1
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1826
Okunma
Daha Google Eaerth’ın bilmiyordu Karesi neyin nesi
Yürek yarası, baba parası kimisi çok kimisi yok
Rakım hüzünde yüksekti sevinçte Guam çukuruna rekabet
Aşklara nispet Yıldırım Apartmanında meskûn
İki dairelik, çokluk ekine örnek verilen Muharrem Ergin kitabında
Ve tüm hemşehrilerin bir aylığına mülteci yaşadığı
O yerlere bir yağmur sonrası ova genişliğinde yürekleriyle toplanmış
Adamlar yaşadı daha coğrafya bölümlerinde öğrenilmemiş
Eylül sonrası rüzgarları ve bilmem ne depremi artçıları görmüş
Soğuk akşamlarda –ki gurbeti ilk yaşayana mahsus bir garip soğuk-
Bit pazarından dilenci literatürüne layık yalvarmalarla sonlanan
Bir alışveriş sonrasında alınan sobalara
En yakın inşaattan nakledilen –nakil kelimesinin anlamını biliyor muyduk-
Kalaslardan tavana ulaşan alevler ilham verirken bize
- ilk şiiri kesin Abdullah yazmıştır- ısınan Anadolu’ydu
Ve böyle akşamlarda
Bir sofraya makarna ve pilavı el ele görmüştü tarih
Mustafa marifetiyle
Ki yoksulluğumuz bazen üst balkondan uzanan bir tabak zeytinle susardı
-Allah rahmet eylesin-
Ki dişlerimiz eksileri termometre kadar net gösterdiğinde
Pencere önüne yığılan odunlara cevaz verdirirdi Gürdal’a
Her öğlen bakkalın kızı
Dudağının ucunda hain bir tebessümle
Beş yumurta üç ekmek bir sana yağını hazır ederdi
Kemalettin Tuğcu romanına bir paragraf ekleme hazzıyla
Yıldırım Apartmanı
Bir göktaşı nadirliğinde
Bir araya gelmiş hüzün testine tabi Anadolu çocuklarını
Bir yıldırım hızıyla ağırladı
Hüzün en fiyakalı günlerini yaşadı aşk da
Ve bir fotoğraf makinasının kadrajına sığmayan hüzünleri
Bir fotoğraftan tekrar yaşayıp
Yaşanana eyvallah diyelim dostlara selam..
5.0
100% (2)