- 505 Okunma
- 5 Yorum
- 3 Beğeni
GELİNİ ÖPEBİLİRSİN!!!
“GELİNİ ÖPEBİLİRSİN!!!!”
Alkışlar, alkışlar, gülüşmeler, mutluluk kahkahaları…..
Sanırım insanlık varolduğundan beri birkaç vezgeçilemeyenden biridir törenler.
Nedir bu tören denilen şey?
Şahsi düşüncem için çok da anlam ifade etmeyen TDK sözlüğünden baktım bugün ve aşağıdaki tanım ile karşılaştım.
“bir topluluk içerisinde, topluluğa üye olan kişilerin bir değeri, bir kişiyi veya bir olayı ayırıp sembolleştirmeleri ve bu sembollerin önem ve anlamının güçlendirilebilmesi için düzenlenen merasim, hareket dizisidir.”
Şimdi;
yazının buraya kadarını okuyan pek çok kişinin hemen tören ve töre arasında bir ilişki olduğunu çözmeleri sonucunda kendileri ile gururlandıklarını görür gibiyim.İtiraf edeyim ki ben de yazının burasına geldiğimde aynı gururu yaşadım. ))
ben de eminim ki bir ilişki var fakat açıklamaya bilgim yetersiz.Dil tarihi hakkında bilgisi olan biri varsa beni aydınlatırsa gerçekten minnettar kalırım.
TDK da tören tanımına baktığımızda ise, bu ilişkiyi düşünenlerin pek de haksız sayılmayacağını kabul etmeliyiz.
Peki “töre” kelimesini duyduğumuzda aklımıza ilk ne gelir.
Benim aklıma “töre cinayetleri” geldi.
Sanırım pek çoğumuza da aynı şey olmuştur.
Her ikisi de bir ayrıştırma, bir sembolleştirme, bir merasim ve bir hareketler dizisi.
Tam da TDK nın tören tanımındaki gibi.
Fakat ben bu yazıda töre ye değinmeyeceğim.
Değinmeyeceğim, çünkü töre dediğimizde hemen aklımıza gelen ve tüylerimizi ürperten o töre cinayetlerini anlatabilmek için, okyanuslar hatta dünyanın merkezine kadar giden bilgiye sahip olmak gerekir.Buna da ne bilgim yeter, ne de tecrübem.
“GELİNİ ÖPEBİLİRSİN!!!!!”
Nedenki?
Bunun için senin iznine ihtiyacım mı var.Zaten tören başlamadan 2 dk önce öptüm.
Hımmm tamam şimdi anladım.
Öptüğümü herkesin görmesi lazım.Yoksa geçerli olmaz.Bunca şahit ne diye toplanmış olabilir ki zaten buraya.
Evet şahitler gerek.
Dikkat ettim de her şey için şahit gerek.
Neden insanın beyanı geçerli değil ki?
Tanrının burada küçük bir esprisi var sanki
İnsanı yaratırken yalan söyleme özelliğini verip; sonra da her şey de şahit istenmesi biraz garip değil mi?
Peki;
Yaratılışta böyle bir özellik verilmemiş olsaydı, her şey daha kolay olmazmıydı?
Mırıldanmaları duyar gibiyim;
“ama o zaman insanın yalan söyleme kabiliyetini kullanıp kullanmayacağı belli olmazdı ki.Sonuçta bu bir sınav ve sen bu sınavda kötü özelliklerini bertaraf edip iyi özelliklerini kullandığında cennete gideceksin ve iyi ve kötü ayrımı yapılıp cennet ve cehennem ayrımı da buna eşdeğer yapılacaktır.Böyle olmasa kim cennete kim cehenneme gidecek nasıl bilinebilir???”
İlk bakışta mantıklı gibi görünse de; iş biraz karmaşıklaştırılmış gibi geliyor bana hep.
“GELİNİ ÖPEBİLİRSİN!!!!”
Neden ki?
Neden damata düşüyor bu görev
Mesela şöyle olsaydı;
“damatı öpebilirsin”
Ya da
“hadi öpüşün”
Ve yahut
“hadi bakalım kim önce öpecek”
))))))
Ha bu arada bir de erkeğin ayağına basma mevzusu var.
Bu olayı daha da ilginçleştiriyor.
Erkek kadını herkesin görebileceği şekilde öpecek fakat kadın erkeğin ayağına masanın altında kimsenin göremeyeceği şekilde gizliden gizliye basacak.
Gizliden gizliye
Yani kol kırılır yen içinde kalır kadın için
Erkek için ise kadının kolu mahallelinin gözü önünde kırılır
Şahitlerin önünde öpmek gibi yani
E malum kocadır
Sever de döver de dimi!!!!!
İşte tam da burada tören ve töre iç içe geçmiş durumda.
Yazının başında bu ilişkiyi kuranların şu anda “ben demiştim” dediğini duyar gibiyim.
Erkeğin görevleri var
Kadının görevleri var
Merak edip görevin anlamına TDK dan baktım (her ne kadar benim için çok anlam ifade etmese de :)) ve birkaç anlamla karşılaştım.Konuya en yakın olanı aşağıdaki
“bir değerin başka bir değerle olan ilişkisi”
Hayatın en büyük anlamı ve temeli olan kadın ve erkek ilişkisinde; kadını da erkeği de bir değer olarak anan bu sistemin, görev adı ile adlandırdığı bu zorlama yaşattırıldığımız esaretin temelinin en büyük yapıtaşı değil mi?
Kadınlari anlayabilmemiz icin gücünü şefkatinden sevgisinden aldığını görmemiz yeterli değil mi?
YORUMLAR
Yazı, tepkilerin toplamı gibi ama çok dikkatli ve birkaç kez okumama rağmen asıl çıkış nedenini tam saptayamadım!... :((
Yazarın kafası çok karışık gibi geldi bana... Hepimizin zaman zaman yaşayabileceği gibi...
Ben yine de kendi önem sıralamama göre düşündüklerimi paylaşayım.
Töre: anane - gelenek sözcüğünün eş anlamlısı... O nedenle aynı ülke içinde değişimler yaşanabileceği gibi aynı bölgedeki illerde bile değişebilir. Yasal bir sınırlaması yok ki bunun.
Tören de bunların herkesle paylaşımı için yapılanlar... Bu kadar!...
Bunların doğruluğunun ve yanlışlığının tartışılması mümkün değil. Kabul edilerek uygulanır ya da redderek uygulanmaz... Bunlar 'masumane' ritüeller için elbette. :)))
Töre denince bu toplumun ilk hatırladığı 'acı örnekleri' bu temiz anlamların dışında tutuyorum. Onları gerçekleştirenler, 'kirli emelleri' için zemin arayanlardır ve toplumsal bir kabulün arkasına sığınmaya çalışırlar. Bu konuda yaşananların sonuçları için yasal yaptırımların yetersiz olduğunu, böyle olmasının da ne yazık ki 'gelişmemişliğimizle' doğru orantılı olduğunu bilmek durumundayız. Bitirilmesi için hepimizn ortak çabası ve katılımı gerekir.
Başlığa gelince!... :))
İzin mi gerekir?...
Evlilik, nasıl beraberliklerin devamını garantilemekten önce 'sözleşme yapmak' ve bunu herkese ilan etmekten öteye geçemiyorsa, başlıktaki emir kipi de öyle!..
İlginç bir konuydu. Kutlarım Erdal Bey.
Saygılarımla...
Serap IRKÖRÜCÜ tarafından 6/15/2020 10:17:06 PM zamanında düzenlenmiştir.
ilişkiler ve dil ataerkil bir yapı üzerinden şekillendiği için kadın burada da edilgen bir durumda dediğiniz gibi,
konuyu tdk üzerinden kanıt sunulup ilerlenmesine karışıyım burada da dil kurumu kadını erkeğin eşiti olarak görmekten ziyade açıklamalar örf adet ve din gibi yapılanmaların içeriğinden çekip almaktadır,
erkek dili her alanda kadını baskılamaya devam etmektedir,dilde yapı söküm şarttır,ne yazık ki kadınlarda artık bu üst erkek dilin kurbanı olmuşlardır,kadınların ettiği küfürlere bakarsanız çoğu eril dilden türemiş erkeğin cinselliği ile alakalı organ üstünlüğü varsayımıyla yola cıkan tehdit ve öldürücü güce dönüşmüştür.
Değerli yazarım
Çok farklı bir bakış açışı ile kadın ve erkeği ve aralarındaki ilişkiyi nikah olayı ile irdelemişsiniz. Bu yazıyı bir kadın yazsa idi topa tutulurdu. Ben sizi alkışlıyorum. Hele ki tören kelimesinin kökünün töre den gelmesi konuya ilk anlamlı ilginçliğini ortaya koyuyor. Evet bu güne kadar genellemeler gelenekler töre hep erkek egemen bakışın kadın üzerine kuracağı hakimiyet üzerinden gidiyor. Gelinin artık sahibisin gelini öpebilirsin gibi.
Değerli bir yazı idi sizi kutlarım. Umarım güne gelir.
Saygılarımla.
Yahu Gartal ne iyiydik biz seninle?
"Ben edebiyatı seviyor, kendimce bir şeyler yazıyorum" dediğimde;
Sen kıza ve öz:
"Saygı duyarım abi" demiş geçmiştin.
Biliyordum kalemini.
sSnra da:
"Gel be Gartal defterde çok az insan var senin tarzında dediğimde;
gelmiş yazılarınla bizlere tarzını ıspatladın.
İyi ki geldin.İyi ki buradasın.
Felsefenin bir bilim olduğunu biliyorum.
Ama;
Felsefenin hayata böyle uygulanacağını bilmiyordum.
Öğrendim.
Seviyorum seni...