Ramazan'ın Işığında Arınma
İleti
Ramazan, her yıl yeniden doğan bir kuş gibi, gönlümüze sesini fısıldar. Her yıl, bir nehir gibi akar zaman; ama bu nehir, öyle bir nehir ki, sadece bedeni değil, ruhu da arındırır. Bir varmış, bir yokmuş gibi değil, bir varmış, bir hep varmış gibi… Ramazan, o evvel zaman içinde, yüce bir bekleyişin adı, bir ilahi davetin sesidir.
Bir akşam vakti gelir, ezan sesi yükselir gökyüzüne. Kalp, her defasında ilk kez duymuş gibi çarpar. O an, zaman bir adım geriye çekilir, kalp daha derin bir nefes alır. Ramazan, yalnızca oruç tutmak değil, her günün içinde bir mucizeyi görmek, bir ömre yetmeyecek hikâyenin bir akşamına sığmasıdır. Fakat her mucize gibi, görünmez olandan, hissedilenden daha kuvvetlidir. Oruç, bir yokuşu tırmanmak gibidir, yavaş ama emin adımlarla. Ama yalnızca bedeni değil, ruhu da yorulur, çünkü her bir adım, içte bir hesaplaşma, dışta bir teslimiyet gerektirir.
Şehirlerin sokakları Ramazan’da başka bir iklimde solur. Bir başka sesle yankılanır duvarlar; orada bir sabır, burada bir umut vardır. İnsanlar, akşam yemeğini değil, bir daha uyanmak için sabırla beklerler. Gözlerdeki derinlik, oruçla orantılıdır; çünkü oruç, sadece midemizi değil, gözlerimizi de açar. Bir zamanlar kaybolan, bir zaman sonra yeniden fark edilen bir ışık gibi, Ramazan her sene ruhumuzu aydınlatır.
Ve Ramazan geceleri… Gece, sabaha kadar gizemli bir sessizlikle sarar dünyayı. O gece, zikirle, dua ile, gözyaşı ile özleşir. İmanla kararmış bir gökyüzü altında, yıldızlar yavaşça kayar. Zihni bir deniz gibi durgunlaştıran o gece, her bir nefeste, insanın içindeki kirliliklerin arındığını hissettirir. O gecede zaman durur, rüzgar bile sadece dua eder.
Ramazan, bir ağaçtır. Onun kökleri sabırda, dalları sevgide, meyveleri şükürde büyür. Her anı, her günkü adı bir dua olur. Oruç, sadece bir ibadet değil, bir kalp temizliği, bir ruh arayışıdır. Ve her gece, insanın içinde bir umut daha yeşerir, gökyüzünden düşen rahmetle. Bütün dünya sessizleşir, bir tek kalbin sesi duyulur. O anda, insan kendi iç yolculuğunun yalnızca bir yolcusudur; ama ne zaman ki iftar saati gelir, o zaman hayat yeniden başlar. Her bir yudum su, her bir lokma ekmek, bir dünya kadar değer kazanır.
Ve Ramazan, her yıl büyüyen bir hasrettir, bir özlemdir, bir arayıştır. Ne zaman biter, o zaman başlar, ne zaman sona erer, o zaman gerçek manasını bulur. Ramazan, yalnızca bir ay değil, hayatın ta kendisidir. Her yıl, bir başlangıçtır. Her gün bir arınma. Her an bir dua. Ve her gece, bir dua kadar yakındır bize.
daha fazla