59
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
6909
Okunma

Babama mektup...
Baba!
Dün akşam
Mezarının yanında
Titrek bir mumun alevinde
Okudum ahirden mektubunu
Hüznüm bulaştı bakışlarıma
Aklıma
Çocukluğumun yetimliği geldi
Örselenmiş bir hayatın
Ezikliğini hissettim omuzlarımda
Gece
Yüklendikçe yüklendi hüznüme
Annemin bakışları
Yadigâr gözlerimde
Dile kolay baba
Dile kolay
Tam yirmi iki yıl
Tam, seksen sekiz mevsim değişti
Kara güzün ardından
Ama
Bilir misin ki
O güzden sonra
Bizim için mevsimlerin farkı yok
Uzun zaman geçti baba
Hem de çok uzun zaman
Bilir misin?
Kaç ayakkabı eskittim
Bu köyün sokaklarında
Bilir misin?
Kaç pantolona yama yaptım
Gömleğimin kollarıyla
Bilir misin?
Kaç bayram yaşadım
Sensiz iklimlerin kucağında
Ve kaç şeker aldım
Çocukluğumun korkularıyla
Kaç cumadan sensiz döndüm, baba
Bilir misin?
Sana dair
Kaç hayali infaz ettim
Sorgusuz sualsiz
Kaç duyguya
Pranga vurdum habersiz
Bilir misin?
Kaç kez
Yüzüme kapadığım avuçlarımın
Çizgilerini doldurdu gözyaşlarım
Ve Fırat’a düşen
Nazlı bir kız gibi
İçlerinde
Çırpındıkça battı
Boğuldu bakışlarım
Bilir misin?
Dilimin ucunda
Nadasa bıraktığım
Kaç ağıt koptu peşleri sıra
Annemim
Sekiz çilesi vardı
Sen iklimlerin ortasındayken
Senden sonra
Kader dokuzuncuyu doğurdu
Eskimeyen bakireliğiyle
Ve benim dudaklarımda
Bitmeyen bir isyanı
Çığlık çığlık
Feryat etti bakışlarım
Anlamadılar
Anlamadılar baba
Tuz bastılar
Onca kanayan yarama
Kanımla beraber aktı
Kanım kadar kırmızı gözyaşım
Şimdi
Sağ yanım
Kötürüm bir çocuğun bedenine
Sol yanım
Öfkenin kendisine ait
Ve zihnimde bir yığın çer-çöp
Zihnimde tomarla anı
İşgal etmiş aklımı
Firavun orduları
Ve gönlüm
Fethedilmeği bekleyen
Bir Mekke gibi
Sabrediyorum baba
Sabrediyorum
Feleğin çarkı
Dönecek elbet benden yana
İşte o zaman
O zaman
Bir bir oynayacağım kozlarımı
Zalim hayata
Deccalla
Rus ruleti oynayacağım
Köy meydanlarında
Altı patları önce kendi şakağıma
Sonra da
Yezidin şakağına dayayacağım
Nasıl olsa
Kefenim omuzlarımda
Korkmuyorum baba
Korkmuyorum
Yüzleştim korkularımla
Mektubunu okuduğum gecenin
Hengâmeli sabahında
Hepsine bir kurşun sıktım
Umarsız çocukluğumun
Pervasız korkusuzluğuyla
Leşlerini attım
Ruhumun karanlık dehlizlerine
Bil ki
Üstümdeki bu teneşir kokusu
Onlara ait baba
Benim değil bu koku
Ben ölmedim daha
Ölmedim daha…