5
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
880
Okunma

Elimde sazımla düştüm yollara
Köye, kasabaya, ile sorarım
Yaratılmış olan nice kullara
Yardan haber var mı, hele sorarım
Geçer dere, tepe ovaya iner
Gerekirse ata, eşeğe biner
Yorgunluğum ancak bulunca diner
Çıkıp yüce dağa, bele sorarım
Oturup bir yerde planlar kurup
Bulurum diyerek dolaşıp durup
Zil çalıp, bazen de kapıya vurup
Bitirdim dostları, ele sorarım
Gök yüzünde uçup giden kuşlara
Mezarda dikili mermer taşlara
Gözlerden süzülüp akan yaşlara
Seher vakti esen yele sorarım
Her sözü söyleyip kalbim kırsalar
Ellerime kelepçeler vursalar
Yerini sorunca sessiz dursalar
Girer ıssız bağa güle sorarım
Yanar yürek düştü bir kere nara
Kapanmaz bu kalpte açılan yara
Çaresiz kalsam da düşsem de dara
Çağlayarak akan sele sorarım
Günaydın’ım söyler çekerim çile
Kağıt kalem alsam getirsem dile
Kendisinden haber almasam bile
Mektuplar kesilse tele sorarım
Ferhat GÜNAYDIN
Emekli Öğretmen - Giresun
01 Ocak 2016
5.0
100% (5)