0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
687
Okunma
gün,
bir çıban gibi olgunlaşmadan içimde
ve bu şehir karışmadan dağların çizgilerine
doymadan yetimlerin karnı
kurşunlar sapmadan hedefinden
geçmeden sokağımdan gecenin son er’i
yazamıyorum seni
ne vicdansız vicdanın eline düşmüşüm
kuralar çekilince adem’e
tümülüs’lere yakılırken ardıç ağaçları
belli değil
hükm-ü kralların beylerin,ben mi pişmişim
neden tasarılarım ölüm çizgisinde oynaşır ki
gri tonunda koyu mavi
bu gecelerin tadı oluyor mu sanıyorsun,seçemediğim zaman gözlerini
kaç defa soyunsam da,babil bahçelerinin ustalığına
bazı kelebekler ölmüyor günü-birlik
bir kanat çırpımına dizemiyorum seni
maruzatım gamzene gizlenen çillerdendir
kalem yordamıyla çizdiğim,kelam utangaçlığımla ezberimde kalan
bir surete bu kadar ateş böceği ekilir mi
bağışla beni,şairliğim tutuyor çıkıp geldiğin zaman karanlıklardan
benim dut yiyişim,şule vurgunu gecelerdendir
dur b’i,oynatma düzlem-i şahaneyi yerinden,yıldızları körlediğim zaman
ellerim tutulacak,ustalığım yanacak,ana rengi boyamadan
iyi ki gözlerin hayatıma dokunudu aral gözlüm
bu kadar alacakaranlıkların üstesinden nasıl gelirdim yoksa
bu bahtımı karalara boyamadan
kasım
5.0
100% (1)