Ödünç alınan son kuruşla ödenen ilk kuruş arasında tabii muazzam bir fark vardır. goethe

Web Zaman Damgası



"YASLANIYORUM YİNE DAĞ YÜREĞİNE..." isimli şiir 3.11.2017 15:02:38 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında
Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir.
Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.


Şiiri Görmek İçin Tıklayın

YASLANIYORUM YİNE DAĞ YÜREĞİNE...
3.11.2017 15:02:38


Sonları üflüyorum…
Son, bir, iki hatta ve hatta
Yeni bir kimlik atıyorum önsözü olmayan ömrüme:
Devinen yılları namert bildiğim yetmezmiş gibi
Demlendiğim Ekim’i de es geçiyorum
Şiirin birinde,
Yine şaibeli şairlerden alamadığım gözümü
Kapatmaktan bir hal olup da
Alı al moru mor sevdamın peşi sıra
Takıldığım ve takındığım hüznü kucaklıyorum.

Yerin dibinde bir mecra,
Öfkenin zuhur ettiği tesellide saklı
Tövbemi mimlerken Tanrı,
Akıl melekelerimi terk edip
Tokalaşıyorum duygunun kibrine yenik düştüğüm
Ansızın gördüğüm hulasa bir düş’ü mabet bilip de
İzini sürdüğüm şehirlerin koynunda banıyorum
Önce aşka sonra huzura
Sonra da ılgıt ömrün köküne kibrit suyu çakıyorum:
Aslında sanıyorum
Biraz da sanrıların ritmine ayak uydurmak adına
Yalanlar söylüyorum
Koynumda büyüttüğüm çocuğa.

Derli toplu sandığım ne ise,
Sandığım sanmadığım hangi seyir ise
Seherin vakitsiz telaşına kapılıp
Yeknesak aşklara da tutsak
Dingin yüreğin ara namesinde
Saklı tuttuğum zerreleri boca ediyorum:
Önce evrene sunduğum,
Sonra aşkına konduğum lal bulutların dilinde
Bir özlem edası iken
İçine düştüğüm şelale:
Hani akmayan
Hani çağlamayı unutan
Hanidir yürekten ırak olsun diye
Gözlerimi kaçırdığım
Sonra da sitemlerini banıyorum elemin;
Erdem bildiğim ne ise.

Yaslanıyorum yine dağ yüreğine,
Dağlansa da içim zaman zaman
Kucak açıyorum varlığına;
Dirlik bildiğim
Ama temenni etmek şöyle dursun
Dingin gölgeleri bağışlasın Tanrı, diye.

Naşıma kor düşürenleri de görmezden gelip
Görünmeze mil çekip
Hatta mimlendiğim ömrün sükûtuna selam verip de
Ermeyi ertelediğim muğlâk sonların hükmüne
Delalet, izahı olmayan
Taşra hikâyelerinden çıkıp da yola
Hanidir devamı gelmeyen;
Sezilerimi uyutup dünlerimi yok saymak adına
Sığındığım sihrin de
Şaibeli prensesi.

Lal bir şiire boca edip acılarımı,
Sonsuzluğun kıvancı ile
Selamet yüklendiğim her güne
Ve yüreğine teşekkürü borç bilip
Kendimce bir çıkarım yapmak adına
Kaç/a/makla ödüllendirdiğim
Belki de cezalandırdığım
Benliğin rükû bildiği her satırı tartaklarken iblis
Ben yine bir başıma
Katık yapmışken sevgiyi ömürlük aşıma
Aslında noksanım ezelden,
Noktasız bir cümleyim kimine göre
Gömün beni hadi şu şiirin dibine.

© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL