1
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1271
Okunma
Sokaklar sessiz , insanlar eksik
Çığlıklar duyulmaz , efkarlar eksik
Mutluluk eksik , çocuk sesi eksik
İnsanoğlunun bedeni artık eksik
Etrafa süzülen , mutluluğa gülücükler dağıtan
Çocukların yüzlerindeki tebessüm eksik
Sobaların bacalarındaki duman eksik
Ellerimiz diktigimiz meyve ağaçların
Bakımı ve suları eksik , eksiklikten
Yeşermemeye yüz tutmuşluk bizsizlik
Sokaklarda bulduğumuz kardeşlik eksik
Hüznü , mutuluğu sevinçlerimiz
Paylaştığımız arkadaşlık eksik
Ölümler kefensiz , biçilen kefenler çıplak
Gündüzleri yayılan güneş ışınlarını
Alacak camlar eksik ,
Günesi enleyecek perdeler eksik ,
Yağmuru pencerden izleyip
Yere düştüğünde şiddetini duyup
Ne dinlecek insan kaldı .
Nede duyacak yere kaldı
Bu şehri istanbulda ...
Koskoca istanbul sokaklarında
Bir köyü içimizde barındıran
Bir biz kalmıştık aslında
Aslında dar ağacından bekleyen
Tek , dük geride kalan evlerdik biz
Çatıları yerinde ama içleri bomboş
Etrafındaki duvarlar sessiz , sanki
Sessizlik diz çökmüş buralarda
Duvarlar nemsiz, ısı almayan duvarlar
Soğukluğu içinde barındırmaz.
İnsanoğlun da kalbi ısı almadan
Hüznü, mutluğu bulamaz .
Kalbi yanlızlıkan ötesi
Eksiklikler sardığı zaman
Kalp bomboş doğar her güne
Bir daha doğamayacak mutlu güne
Bir kuşun yuvasından , ansızın göçmesi zordur.
Lakin insanoğlu zorlanmadan göçe maruzdur.
Bir yappozun parçaları gibi dağıldik bin parcaya
Toplamaya çalıştıkca bölüştük bin noktaya
Özlem duyduğumuz geçmişin aydınlığında
Şimdiki karanlığı aydınlatmaya lambalar yetmez
Artik sokağım sessiz , sevdalar zamansız
insanlar sevgisiz , komşuluklar yersiz
Sokaklar sessiz , insanlar eksik
Çığlıklar duyulmaz, efkarlar eksik
Mutluluk eksik, çocuk sesi eksik
İnsanoğlunun bedeni artık eksik
Etrafa süzülen , mutluluğa gülücükler dağıtan
Çocukların yüzlerindeki tebessüm eksik .
Celal AYDIN
5.0
100% (1)