MENÃœLER

Anasayfa

Åžiirler

Yazılar

Forum

Nedir?

Kitap

Bi Cümle

Ä°letiÅŸim

Kutlu Sahabi
mamur

Kutlu Sahabi


Ey Allah’ýn Rasülü!
Derimin siyah, yüzümün çirkin oluþu,
Benim Cennete girmeme manimidir?
Rasülü Ekrem s.a.v. buyurdular ki:
‘Ey sa’d,
Sen Allah’a ve Rasülüne inanmýþsýn,
Dayýlarýnýn siyahlýðý,
Sende galebe çalarsa çalsýn.’

Rasüllah, Efendimiz,
Þöyle bir etrafýna bakýndý,
Sordu sual eyledi aradýðýný.
Vehb Oðlu Amr burada mý?
O orada yoktu,
Evet onu arýyordu.
Sâkif kabilesinin soylularýndan birisiydi,
Ýsmiyle çaðrýlan zat.
Kara derili sahabiyi ona önerecekti damat.
Fahr-i Âlem Efendimiz,
Ey Sa’d onun evini biliyormusun?
Evet, Ya Rasülullah.
Þimdi git onun evine,
Kapýsýný yavaþça çal,
Selam ver.
Rasülullah,
Bana kýzýnýzý zevce olarak verdi de.
Kutlu sahabi,
Hemen heyecanla koyuldu yola,
Varmasýna vardý ama o kapýya.
Titredi elleri,
Nefsini zorladýysa da,
Mani oluyordu ona,
Muhammed,
Mektebinden Aldýðý edep ve haya.
Gönülleri coþturan bu mutlu karar,
Olmasaydý,
Yoksa Sa’d o yerde, o kapýda ne arar.
Oraya yaklaþtý,
Usulca kapýyý çaldý,
Ve selam verdi.
Bakýþlarý yerdeydi.
Ýçerdekiler sesi duyunca sevindiler,
Hemen kapýya koþuþtular,
Açtýlar açmasýna ama,
Karþýlarýnda,
Kara derili, yüzü çirkin birisini,
Görünce neþeleri kaçtý,
Sýkýlmaya baþladýlar,
Hor gördüler, sevmediler onu.

Sa’d utanarak söze koyuldu:
Rasülullah efendimiz beni size gönderdi,
Kýzýnýzý bana zevce olarak verdi dedi.
Bu sözler,
Çileden çýkardý onlarý büsbütün,
Sa’dý sardý keder ve hüzün.
Ah! çekerek ayrýldý oradan.
Þimdi neylesin ne yapsýn sa’d
Rengi siyah diye,
Hor görmeleri yok mu heyhât!
O adamýn,
Sevimli iffetli güzel bir kýzý vardý.
Ey babacýðým,
Vahiy seni rezil rüsvay etmeden,
Bir kurtuluþ yolu ara,
Ben razýyým Rasülün kararýna.
Bu sözler üzerine uyanan baba,
Fazla zaman geçirmeden gidip,
Diz çöktü Allah Resulü’nün yanýna.

Rasülü Ziþan Efendimiz
Ona þöyle dedi:
Allah Resulünün,
Emrini reddeden senmisin?
Ey Allah’ýn Rasülü,
Onun sözlerine inanamadým.
Beni baðýþlayýn..
Belki yalan,söylüyor diye düþündüm.
Niye seni inciteyim Sultaným.
Ya Rasülullah, sana canlar feda.
Allah’tan maðfiret talep ediyorum.
Seni,
Darýltmaktan Allah’a sýðýnýrým.
Sultaným!
Karar senindir,
Gerçeði þimdi duydum,
Bütün kalbimle sana inanýrým…

Kýzýn babasýnýn bu sözleri üzerine,
Nikâh kýyýldý dört yüz dirheme.
Peygamberler serveri mübarek yüzünü,
Sa’da döndü ve dedi ki:
‘Kalk zevcenin yanýna git, mehrini ver.’
Ey Allahýn Rasülü,
Benim dünyalýk hiçbir malým yok,
Gidip kardeþlerimden isteyim der.

Buyurdular ki ona cevaben,
Zevcenin mehrini,
Temin edelim kardeþlerimizden.
Hepsine selâm söyle benden
Þimdi sen git Afvan oðlu Osmana
Oradan da Avf oðlu Abdurahmana
Daha sonrada Hz. Ali’ye uðra.
O kutlu sahabi, yola koyuldu
Hz. Osman’ýn evine geldi,
Selam verdi.
Osman sevinçle karþýladý,
Neþeyle dinledi.
Ýstenenden kat kat fazlasýný verdi.
Her biriside,
Zinnureyn gibi onu sevdi sevindirdi.
Koþtu neþe içinde çarþýya,
Hanýmý için adlýda aldý hediye.
Tam dönmekteyken geriye,
Bir ses iþitti.
Bu ses Rasülüllahýn tellalýnýn sesiydi.
Ey! Allahýn süvarileri, savaþ var savaþ var.
Düþman ordusu hücuma hazýrlanmýþ meðer.
Bu nidayý duyan Sa’d,
Bir Baþka neþeye büründü.
Baþýný göðe kaldýrarak,
Ellerini Allah’a açarak,
Ey Allah’ým!
Ey yer ve göklerin ilâhý,
Ey Muhammed Mustafa’nýn ilâhý,
Bu gün bu paralarý,
Rasülü nün yolunda harcayacaðým,
Güzel Rabbim.
Beni bu arzu ve emelime kavuþtur. …
Vakit geçirmeden,
Bir at, bir kýlýç, bir mýzrak ve kalkan
Satýn alýr hemen.
Sonra,
Bir kuþak baðladý beline,
Baþýna da bir tülbent geçirdi,
Gözleri görünüyordu sadece.
Atýna atlýyarak,
Muharip askerlerin yanýna vardý.
Meydanda beklemeye baþladý.
Bu vaziyette onu gören muharipler,
Kendi aralarýnda þöyle söyleþtiler.
Tanýmadýðýmýz bu atlýda kimdir acaba?
Hz.Ali:
Dokunmayýn ona,
Kendi arzusuyla gelmiþ,
Yardýmcý olmayý düþünen biridir.
Belki de dinimizi öðrenmek için,
Suriye’den gelmiþ birisidir.
Ümit ederim ki size faydasý dokunur.
Bu arada Sa’d Selemi,
Savaþ için ýsýnma hareketleri yapýyor,
Kýlýç sallýyor, mýzrak dürtüyordu.
Bir ara atýndan indi,
Kollarýnýn yenlerini sývazlamaya baþladý,
Dinlendirme hareketi yapmaya koyuldu.
Tam bu sýrada,
Allah Rasülü’de,
Ordusunun baþýna geçmiþ bulunuyordu.
Onun,
Kara derili kollarýný görünce,
‘Sen Sa’d mýsýn? Diye sordu.’
O da evet Ya Rasülullah,
Anam babam sana feda olsun..
Rasülullah da buyurdu ki:
‘Ey Sa’d ceddine rahmet olsun..’
Vakti saat gelmiþti,
Ýki ordu tutuþtu.
Bu savaþta yiðitler var.
Çünkü Müslüman kaçmaz,
Korkaklýk ise ar.
Sa’d bütün gücüyle,
Düþmana kýlýç sallýyordu,
Heybetinden kafirler tir titriyordu.
Cengin en dehþetli aný,
Yeryüzü nefes bile almýyordu,
Muharebenin sonlarýna doðru,
Bir ses iþitildi,
Sa’d düþtü, Sa’d þehit..

Bu sesi duyan Allah Rasülü,
O tarafa koþtu.
Onu tutup kucakladý.
O kutlu sahabiyi kollarýna aldý.
Yüzünde ki toraðý sildi,
Fahri kainat Efendimiz þöyle söyledi:
‘Kokun ne kadar güzel,
Allah ve Rasülüne,
Sevgin ne kadar yüce..’dedi.
Bu esnada Habibullah aðlýyordu,
Aðlamasý bir süre devam etti.
Sonra,
Mübarek yüzünde bir gülümseme belirdi.
Yanýndakilere dönerek þöyle dedi:
‘Kâbe’nin Rabbine yeminle söylerim ki,
Sa’d Havz’a gitti…’

Ebû Lûbabe:
Ey Allah’ýn Rasülü, Havz dediðin nedir?
Buyurdular ki:
‘Havz, suyu sütten daha beyaz,
Baldan daha tatlýdýr. Ondan bir defa
Ýçen ebediyen susamaz…
Çevresi inci ve yakutlarla süslüdür…’

Ya Rasüllah diyerek söz alan Ebû Lûbabe:
Ey Allah’ýn Rasülü,biraz önce,
Senin aðladýðýný ve gülümsediðini,
Sonrada, yüzünü çevirdiðini gördük.
Acaba sebebi ne idi?
Efendimiz buyurdular ki:
‘Sa’d Selemiyi sevdiðim için aðladým.
Allah katýnda ki,
Yüksek derecesine sevindim ve gülümsedim.
Yüzümü ondan baþka tarafa çevirmeme gelince,
Hûrilerden müteþekkil zevcelerini,
Görmüþ olmamdýr orada.
Hûri zevceleri, oraya gelmiþlerdi o anda,
Yüzümü,
Baþka tarafa çevirmek zorunda kaldým hayada.’
‘Sa’d Seleminin atýný ve silahýný,
Zevcesinin evine teslim edin.
Kayýn babasýna da,
Allah onu sizin kýzýnýzdan daha hayýrlý,
Biri ile nikâhladý deyin.’
Doyasýya gönülden sevdikleri,
Sa’d þehit,
Onun ruhu yüksek Cennetlere uçtu.
Göz ve gönüllerin göremediði,
Allahýn büyük nimetleriyle buluþtu.

Ey Kutlu sahabi,
Rasulû Ziþan’a itaat da kusur etmedin,
Diz çöktün, çöktükçe göklere yükseldin.
Gönlün gül, dilin bülbül, Rasüle hasrettin,
Bu kalb seni unutur mu? asýrlar geçse de.
Kalbimizde daima yaþayacak sevgin.
Ya Rab,
Habibinin nuru kalplerimizi süslüyor,
O’na binlerce salat, binlerce selam,
Muhammed gülüne dal eyle bizleri.

Medine-i Münevvere / Uhud 1400 H.


Ali Kýlýç Kakiz
Sosyal Medyada Paylaşın:



(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.