7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1582
Okunma

Gece ortasında başıboş bir kadeh
Baş ucunda bir adam
Yaşlı…
Elleri terk ettiği kentin
Tüm kıvrımlarını almış üzerine
Zahir bir aşkın son mülteciliğini alıp
Hatalarını bırakmış yerine
Korkularını yıllar önce sakladığı yerden çıkarmış
Ve koymuş gecenin önüne…
Karanlığın adına verdiği zamanları düşünmüş
Zaman onu hiç düşünmeden…
…………………………………………………
Herhangi bir akşam saatinde hayatın
Ve
Alt kat komşularının bir akşam yemeği vaktinde
Gözyaşlarına karışırken çatal bıçak sesleri
O yılgın adımlarla yürüdü küf kokan evde
Bir müzik yoktu oysa
Bir şiir de okunmuyordu
Bir kadeh
Bir şişe…
Ağlayışlar şiire yazılırken
Hıçkırık sesleri müziği oluyordu gecenin
Kahkahalar ve mutluluk yükseliyordu
Alt katta ki evden
Adam tutamıyordu…
Oysa ne hayaller vardı
Okunan kitap aralarında biriktirilen
Ne umutlar, ne düşler…
“Yalnızlığı geç” tabelaları
Ve geçilen yolların
Tüm doğrularına inat
Sinsi bir tebessümle geceye yapıştırdığı o resim
“Yalnızlık”
Yolun sonunda
Boş evde yankılanan kahkahalara içilen
Bir kadeh şarap…
Titreyen ellerini izledi adam
Önünden geçen trenleri düşündü
Kaçırdıklarını
İçini artık yakmayan günahlarını
“Hata” diye seslendi düşlerinin yarım kalan yanı
“Hata” yaşamının adı
-Benim suçum değil dedi adam.
Yalmalayan adımlarını saydı
Evin, hayatı kadar uzun
-Kısa- hol’ünde
Bakışlarının topladığı tabelaları aldı
Korkularını,
Yitirilen zamanları koydu önüne
Terk ettiği insanları
Sevileri, sevgilileri…
Adı yoktu hayatın.
Hata yaşamının çemberinde kalmalıydı.
Sorgular uzadıkça uzadı gece
Alt kat komşuları uyudu…
Ve
Terkedilmiş bir gar sükunetinde
Adam,
Yalnız.
Kesilen muhabbetin,
Bakışları yabancı sesinde
İsyanlara karışırken hayallerin iç gıcıklayan çığlıkları
Başı önünde
Sustu…
Ve bir kadeh daha
“Şerefine ey hayat”