gömleğimizin bozuk çıtçıtları
eski esvaplardan kesilerek saklandığı
düğme kesesinden seçilerek dikilirdi
ve illa iki yakamız bir araya getirilirdi
önce gocuklarda, sonra pantolonlarda
tanıdık cır-cırları

çoraplar gözenir
eskiler yamanırdı
pantullara süvarilik
bit pazarından alınmış
fanila, kürk, pardesüler giydik

ısmarıçla alınan yeniler çoğu kez bedenimize uymazdı
büyüklerimizden bizlere kalırdı
hemen hemen bütün giyecekler
özellikle de okuyanların elbiseleri
ayakkabıları, babalarına geçerdi

bizim için alınmadığını haykırırdı esvaplarımızın çoğu
Muzafferin beyaz "carse pantolonu"nu
Macarlardan, Feleklerden
kaç delikanlıya nasip olmuştu
gene de bir türlü eskimedi mübarek,

Muzaffer’den Halil’e
Macar Halil’i köyden göçene
Felek Sülemeni kepicilik edene
Osman ovaya besihane yapana
Halil gayıkçılığa başlayana
kadar,
kimlerin kıçını kapatmadı

bir devir..





DİPNOTLAR
cırcır: fermuar
gözemek: örerek yamamak (çorap vs.)
bit pazarı: kullanılmış giysilerin satıldığı pazar
esvap: çamaşır, giyecekler