk teorileri dedikodularýnýn içine çeksin bizi
Henüz gün yüzeye çýkmadan, yine bir þafak söküðünü dikmeye çalýþýrken çaresizce elimizde çýpalarla
Ekmek teknelerimiz vursun kýyýya
Öyle ya Ruh’un Gemisinde bütün hayvanlýklara yer var nasýl olsa
Karasularým hala bembeyaz açýklarýný kapatabilir
Hem belki bir deniz yýldýzý kayar dilek tutarsýn
Etraf süt liman olur buna en çok kediler sevinir
Bu kadarý da avutmaz seni biliyorum
Ama sen bilmiyorsun hep yosun kokuyor kirpiklerinin ucu
Kaç kurbaða daha öpülebilir ki prense dönüþecek diye
Anla iþte Orman Masallarýndan otoban peyzajlarýna uzanan saçma sapan bir hikaye bu
Kaldý ki çim kolonyasýyla meþhur bir þehirde umutlar bile ancak bu kadar yeþerebiliyordu
Her sapaða sýcak asfalt dökmüþler bu yoldan dönüþümüz kolay olsun diye
Yoksulluðumuza betonarme kolaylýðý getirdik sonra
Kolon yük analizleri apartman soðukluðundan üþüyen kimseye evini yeniden sevdiremedi
Balkon camlarýna demirler ördük
Ayný kulvarda yaðmur damlasý yarýþtýramadý çocuklar bir daha
Babasý aðlarken öðrendim Mehtap’ýn öldüðünü, ilk defa görmüþtüm tabutlarýn küçüldüðünü
Kiralýk daire yazýsýnýn altýnda unutuldu bir kýz çocuðunun günlüðü
Hep altýnda oturduðu karadut aðacý kurudu
Ve zamanla soldu hep onun istediði yöne döndürdüðümüz rüzgar gülü
Yani insan hissettiði deðil yorulduðu yaþtaymýþ sevgilim
Ben üzerime geçirirken yokluðunu, herkes bitmek bilmeyen bir mal mülk telaþýna düþtü
Bir amca “Ýnsan zaman sonra Noter Huzuru arýyor delikanlý” demiþti
Kimse kimseye güvenmiyor tabi haliyle
Daha sonra da yapýlan bütün iyilikler vergiden düþüldü
Hani artýk Ömür dediðin neredeyse sayfalarý eksik bir ticaret dosyasý
Geçmiþ yaþantýlarýmýn mali yükümlülüklerini yerine getiremediðimden bile damgalandýðým oldu
Gün geldi sadakati kiralayarak satýn alma opsiyonlu evlilik kontratlarý imzalandý
Ölüme davetiye çýkaran bütün matbaa firmalarý kapatýlsýn
En kötüsü sýrtýna binen bir kitabýn daha altýnda ezilmezsin
Kuþ’e kaðýda eksik renklerle basýyorlar Gökkuþaðýný
Özgürlüðü kuþun kanatlarýndan alýp pasaporta iþlediler sevgilim
Prosedür gereði bile olsa böyle bir yaþamýn altýna imza atmazsýn biliyorum
Zaten yüzüme kendi çizdiðin parmak izlerini inceleyerek en çok seni suçsuz buldum

Özür dilerim “Korkma Ben Varým” kitabý hiç bitmeyecek, biz bu çaðýn hep fiyakalý kaybedenleri kalýcaz sandým

Ve zaman sonra bir Çingene çocuðun keman taksimini yarýda böldü kentselleþme projesi
Üstüne üstlük bir çýkmaz sokaða, sokaða çýkma yasaðýna uymadýðý için öldürülen bir çocuðun ismi verildi
Arnavut kaldýrýmlarýný özlemen bile belki artýk milliyetçi bir eylem
Olsun yazdan kalma heveslerimiz oynuyor hala sývasýz evlerin eskimiþ kapý önlerinde
Neyse ki hala elde dikilmiþ soluk perdeler çekili bazý pencerelerde
Bugün bile bileklerim sancýrken, kovulduðum yerde koþturuyor ayak seslerim
Baksana bütün hayali baþarýlarýmýz baþka kýlýklarda
Yeni yeni haklýlýklar buluyorum sana
Elimin eriþemediði kambur bir býçaksýrtý oyuyor içimi, öksürdükçe daha derine batýyor
Yüzüstü býrakmýþsýn bütün güzelliklerini, baksan da olmuyor
Soluk bir ampul altýnda sorguladým kendimi her Perþembe gecesi
Tam iki ýþýk yýlý uzaklaþýrken parlak bir gelecekten
Karanlýk çaðlara yaklaþtým
Odanýn meydanýnda “Cadý Avý” adý altýnda eski bir þarký “Düþmedim Daha” diye baðýrdý
Sesin hýzýna yetiþemedi hiçbir yazý
Dokunamadýkça artan yazdýkça eksilmeyen bir çaresizlik bu
Tam da iyileþme evresine girmiþken, ellerin hala bulaþýcý ve yanaklarýn ateþli bir hastalýðýn baþlangýcý
Hani o Þubat’ýn yorgan yaktýran aþký, mumun sadece dibini ýþýtmadýðýnýn da kanýtý
Üstelik aramýza bir soðukluk girmesin diye, hala camlarýna macun çekilen bir evde
Biliyorum artýk dizlerinde uyumak ; yastýk yüzlerinin asýlýp iç içe gömüldüðü,
sabaha az kala üzerinde tütün kýrýlan daðýnýk bir çarþafýn ayazýnda kaldý
Kendi diþlerimin gýcýrdamasýna uyanýyorum bu günlerde, illa çocukluðuma dönmek için gereken sebep Bruksizm olmamalýydý
Biliyorum onlarýn safa yatarak göz yumduklarý senin uykularýný kaçýrýyor
Yine de uyu biraz gözlerin küçülüyor
Korkma kendini öldürdüðün her rüya ömrünü uzatýyor
Can kulaðýyla dinlediðim bir sela anýnda söyledin öldüðümü
Yýllarca kirli bir aynaya bakarak ödedim ben kefaretimi
Akþam pazarý þansýmý gün aðarmadan kaybettim
Bir saat tamircisinde býraktým þimdiki aklýmý
Dua kartý satan bir çocuðun koynuna, en yakýn camii avlusunu býrakýp kaçtým
Ýnsan içine çýkamadým uzun bir süre
Üzerinde “Hayat Bilgisi” yazan bir kara tahtaya kafamý üç kere vurduðumdan beri
Merdiven altýnda üretilen bütün uðursuz teknolojik geliþmeler elimin altýnda
Dudaðýnýn kenarýna imanlý bir nazarlýk tak ne olur, gülüþüne hala aklým ermiyor
Göðüs boþluðuna düþüyor olmalý üçüncü cemre
Aldýrdýðýn saç uçlarýný aþýla topraða, zira bitki örtünde kalan kýrýntýlar her gün birimizi günaha sokuyor
Biliyorum kendini insancýl, çaðdaþ ve bilimsel yaklaþýmlara adadýn ama
Ki yaþam koçlarýnýn bizi an’ý yaþamamakla yargýladýðý þu günlerde
Türkçede ki anlam kaymalarýný da göze alarak, þöyle koyun koyuna uyanamadýk bir kurban bayramý sabahýnda
Þimdi yine eteðini toplayarak “biz benzer ayýplardan bile geçmedik, yüzümüz ayný tonda kýzarmýyor” desen
Desenleri ayýn sonlarýndan kýsýp, biriktirdiðim bahar günlerinden olan elbisen omuzlarýndan aksýn
Yine kalem çek gözlerine, tek kalemde sil gözlerinin altýnda çizdiðim önemli yerleri
Sen demiþtin “sarýlmak kalplerin yer deðiþtirmesidir” diye
Bakýþlarýnýn kör noktalarýnda kaç çocuða daha kapatabilirsin kollarýný
Görmezden geliyorsun belki ama
Anneler daha çocuksu artýk ve sen kýz baþýna baba olmaya çalýþýyorsun
Ve dünya evinin etrafý yarý günahkar etten duvarlarla örülü
Yine de beyaz bir tülün alnýnda toplanmasý görülecek þey deðil

Affet beni… o kýþ hiç bitmeyecek, burnun hep kýzaracak sandým…

Þimdi geçmiþ zaman, þehrin ortasýndan eve gidene kadar eritmek kursaðýnda kalanlarý
Ve “öyle kolaysa” eðer makamýný hiç kimseye kaptýrmayacak olan o þarkýyý söyle
“Gel baþýmdan kaldýr at sevdaný”
Benim için avuç içlerine üflediðin soluðunu sakla
Katlanmýþ kýyafet izleri ve siyah bir eldiven býrak ayný durakta ki saçaðýn altýna
Saç diplerin hala sýcak, kar topluyordur inþallah
Çünkü bu sene bir türlü kýþ gelmedi
Ve biz ne yapsak çok üþüyeceðiz belli ki
……
Sosyal Medyada Paylaşın:



(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.