- 474 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
MUTLULUĞU KİMDEN İSTEMELİ?
MUTLULUĞU KİMDEN İSTEMELİ?
Ben mutluluğu Allahtan isterim.
Veriyorsa yüceliğinden, vermiyorsa imtihanındandır!
Veli kulun biri demiş ki:
Ben Allah’tan isterim, niyet eder ona bırakırım, Allah verirse bir kere sevinirim, vermezse on kere sevinirim’. Yanındakiler şaşırmışlar. Bu nasıl olur? İnsan hiç Allah’ın vermediğine sevinir mi?
”Ben sevinirim demiş veli kul. Allah’ın o verdiği benim istediğim içindi, vermediği ise kendi tasarrufudur, ben bilmem ki, benim hakkımda en iyi bilen Âlim olan Allah’tır.(1)
İnsanoğlu bilemez, kendisi için neyin hayırlı, neyin şer olduğunu. Yaşadığı dünya imtihanında da sıkıntılarını, problemlerini tevekkül ederek dua yoluyla Allaha bırakmalı, ondan istemeli. Çünkü kainatın her zerresi ona aittir. Onun izni olmadan bir yaprak bile kımıldamaz. İnsanoğlu bir nefes bile alamaz. Bizi yaratan her zerremizin sahibi rabbimiz varken gaflete dalıp başka yerlerde aramamak gerek huzuru, mutluluğu.
KAYNAK
(1) Uğur Koşar – Allah de ötesini bırak – s.19 –destek yayınları
YORUMLAR
Geçenlerde bir arkadaş dedi ki "Evliyanın biri ömrü boyunca ibadet etti. Evliyalık makamına yükseldi. Fakat imansız öldü." Dedim "Nereden anlamışlar imansız öldüğünü?" Meğer evliya can verdiği sırada o acıyla şeytana uymuş "Seni kurtaracağım, bana tabi ol yeter" yalanına kanmış. Adamcağız da ne yapsın, can bu; tatlı. Sensin, demiş şeytana. Şeytan "nıhahaha" diye gülüp "seni kandırdım bre ahmak" demiştir belki de. Orayı bilemiyoruz ama evliyanın imansız gittiğini kesin olarak bilebiliyoruz. "Ama abi" dedim "Hani Allah kimsenin zerre iyiliği ve sevabı zayi edilmeyecek mizanda" diye söz vermişti bize Kuran-ı Kerimde." Benim saatim geldi" dedi. "Evraka çıkmam lazım." Gelelim isteme işine. Halis iman sahibi yalnızca Allah'tan ister diyoruz. Amenna! Peki eşten dosttan hatta bankalardan istediğimiz borçlar, sınavlara girerek ya da dayı bularak devletten beklediğimiz mevkiler, doktorlardan beklediğimiz şifa vs. Allah'a şirk olmuyor mu? İyyake nabudu nerede kaldı peki? Hani yalnız ondan isterdik. Yalan, bu çağda her türlü mutluluğu maddeden istiyoruz. Aşık oluyorsun, gidip bunu karşındakine açıyorsun ve ondan karşılık bekliyorsun. Yani mutluluğu Nalan'dan bekliyorsun. Aşık olup da "hayırlısı ne ise o olsun" deyip kadının ya da adamın bizi kendiliğinden sevmesini bekliyor muyuz?
Sonra insanoğlu nankördür. Darlıkta Allah'a sığınır, düze çıkınca onu unutur. Nitekim Kuran'da bile yeri var bu nankörlüğün. Allah'ı yalnızca isteme makamı olarak gördüğümüz kesin. Bana göre göre en doğrusu ona sığınmak. hiçbir şey istemeden. Sığınmak istemekten çok daha geniş bir eylemdir. Büyüktür. Ve Allah işine karışsak da karışmasak da ne yapacağını bilir. Evet Allah kendisine dua edilmesini ister. Ama nasıl? Nasıl olmalı o dua?
Bir de şu var; kaderimiz daha biz doğmadan yazılmışsa duaların bu akışı değiştirme gücü nedir? Annem ölmesin diye yatağının başında gece gündüz ya Şafi çeksem de, dualar edip bilmem kaç bin tane salat-ı tefriciye çeksem de annem önceden belirlenen dakikada -ne bir an geri, ne bir an ileri- canını yaratana teslim edecek değil mi?
Geçenlerde bir video izledim istemeden de olsa. Geri zekalı kadın gruplarının birinde "Yayalım bu zalimler bulunsun" başlığıyla paylaşılan yabancı menşeili videoda cani bir adam en fazla üç yaşında olabilecek bir çocuğu öldüresiye dövüyordu. Çocuğun çığlıkları hala kalbimde. Eliyle vurmaktan yorulan aşağılık adam sopayla dövmeye başladı çocuğu. Bakın çok açık yüreklilikle söylüyorum o an Allah'a sitem ettim ben. "Böyle şeylere neden müsaade ediyorsun" diye. Merhametlilerin en merhametlisi odur diye iman ettik. O halde nasıl katlanıyor bu kullarının zalimliklerine? O çocuk ölmez de yaşarsa ne kadar iman sahibi olabilir çok merak ediyorum. Zengin bir ailede rüya gibi yaşayan bir çocukla o çocuk aynı şartlar altında mı hesaba çekilecek? O çocuk Allah'tan mutluluk istemiş midir? Hani şu dayaktan ölen bir diğer çocuğun günlüğünde "Sevgili Allah, beni bu kötülüklerden kurtar" diye yazmıştı da bir kaç gün sonra hortumla dövülerek öldürülmüştü ya. Bu gibi şeyleri benim aklım kalbim beynim falan almıyor. Ve ben çareyi istemekte değil her şeye rağmen sığınmakta buluyorum. Yapacak başka hiçbir şey yok çünkü.