Kılavuzu para olana her kapı açıktır. shakespeare
İbrahim Çelikli.
İbrahim Çelikli.

Tırtar / Erikağacı

Yorum

Tırtar / Erikağacı

( 7 kişi )

11

Yorum

9

Beğeni

5,0

Puan

1801

Okunma

Tırtar / Erikağacı

Tırtar / Erikağacı

Eriklerin Yannı’nda karşılanır,
manolyayla gelenler
Cıngıdık Koyağında
Hasan Ali’nin Üseyin’in Goca Armıdı
Löpelide Kösolların Garamığı
garşısında Hacıosmanoğlunun erik ağacı
görmezden gelirler
geçince Gafar’ın bulut vuruğu eriği
kağnı yolu
amaçsız, kendini bayıra vurmuş










































oysa hemen yukarısında
şemsiye!!
sıcaklarda
bebelere
yoğurt kesesine
su testisine
harmancı birkaç aileye
Dağ Eriği unutulmuş

dibindeki çalıya ters geçirilmiş taslar
yan yatırılmış tıkaçlı testilerden
diz yaslamadan doldurulmuş

düğende dönen başı mendilli adamlar
öğendire ile taktaklayıp
öküzler durdurulmuş

hürmet duyulmuş göbeğe
göğse giden ellere
“su gibi aziz ol guzum!!”
“su verennerin çoğ ossun” deyip
“afiyet ossun” denilmesi beklenmeden
“ho” denilmiş öküzlere
“dah” denilmiş taylı beygirlere
“o(ğ)landan gızdan fayda yok böğün”
temenna edilmiş eşeğe
başka ne gelir elden
güneşin gözünde dönülmüş de dönülmüş
kimseye bir şeyler denilmemiş
kahrolunmuş

saptan gelen,
samandan dönen
nispeten daha dinlengin gençler
nöbeti devralmış, düğende dönenlerden
başındaki gölgeliği gerip su tasına
suyunu süzerek içer içmez
Dağ Eriğinin gölgesindeki testiden
can duyulmuş..
..

Dağ Eriğinin
gölgesine koşulmuş..









bekleyeduran komşularla
dereden,
tepeden
gelenden, geçenden
ölenden, kalandan
ondan, bundan
koyundan, kuzudan
gelinden, kızdan
ebidikden, gubidikten
vardan, yoktan
azdan, çoktan
datlıdan-duzludan
eskiden, yeniden
alabildiğine bir muhabbet tutturulmuş

varsa!
dinlenen, dinlendirilen
hep Akgedik’e karşı oturulmuş


ufuk ovanın ilerisindeki köylere kadar
tahminler yürütülmüş
kimin esgerliği ne zaman biter
kim kiminle dünür olur
kimin ne kadar zehresi çıkar
arpa-buyday ne dutar..
gazyağı.. çay-şeker..
ova yolundan köye gelen bir araba mı var
iki kişi aynı şeyi söylemese de
üstünde durulmamış
kimin dediğinin çıkmadığının
hoş görülmüş
böyle şeyler “olur”nuş

mesele anlaşılana kadar
“sar bakalım”a fırlatılmış
statü belirleyen süslü tabakalar..
sol elin baş ve işaret parmağı arasına
yalak kıstırılmış cığara kaadına
tez elden mübarek tütün
bir karar serilmiş,
gram sektirilmemiş hudüd dışına
yuvarlanmış iki elin üç parmağı arasında
ucu yalanıp, kopartılmış ön dişlerde
dilucuyla ıslatılıp yapıştırılmış, şekli şemali bozuk
tütün bulaşığı orta ve işaret parmaklarla
gaz kokusu eşliğinde “mıhtar çakmağı”ndan
tüttürülmüş,
öksürülmüş..
gene duman savrulmuş..


felsefik dedikodulara dalınmış
evin abılası kelek tarlasından
birkaç hışır, kavuniçli kelek
bıyığı kurumuş garpızla dönmüş
komşu harmancılardan
erik, zerdeli, göksulu armıt, tiltombak
yeni desdinin sovuk suyuna dutulmuş
cırt firenk, gök pıransa çomacı
üsdüne duzlu çökelek
“gel keyfim geel”
gören gözün hakkı ayrılmış
yumulunulmuş

Semerci, Deli Yakıp, Koca Durmuş
Cığara içmese de Kart Mustafa, Ala Kemal
Tuzladaki Dağ Eriğinin kölgesinde
esgerlikten başlayıp, herkesin ezbere bildiği hikayelerle
muhabbetin dibine dibine vurup iki beşlik bozmuş
sövgülü muhabbetten uyanan bebeğe somruk
sinek, karınca ve kağnı sesinde uyumuş,
iki sallamaya susmuş,
altının değişdirilmesi,
anasını emmesi
unudulmuş

Koca Durmuşun yardımı,
Deli Yakıbın oğlu
Semercinin kağnısı
Dıngıdığın düzeni
Gafarın arabası yok-muş
harmanyeri bayır
yollar yokuşmuş

ne gam
selam,
bereket dileği
bir tas su
iki dönüvermek
ne kimsenin tarlada yığını
ne harmanyerinde samanı
galmış
savrulmuş..










Gucur Emminin adı belli
el harmandan kalkmış aldırmazdı
illa sabah çay demlenmeli
illa pişmişi pişmeli
üç taş ayaklı sağcakda
goca gara gazanda
evmezdi
keyfelli
herkesin “can burnuna gelmiş”
ölmüş getmiş
onun hiç umrunda olmamış
vurmuş kafayı
sabah keyfi..
öylen keyfi..
beş çayı
vurmuş kafayı
bi gözel uyumuş..

“ikindi üzeri eser de!”,
deniz yeli
bakarsın ardından endiriviri
ne yapıp edip tınaz etmeli
“yağmıra yakanmayalım”
hemen gözerlemeli!
Allah vere de geceleri çec başında,
bir kepenek, bir yastık,
eserse sivrisinek ne gezer
olurda bi şirnirse nusibet zati
zabbaha gadar dirlik vermez ikrah
ötüyon heryannarımı
şişirmiş gomuş!

“-dola” ısrarı,
“erkeğ adam”, deliğannı yüklenmesi ve
köse ve ağanın karısı,
hatta bizzat patişahın kızı üstüne
aslı mı var
“aslı olmasa kerem yanar mıydı”
“belden aşşa” muhabetlerde gençler
horsasını alma gayretiyle
gecenin leylisi ne farkeder
bir hayıflanma ve “ah”lı
“yaş tahtaya yan bastık”lı
kadere okkalı
bir sövüş,
birbir çeşit konulmuş..



istikamet yakınlardaki nohut tarlası
kurumuş nohut destesinden ütme
Gozir Memede tapulu
tuzlanın kuru ve
samana batmış çıtıraklı çalıları üzerinde,
askerden en son dönenlerden
herkesin malumu tafsilatlar
gedikliye hışımlı
varsa yeni yeni gündeme giren
kızlar, kız istetmeler, havaslıklar
gonşu gayretinde kendine gelmeler,
ıvgalar, dengini aramalar, bulmalar
“köyde gelinlik gız galmayıp batı(r)”
analardan eviş
gayret..
“herkeşin geşdiği”
yollar yokuş

köyün üst yandan gelen katınçlar
alt yandan gelen sürüler
sıra azığı gelen çobanların ilk hedefi
belki küçük bir hediye
belki de defter ortasından koparılmış
mektup ulaştırılamamış
çobana tuz taşında yardım edenler
Kedi Omar depesinin şemşiye ağacını
Dağ Eriğini bilirler
Dağ Eriği de onları
ne günler görmüş
geçirmiş
yorulmuş..

bu sözde erik ağacına asılır tuz çıkıları
çobanların azıklı, mataralı sırt çantaları,
çobana yardıma gelen katınçların gocukları
çoban köpeklerinden korkanların tırmanma menzilleri
Tuzla Harmanyerinin,
Dağ Eriği
ne büyük nimetmiş
neler neler olmuş..












ne iki serçe yuva yapmış
ne saksağan ikiden fazla kuyruk sallamış
hasbelkader bebe sallangacı
o da hoyratça sallanmamış
Günsüz Çeşmeden dolan
harmancıların testi gölgesi
Gart Mustafaların, Goca Durmuşların
Yakıpların, Feyzullahların
Aladellerin gölgeliği,
sallangaç dalı
Kedi Omar Depesinin tek ağacı
Dağ Eriği
onca ailenin,
birliğiymiş
birlik orda sağlanıyormuş..


ne tanır bilir başkaları
bu bodur, kendi halinde yabani erik ağacını
ne umrundadır çiçek açmadığı,
saksağandan başka kuş konmadığı
harmandan harmana
birbirine girmiş sap yığınları
komşu harmancıların bebek salıncakları
Günsüz Çeşmeden dolmuş kırmızı testiler
uzun belikli eltiler
hamarat görümceler..
iş bitmiş..
vakt-olmuş..

Koca Durmuşun; zira(a)t
siyah gözlüklü Dal Memedin; Aydın
Yakıbın; askerlik
Semercinin; Senget yarenliği,
Gafarın ne dediği anlaşılmazdı
Hidayetin; foteri
Gart Mustafanın; namazlığı,
kaçı bir araya gelirse gelsin
kim koğlaşılırsa koğlaşılsın
hepsinin tek şahidi
Kedi Omar Tepesinin tek ağacı
Dağ Eriği
ne güzelmiş
ne hoşmuş..






ne konan kuşlara sapan taşı
ne gölgesinden Günsüz suyu
ne beni çoban köpeklerinden korudu
ne harmancılar bilirdi beni
ne de ben harmancıları
tuzlada tuzlanan sürülerin de katıncı olmadık
salıncak kurulan dalları kırık
cılız gövdesi yatık..
Kedi Omar Depesinden yol geçmiş
kimseler fark etmemiş..
..
Tuzladaki şemşiye Dağ Eriği
köklenmiş
yok olmuş..


Şükür mü diyelim.
?
Şükür..

























DİPNOTLAR

keyfelli : keyif ehli, keyfine göre hareket eden
şirnimek / şırnamak : birini rahatsız etme konusunda hoşuna gitmeyecek şeylerde ısrar,
sallangaç : salıncak,
Hoyrat: diğer etkenler göz önüne alınmadan, akla geldiği gibi, estiği gibi



Fotoğraf için Sn Hasan Karakaya’ya Teşekkürler
Çalı Sh: 1101

Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (7)

5.0

100% (7)

Tırtar / erikağacı Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Tırtar / erikağacı şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Tırtar / Erikağacı şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Celil ÇINKIR
Celil ÇINKIR, @celilcinkir
19.2.2016 19:16:55
5 puan verdi
Yonuz eriği delleridi Gapıyolağın ayuucunda Tesbilihopurun solundan geden cılganın beş-altı metire gadar yokarısındıyadı. Köye naakıt bir cenderme gelse biz o Yonuz eriğinin altına geder oradan cendermelerin köyden getmesini bekleridik. Yonuz eriğinin adının aslında Yunus Eriği olduğunu çok sonraları öğrendim.

Teşekkürler Paylaşım için hocam.
Okurken ben hep Yonuz eriğimizin dibindeydim.
Ta ki okuma bitinceye kadar.
Selam ediyorum.
İsmailoğlu Mustafa YILMAZ
İsmailoğlu Mustafa YILMAZ, @ismailoglumustafayilmaz
19.2.2016 17:20:30
5 puan verdi

Güzel şiirin tınlaması hoş.
Kalemin var olsun.
Tam puanla Beğendim.
_____________________ Saygı ve Selamlar..
Etkili Yorum
glenay
glenay, @glenay
17.2.2016 21:56:25
5 puan verdi
Bahçemizin bir bölümünde erik ağaçları vardı.
Bu erikler kökten sürer yeni erik ağaçları olurdu.
Erik ağaçları tanık olurdu yaşananlara..
Dibinde az şarkı- türkü söylemedik.

Yine öykü tadında güzel bir anlatımdı..

tebrikler kardeşim,

selamlar..
Işık  Mehmetali
Işık Mehmetali, @isikmehmetali
17.2.2016 21:18:39
5 puan verdi
İlla pişmişi pişmeli....... Bizim oraların meşhur sözüdür usta beğeniyle okudum
Kalemin daim yüreğin var olsun
____________________________Selamlar
Etkili Yorum
VAZO
VAZO, @vazo
17.2.2016 20:45:56
5 puan verdi
Dağ Eriği
ne büyük nimetmiş
neler neler olmuş..
................
hepsinin tek şahidi
Kedi Omar Tepesinin tek ağacı
Dağ Eriği
ne güzelmiş
ne hoşmuş..

Köyün tepesinde ki tek yaban erik ağacı zamanla fide'den ağaç olmuş,
dallanıp budaklanmış ve boy atmış,o erik ağacı kara keçinin hışmından
korunup büyümüş.//ne iki serçe yuva yapmış,ne saksağan ikiden fazla
kuyruk sallamış,hasbelkader bebe sallangacı //olsa da her şeyin şahidi
olmuş.O erik ağacı, kökleriyle toprağa öyle sarılmış ki, kışın şiddetli rüzgârı
devirememiş,bahar gelince kuru dallar yaprak yaprak,çiçek çiçek dirilmiş.
Anlatıyor ki, her kış ölüp,her bahar diriliyor."Acaba" dedim, ‘Şehirde
betonların arasında büyüyen yaban erik ağacı da var mıdır? diye hayal
ettiren dizelerdi.Hayat yaşanmışlıklarla güzeldir,anlatımda verilen
yaşanmışlıkların gerçek yüzü olsa da ne çok birikiyor içimiz de toprağa
sevdamız,yok oluşu bile bile...Tebriklerimle.Saygıyla.
Etkili Yorum
mehmetmacit
mehmetmacit, @mehmetmacit
17.2.2016 20:33:24
5 puan verdi
bir erik ağacı masalı dense adına güzel olurdu..
nelere şahit olmuş, gölgelik yapmış, uyutmuş insanları..o da bir gün fani olmuş.
anlatımın ustalığında okundu ağır ağır.
kaleminize sağlık üstadım
Rampaların Ustası
Rampaların Ustası, @hasan-abi
17.2.2016 20:12:39
Ellerimin sağlığı el verseydi de bu şiirle uzun uzadıya sohbet edebilseydim...

Selam olsun yerine yörene, şiirine yüreğine...
İbrahim Çelikli.
İbrahim Çelikli., @ibrahimcelikli-
17.2.2016 19:16:19
Manzara bahar olsa da
Harmanyerinde de harman yok artık.
ya da harman atacak kadar bir alan da düzlük de
o Erikağacı da

ben de zaten o çocuk kalamadım
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL