- 738 Okunma
- 4 Yorum
- 1 Beğeni
ŞİİRİMİN ALFABESİ
Şiirin ruhuma dokunduğu anı hissettiğimde kalem yüreğim olur ve susturulmayan sözcüklerim usul usul dökülür sayfalara. Şiirimin alfabesini okumaya başlarım şeffaf duygularımla.
Bazen günlerce beklerim bir kelimenin bana uğrayıp içimdeki coşkuya sebep olmasını. Bazen bir şarkıyı defalarca dinlerim içinden hangi duyguyu alabilirim diye. Eğer yüreğim istemediyse, zamanı değilse ne yazarım ne anlarım kifayetsizliğimi . Ama bilirim ki o gün hep yarındır ve ben bunu böyle başarırım.
Şiir yazmak için Allah vergisi bir yeteneğin yüzde yüz olması gerektiğine inananlardan değilim. Her insanın içinde küçücükte olsa kıpırtılar dolaşır durur. İşte önemli olan bu kıpırtıları yakalayıp onlara can vermek. Onlara ses olmak. Onları kendi içimizden çıkarıp yaşama sunmak. Duyguların işlenişini öğrenmek, bunun için yazdığımızdan daha çok şiir okumak. Ben böyle başladım şiir yazmaya. İçimdeki duyguyu boşaltmam gerektiğinin bilinciyle öğrendim. Her şiiri okudum, kıyasladım. Bunu öğrendiğimi hissettiğim an ilk cümlemi kurdum ve sonrası büyülü bir sopayla dokunmuşcasına koca bir nehir gibi aktı sayfalarıma.
Ben şimdi şiir yazmalıyım dediğimde sanki sözcükler bana küsüyor, bunu asla başaramıyorum. Çünkü öğrendim, bu emirle, akılla, mantıkla olmuyor. İlla ki içimizden taşan o sesin bize hükmetmesi gerekiyor. İlla ki o sesin müziğini duymamız gerekiyor. Bu duyguları hissettiğim an işte hazırım derim. Koca bir ülkeyi baştan sona arşınlayacak yürek gücümle. Bu şiire ilk adımımdır. Tıpkı bir bebe gibi. Tutunduğum an kolayca yürürüm. Sonrası ne bir bilmece, ne de düşünülmesi gereken bir programdır. Yürek sesimdir. Kendimin sesidir. O inanılmaz sevginin sesidir. Ve insan ne tür şiir yazarsa yazsın içinde bir dirhem sevgi olmazsa okuyanın iliklerine işlemeyecektir. Bir tarafı daima eksik kalacaktır. Bunun için sevgi şiirimin temel taşıdır. Onu nereye, nasıl koyacağımı bilmek benim en büyük kazancımdır…
Şiirde imlanın çok önemli olduğunu biliyorum. Kelime hataları olmamak şartıyla benim için şiirde duygu hepsinden önce gelir. Benim için o şiire kendimi katabilmek hepsinden önce gelir. Çünkü okuyan yazım hatalarının dışındaki olayla çok ilgilenmeyecektir. Göze ve gönüle hoş geleni içine sindire sindire okuyacaktır.
Hangi şiiri okursam okuyayım giriş ve final bölümü benim için çok önemlidir. Çünkü ilk adım ve son adım yaşamda da önemlidir. Şiiri de böyle yaşam gibi düşündüğümde içine serpiştirdiğim duyguları bir kat daha çoğaltırım. Her kelimemi satırlara okşarcasına yerleştiririm. Kırılmamaları için özen gösteririm. Sanki biri birinden önce geldiğinde gönüllerini almam gerektiğini düşünürüm. Sevgimle yıkarım her kelimemi. Hangi konuyu işlersem işleyeyim mutlaka sevgi, şefkat ve kendi özümden bir parça eklerim. Yoksa o şiir benim değildir. Ben de o şiirin. O gönül bağını kurmam gerektiğini biliyorum ve duygularımı sınırsızca açıyorum.
Başlangıcımı yaptıktan sonra daha kolaydır şiirin devamı. Konu yerini almıştır. Daha ilk bölümü yazdığımda bilirim ki diğer paragraflara geçişim kolay olacak. Büyük bir köprü kurmama gerek yok. Nedeni ise şiirin devamı için gereken duygu ve kelimeler büyük ölçüde hazırdır. Bu bir iç sesidir. Kendiliğinden uzun bir yolu tamamlarcasına aldırmayacaktır şiiri. Finale geldiğimde ise en vurucu kelimenin ses tonuyla bir önceki paragraflardan kopmadan son satırımı yazarım. Finali seçtiğim en özel duygu ve kelimemle yaparım. Dönüp tekrar okuduğumda olduysa ruhumun doyduğunu hissederim. Yoksa yeniden denerim başka kelimelerimle.
Sözün özü dediğimde, kendimle konuşmam bittiğinde, şiirle ayrılık vaktim geldiğinde onu karşıma alırım ve dünyanın en güzel tablosunu seyreder gibi seyrederim. Yüreğime basarım, aşk olurum, sevgi olurum, insan olurum, ana olurum…yani ben o şiirde yaşarım, yaşadığımı dilim döndüğünce, kelimelerim yettiğince anlatırım. Hatta bazen kelimelerin azlığından şikayet ederim içimdeki o aşka. Susturamam sevgi yansımalarını. İşte bundandır mısralarımı aralayan o ışık. Ben o ışıkla merhaba derim bütün güzelliklere, hüzünlere, öfkelere. Merhaba dediğimde şiir biter ve son noktamı koyarım.
YORUMLAR
Böyle bir şey işte şiir yazmak, şiirle konuşmak, şiir yazmaya karar vermek. Vakti zamanı gelmeden olmaz, yüreğe türküler değmeden olmaz, yüreği yakanları hissetmeden olmaz. Belki ay geceye girerken, belki gün geceye veda ederken, belki de bulutlar gökyüzünü istila ederken yada beyaz bir örtüye teslim iken şehir. Her kar tanesi bir şiir olur kimbilir.
Sanırım bunları da şiirle uğraşanlar şiir ile yaşayanlar bilir. Kendime aşina bulup zevkle okuduğum bir yazı idi, duygunuza sağlık kaleminiz ışıkla parlasın.