Aç Kapıyı
Ben geldim. Hava soğuk dışarıda. Burnum kızarmış, hafifçe titriyor omuzlarım. Çenem takırdıyor, sen sevmezsin biliyorum o sesi. Aç hadi kapıyı, bak ben geldim.
Son kez geldim bugün sana. Aç hadi, aç yoksa gideceğim. Gitmem diye düşünüyorsun biliyorum ama yanılıyorsun bu defa. Sırtımda eller var beni geri geçen. Arkamda merdivenler, 2-3 adımda gecenin soğukluğundayım. Üşüyorum, al hadi içeri. Ben geldim bak, görmeye görmeye unutmuşsundur yüzümü; zira asırlardır sensizim. Yabancı değil zili inatla çalan. Bak, benim. Kabul et beni tekrar. İçeri adım atmama izin ver; sen de göreceksin her şeyin nasıl düzeleceğini.
Şimdi gidersem seni geri kabul etmeyeceğim biliyorsun. Aç kapıyı yoksa asla eskisi gibi olamayacağız.
Tanıdık sıcaklığını ne kadar sevdiğimi bilirsin fakat hiç bu kadar ihtiyacım olmamıştı sana. Fakat hiç bu kadar yaklaşmamıştım geri gitmeye. Hiç bu kadar bekletmedin ki beni. "Artık istemiyor musun beni?" diye sormaya yüzüm yok, diyecek pek de bir şeyim yok aslında. Sen yine de aç kapıyı, konuşmazsak da susarız. Susmak bile en çok bize yakışıyor çünkü.
Ziline defalarca bastım. Günler geçti ama ben hala kapındayım. Yumrukladım, bu taraftan o tarafa adını haykırdım binlerce kez. "Denemedim" diyemem en azından. Gidiyorum. Beni geri çeken şey daha da güçlendi bak. Bu sefer gerçekten gidiyorum, fark edemiyor musun? Evet o hafif tok ses ayak seslerim. Merdivenlerden iniyorum, hala varmadım çıkış kapısına. Son kez seslendim adını. Gelen benim, neden açmıyorsun ki kapıyı? Gidiyorum artık ciddi ciddi. Gerçi ben mi gidiyorum yoksa sen mi kovuyorsun orası muamma.
Kovuyorsun sanırım.
Gelişini çok sevmiştim de, kovuşunu o kadar sevemedim.
Sen duyamasan da elveda demek istedim son kez. Duygularımı hapsettiğin o yerle mutluluklar dilerim sana.
Umarım hep pişman olursun kovuşlarından.
Umarım hiç silinmez aklından ayak seslerim.
YORUMLAR
Gelişlerin gidişleri kadar sevdiğinde insanları, vazgeçmek kolay oluyor sanki onlar için. Sen gitmeyi beceremesen de onlar kovmasını çok iyi biliyorlar ve arkalarına bakmadan terk etmeyi de.
Hani bazı anlar ve anılar vardır ya, hatırladıkça içini acıtan, onların hatırına elveda bile demeden çekip giderler işte. Zaten hep böyle değil midir ayrılıklar. Can acıtan, yürek sızlatan...
Kalemine, yüreğine sağlık. Doğru cümlelerin ışığında aydınlanmak dileğiyle.