0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
827
Okunma
Nasıl buluştuk bilmem, aslında kaderler zıt
Vurduk yokuş yukarı... istikâmet Beyazıt
Toplanma Marmara’nın altındaki salonda
Biraz erken gitmişiz, ne var ki sanki bunda?!
Bir de baktık in cin yok, gelmemiş kimse henüz
Geriye dönsek olmaaaz değil ki merdiven, düz
Ne yapsak acep derken birden geçtin arkaya
Ora gelin odası, baktın şöyle aynaya
Saçın başınla falan, ilgilendin de biraz
Ben de bakayım dedim, zira ki durum ayaz
İşte tam o sırada, bir ses duydum ki sende
Bir elinde yapma gül bir iğne diğerinde
Gülümsemeyle bana “Takar mısın?” Diyorsun
Elbette “evet” ama hâlimi bilmiyorsun
Aldım iğneyle gülü, tak be takabilirsen
Parmaklarım titriyor, hele kalbim bir bilsen
Boynun ki kuğu gibi, başın hafif yukarda
Yakan ise daracık, tut hadi bir arada
Ne zor şeydi o bana? Yaka, iğne ve de gül
Nasıl tutulur üçü? Bende varken iki el
Bilmem nasıl yaptııım da nasıl aklım gitmeden
Taktım, iğne batmadan ve elim hiç değmeden
Ve... dedin ki “Allah, ne murâdın varsa versin”
Halâ beklerim o’nu, peki buna ne dersin?
Bu güzel bir anı’dır, hâtıralar içinde
Aynı şeyi dilerim, her an senin için de
16.11.2012/20.40